o zamanlar gruptan çıkan ilk 2 takım 2. turda tekrar grup maçları oynuyordu.
yaşım henüz 13, yaşıtlarım uykuya daldığı saatlerde ben kahvede şampiyonlar ligi maçlarını izliyorum. nantes, psv, roma, liverpol, barcelona...
yaşım küçük olduğundan futbolla pek alakası olmayan abimi zorla yanımda götürüyorum.
kahve sahibi ters ters bakıyor bana ama aldırış etmiyorum.
içimden siktir et
bugün günlerden galatasaray diyorum.
şaka lan şaka, o zamanlar o söz hayata geçmemişti daha.
hee neden evde izlemiyorsun maçı star tv veriyor sonuçta? dediğinizi duyar gibiyim.
şöyle cevap vereyim: o zamanlar star tv uydudan ayrılmıştı,
yeni bir lnb
* gerekiyordu.
fakirdik, alamadık
* öyle bir lnb'nin varlığından bu maçın oynanacağı gün haberim oldu.
n'olursa olsun bu maçı evde izlemem lazımdı.
o kahve işleten abinin suratını görmek istemiyordum artık.
ve soluğu rahmetli babamın yanında aldım.
o da kırmadı beni tabii ki.
akşam karanlığında aldık, taktırdık, maçı izledik.
ofsayttan golü yiyince ağladım,
içimden hakemin anasına ana avrat sövdüm.
yanımda babam var sonuçta dışarıya sadece göz yaşımı yansıttım.
1-0 yenilip elendik.
keşke evde izlemeseydim dedim. totemin ne olduğunu da bilmiyordum ama işte bu sözü içimden geçirdiğimi hatırlıyorum.
o kahve işleten abinin muşmula suratını bile özledim yenilince ama olan oldu.
her zamanki gibi avrupa'daki hakem hatalarının bizim aleyhimize olduğu bir başka maç işte.
nasıl uefa kupasını aldık bu hakemlerle hayret ediyorum zaten :(