öncesinde, mantık çerçevesinde herhangi bir analizin yapılmaması gereken maç. neden mi? çünkü; ''bu sene, o sene!'' dediğimiz ve güçlü kadrolarla çıktığımız maçlarda hüsrana uğrarken, ''o kadar senedir yenemiyoruz, bu kadroyla mı yeneceğiz?'' dediğimiz ve görece zayıf olduğumuz maçlardan ise 1 puanla ayrıldığımız hatta galibiyeti kaçırdığımız sezonlar oldu.
örnek vermek gerekirse;
galibiyeti kaçırdığımız maçlar:
3 şubat 2008 fenerbahçe galatasaray maçı*: 11 yerli ile çıkıp beraberlikle döndüğümüz maç. fenerbahçe'de ise
lugano,
aurelio,
roberto carlos,
alex gibi isimler vardı. hatta hatırlayanlar vardır, arda'nın sol çaprazdan topu uyuşuk uyuşuk sürüp değerlendiremediği çok net bir pozisyonumuz da vardı.
24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçı: kalemizde aykut'un olduğu, santraforumuz olmadığı için o maçta
pino 'nun santrafor pozisyonunda oynadığı, yedek kalecimizin o zamanlar 18-19 yaşında olduğu ve yedekten maçı çevirebilecek tek ismin
barış özbek olduğu gerçeğiyle çıktığımız maçtan yine 1 puanla ayrıldık. yine hatırlayanlar olacaktır,
pino'nun kaleye girmekte olan topunu
gökhan gönül çizgiden çıkarmıştı.
25 ekim 2015 fenerbahçe galatasaray maçı: bu maçtaki kadroların başabaş olduğunu düşünenler olabilir ancak maç başlığındaki ilk entryleri okuduğumuzda yine umutsuz bir şeklide çıktığımızı gördüğümüz maç.
josef-
mehmet topal orta sahasına karşı saçmasapan bir şekilde selçuk-bilal orta sahasıyla çıktığımız kadıköy deplasmanından hiç beklenmeyen birinin yaptığı -olcan adın- kafa vuruşu sonucu beraberlikle ayrıldık.
bu sene, o sene değimiz maçlar:
9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçı:
kewell,
lincoln,
arda,
baros,
ümit,
nonda hücum hattının gazıyla gittiğimz maçta,
josico-
selçuk orta sahası karşısında 4 gollü mağlubiyet aldık.
25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı: yine
keita,
baros,
elano,
arda,
kewell hücum hattının gazıyla çıktığımız maçta, santraforsuz fenerbahçe'den,
keita'nın gördüğü gereksiz kırmızı kartın da etkisiyle 3 gol yediğimiz maç. üstelik o maça kadar küçük emrah muamelesi gören
guiza'dan topuk golü yememiz de cabası.
* ayrıca bu maçta, malum şahıs, maçın henüz ilk dakikalarında
baros'un ayağını kırarak
* uzunca bir süre kendisinden faydalanamamıza neden olmuştur.
12 mayıs 2013 fenerbahçe galatasaray maçı: şampiyon olarak stressiz bir şekilde çıkacağımız için bu sefer kesin kazanacağız gözüyle baktığımız maçtan, -üstelik ilk dakikalarda öne geçsek de-
webo'nun 4 dakikada attığı 2 gol sonucunda yenilgiyle ayrıldık.
bunca yıl, kadıköy deplasmanlarından önce; kesin yeneceğiz dediğimiz, bu sene de olmayacak dediğimiz, totemler-ters totemler yaptığımız zamanlar oldu ama içimizden bir ses her seferinde ''o sene, bu sene!'' diyordu. bu sene de içimizdeki ses değişmeyecek ve o sene, bu sene olacak inşallah.