• 301
    hak etmediğimiz bir galibiyet. klasik 2 senedir izlediğimiz galatasaray futbol takımı. kimsenin ne yaptığı belli değil. tamamen anlık performanslara dayalı saldım çayıra futbolu.

    sezon başından beri oynadığımız aynı oyunu oynadık; he tek fark ilk yarıda o bu sezon pek görmediğimiz “anlık performans”lar andone’den geldi.. millet de iyi oynadığımızı filan sandı..
    ama yok, hala çok kötüyüz..
  • 305
    rakip 10 kişi kalınca aslında biz kalmış oluyoruz gibi oluyor. arkadaş maçı rahat alacağız derken sonlara doğru yine klasikleşmiş bir puan kaybı korkusu sarıyor bizi. gerçekten büyük bir başarı bu.

    3 puanı aldık ama bireysel yetenekle aldık. oyun iyi değildi. hatta şanslıydık ki rakip net goller kaçırdı. umarım bu galibiyet kimseyi yanıltmaz.

    ayrıca babel gol atınca el hareketleri yaptı ömer bayram yapma dedi. sonrada taraftardan özür diler gibi selamladı. medyaya yine malzeme çıktı.

    ekleme: oyuncular bir ara önü açıkken de geriye oynamaya başladı taraftar tepki gösterdi neyse ki ileriye oynamaya devam ettiler. yoksa yine kalemize yığılacakmışız gibi bir hal aldı maç.
  • 307
    10 kişi oynayan sivas'ı güç bela yendiğimiz maç. kimse o futbolcu şöyleydi bu böyleydi demesin arkadaş. ligin üstünde bir kadro var hocanın elinde. ama hala olmayan bir şeyi ısrarla oldurmaya çalışıyor. bu hikayeyi çok gördüm ben.bir anadolu takımından 5 yiyip ondan sonra akıllanacağız biz. inşallah iş işten geçmez, şu güzelim kadro heba edilmez.
  • 311
    kazanmak önemliydi, özellikle uzun aradan sonra.

    maçla ilgili en iyi şey, iyi denebilir mi bilmiyorum ama, en azından 2018-2019 sezonu oyunumuza döndük. yani istediği kadar pozisyon bulan, yettiği kadar gol atıp asla fazlasını atmayan, işi lakaytlığa vurup 1 gol yedikten sonra son dakikaları stresli geçiren galatasaray. bu da bişeydir, en azından gol kıtlığı problemi olmayan bi maçtı. konsantrasyon problemi ve lakaytlık çözülecektir, taraftar da bunda en etkili paydaş olacaktır diye düşünüyorum.

    onun dışında andone, emre mor, şener ve biraz da emre taşdemir maçın kazanımları oldu. ömer bayram ilginç bir şekilde -evet hala inanamıyorum- orta sahada oynarken inanılmaz azmiyle 10 üzerinden 7-8'lik performans verirken, cv'sinde yazan "orijinal" pozisyonuna geçince saçmalıyor. son yıllardaki en garip futbolcumuz.
  • 312
    son dakikalarda yaşadığımız sıkıntının saha içi lider oyuncu özellikli bir oyuncumuz bulunmamasının etkisi olduğunu düşünüyorum.
    öyle ki öyle durumlarda bir oyuncunun çıkıp takıma güven vermesi, topu önde tutmaya gayret etmesi gerekir ancak maalesef bu yıl maç sonlarında baskı yiyince saçma bir şekilde geri çekiliyoruz.
    bu nedenle 4 puan kaybettik. belki o puanları kaybetmesek şu an kötü başladığımız sezonda lider durumda olurduk.
    hocamızın bu sorunu acilen çözmesi lazım.
  • 313
    eve yeni gelmişken bir iki kelam da ben edeyim...

    maçı ne yazık ki 25. dk dan itibaren izleyebildim, annem sağolsun son dakika işi çıkarttı, ama anne galatasarayımız'dan önce :) anca 25te yetişebildim, yazacaklarım sonrası için geçerli, yarın müsait olunca ilk 25i de ayrıca izlemeyi planlıyorum.

    andone çok güzel bitirmiş attığı ilk golde, ilk yarının sonlarına doğru kendi aldığı net penaltıya da düzgün bir vuruş yapıp 2 gole imza attı, ayrıca maç boyunca nzonzi'nin oralara kadar gelip top almaya çalıştı, hatta ikinci yarı bir ara yediğimiz bol kontralardan birinde en geriye koşan 3-4 oyuncumuzdan biriydi. gayet istekliydi, umarım bu performansını sezon sonuna kadar koruyarak devam eder.

    ilk 11de belhanda ismini görünce ufak çaplı bir kriz geçirmedim desem yalan olur, izlediğim bölümde sadece ilk yarının sonlarında henüz 1-0 iken marcao'ya saçma sapan bir geripas attı o da taç oldu, onun dışında aklımda kalan aman aman bir hatası yok, ek olarak ikinci yarıda yakaladığımız kontrada emre'ye biraz kötü atmıştı pası, az daha önüne bıraksa daha tehlikeli olacaktı, emre'nin gerisinde kalınca emre düzeltmek zorunda kaldı ve rakip bu sayede yetişip topu blokladı.

    andone'den sonra bence maçın en iyisi şener'di, bol bol bindirdi, kademede son 20 dk ya kadar iyiydi, oradan sonra takımca çuvalladık zaten, o ayrı başlığın konusu, rakibin 10 kişi kalmasını sağlayan kartlardan biri onun pozisyonunda oluştu, sağda pas verecek kimseyi bulamayınca çizgiye doğru ilerleyip sonrasında topu 2 kişinin arasından çıkarıp faul aldı, ben en azından lig için, içerde-dışarda, rahatlıkla forma giymesi gerektiğini düşünüyorum.

    ömer bayram ise orta sahada kalmalı. adam çizgiye geçince ayağı bozuluyor, kafası karışıyor bir şeyler oluyor. saçma sapan şekilde adamını kaçırıp sarı kart gördü ve cezalı duruma düştü, haricinde yediğimiz 2.golde adamını kaçırdı, bomboş şut fırsatı verdi. son olarak duran topları düzgün yerlere kesti ama topun dibine biraz fazla girdiği için kafa vuruşları için yumuşak kaldı toplar, değerlendiremedik. eğer duran top kullanmaya devam edecekse, belhanda'nın kestiği tarzda daha şiddetli kullanmalı, ancak isabet konusunda bu şekilde, belhanda'yı örnek almadan :)

    maç 2-0, rakip 10 kişi kalınca, bir de üstüne 55'ten sonra oyun gereksizce sertleşip kartlar çıkmaya başlayınca belhanda-taylan ve dinlendirmek amacıyla babel-jimmy değişiklikleri bekledim, ama hocam niyeyse 74'e kadar bekledi değişiklik için. 70 te de golü yiyince bambaşka senaryo oluştu beklenenle gerçekleşen arasında.

    son sözüm emre mor'a olsun. ekipçe şu çocuğu bi hamama götürün, bi yıkansın abdest alsın. böyle olmuyor :)

    ne olursa olsun 3 puan çok önemliydi, ilk yarıda belki sivas'ın ilk yarıyı geçirelim ikinci yarı saldırırız planı etkisiyle de olsa ilk yarıdaki oyundan şahsen memnun kaldım.
  • 315
    belhanda'nın 3 sarısı vardı çıktı haydi eyvallah.

    luyindama'nın bu maçta sarısı vardı çıktı ona da eyvallah.

    peki yunus akgün niye girdi bana birisi bunun mantıklı açıklamasını yapabilir mi?

    türkiye kupası maçı mi bu?

    adam girdiği anda maç 10-10 hale geldi.

    adem büyük falan girseydi tecrubesiyle, sahadaki picligiyle, en azından duran top savunmasında hava topu hakimiyetiyle katkı verirdi. yoksa taylan, jimmy gibi isimlerin girmesi gerekiyordu.

    fatih terim'in oyuncu değişiklikleri ile sonraki haftayı düşünürken, bu haftadan olmaya yaklaştığı ama beceremediği maç.

    kaosun kıyısından döndük yemin ederim.
  • 316
    sıralamada takıma 3 puan eklenmesi ve andone' nin mevcut meziyetlerini göstermesi dışında bir artısı olmayan maç.
    akılda kalacak olan bir devre on kişi oynayan rakibe kendi sahamızda 1 gol atıp onlardan 2 gol yememiz ve bu kadar pozisyon vermemiz.
    bu takımın acilen revize edilmesi gerektiği gün gibi ortada. hiçbir kanat oyuncumuz adam kovalamıyor, rakip bekler bindirdikçe gol pozisyonu veriyoruz.
    bu galibiyet resmen şans.
    küçük bir not: yunus akgün yerine başka gençlere de şans verilebilir. süleyman luş var mesela. ömer 6 adet şut pası atmışken sol bekte deneneceğine süleyman denenebilir.
  • 317
    andone'nin bireysel çabasıyla kazandığı maç.
    babel de keza bireysel yeteneğiyle bir gol attı.
    onun dışında yine takım olarak iyi değildik.
    belhanda yine leşti.
    emre taşdemir galatasaray futbolcusu değilim diye bağırıyor.
    jimmy neden süre almadı?
    taylan nerede?
    seri neden sonradan giriyor?
    şu leş belhanda'dan o kere daha faydalı oluyorken neden oynamıyor!?
    10 kişi kaldıktan sonra sivas'tan 2 gol yemek büyük laubalilik.
  • 318
    maçta stadtaydım. öncelikle tribünlerin bu maçta iyi reaksiyonlar verdiği düşünüyorum. 11-10 oynanan maçta aynı şekilde iki gol yememiz maç bitişinde hafif bir protesto ıslığına neden oldu ki bana göre iyi bir tepkiydi. evimizde oynadığımız bu maçı şu durumda erken koparmalıydık.

    biz falcao’ya fazla odaklandık ancak andone dün gece müthiş performansıyla ben de varım dedi. sürekli basıyor, koşuyor, mücadeleyi asla bırakmıyor ve bunların yanına da biri muhteşem vuruşla iki gol ekledi. gelecek maçlar için heyecanlandırdı.

    nzonzi... o kadar güven veriyor ki geriye düşen her top onda ve çok soğukkanlı şekilde hamlesini yapıyor. çok temiz oynuyor, bu maçta pas hatası var mı bilmiyorum ancak ben göremedim. görevini fazlasıyla yerine getiriyor. sezon başından beri takımımızda izlemekten en zevk aldığım oyuncu.
  • 320
    bir türlü istenilen ve beklenilen galatasaray'ı göremediğimiz bir maç daha... 45 dk 10 kişi oynayan rakibe karşı 2-0'dan ve 3-1'den puan verme ihtimali yaşamak... hem de kendi evimizde... maçı kopartacak pozisyonlar bulmadık mı? bulduk elbette. ama koparamadik işte. rakip 10 kişi olmasına rağmen hep hir geri dönüş ihtimali doğdu onlar adına. ayrıca son dakikalarda baya hapsettiler bizi. yer yer çok keyif aldığım anlar oldu. yer yer de umarsızca izlediğim anlar...

    bu maçta diğer maçlara nazaran daha istekli ve daha hareketliydik. bu yüzden pozisyonlara girdik zaten. ayrıca sivasspor da cesur oynadı. son dakikadaki pozisyon gol olsa şimdi bambaşka şeyler konuşuyorduk.

    tek tek oyunculara değinmek istiyorum. muslera bu sezona çok iyi başladı. hem ligde hem avrupa'da çok güzel performanslar sergiliyor. böyle devam etmesini diliyorum. şener'i de beğendim. çok yerinde müdahaleleri vardı ve daha diriydi. luyindama ve marcao ikilisi hakkında yorum yapamayacağım. emre taşdemir çok cılız. 8 ikili mücadeleden yalnızca 1'inde galip geldi. ama temposunu beğendim.

    nzonzi her maç olduğu gibi yine çizgisini bozmadı. canım nzonzi'm... ömer bayram orta sahada dinamo. muazzam mücadele ediyor. fakat sol bekte olmadı, olmuyor, olmayacak. emre mor yiğidimden beklentim çok büyük. bu maçta beklentilerimden birazını gerçekleştirdi. çalımları ve oyunu hareketlendirmesi çok hoş. ayrıca en fazla ikili mücadele kazanan isimdi. istatistik kasmasını ve doğru yerde pas veya şut kararını vermesini bekliyorum. yapabileceğine inanıyorum. babel önceki maçlarda beklentimin epeeyyyce altındaydı. fakat dün daha istekliydi. nitekim asist yaptı ve gol attı. daha iyi olmasını bekliyorum elbette. vee belhanda... ne desem, hislerimi nasıl ifade etsem. geçen 2 senede her ortamda destekledim kendisini. takım için çok önemli bir oyuncu olduğunu ifade ettim. gücü, mücadelesi, hızı, presi, pasları, feghouli ve mariano ile olan uyumu, tekniği... çoğunluk söven tarafta iken ben öven tarafta oldum hep. ancak şimdi... bir türlü ısınamıyorum. takımdaki ender yaratıcı oyunculardan. ama yapamıyor. sakatlığı da etken belki de. ama durum böyle iken neden oynatiliyor? yerinde oynayabilecek olan isimler ondan da mı kötü? bu tip soruları düşünüyordum. seri girdi oyuna. yaptığı pas hatalarıyla belhanda'nın neden oynadığını açıklar nitelikteydi. hal böyleyken alternatifi en bol olan orta saha rotasyonumuz sakatlıklar ve istikrarsızlıklar nedeniyle verimli olmuyor. psg maçındaki gibi bir oyun ortaya koyamiyoruz.

    son olarak florin andone... çok beğendiğim bir oyuncuydu. emre çolak'ı takip ederken deportivo'da dikkatimi çekmişti. sonra ingiltere'ye gitti zaten. önceki maçlarda pek pozisyona giremedi. ancak bu maçta inanılmaz bir efor sarf etti aslanım benim. çalım atabilen forvetlerin hastasıyım. ekmeğini taştan çıkaracak çalışkanlıkta. yerini sağlamlaştırdı. twitter'da görmüştüm. karpatların tevez'i.
  • 321
    geçen hafta oynadığım halı saha maçını anımsatan maç. bir arkadaş gelemediği için ilk yarı fazla ikinci yarıda eksik oynamıştık.ilk yarı fazla olduğumuz için rehavete kapılıp fazla koşmadan laubalice oynadık. tıpkı bu maç özelindeki galatasaray gibi. eksik oynadığımız anlarda ise ciddi bir şekilde kendi yarı sahamızda bekleyip hızlı çıktık. tıpkı bu maç özelindeki sivasspor gibi. velhasılı kelam futbolda eksik oynamak da fazla oynamak da hem zordur hem de kolay. zor veya kolay yapmak sahayı doğru parseleyen futbolcuların elinde.
    eksik rakibe karşı iki gol yiyip zor anlar yaşasak da ligin önceki maçlarına oranla daha hareketli daha tempoluyduk. sivasspor'a da bir parantez açmak lazım. 2019-2020 sezonunda maç yaptığımız en iyi takım sivasspor. devre arasında ekstrem olaylar olmazsa bu sene de sivas deplasmanı zor geçecek.
  • 323
    kötü oynadığımız söylenen maç. evet rahat bitiremedik ama kötü de oynamadık esasında. gayet iyi oynadığımız dakikalarda 2 kere kaşla göz arasında gol yedik. bu durum bizim takımı biraz ürküttü. aman geride boşluk vermeyelim düşüncesi ile kapandılar son dakikada. sen aman boşluk vermeyeyim diye kapandığın zaman da rakibin 10 kişi olması pek bir anlam ifade etmiyor. dediğim gibi gayet iyiydik bence. ama özellikle ikinci gol bizim takımın hücuma çıkma anlamındaki özgüvenini biraz kırdı.
  • 324
    galatasaray tribünleri için turnusol kağıdıdır bundan 20 sene evvel 20 ekim 1999'da ali sami yen'de chelsea'ye karşı alınan 5-0lık mağlubiyet. şampiyonlar ligi gruplarında oynuyordu galatasaray ve ingiltere'de mavi-beyazlı ekibe 1-0 yenilirken, taffarel'i de kaybetmişti. buna rağmen fatih terim takımına güveniyordu grubun dördüncü maçında ama yedek kaleci mehmet bölükbaşı'nın "acemiliği", galatasaraylı savunmacıların "kötü gününde" olması beklenmeyen sonucu getirmişti. vialli'nin çalıştırdığı chelsea ilk devreyi 1-0 önde kapatmış, ikinci yarının başında fark üçe çıkmıştı... o yıllarda takım yuhlamaları ve ıslıklamalar yoktu ama tribün boşaltıyordu "seyirciler"... ve 78. dakika galatasaray dördüncü golü kalesinde gördükten sonra koskoca ali sami yen'de bir tek kapalının ortası ve yeni açık tribünün numaralıya yakın tarafı kalmıştı takımını destekleyen...
    "başın öne eğilmesin aldırma cim bom aldırma
    en büyük sen değil misin aldırma cim bom aldırma
    sendeki bu büyük taraftar bir gün ağlar bir gün coşar
    seni bu sesler oyalar aldırma cim bom aldırma" diye tezahüratlarını sürdürürken "harbi" galatasaray taraftarı, rakip 5. golü atmamış gibi, onlar daha coşkulu haykırıyordu takıma olan bağlıklarını...

