1
0-0 biten 2004-2005 sezonu lig maçıdır. özet geçmek gerekirse;
ikizim ile birlikte maç öncesi her zamanki gibi ali sami yen önünde toplanmaya başlamıştık. hava güneşliydi ve ortalık adeta gavur .mı gibi yanmaktaydı. saatler geçiyor maç saati yaklaşıyordu. neredeyse bizim sayımız kadar poliste bize eşlik ediyordu. numaralının önüne getirilen belediye otobüslerine bir izdiham içerisinde doluşmaya başladık. tabi eziyet burada da bitmedi. tüm otobüslerin dolmasını bekledik o cehennem sıcağında. neyse otobüsler hareket etti yaklaşık 20-30 otobüs felan vardık galiba otobüslerin aralarında da çevik kuvvet otobüsleri vardı. adeta cumhurbaşkanı konvoyu gibi yol almaktaydık. otobüsler çağlayan-kasımpaşa-karaköy istikmatinde stada gitmekteydik. otobüsler üçlüler eşliğinde ilerliyor körükler akordiyon gibi inip çıkıyordu. ardından kasımpaşa da trafik durduğunda ise daha da bir coşmuştuk. her ne kadar otobüs içerisindeki polisler bizi durdurmaya çalışsa da biz hapishane kaçkını gibi adamları durdurmayı başaramamışlardı. kasımpaşa da bir dükkanın önündeki lavuk bize 6-0 işareti yapınca ise çileden çıktık ve bir kafanın zor sığacağı camdan adeta 4-5 kafa çıkararak adama ağza alınabilecek tüm küfürleri ettik. inönü stadına geldiğimizde ise sözüm ona çarşı bizi dolmabahçe sarayının girişinde küfür ederek karşıladı ve bizde karşılığını verdik. hava çok sıcaktı ve ağzım dilim kurumuştu. koyunun gölgelik bir yere pısması gibi bende bir arabanın arkasına pısmıştım. o sırada bizden birisi elinde sprey boya ile bjk müzesinin hemen önüne "göt" yazarak gerekli sıfat tamlamasını yapmıştı. stada girdiğimizde ise durum daha vahimdi zira güneş tam tepemizde bizi kızarmış piliç gibi kızartıyordu.
maçla ilgili olarak;
okan buruk ilk kez beşiktaş forması ile galatasarayımıza karşı mücadele edecekti. zaten galatasarayımızdan ayrılırken ki hadiseleri, bize para kazandırmadan adeta kaçar gibi gitmesi, o lanet olasıca ankaragücü maçı v.s. sebeplerden dolayı içimizde olan yaralar daha kabuk bağlamadan birde beşiktaş a gitmesi yaralarımızı daha da büyütmüştü. işte benim gibi bunu hazmedemeyen taraftarlar o-kansız pankartı ile gerekli ayarı vermişlerdir. ayar verilen sadece okan değildi del bosque de süper kupadan aldığı yaralarını deşercesine de ctrl+alt+del bosque pankartı ile de gerekli ayarlar verilmişti.
maç başlamadan önce beşiktaş taraftarı ile sürekli sürtüşme içerisindeydik. onlar ne bulduysa üzerimize atıyor bizde bize attıklarını toplayıp geri iade ediyorduk. baktık olmuyor koltukları kırıp kafamıza miğfer gibi koymuştuk. neyse maç başlamış onlar kendi takımlarına bizde galatasarayımıza tezahüratlar yapıyorduk. maçın ilk yarısı 0-0 bitmiş ikinci yarıda ise bir penaltı kazanmıştık. penaltı bize adeta bir gol gibi gelmişti ta ki hakan şükür penaltı kaçırana dek. o kaçan penaltı benim tüm enerjimi almıştı. suyu sıkılmış portakalın posası gibi olmuştum. bir nevi umut sarikaya tipi mutsuzluk yaşamaktaydım. tek teselli ise gol atamadık ama golde yemedik olmuştu.
bu maç aynı zamanda zemini aşağı çekilip ek tribünler ilave edildikten yani şimdiki halini aldığında oynanan ilk maçtı. özellikle tribünler korner çizgisine o kadar yakındı ki korner kullanan futbolcunun ense köküne şaplak atmak işten bile değildi.
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs07.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs09.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs08.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs44.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs64.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs85.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs12.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs73.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs16.jpg
ikizim ile birlikte maç öncesi her zamanki gibi ali sami yen önünde toplanmaya başlamıştık. hava güneşliydi ve ortalık adeta gavur .mı gibi yanmaktaydı. saatler geçiyor maç saati yaklaşıyordu. neredeyse bizim sayımız kadar poliste bize eşlik ediyordu. numaralının önüne getirilen belediye otobüslerine bir izdiham içerisinde doluşmaya başladık. tabi eziyet burada da bitmedi. tüm otobüslerin dolmasını bekledik o cehennem sıcağında. neyse otobüsler hareket etti yaklaşık 20-30 otobüs felan vardık galiba otobüslerin aralarında da çevik kuvvet otobüsleri vardı. adeta cumhurbaşkanı konvoyu gibi yol almaktaydık. otobüsler çağlayan-kasımpaşa-karaköy istikmatinde stada gitmekteydik. otobüsler üçlüler eşliğinde ilerliyor körükler akordiyon gibi inip çıkıyordu. ardından kasımpaşa da trafik durduğunda ise daha da bir coşmuştuk. her ne kadar otobüs içerisindeki polisler bizi durdurmaya çalışsa da biz hapishane kaçkını gibi adamları durdurmayı başaramamışlardı. kasımpaşa da bir dükkanın önündeki lavuk bize 6-0 işareti yapınca ise çileden çıktık ve bir kafanın zor sığacağı camdan adeta 4-5 kafa çıkararak adama ağza alınabilecek tüm küfürleri ettik. inönü stadına geldiğimizde ise sözüm ona çarşı bizi dolmabahçe sarayının girişinde küfür ederek karşıladı ve bizde karşılığını verdik. hava çok sıcaktı ve ağzım dilim kurumuştu. koyunun gölgelik bir yere pısması gibi bende bir arabanın arkasına pısmıştım. o sırada bizden birisi elinde sprey boya ile bjk müzesinin hemen önüne "göt" yazarak gerekli sıfat tamlamasını yapmıştı. stada girdiğimizde ise durum daha vahimdi zira güneş tam tepemizde bizi kızarmış piliç gibi kızartıyordu.
maçla ilgili olarak;
okan buruk ilk kez beşiktaş forması ile galatasarayımıza karşı mücadele edecekti. zaten galatasarayımızdan ayrılırken ki hadiseleri, bize para kazandırmadan adeta kaçar gibi gitmesi, o lanet olasıca ankaragücü maçı v.s. sebeplerden dolayı içimizde olan yaralar daha kabuk bağlamadan birde beşiktaş a gitmesi yaralarımızı daha da büyütmüştü. işte benim gibi bunu hazmedemeyen taraftarlar o-kansız pankartı ile gerekli ayarı vermişlerdir. ayar verilen sadece okan değildi del bosque de süper kupadan aldığı yaralarını deşercesine de ctrl+alt+del bosque pankartı ile de gerekli ayarlar verilmişti.
maç başlamadan önce beşiktaş taraftarı ile sürekli sürtüşme içerisindeydik. onlar ne bulduysa üzerimize atıyor bizde bize attıklarını toplayıp geri iade ediyorduk. baktık olmuyor koltukları kırıp kafamıza miğfer gibi koymuştuk. neyse maç başlamış onlar kendi takımlarına bizde galatasarayımıza tezahüratlar yapıyorduk. maçın ilk yarısı 0-0 bitmiş ikinci yarıda ise bir penaltı kazanmıştık. penaltı bize adeta bir gol gibi gelmişti ta ki hakan şükür penaltı kaçırana dek. o kaçan penaltı benim tüm enerjimi almıştı. suyu sıkılmış portakalın posası gibi olmuştum. bir nevi umut sarikaya tipi mutsuzluk yaşamaktaydım. tek teselli ise gol atamadık ama golde yemedik olmuştu.
bu maç aynı zamanda zemini aşağı çekilip ek tribünler ilave edildikten yani şimdiki halini aldığında oynanan ilk maçtı. özellikle tribünler korner çizgisine o kadar yakındı ki korner kullanan futbolcunun ense köküne şaplak atmak işten bile değildi.
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs07.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs09.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs08.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs44.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs64.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs85.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs12.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs73.jpg
http://www.galatasaraymedia.com/...05/bjkgs/bjkgs16.jpg