18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçının özetini yapmak gerekirse; “ndiaye ile garry döndük” en uygun cümle olur.
burada sırasıyla nagatomo, muslera ve diğer futbolcuları da zikretmek hakkaniyetin gereğidir. ancak bütün bunlara rengini veren, besleyen, cesaretle bezeyen fatih terim ve ekibi ilk sıradadır.
yine bütün türkiye’nin ve ezilen tüm milletlerin sevinç kaynağı olduk. en az bir milyar insana ulaştığımızdan ve yarısına dejavu! yaşattığımızdan eminim.
galibiyetten emin olduğumdan fazla şaşırmadım ama beklediğim futbolu oynadık mı, beklediğim takım bu mu sorularının cevabı kesinlikle hayır. eminim ki fatih terim de aynı şeyleri düşünüyor. oynadığımız futbol iyi ama henüz tam olgunlaşmadığımız çok açık, takımımız iyi ama henüz çok iyi, mükemmel ya da harika bir ekip seviyelerinde değiliz.
bunun için her maç üzerine koyarak devam etmemiz ve sezon sonunda bir sınıf daha atlamamız gerektiğini düşünüyorum. kadromuz iki-üç eksiğini ocak transferinde tamamlayacaktır. bir yılın sonunda 2000 takımı seviyesine çıkacağımızı ve o ruh halini yakalayacağımızı düşünüyorum.
belhanda ve eren takımın en zayıf iki halkası. (zayıf dediysek şampiyonlar ligi için yoksa türkiye ligi için değil) peki bu gerçek ortadayken fatih terim neden belhanda’yı kesip emre’yi on numara pozisyonuna çekip henry’i sağ kanada monte etmiyor sorusunu soranlar olabilir. benim bu soruya cevabım bu konsepti ilerleyen haftalarda göreceğimiz şeklinde. yani bu konsept için ikinci yarının başına kadar sabredeceğiz gibime geliyor.
bu genel ifadelerden sonra maç özeline gelecek olursak:
ndiaye ve rodriguez fark yaratan oyunculardı. ndiaye harikaydı ama lokomotiv’in yüreğini oynatan rodrigues’di. nagatomo ve muslera da mükemmel oynadı. emre akbaba iyiydi ama çok daha iyi olacağının sinyallerini çok güçlü verdi. üç golün de içinde olması onun yüreğinin galatasaray için çarptığının delili.
diğer tüm futbolcular da çok iyiydi. linnes, fernando, donk ve serdar. en zayıf halka dediğim belhanda ve eren’e gelince şunları söylemek haksızlık olmaz. belhanda bazı maçlar süper oynuyor ama bazı maçlarda anlamsız ve gereksiz gerginlikler yaşıyor, yaşatıyor. yine bu gerginliğin sonucu olsa gerek çok basit ve anlamsız top kayıpları yapıyor. bu kayıplar da bize sarı ya da kırmızı kart olarak veya aleyhe gol pozisyonu olarak geri dönüyor. belhanda sezon başından beri fatih terim hoca’ya rağmen bu zaafına çözüm üretemedi. eren ise dinamik ve hızlı olmamasına rağmen hava toplarında ve de dün ilk kez gördüğümüz frikiklerde etkili oluyor. az da olsa yükseliş yaşadığı bir gerçek.
sonradan oyuna girerek fark yaratan henry ise rakibi bile öyle korkutmuş ki son dakikada rus futbolcunun yaptığı hata tamamen henry’nin korkusundandı. nitekim aldı gitti, iki kişiyi büktü ve asistini yaptı.
dünkü maçın en formda ismi ise hiç kuşkusuz fatih terim’di. gerek kurduğu kadro, gerek verdiği güven ve cesaret ve gerekse oyuna müdahaleleriyle süperdi. ben eleştirecek hiçbir şey bulamadım. bazıları henry-eren değişikliğini biraz geç yaptı diyebilirler ama eren gol atmışken hemen oyundan almak istemedi diye düşünüyorum.
sonuç olarak, bize çok güzel bir gece yaşattılar. hepsine teşekkürler, yolları açık olsun.