    aradan 20 yıl geçmiş ama o gün hala dün gibi gözlerimin önüne geliyor... o "kara gecede" kim iyi gün dostu, kim kötü gün dostu "akla kara gibi" ortaya çıkmıştı... ve o maçtan sonra iç saha yahut deplasman fark etmeden rakiplerini ezen galatasaray, uefa kupasını kazanırken, bu başarı benim nazarımda en çok da 5-0'dan sonra takımını alkışlayan o iki grup taraftarındır...

    peki, aradan geçen 20 sene sonra galatasaray tribünlerinde durum nasıldı? chelsea hezimeti bitiminde takımını alkışlayan "tayfa" yine her zamanki gibi taraftarlık görevini yapıyordu yeni stadyumda ama bu defa sayıları daha azdı "seyircilere" göre, çünkü galatasaray'ı yıllarca yönetenler özhan canaydın'ın "müşteri" lakabını taktığı seyircileri cefakar taraftara yeğlemiş ve 50 bin küsür koltuklu stad yapıp, fahiş fiyata bilet satarak ecnebilerin "quantity or quality"sinden yani "kalabalık mı kalitemi" tercihinden "paralı kalabalığı" seçmişti... "paramı veririm, istediğimi alırım" şımarıklığı içindeki "seyirci" de skora bakmadan, neden tribünde olduğunu bilmeden, bütün bencilliği ile mecidiyeköy'deki ali sami yen'de asla yapamadığı "ıslıklama ve yuhlama" ile "kalitesini!" göstermektedir seyrantepe'de maç be maç...

    cuma gecesi de ıslıklar ve yuhlamar arasında bitirdi galatasaray futbol takımı sivasspor karşında oynadığı maçı. kaybetmiş miydi takım? şampiyonluk yarışından kopmuş muydu? bin bir türlü rezaletle mi gündeme geliyordu oyuncular? teknik direktörü mü kötüydü?
    aksine, galatasaray maçı 3-2 kazanmış, puan tablosunda ikinciliğe yükselmiş, yeni transfer andone herkesi büyüleyerek iki golle siftah yapmış ve takımın başında galatasaray kulübünün efsane hocası fatih terim vardı...

    gençlerbirliği maçı sonrası bahsettiği rotasyonu şener, emre taşdemir, emre mor ve ömer bayram gibi oyuncuları ilk onbire yazarak yapmıştı fatih terim sivasspor karşısında. "başarıya aç, arzulu" oyuncular da hocasının istediği oyunu sahaya yansıtmakta oldukça maharetliydi, lig başından beri beklediğimiz "galatasaray gibi galatasaray" geri gelmişti, top oynatmıyordu sarı-kırmızılılar deplasman ekibine. ilk tehlikeli atak emre mor-şener paslaşması sonra babel'e yapılan orta ile gelirken, sonrasında luyindama'nın uzun pasında- ki luyindama maç içinde bunu çokça yapacaktır- babel'in indirdiği topu son anda rakip savunma uzaklaştırmıştı. galatasaraylı oyuncular sadece hücümda etkili değildi, top rakipteyken de alan daraltıyor, "ısırarak" pres yapıyordu. futbol bu, haliyle kalesinde de pozisyon görecekti ama o anlarda "taze" baba muslera devreye giriyordu. önce mert hakan'ın plase vuruşunu bir kedi çevikliği ile çıkarıyor, sonrasında başlangıcında "ofsayt kokan" pozisyonda sivasspor'un muslera ve kale direğini geçemediği anlarda kalesinde devleşiyordu.

    deplasman ekibi üç-dört değişik oyuncuyla topu bir türlü kaleye sokamadığına dövünürken, galatasaray rumen golcüsü andone ile öne geçiyordu. topu rakip yarı saha içinde alan andone süratlı bir şekilde kaleye doğru ilerleyip, ceza sahasına gelmeden şık bir ayak içi plase ile köşedeki örümcek ağlarını temizlerken, wesley sneijder'a da selam çakıyordu, zira 19 ekim tarihi bizim diyarlarda sneijder'in ayı avına çıktığı gün olarak anılıyor ve anılacaktır da...

    golden sonra galatasaraylı futbolcular taraftarın da desteğini arkasına alıp, daha baskılı bir oyun sergiledi, top sürekli samassa'nın kalesinin önündeydi ve babel yine "klasiklerinden" birini yaptı. emre mor'un yarattığı pozisyonda genç oyuncu ceza sahası içinde boş pozisyonda olan babel'e topu verdi, hollandalı savunma ve rakibi yatırdı ve yine boş pozisyondaki arkadaşı andone'ye asist yapmak yerine vurmayı seçti... fatih terim'e tavsiye vermek haddimize değil ama ben olsam ryan babel'in arkadaşlarına pas vermek yerine kaleye şut çektiği pozisyonları derler, bir video yapar ve sabah-öğlen-akşam üç posta seyrettirirdim. bak bakalım bir daha vuruyor mu...

    babel, andone'ye ikinci golü attırmadı ama rumen oyuncu "kendi ekmeğini taştan çıkardı" ve yarattığı penaltı sonrası attığı golle devre biterken farkı ikiye çıkardı...

    devre biterken ilginç bir de an yaşandı sahada. sivasspor ceza sahasının solunda topla buluşan şener, uğur ve coffie arasından şık bir hareketle sıyrılırken, yere düşürüldü ve hakem ali palabıyık kartı kime göstereyim diye oyunculara sordu. uğur takım arkadaşını işaret etti ve sarı kart coffie'ye çıktı. arkadaşı kendisine neden bunu yaptığını sorduğunda ise uğur kendisinin daha önceki maçlardan üç sarı kartı olduğunu işaret ediyordu. o anlık uğur önümüzdeki hafta için kendisini kurtarırken, nereden bilecekti coffie'nin karşılaşmanın ikinci yarısı bir sarı kart daha görüp, takımını 10 kişi bırakacağını...

    ikinci devrenin başında rıza çalımbay takımın iyilerinden fernando'yu çıkarıp, kone'yi oyuna aldı da daha 48. dakikada on kişi kalacağını bilse bu hamleyi yapmazdı, zira fernando çok daha işine yarayacaktı. eksik kalan rakibi önünde galatasaray baskıyı iyice arttırdı, rakip kaleyi abluka altına aldı ve özellikle uzaktan attığı şutlarla gol şansı yakaladı ama üçüncü golü bulamadı. bizimkiler atamadı belki ama deplasman ekibi yorulmaya başlayan şener'in kanadından bir kez geldi, farkı bire indirdi. kalesinde gördüğü gole çabuk reaksiyon gösteren galatasaraylı topçular, yine bir babel "klasiği" ile tekrar farkı ikiye çıkarttılar. sahanın yıldızlarından ömer bayram'ın pasında ceza sahası köşesinde topla buluşan hollandalı oyuncu, bir hamle ile rakibi geçtikten sonra sert bir vuruşla fileleri sarsarken, ellerindeki akıllı telefonlarla attıkları "nahoş" mesajlarla boş boş konuşanlara da tepkisini gösteriyordu.

    son 15 dakika fark tekrar üçe çıkınca fatih terim, önümüzdeki beşiktaş maçını da düşünerek sarı kart görmemeleri için luyindama ve belhanda'yı kenara alıyordu. hakem ali palabıyık olunca, luyindama'ya gösterdiği "basit" sarı karttan sonra ikinciyi de pek ala gösterebilirdi de, o fırsatı bulamadı. ama ömer bayram acemice bir hareket yaparak maçın hakemine aradığı şansı verdi: beşiktaş derbisi öncesi galatasaraylı bir oyuncuyu eksiltti.

    son on dakikaya girilirken önce andone'nin "al da at" pasında emre mor kale çizgisi üzerinden topu auta attı, sonrasında emre'nin "al da hattrick yap" dediği pasta andone kaleciyi geçemedi. sarı-kırmızılıların maç böyle biter havasına girdiği bir zayıf anında yine şener'in kanadından gelen sivasspor bir kez daha farkı tek sayıya indiriyordu. o dakikadan sonra kaybedecek bir şeyi olmayan deplasman ekibi tüm hatlarıyla galatasaray kalesine gelirken, uzatma dakikalarında konyaspor ve malatyaspor maçlarında yaşanılanlar bir kez daha yaşanacaktı ki bereket genç oyuncu armin altı pas üzerinden topu auta atıverdi...

    böyle bir maçtan sonra "seyirciler" ya da "müşteriler" takımı ıslıklayadursun, iki gün önce tribünün önde gelenlerinden olan ve oldukça sevilen arkadaşları "ikiz gökhan"ı kaybeden ve yürekleri acıyla dolu olmasına rağmen maç başından beri susmayan ultraslan'a özel bir teşekkür edelim... "cennete gidenlerle",e-bilet protestosu yapanlarla eksilmiş olsalar da, galatasaray tribününün temel taşı hep ultraslan'dı ve ultraslan olacaktır... mekanın cennet olsun gökhan, tribün şehitlerine selam söyle...

    kaynak ve fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...ray3-2sivasspor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın