Türkiye Süper Lig 34.Hafta Maçı
20:00 Bursa Atatürk Stadyumu
2 - 0
  • 1
    2-0 kaybettiğimiz 2006-2007 sezonunun son maçıdır. o sezon şampiyonluktan çok uzak olduğumuzdan futbolcuların bitse de tatile gitsek dediği maçlardandır. bursasporun gollerini ömer aysan atmıştır. ayrıca bu maç türkiyenin ilk japon futbolcusu olan inamoto nun galatasaray daki son maçıdır.

    (bkz: tarihte bugün)

    edit: inamoto yu öldürmüşürüz dirilttik. *
  • 4
    iliç ve gerets'in galatasaray'daki son maçıydı, ben de tribündeydim ve güzel de bir anıdır benim için bu maç.
    bursa'daki güzide askeri okulumuzda son senemi tamamlamış, mezuniyet törenine kadar 4 haftalık izne yollanmıştım, tabi ailemizden aldığımız muvaffakatnamede belirtilen adrese derhal hareket etmemiz gerekiyordu.
    benim bahtsızlığım, liseye başladığım yıl galatasaray bursa'ya geldiğinde henüz intibak kampındaydık ve iznimiz yoktu. 2003-2004 sezonunun başında; sabri'nin, yanlış hatırlamıyorsam, bir golü uzaktan yazdığı ve 2-2 biten bir maçtı bu. o sezon bursa küme düşmüş, 2 sezon 1. ligde mücadele edememiş, ancak son sınıfa geldiğimizde tekrar çıkmıştı. açıkçası 3 arkadaş olarak, 4 yıllık lise hayatımızda bir kez olsun bursa'da galatasaray'ı izleyememiş olmayı istemiyorduk. 2005 ve 2006'da hazırlık maçları oynamıştık bursa'da ama yaz tatilindeydik bu sefer de. neyse, o gün içinde eve doğru yola çıkmış olma zorunluluğuna rağmen maça gittik, aramızdaki fenerli arkadaşı da düşünerek topluca bursa tarafına girmiş olmamıza bayağı kızmıştım, yediğimiz gollerde de anlamışlardı galatasaraylı olduğumu ama olsun. ömer aysan rabbine sığınıp yollamıştı şutu.

    tabi bu sırada götüm götüm de tırsıyoruz, rastgele arıyorlar ev telefonlarını ve oğlunuz geldi mi diye sorup kontrol ediyorlar. piyango bize vurursa sıçtık. ardından kalacak yer aramaya geldi sıra. bursalı arkadaşlardan rica etmeyi de istemedik, gecenin bir vakti kimsenin kapısına dayanmayalım dedik ve okula girmeye karar verdik. ikmale kalanlar okuldan bir an önce kurtulma derdindeyken biz kaçak bir şekilde okula girmiştik. tabi gece sivil bir şekilde, yakalanmadan koğuşlara kadar varmıştık ama kalacak yer yoktu. açık koğuşlardan birine girmek demek, yoklamada fazla kişi çıkması ve şapa oturmak demekti. biz de kapalı olan üst kata gizlice girmiş, bir şekilde kilitli koğuşlardan birini açıp içeri damlamıştık. artık sabahı edip, kimse uyanmadan da sıvışmamız gerekiyordu.
    tuvalete kalktığımda ise dolaşan nöbetçi teğmenle karşılaştım. gereğinden fazla laubali muhabbetimiz olduğu için bana içten içe kıl biriydi, 1. sınıftaki edebiyatçımızdı. 64 olan notumu 7'ye tamamlamayıp 5'e çeken biri işte. çağırdı "sen de mi ikmale kaldın" dedi. oh dedim bilmiyor kalmadığımı, "evet" dedim, "fizikçi bıraktı yea" dedim. aklı sıra bazı nasihatler verdi, ben de koğuşa kaçtım.

    sabah kalk saatinden yarım saat kadar önce de ellerde valizler, kapıdaki astek'e izin kağıtlarımızı gösterip tüydük. bir sonraki gün de ev telefonundan arandım, hiçbir vukuatın olmadığını söylerken ağzım kulaklarımdaydı.

    onca olay ve mağlubiyete rağmen o maça gittiğim için mutluyum, zira tomas, iliç, gerets gibi isimleri galatasaray'da görev yaparken son kez izleyen birkaç yüz galatasaraylıdan biriyim. muhtemelen iliç'i canlı izleyen de en son galatasaraylılardanım, zira olimpiyat'taki beşiktaş-partizan maçında oyuna girdi ve asistini yaptı. her ne kadar beşiktaş'ı desteklemek için gitmiş olsam da iliç'in giriş anonsu ve asisti ellerimi ayaklarımı titretti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın