141
(bkz: nasıl yükleniyoruz nasıl bir tempo sneijder şut pozisyonunda vuruyor cech direk gooll goooollll)
sonu 3-3'lük manchester united maçı gibi olur inşallah. hafta sonu ygs var. benim aklımda fikrimde bu maç. şu turu geçin de, biz de ygs'de turu geçelim lan. turu geçersek şampiyonluk falan umrumda olmaz açıkçası. ama bi de bayern falan çıkarsa çeyrek finalde o kötü. :(
142
seneler sonra torunlarıma "yıl 2014. ingiltere'de chelsea ile oynuyoruz..."diye başlayarak anlatmaya başlayacağım başka bir efsane maçımız olmasını diliyorum.
323
en çok zora giden nokta şu ki antreman maçı ayarlarsın daha zayıf takımla rolanti maç olur falan chelsea bizimle antreman yaptı yazık.
143
sanırım yine panikle başlayacağımız, sonrasında dengeyi sağlayacağımız bir maç olacak. panik aşamasında gol yemezsek turu geçeriz.
399
kötü oynadığımız ve bu şekilde elendiğimiz maç.
384
bizim takımın oynamak için hiçbişey yapmadığı, 11 kişinin de sahada ruh gibi gezdiği maç. şampiyonlar ligi tarihimizin en rezil maçlarından biri.
373
bu maç özelinde genel sezon gidişatına dair bir şeyler yazmak lazım. bu şekilde de bu maçta yaşanan yüz kızartan tablo neden önümüzde onu anlayabiliriz.
1- her şeyden öte galatasaray futbolcusunda bir heyecan kaybı ve motivasyon eksikliği var. son iki sezonu şampiyon tamamlamış türk oyuncu yapısının gereği ve mental eksikliği olarak, futbolcular maçlara motivasyonsuz çıkıyor ve bunu sahaya da yansıtıyorlar.
2- melo ve muslera ve biraz da sneijder dışında önceki sezonlarda şampiyonluk yaşamış oyuncuların hedefi yok. bu hedefsizlik hem motive olmalarını engelliyor hem de fiziksel durumlarında düşüşler yaşamalarına neden oluyor.
3- özellikle türk futbolcular fatih terim ve ekibini beğenin beğenmeyin, o yeri geldiğinde abi-kardeş durumuna girdikleri teknik ekip ardından tamamen avrupai yapıya bürünmüş ekip ile sinerji sağlayamadı. profesyonelliği sözde olan türk futbolcu tipi bu modelde yapamadı asla da yapamaz.
4- düşük fizik kalitedeki oyuncu grubuna uymayacak sistem yanlışları. orta saha ne kadar güçlü olursa olsun, burak-sneijder-drogbalı ileri üç arena'da kapanmayı bile beceremeyen anadolu takımlarına belki yeter; ancak biraz fizik gücü yüksek bir takım ve alan daraltan bir ekip bu oyuncu ve sistem yapısıyla galatasaray ile baş edebilmekte.
5- takıma zarar veren didier drogba faktörü. fiziksel düşüşü için onu eleştirmek ona bi nevi haksızlık yapmak olur; ancak bu güçsüzlüğünü bildiği halde her maç oynamak istemesi ve berbat oynadığı maçlarda oyundan çıkmayı kabullenmemesi; geldiğinden beri %99 oranında berbat serbest atış kullanması takımı çok etkiledi. bunca frikik yeteneği olan bir ekipte her topa drogba'nın gitmesi ciddi bir huzursuzluk yarattı takımda ki bunu da onun topun başına geldiğinde çevresindeki diğer futbolcuların yüzünden anlamak mümkün.
6- oyuncuların düşük form grafiği, gol vuruşlarındaki yetersizlik, yabancı sirkülasyonu, kontenjan engeli gibi maddelerle bu seneki düşüşü özetlemek mümkün.
maça tekrardan gelecek olursak; kabul etmek gerekir ki chelsea ile iki formalite maçı oynacaktık ve arena'da en azından bir galibiyet bizi mutlu edecekti ama olmadı. olmasını da yukarda saydığım maddelerden dolayı beklemek, işi hayalciliğe vurmak demekti. ortada bir gerçek var ki, bu takım sezon sonunda ciddi bir metal değişim ve oyuncu yapısında yenilikler yaşamalı. bu şekilde gün bile kurtulmuyor ki, gelecekten umut beklemek çok zor.
178
ulan tüm düşmanlarımıza nispet yaparcasına yenelim dediğim çok çok önemli şampiyonlar ligi maçımız. hepsi ayrı telden konuşuyor. şu chelsea'yi de eleyelim de sussun hepsi. dualarımız sizinle tüm aslanlarımız. içimizdeki ve dışardaki tüm çakallara inat aslanlar gibi oynayın, çeyrek finali biletini almadan dönmeyin. umarım burak yılmaz, selçuk inan gibi çok tartışılan futbolcularımız da milleti susturur şu maçta.
85
sık sık hakkında hayallere daldığım maçtır. dakika 90'da drogba'nın kafa golüyle tüm stadı susturup 1-0 ile turu geçtiğimiz en favori hayalim.
402
mancini' yi seven tek kişi olamam diye düşünüyorum. hiç kuşkusuz takıma bir mentalite kazandırmıştı. ancak elindeki malzeme çok kötüydü ve maalesef galatasaray formasını giymemesi gereken isimler formayı giymekteydi.
bir önceki maçta formayı çıkararak neden bir daha galatasaray forması giydirilmemesi gerektiğini gösteren bir oyuncumuz vardı, bir daha da asla sevemedim kendisini. ayrıca yekta kurtuluş'un oynadığı takımdan tur beklemek bir bana mı tuhaf geliyordu?
rakiple aramızda fersah fersah kalite farkı olan maçtı: lampard, terry, cahill, azpilicueta, ivanovic, hazard, schürrle, willian, eto, demba ba, david luiz, torres.
sonrasında bu chelsea kadrosu; veratti, cavani, moura'lı psg'yi de eleyip, yarı finalde; gabi, costa ve arda'lı atletico'ya elenmişlerdi. atletico ise finalde uzun süre önde götürdüğü maçı 90+'da ramos'un golüyle uzatmaya gitmesine engel olamamıştı. uzatmalarda ise real madrid'e 4-1 yenilmişlerdi. bir ara gündemimizde olan di maria, 110.dakikada gole yaklaşmış ama top havalanmıştı ve arka direkte gareth bale kafa vuruşuyla madrid'in 2.golünü atmıştı - bu golü hatırlayanlarımız çıkacaktır.
her neyse ben yinede formamı giyip izlemiştim- tam parçalı olarak bilinen 8 parçalı formam, metin oktay parçalısı.
üzüleceğimi bile bile sevdim. yine olsa yine yaparım.
44
nedense maç ve tur ile ilgili, ilk maç 1-1, ikinci maç 2-2 olarak düşündüm hep. ilki gerçekleşti, darısı ikincisinin başına.
tanım: galatasaray'a üst üste 2. kez şampiyonlar ligi çeyrek finalini yaşatacak karşılaşmadır.
386
çok kötü bir futbol oynayıp elendiğimiz maç. mancini maç sonu "pek bir yorum yapamayacağım çünkü bu akşam futbol konuşabilecek kadar top oynamadık" diyerek durumu güzel ifade etmiştir. bir de mancini bir pozisyona sinirlenip elinde tuttuğu kalemi yere fırlatmıştı. düşünün en çok bu an kalmış aklımda öyle bir maçtı.
96
galatasaray'ın yine ters köşe yapacağı maçtır. olm valla bak yıllardır gözlemlediğim kadarıyla, maç gününe kadar herkeste matem havası olacak. gerek deplasman performansımız, gerek ise rakibin ismi nedeniyle. ama ne yapıp edip yine bu turu geçeceğiz. olan yine bize olacak. övsek mi?, sövsek mi? ağlasak mı? gülsek mi? ne yapacağımızı şaşıracağız yine. işte bunlar hep galatasaray. alışılıyor bir süre sonra.
121
kendimi bildim bileli galatasaraya guvenmedigim bir tane avrupa maci bile olmadi. realist olmanin dogru olan olduguna inanan biri olarak futbolu sadece fiziki sartlarla aciklamanin mumkun olmadigina da inaniyorum. 2001 de real macinin ilk yarisi 0-2 bittiginde de kazanabilecegimize inaniyordum, sene basinda 6 yedigimiz mac basladiginda da. bana futbolu sevdiren galatasarayin kendinden guclu, zengin, kisaca ustun avrupa takimlarini yenebilmesi, bu mucizeleri gerceklestirmis olmasidir. bunuda yapan baska bir takim yoktur bu ulkede. bos bos kullanildiginda anlamsiz duran ' galatasarayin oldugu heryerde umut vardir' lafi bu ve benzeri maclarla birlikte ortaya cikmistir ve bu sozun yeride tam olarak bu mactir. dilerim tarihi bir zafere daha taniklik ederiz hep birlikte.
388
bize gelene kadar avrupada oynamış gelmis geçmiş en sevdiğim futbolcu olan drogbaya bir daha eskisi gibi bakamamama vesile olan maçtır.
191
son penaltıyı kullanan drogba'nın golüyle tur atlayacağımız maç.
kaynak:popom
150
top seksin burak gitsin kaleci çıksın burak araya girsin. bi zahmet olsun.