daha önce aydın yılmaz'ın şampiyonluk yolunda önemli bir 3 puan kazandırdığı konya deplasmanında bu sefer bir başka genç oyuncumuz anıl dilaver'in, yine son dakikalardaki golüyle galip geldiğimiz maçtı. bu sefer tabi şampiyonluk yolundaki önemli bir galibiyet değildi.
hagi'nin hakan balta'yı ön libero oynattığı bir maçtı. hagi'ye olan sevgimiz ne olursa olsun bitmez ancak o sezon devre arasında revizyon yapmayı planlıyorum dedikten sonra hala serdar özkan'dan medet ummak neyin nesiydi? zaten lig falan gitmiş, oynadığımız futbola bakınca, cana'nın, ayhan'ın yerine
musa çağıran olsaydı hiçbir şey farketmeyeceğini herkes biliyordu. musa'dan medet ummuyorduk belki ama en azından dünya gözüyle izleseydik çocuğu.
bir diğer konuda lorik cana mevzusuydu, direk kırmızı kart gördü, dalaştı falan. bu sezonki takıma bakınca o zamanki takımın arkadaşlık anlayışına lanet ettim. galatasaray'da bir oyuncu rakiple tartıştığında kimse destek çıkmıyordu.
aydın yılmaz'ın da bu konuda hakkını teslim ederim. o hengamede
hakan balta, ayhan, çağlar falan ayırmaya çalışırken gidip kere'nin boğazına sarılması da benim için gamsız denilen aydın'ın da bu ruha sahip olduğunu göstermişti.
şimdi bu sezonki arkadaşlığı düşününce aklıma geldi bu maç. söyleyecek tek şey, iyi ki varsın imparator olur heralde.