• 226
    aynı gençlerbirliği deplasmanında olduğu gibi son 7 dakikada adam olduğumuz maçtır. yetmiyor, yetmedi, yetmez. yediğimiz ilk gole kadar her şey güzel gidiyordu.
    drogba'nın belki 1 tane isabetli pası dışında takıma en çok zarar veren futbolcu. mancini adil hoca hemen aldı oyundan. çıkarken sinirlenmeni ve triplere girmeni anlarım empati yapınca ama tugay'ın elini sıkmamak seni bitirecek didi.

    burak çok çalıştı çok koştu, yaptığı golde burunla vurması doğru tercihti. bu maçta ona sövecek bir durum yok ama genel olarak oyununda futbol zekası kıtlığı var ve çok acı çektiriyor. aşırı erken pasları, topla arasının iyi olmaması, potansiyel atak bitiren yaptığı aptalca hücum fauller aklıma gelenler.

    sneijder son 7 dakikada ki çabanın baş rol oyuncusu. hırslı ve zeka olarak bu takıma fazla. istediği pasları çoğu zaman alamıyor çünkü o bölgede kimse onun gibi düşünemiyor. iyi ki bizimle.

    telles'i genel olarak beğendim. asisti çok şıktı. zamana ihtiyacı var.

    burdisso'yu henüz beğenemedim bekleyip göreceğiz.

    sabri oyunun başında çok iyiydi :(

    melo her zaman ki gibi.
  • 230
    aptalca hatalarla iki puan biraktigimiz mac. yedigimiz ilk gol kasimpasa ve genclerbirligi deplasmanlarinda yedigimiz gollerin birebir aynisi. ikinci golun de benzerini kayseri deplasmaninda yemistik. hadi gol yemeyi gectim de, son on bes dakikaya kadar sanki 2-1 onde olan taraf bizmisiz gibi oynadik. drogba net olarak bitmis, besiktas macinda kesinlikle yedek birakilmali. burak ve umut her ne kadar cok gol kacirsalar da, en azindan cabaliyorlar. bugun sahadaki hicbir sey drogba'nin umrunda degildi. selcuk inan'in ozguvenine ne oldu merak ediyorum. zamaninda kadikoy'de 35 metreden sut atacak kadar kendine guvenen adam ileriye top gondermek icin melo'yu arar hale gelmis. su haliyle mehmet topal'dan farki yok. biz galiba 2-0 one gecmedigimiz hicbir deplasman macini kazanamayacagiz. bir takimin ic saha-dis saha performansi arasinda bu kadar buyuk bir ucurum olmamali. son olarak antalyaspor'da joseph boum sabri sayesinde hayatinin macini oynadi. butun ataklarimizi kesti herif.
  • 235
    takımın ne motivasyonu ne de inancı var.iç sahada çoşmak, takımı çoşturmak zor iş değil şampiyonluğa oynayan 3 takım için.ama deplasman? isteksiz, rezil berbat bir oyun.sadece birkaç futbolcu çabalıyor.geri kalanlarda ne motivasyon var ne inanç şampiyonluktaki rakibimizi bu kadar köşeye sıkıştırmışken hem de.haftalardır sahada ruh gibi dolaşan selçuk ve drogba hala ilk onbirde sahaya çıkıyor ve bugüne kadar 90 dakika sahada kalıyorlardı ki bugün sonunda drogba çıkarıldı ama selçuk hala sahada kaldı formda bir emre çolak ve yekta yedekte beklerken.şu halde emre selçuk' a nazaran çok daha faydalı olur bunu görmek çok zor bir şey değil, en kötü selçuk kadar oynar.

    en önemli özelliği çok pozisyona girmek olan burak yılmaz kaleye 30 metre uzaklıkta sağda, forvetlerimizden bile güzel gol vuruşu yapıp, hücuma yaratıcılık ve zeka katan ve hatta hücum yapmamızı sağlayan tek adam olan sneijder kaleden 30 metre uzakta solda oynuyor. işin kötü tarafı bu sadece bugün değil birçok maçta yaşanıyor ve şimdiye kadar sadece 1-2 kez işe yaradı. onun dışında özellikle deplasmanda hücumda sıfır bir takım var sahada.ne zaman ki sneijder forvet arkasına geçip, burak da ceza sahasını ikiledi umut ile beraber, o zaman hücum hareketlendi.sneijder top kontrolü, hızlı ve zeki pasları ile elinden geldiği kadar işledi o bölgeyi. ama iş işten çoktan geçmişti.
  • 236
    açıkçası maçı izlerken 30. dakikadan sonra sinir krizleri geçiriyordum ama şimdi biraz daha sakinleştikçe buradan yine beraberlik almamız ço birşey kaybettirmedi bize. düz mantıkla hareket edersek; 4 puan fark da 2 maça bakıyor 6 puan fark da. kaybetseydik bu açıdan kötü olacaktı. şimdi düz mantıkla hareket edip değerlendirmeye aldığımız 2 maçtan biri zaten bizim içeride fenerbahçe ile oynayacağımız maç o maçı kazanamıyorsak zaten şampiyon olmayalım. 3 farklı kazanmamız gerekecek lakin. ikili averajdan dolayı.* diğer maç da zaten fenerbahçe'nin o kadar zor deplasmanları var elbet birinde yine yenilecekler veya ikisinde berabere kalacaklar. ama işte gel gör ki mesele fener'in beşiktaş'ın durumu değil galatasaray futbol takımı'nın dış sahada maç kazanamaması. bunu halledersek bu maç için ileride çok ah vah etmeyiz.
  • 238
    yazıldı mı bilmiyorum ama yediğimiz ilk gol semih kaya'nın hatasıdır. bunu onu yermek için söylemiyorum, pozisyonu izleyip ders çıkarsın ki aynı hatayı bir daha yapmasın diye söylüyorum. ön liberonun karşılayacağı adamı -ki tam tamına 1 adım arkasında ceyhun var- gereğinden çok önde karşılamıştır ve tita'ya boş alan bırakmıştır.

    olur böyle hatalar koçum benim, canın sağolsun, puan kaybının sebebi sen değilsin.
  • 240
    bizlere şampiyonluk için konuşulmasının henüz çok erken olduğunu göstermiş maç. haftaya biz içerde kazansak fener deplasmanda yenilse puan farkı 3. e ne oldu bugün şampiyonluğu vermiştik? yada biz besiktası yenemesek fener deplasmanda kazansa puan farkı 8, hani geçen hafta şampiyonduk?
    işin özü basit, herkes puan kaybediyor ancak puan kaybetme lüksü olan tek takım var oda fener. bizim puan kaybettiğimiz her hafta onlara bir hafta daha geçirtiyor, aldıkları sonuçtan bağımsız olarak. iyimser bir bakış açısıyla derbiye kadar 3 maç üst üste kazanabilirsek derbide fenerle liderlik için oynarız. daha kötümser olacaksak fener 3 haftadır rezalet futbol oynuyor ve toparlama ihtimalleri daha da kötüye gitme ihtimallerinden yüksek gibi duruyor. sezon normal bir şekilde devam ederse şampiyon fener olur, eğer işleri değiştirebilirsek biz. daha haftalar varken 17 subat antalyaspor maçında kötü oynayıp berabere kalındı diye şampiyonluk gitmez, derbiye kadar ufak bir seri yakalamayı başaramazsak gider.
  • 241
    şöyle salim kafayla düşününce şu an için ha 4 puan ha 6 puan zaten, bu yüzden açıkcası pek koymuyor bu puan kaybı. ama beşiktaş'ı gereksiz yere havaya soktuk. gerçi bu evlerinde oynayacakları fener maçı için iyi oldu bir şekilde.

    lan bakıyorum da hala şampiyonluk en çok bize yakın. şu kalan deplasmanların yarısını kazansak kafi. biraz götünüzü yırtın beyler de gelsin 4. yıldız.
  • 242
    madem ki selçuk'la melo'nun kart sınırında oluşları, onların agresifliğini bozuyor, orta sahada rahat oynamalarına engel oluyor, beşiktaş maçı benim için daha önemli diyorsun (sanki o maç 9 puan) yekta, emre çolak, emre gündoğan, veysel vs oynasaydı. antalya orta sahasında serkan balcı oynadı amk, selçuk'tan çok daha verimli oynadı hem de. hamle yapmaya korktu bizimkiler kart göreceğiz diye.

    didier drogba zaten ayrı mevzu, tamam amk drogba'sın sen, taşşağını yesin herkes ama asy arena'da seyirci gazıyla oynarken, bu sene deplasmanda hiç yok. takımın mücadele gücünü direkt düşürüyor. canı isterse bir maçı alır sana getirir ama keyfi gelmezse o maçı kazanman da işte böyle zor...

    şampiyonlar ligi maçlarını çok önemsediğinin farkındayız da amk şampiyonluk gidiyor, sen stamford bridge'te şov yapacaksın diye seni mi bekleyeceğiz.

    sen oyna diye formda izet hajroviç kadroya giremiyor. bruma olsaydı keza o da öyle olacaktı.

    hazır değilsen bekleyeceksin, kötü oynuyorsan da oyundan çıkacaksın, oyundan çıkarken de tripler atmayacaksın. belki tugay kerimoğlu ile konuşmuşsundur, sana gönül koymaz ama bu taraftar kendi efsanesine sahip çıkar. olan sana olan sevgiye olur. ha skynde olur mu bilmem ama böyle işte...

    inşallah bu maçın olumsuzlukları beşiktaş maçına pozitif yansar ve oyuncular farklı bir tablo çizer, zira beşiktaş maçını kazanamazsak bu iş biter bence. antalya'yı yenseydik beşiktaş maçında beraberlik bile çok kötü olmayabilirdi ilerisi için ama artık kazanmak lazım. fener'in fazla deplasmanı kalmadı, hepsinde puan kaybedecek diye bir şey yok, kaldı ki biz de her deplasmandan 3 puan alamıyoruz. kart sınırı falan da umrumda değil, herkes oyununu oynasın, mücadelesini etsin, melo yoksa başkası oynar yerine. zaten melo'nun o agresifliği olmadığında, rahat hamle yapamadığında emre çolak'tan farkı kalmıyor, kendisi olamıyor.

    1 puan da kötü değil bu arada maça bakınca, belki bu 1 puanla şampiyon olacağız, umut bulut getirecek şampiyonluğu...
  • 243
    neredeyse küçük(!) hakan ünsal'dan bu yana galatasaray maçlarında denk gelinmeyen bir sahnenin yaşandığı, ilk golde bir sol kanat oyuncusunun sıfıra inip içeriye çıkardığı topun bomboş bir pozisyon ve tertemiz bir gol vuruşuna olanak sağladığı maç.

    (bkz: bekledik bunu çok bekledik)

    gereksiz bilgi: televizyonda yaptığı türlü türlü pisliklerle yeni neslin hafızalarında yer edinen hakan "küçük ama mide bulandırır" ünsal, futbolu 2005 yılında bırakmıştır.
  • 244
    bazen özeleştirinin bokunu çıkaran bir yapıya sahibiz genel olarak. galatasaray kötü oynadığında, hakemlerde kötü oynuyor sayıyoruz hatalarını hiç siklemiyoruz nedense.

    dün sezonun en önemli, en kritik maçlarından birinde 4-5 metre ofsayttan gol yemişiz ve bu yediğimiz golle maçı 2 puan kaybetmişiz kimsenin umrunda değil.
    işin garibi bir gün önce 10 cm ofsayttan gol atan fenerbahçe için açıklamalar yazılırken, bugün sessiz sedasız kabuğumuza çekildik. bu işte büyük bir terslik var çözemiyorum.
  • 247
    son dakikalarda aldığımız beraberliğin şampiyonluğun anahtarı olacağı maç. fenerle aramızda 6 puan fark var. içerideki oyunumuzla fener'e 3 fark atar mıyız? bence aına bile koruz. ikili averajda böylece onları geçmiş oluruz. fener illa ki bjk ya da ts derbilerinden birini kaybedecek. biz içerideki maçların hepsini kazanırız. deplasman maçlarımızdan bir tek sivasspor ile oynayacağımız maç kritik, eğer oradan bir şekilde 3 puan alırsak şampiyonluk gelir.
  • 248
    ilk devre son 20 dakika ve ikinci devre ilk 35 dakika oynadigimiz sey futbol falan degildi maalesef. evet yedigimiz ikinci gol olacak is degil ama onu golgeleyen bu kotu oyun oldu. ufak tefek notlarim soyle:

    muslera: yine harika oynadi. cok onemli kurtarislari var. yenilen gollerde hiç kabahati yok.

    sabri: mucadele etti eyvallah ama yetenegi bu maalesef. bir de su var; sneijder, selçuk ve telles'in oynadigi takimda korner kullaniyor. olacak is degil.

    semih: diarra ile kora kor mucadele etti. vasatin ustundeydi.

    burdisso: yedigimiz ilk golun mesulu kendisi maalesef. topa bir hamle yapip almalisin veya alamamalisin. onun yerine uc hamle denemesi yaparsan rakip sana vucudu dayayip golunu atar. tek maçtan adam asmam asla. burdisso'yu da asmam ama yabanci sinirlamasi icinde forma bulmasi kolay degil gibi.

    telles: sol bek gibi sol bek. iyi oynadi. ilk golun yaraticisiydi.

    ceyhun: ilk devre iyi oynadigimiz bolumlerde o da cok iyiydi. rakibe ilk basan hep o oldu. fakat orta sahamiz oyundan dusunce cok yalniz kaldi, etkisi dustu.

    melo: diger maclarina gore tutuktu. bu tutukluk kotu olarak anlasilmasin ama mukemmel oyunlarina oyle bir alistik ki iyi oynayinca tutuk diyorum. bunda sari kart ceza sinirinda olmasi da etkiliydi suphesiz.

    selçuk: vasati asamadi.

    sneijder: çabalayan, isyan eden bir goruntusu vardi. 2-3 ciddi golluk sutunu hakan kurtardi.

    burak: çok klas bir gol vurusuyla takimimizi one gecirdi. canini disine takarak oynadi. top rakipteyken ilerde dikilmedi, hemen topun arkasina gecti.

    drogba: sahada yoktu maalesef. en kotusuydu sahanin.

    umut: cok kritik ve klas bir golle bir puani kurtaran isim oldu. formayi hak eden bir goruntu çizdi. ozellikle deplasman maçlarinda ilk 11 için muhakkak dusunulmeli.

    veysel: etkisiz bir goruntu sergiledi.

    emre: pas dagitiminda selçuk'un bu olcude etkisiz oldugu bir gunde daha once dusunulebilirdi.
  • 249
    aşağıdaki istatistiklere sahip olduğumuz maçtır. selçuk en çok top kullanan ikinci adamken hücuma katkısı yok gibi. hücumda en çok sabriye gelmiş top, normal olarak gol atamadık. işin ilginci selçuk bölge kullanımında da ortada yok. orta sahanın yükünü melo çekmiş. hücumun yükünü sneijder, sabri ve telles. belki hajrovic oynasa galiptik.

    --- alıntı ---

    hücumda etkinlik:
    http://tr.matchstudy.com/...?id=0108&page=05
    galatasaray 60
    sabri 16
    sneijder 16
    telles 7
    selçuk 5
    burak 4
    drogba 3

    bölge kullanımı:

    http://tr.matchstudy.com/...?id=0108&page=03

    kendi yarı alanında melo, 60
    rakip yarı alanda sneijder, 61
    savunma bölgesinde burdisso, 38
    orta alanda melo, 67
    hücum bölgesinde sneijder, 40
    sol kanatta sneijder, 36
    sağ kanatta sabri, 64
    rakip ceza alanında drogba, 5

    top kullanımı:
    http://tr.matchstudy.com/...?id=0108&page=04

    galatasaray 384
    melo 56
    selçuk 46
    sabri 42
    semih 38
    sneijder 35
    burdisso 31
    veysel 25

    --- alıntı ---
  • 250
    galatasaray, süper lig'in 21.haftasında antalya'dan 2-2'lik beraberlikle istanbul'a döndü. deplasmanlarda kazanamama alışkanlığı tüm hızıyla devam ediyor.galatasaray, süper lig'de şuana kadar oynadığı 11 deplasman maçında 6 beraberlik,2 mağlubiyet,3 galibiyet almış durumda. şampiyonluğa oynayan bir takım için pek de iyi bir tablo olduğu söylenemez.deplasman karnesi en iyi olan takıma bakınca beşiktaş'ı görüyoruz. beşiktaş, süper lig'de çıktığı 11 deplasman maçından 6 galibiyet,3 beraberlik ve 2 mağlubiyetle ligin lideri konumunda. deplasman maçları baz alındığında galatasaray ve beşiktaş arasında 6 puanlık bir fark olduğunu görüyoruz.galatasaray sadece iç saha maçlarını kazanarak, fenerbahçe ile arasında ki 6 puanlık farkı kapatması çok zor.özellikle son haftalarda yaşanan skandal hakem hataları, devamında basılan soyunma odaları, pervasızca dile getirilen "mağdur" takım portresi karşısında çok daha güçlü bir galatasaray'ın olmasını gerektiriyor.

    http://i.hizliresim.com/e5qgqA.png

    roberto mancini kazanan sistemi bozmadan yoluna devam ederken, antalya karşısına da sakat hakan balta ve cezalı aurelien chedjou yerine yeni transfer burdissoile başladı.geçtiğimiz hafta cezalı olan drogba, antalya karşısında ilk 11'de ki yerini aldı. geçen haftanın iyilerinden izet hajrovic yabancı kontenjanına takılırken, burak yılmaz yine sağ kanada mahkum oldu. roberto mancini'nin oluşturduğu 4-3-3 sistemi içerisinde alanı iyi daraltıp, topun arkasına 11 kişi ile geçmek ve rakibi bir bütün halinde karşılamak olmazsa olmaz.galatasaray ilk 25 dakika bu felsefeyi iyi uyguladı. burak yılmaz ve sneijderrakip beki takip ederek savunmaya yardım etti. orta sahada ceyhun,melo,selçuk üçlüsü, antalya'ya bariz bir üstünlük kurdu. oyunun hücum kısmında ise alex telles ve sneijder iş birliği vardı. o iş birliğinden alex telles'in sıfıra inip hazırladığı pozisyonu, burak yılmaz'ın muhteşem plasesi takip etti ve skor 1-0'a geldi. alex telles için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. galatasaray'da uzun yıllardır böyle etkili bir sol bek performansı izlememiştim. çabukluğu, top tekniği, pas alışverişi ve hırslı yapısıyla "nokta" transfer olduğunu kanıtladı.özellikle önünde oynayan sneijder ile çok iyi anlaşması, galatasaray'ın gelecek maçlara daha güvenle bakmasını sağlıyor.

    25.dakikadan sonra takım "stop" düğmesine basmış olacak ki; serkan balcı,enohgibi isimlerle antalya, orta saha hakimiyetini ele geçirdi. burada önemli bir diğer faktör drogba'nın oyunun hiçbir alanında takıma fayda sağlamaması. ileride pres yapmasını zaten beklemiyoruz ancak ileride top tutamaması ve hücuma hareketlilik getirememesi takımın iyice geriye çekilmesine yol açtı. selçuk inan'ın ilk yarıda ki durgun futbolu da drogba'ya eklenince takım bir anda durdu. yenilen ilk golde semih orta sahada rakibi karşılamak için öne çıkınca burdisso, titaile baş başa kaldı. burada alanı boş bırakan semih kaya kadar, rakibi bozma konusunda ürkek kalan burdisso'nun payı çok büyük. burdisso'ya da bir parantez açalım. boca juniors kariyerinde pek parlak günler geçirmediği, boca juniors taraftar forumlarından da anlaşılıyor. hava toplarında ki hakimiyetine diyecek bir şey yok ancak; topu oyuna sokma konusunda maalesef galatasaray standardında değil. özellikle semih kaya, burdisso'nun yanında piqueetkisi yaratıyor. antalyaspor ile hafta ortası oynanan türkiye kupası maçında, koray günter'i izlemiştik. koray günter, konsantrasyon ve fiziksel eksikliğinin haricinde daha komple bir stoper. en azından çevre kontrolü ve indirdiği topları takım arkadaşlarına servis edebilmesi önemli özellikleri. top tekniğinin ve pas oyununa yatkınlığının burdisso'dan daha iyi olduğunu söylemeliyiz. semih kaya'nın, galatasaray forması altında ilk günden beri tükenmez bir kredisi vardır. galatasaray taraftarı genç futbolculara değer verip, gerekli sabrı gösterir. kiralık burdisso'nun yerine, bonservisi galatasaray'da olan koray günter daha iyi bir tercih olabilir.

    ilk yarı 1-1 bitecek diye beklerken futbol sahalarında pek eşine rastlanılmayacak türden bir gol yedik. "antalya gol attı" diyemiyoruz çünkü ceza sahasında oluşturduğumuz kaos ortamı golü getirdi. alex telles'in bilinçsizce vurduğu top, ceyhun gülselam'a çarparak filelerle buluştu. burada lamine diarra'nın ofsayt olduğunu da eklemeliyiz. verilmeyen 1 penaltı ile ortalığı toza dumana katan, suyun karşı yakasında ki takım gibi bu pozisyona ağlayacak halimiz yok. neyse ki yolumuza bu tarz taşların konmasına alışkınız. galatasaray, gerektiğinde hakemi de yenecektir. yenmek zorundadır !

    ikinci yarıda ise antalyaspor skor üstünlüğüyle beraber ayağa iyi pas yaptı.soğukkanlı bir şekilde topu iyi dolaştırması, galatasaray'ın gerekli baskıyı oluşturmasını engelledi. özellikle devre arasında antalya'ya katılan enoh, oyunun her iki alanında antalya'ya çok şey katmış. antalya'yı pasla ikinci bölgeye taşıması, önemli bir artı.antalya-galatasaray maçı *, serkan balcı'nın kariyeri boyunca oynadığı en iyi maçlar arasına girebilir. orta sahada ki dinamizmiyle pas alışverişinde enoh'a yardımcı olması, galatasaray adına işleri daha da zorlaştırdı. titaherhangi bir anadolu kulübünün bünyesinde olması gereken oyuncuların başında geliyor. her sezon belli bir standartta oynayarak, tekniği ve süratiyle fark yaratıyor."beşiktaş'ın, liverpool'dan 8 yiyen kalecisi" olarak tarihe geçen hakan arıkan, yine galatasaray karşısında devleşti. ceyhun gülselam ve sneijder'in şutlarında başarılıydı. ikinci yarıda ise sabri'nin kanadından gelen ortalarda hata yapmadı.

    roberto mancini,oynanan durağan futbolu değiştirebilmek adına ikinci yarıda bazı değişikliklere gitti. veysel'in sağ beke geçmesinin ardından sabri'yi sağ kanatta izlemeye başladık. sabri özellikle son haftalarda muazzam oynuyor. hem savunmada hem hücumda gerçekten efsane bir performans sergiliyor. böyle giderse ebuoe'nin formaya hasret kalacağını söylememiz lazım. mancini'nin yaptığı en önemli hamle, burdisso'yu çıkarıp yerine emre çolak'ı alması oldu.böylece melo'nun stopere geçmesi topu oyuna daha rahat sokma konusunda fayda sağladı. bu değişiklikle beraber galatasaray, çift forvet burak-umut arkasında sneijder ile daha üretken bir yapıya büründü. bu üretkenlik golü de getirdi.selçuk'un ortasında umut bulut usta işi bir kafayla skoru 2-2'ye taşıdı.

    antalyadeplasmanında kaybedilen 2 puanı iş kazası olarak değerlendirmek gerekiyor. yenilen çok basit iki gol moralleri bozsa da takım disiplini ve 4-3-3'ün artık sistem olarak yerleşiyor olması sevindirici. kadro istikrarını tam olarak sağladığımız söylenemese de belli bir sistem üzerinde yola devam ediyor olmamız ileriye umutla bakmamızı sağlıyor. takıma katılan genç futbolcuların idman temposunu arttırdığını da eklemeliyiz. forma rekabeti, futbolcuların daha fazla çalışmasını sağlıyor. roberto mancini'nin maç sonrası söylediği gibi, galatasaray'ın ilk 25 dakikada oyunu kopartabilecek fırsatları yakaladığını ancak bu pozisyonların hakan arıkan'a takıldığını da unutmamak lazım. kaybedilen 2 puan alex telles ve sabri'nin güzel oyunlarına gölge düşürmemeli. önümüzde ki beşiktaşmaçında çok daha iyi bir galatasarayile karşılaşacağımızdan şüphem yok. yeter ki ilk 25 dakikada oynanan futbolu, maçın geneline yayalım.

    http://renginesadik.blogspot.com.tr/...asaray-mac-yazs.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın