• 322
    yahu konuşunca konuştu oluyor. kendi sahandaki maçı vermeyecektin bile demişler. kardeşim maç seyretmezsin nedne konuşursun anlaşılır iş değil. bilmiyormusun kendi sahamızdaki ilk maçı nasıl kaybettiğimizi? bilmiyormusun kazandığımız maçta bile hakem hatalarına rağmen zorla kazandık maçı. farkı açınca hakemlerde bıraktı maçı. böyle taraftar varken ne gerek düşmana.

    bugün resmen takımın emekleri çalındı emek hırsızlarınca. ve buna sessiz kalarak onay veren bir yönetimimizin olduğu da bir gerçek. maç sonrası ağlayan kızların ruh durummunu anlayamazsınzı ne burda olumsuz konuşanlar ne de emek hırsızlığı yapan onursuzlar. hayatımda ilk defa ah anacağım. masum suçları yok falan demeyeceğim inşallah analarından babalarından çoluğundan çocuğundan çıkar bu yaptıkları. evlat acısı çekerlerde akıllarına gelir yaptıkları şerefsizlikler. bunu çok içten söylüyorum...
  • 321
    horakova, maçı uzatmaya taşıyan pozisyonda hatalı yürüme yapmış. herkes deli gibi video paylaşıyor şimdi. neden hiç şaşırmadım acaba.. bize sürekli faul verilmesine, fenerbahçe'nin itme kakmalarına, çullanmalarına, hücum faullerine göz yumulmasını geçtim. ulan her şeye rağmen, bütün şerefsizliklere rağmen şu son topa doğru karar çalınsa maçı alacaktık. edecek laf bırakmadılar, şerefsizce gelen şampiyonluğun bir kere daha kutlu olsun fenerbahçe.
  • 8
    'impossible is nothing'
    'i can do it' ;
    bunlar kapitalist dünyanın, sınırlarınızı zorlayın çünkü bir ihtimal daha var mesajları olabilir, zorlayın ve tüketin;
    fakat şöyle bir şey var;
    'galatasaray adının oldugu her yerde umut vardır'..

    bu serüvene şahit olduk, o zamanlar sonbahardı, sana söz baharlar gelecek dediğimiz cinsten değil ama, beklediğimiz bu bahardı. çiçekler açacaktı bu yolu onore etmek için, geriye dönüp baktığımızda anılarla dolduracaktı zihnimizi, güzel olanlarla değil ama sadece, hayal kırıklıkları ile belki de, ya da daha fazlası.

    yola çıkarken, lakin girdiğimiz bu tünelde, son 100 metreyi kiminle koşacağımız en başından belliyken hem de, diğer aktörleri de sığdırmaya karar verdik güzelce kişisel hafızamızın en sadık yerlerine.

    2010-2011 sezonu, bir yüzyılın ikinci onluğunun en vaat verici olanı, kalanları kırmızıyla dolduracağımıza dair donelerle, ve biriktirerek ilerlemeye kararlı, kah sınırlar içinde, kah ait olduğumuz yerde.

    bazen tribünün en ortasında, bazen elinde sıcak kahve saha içinin tembelliğinde, ama en çok benchin arkasında bir hikaye daha sona ermekte, oyuncularla biraraya gelinen günler, sırf maça moralsiz çıkmasın diye kaptana yenililen pes serileri, netice itibariyle yüreğimizi böldüğümüz parçalardan sultanlara ait olanlarının tatile çıkmadan önceki son atışları.

    yapabiliriz biliyorum,
    ama zombi gibi, sadece odaklanmış, gözü toptan ve kaderdaşlarından başkasını görmeyen, ısırmaya hazır, ancak maç bitiminde salondan ayrılırken dönüp arkasına bakacak olan, yanındaki, arkasındaki onlarca galatasaraylıya ufak gülümsemeler atabilmeyi kendine hedef bellemiş, biraz kafayı sıyırmış oyuncularla.

    hayvansal bir içgüdüyle, 2 gün daha ayakta kalabilmek inancıyla;
    galatasaray ulan !
  • 324
    horakova'nın birinci adımı, ikinci adımı, üçüncü adımı.. bir dakika. burada bir yanlışlık yok mu ya? turnike iki adımla atılmıyor muydu yoksa? kurallar bir an için değişti mi, sırf yaşadıkları olayın etkisini üzerilerinden attırmak için? serinin ilk maçının son topunda ışıl'ın yaptığı stepsi anında çalan kişiler, neden bu maçta horakova'ya çalmadılar, çalamadılar? ne engelledi onları? içleri tamamen rahat etmiştir sanırım, belirlediler şampiyonu güzelce.

    horakova birinci adım, ikinci adım, üçüncü adım.. ve tertemiz bir şampiyonluk.. bu işte emeği olan herkese bravo vallahi, bu sene kadın basketbolundaki kara lekeyi çok güzel bir şekilde oluşturdular, seneye de devam artık aynı şekilde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın