• 238
    galatasaray cephesi:

    yine fatih hocanın üçüncü döneminden alıştığımız şekilde bir puanın yeteceği pozisyonda çıkacağız maça. artan performanslar, son dönemde oynanan güzel futbol ve konyaspor maçındaki geri dönüşle beraber havalar mükemmel seviyede. tabi bir de yirmi yıllık kazanamama sürecinin getirdiği ekstra motivasyon söz konusu. 16 mart günü yapılacak taraftara açık antrenmanla da beraber neredeyse şenlik havasında gidecek takım kadıköy'e. ancak şu dikkati de elden bırakmamak lazımdır ki 1 puan ''oh'' değil ''eh'' dedirtir zira önümüzdeki fikstürün nelere gebe olduğunu tahmin etmek zor, gidip gençler deplasmanında mağlup olabiliriz, trabzonspor'a puan kaybedebiliriz. dolayısıyla kendimize kredi açmak adına bu maçtan üç puan çıkartabilmek çok önemli.

    peki galatasaray'ın bu maçta artı özellikleri neler?

    1) ortalama pas hızı/ oyun hızı: galatasaray'ı bu noktada tutan, sezonun yüzde doksanını lider geçirmesini sağlayan en önemli şeylerden biri hızlı futboldur. özellikle kapanan takımlara karşı ciddi bir koz günümüzde. örneğin fenerbahçe takımının gole ulaşma süreleri 20 saniyelere dayanıyorken galatasaray'ın birçok golünde üç dört pasla sonuca gittiğini görebiliriz. haliyle yavaş oynayan takıma önlem almak hamle yapmak kolaylaşırken hızlı oynayana karşı da zorlaşıyor. bizde iç sahada rakip kim olursa olsun direnememesi, ne kadar yaslanırsa yaslansın golü yemesi bu hızın da bir sonucu. belhanda'nın buradaki payını da es geçmemek lazım. talisca ve giuliano hatta mossoro daha çok bekleyerek oynayan dribblingi olmayan oyuncular olduklarından oyunu hızlandıramıyorlar, tempoyu arttırıp kapanan rakibi genişletemiyorlar.

    2) hücum süresi: galatasaray ligin hücumlarının ortalama süresi en uzun takımı. savunma hattını önde kurarak rakibin uzun toplarını karşılayıp yeniden ve yeniden hücum etme potansiyelimiz var. kanatlardaki oyuncularımız rodrigues ve feghouli'nin top tutma becerileri de yüksek olduğu için sıkıştığımız anlarda sahayı enlemesine de boylamasına kullanabiliyoruz. mesela 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçındaki ortalama pozisyonlarımıza bakalım: https://i.hizliresim.com/VrGgoj.png serdar aziz ve maicon dışındaki oyuncularımızın tümünün ortalama pozisyonu rakip yarı sahada. maicon'un da hemen hemen orta saha sınırında. bunu aynı maçta kazandığımız ''24 hava topu'' mücadelesiyle birleştirdiğimizde daha da anlamlı oluyor. serdar ve maicon'un savunma hattında aldığı bu hava topları ( https://i.hizliresim.com/MdbXvg.png ) çok çok önemli. eğer bu topları kazanamasalar savunma bu kadar öndeyken rakibe pozisyonlar verilmesi çok olası. ancak kazanmaları da bir o kadar artı katıyor, hücum sürelerimizi uzatıp rakibi bunaltabiliyoruz.

    3) uzun top yeteneği: tudor döneminde maicon'un sağ çizgiye kadar inip sol kanada attığı uzun paslar malum. fatih hocayla beraberse bu durum beklere yapılan ters ortalara yerini bırakmış durumda. ani bek bindirmeleriyle onlara atılan paslar sistemimizde önemli yer tutuyor. maç başı 32.2 başarılı uzun top ve maç başı 24.1 başarısız uzun top istatistikleriyle de bu alanda en iyi performansa sahip takımız. sadece beklere yapılan ortalarda değil ön alandaki hemen her uzun topumuzda aksiyon yaratabiliyoruz. örnek: karabük maçında gomis'in rodrigues'e pası: http://gph.is/2pdUdcY

    4) oyun coşkusu: sene başından beri galatasaray'ın muhtemelen en büyük farkı. zaten bir şampiyon takımda olması gereken en temel özelliklerden de birisi. rakiplerin kendi sahalarında tıngır mıngır kazandığı onlarca maç, bir o kadar da puan kaybettikleri maç varken bizim sahamızdaki müthiş performansımız, iç saha dış saha fark etmeden kazanma bilinciyle oynamamız önemli. fatih hocanın gelişiyle beraber ikinci yarı performanslarımızı da toparladık. böylece oyunun genelinde rakibi ısıran, hızlı ve hücumcu bir yapıyla oynayan galatasaray var.

    gelelim bizim takımın maça dair sıkıntılı özelliklerine...

    1) ya hep ya hiç mantığı: takımın üzerinde nedense böyle bir algı var. eğer umutları varsa iki fark geriye düştükleri halde öne geçecek performansı sergileyebiliyorlarken oyun anlamında üstünlük kuramamışlar ve maçın artık dönmeyeceğini düşünüyorlarsa tamamen salıyorlar. bunu en net başakşehir maçında gördük. iyi oynadığımız halde yediğimiz ikinci golden sonra oyuncular ümitlerini kaybedip havlu attılar. gomis'in golüyle dirilseler ve rakibi bunaltsalar da ardından gelen yediğimiz üçüncü golle beraber maç tamamen bitti onlar için. veya yeni malatya deplasmanında da aynı şey oldu. özellikle de deplasmanda hakem hatası sonucu bir gol yediğimizde aşırı derecede moral kaybı yaşıyorlar. bunu da şampiyonluğa olan inanmışlığa bağlıyorum.

    ha tabi ya hep ya hiçin bir başka versiyonu da erken gol yediğimizde topla tüfekle hücum etmeye çalışmamız. son konya maçında gol atmak için doksan dakikadan fazla süremiz olmasına rağmen anlamsız bir karmaşaya büründük. ilk yarı sonuna kadar da organize olmakta zorlandık. hal böyle olunca bırakalım kendimize avantaj sağlamayı, kapanan rakibe karşı plansız hücum ederek zaman kaybetmek başka bir şey yapmadık. dediğim gibi bahsettiğim iki durumu sıkça yaşıyoruz. ve bunu ancak seneye düzeltebiliriz.

    2) maçların ikinci yarılarında agresifliğimizi kaybetmemiz: çok önemli bir istatistik var bu konuda. takım ilk yarılar baz alındığında zirvedeki takımlar arasında en yüksek top kapma oranına sahip. ancak ikinci yarılar olaya dahil edildiğindeyse 2. sıraya düşüyoruz. üçüncü ve dördüncü ile olan fark da 0.1'e iniyor. içeride oynanan ve skorun erken elde edildiği maçlarda çok sorun yaratacak bir durum olmasa da deplasmanda kaybedilen puanların en büyük nedenlerinden biri agresif yapımızı koruyamamamız. daha da ötesi tam gole ihtiyacımızın olduğu veya maçı kopartma noktasında olduğumuz bir zaman diliminde bu sertlikten düşerek rakibe daha kolay bir maç şansı sunuyoruz. tabi puan kaybı olarak da bize geri dönüyor.

    not: ilgili istatistik https://i.hizliresim.com/1J3YY5.png - https://i.hizliresim.com/p6aRmo.png

    ektra not: son konyaspor maçında savunma hattımızda görev yapan maicon, serdar, nagatomo, donk, selçuk ve linnes top kapma becerisi gösterirken mariano top kapamayan tek savunma oyuncumuz oldu. https://i.hizliresim.com/z01mY9.png

    3) sol kanat ve sağ kanat dengesizliği:
    galatasaray'ın iç sahada kanat ağırlıkları sol kanat %35, sağ kanat %39
    deplasmanda kanat ağırlıkları sol kanat %31, sağ kanat %41

    deplasmanda iki kanadı arasındaki fark en yüksek takımız. ciddi ciddi bu alanda 18. sırada yer alıyoruz (farkı en az olan birinci) geçen hafta sonunda da söylemiştim bir büyük takımın bu denli tek kanat ağırlıklı oynamaması gerektiğini. zaten bildik şey olan sağ kanat aktivitemize rakipler önlem alıyorlar üstüne de biz maçın içinde devamlı oradan deneyince bir sıkışma yaşanıyor o bölgede. iç sahada yine daha iyiyiz kanat dağılımında ama deplasman karnemiz ürkütücü.

    oyuncu değerlendirmeleri:

    maicon: kesinlikle bu maçta en önemli isimlerden. yapacacağı ve yapamayacağı şeyler doğrudan skora yansıyacaktır. savunmadan çıkışlarda sorumluluk alarak attığı paslar eğer son haftalardaki gibi isabetsiz olursa fenerbahçe seyirci baskısıyla beraber bizi çok bunaltır. taraftarlar da biz top kaybetikçe gaza gelip baskıyı arttırır. tam tersi durumda eğer maicon bu pasları ligin genelinde yaptığı şekilde olumlu kullanırsa da fenerbahçe'yi zor bir maç bekler. gerek kontralarla gerek klasikleşmiş hızlı aksiyonlarımızla skor üretme potansiyelimiz yükselir. ayrıca serdar'la arasındaki mesafeyi çok uzun tutmaması gerekiyor savunma arkasına atılacak toplarda.

    serdar aziz: top kazanma becerisi ve topu oyuna sokmadaki tercihleri oyunun gidişatını etkileyecek. kadıköy'de oynuyoruz diye yine takım saçma sapan hallere bürünmez, olmayacak işler yapmazlarsa serdar'ın rakibe hareket alanı bırakacağını sanmıyorum. yapacağı markajlarla o bölgedeki trafiği öldürecektir. daha da önemlisi en başta belirttiğim gibi merkez civarı hatta hava toplarını süpürdüğü sürece fenerbahçe duvara çarpar gibi geri dönmek zorunda kalacak. bu da hücum sürelerini uzatamamalarına, bizi bunaltamamalarına neden olacak.

    nagatomo: burada kendisi için söyleyeceğim her şey maçta linnes için de geçerli olacak. en başta çok tehlikeli bir noktaya değinmek istiyorum. konyaspor maçında mariano ve nagatomo'nun top kaybettiği noktalar kendi kalemizde gole neden olabilecek noktalardı.

    bakınız mariano'nun top kayıpları: https://i.hizliresim.com/qGaYDR.png
    bakınız linnes'in top kayıpları: https://i.hizliresim.com/3E3D5M.png
    bakınız nagatomo'nun top kayıpları: https://i.hizliresim.com/rOaQkm.png

    onun için rakip yarı sahada kaptırılan bu toplar eğer rakip tarafından iyi değerlendirilirse kötü şeyler başa gelebilir. burada mümkün olduğunca dikkatli oynayarak ve orta oyuncularımızı aksiyon bölgesine yaklaştırarak oynamalıyız ki top kaybı yaşarsak bir müdahale ile kesebilelim. aksi taktirde boşlukları kapatmak çok daha zor olacaktır. bunun dışında hava toplarında rakibin omzuna basmaması çok sevindirir beni, faul vermeye dünden razı bir hakem karşı oynayacağımız için durduk yerde duran top vermeyelim karşı takıma.

    feghouli: aykut kocaman'ın oyuncularına hafta boyunca en çok söyleceyeceği şey ''rodrigues'i iyi marke edin'' olacak. yeri geldiğinde iki kişiyle tutacaklar onu. bizim takım maçın başında bir yoklar rodrigues kanadını, baktık orada hareket edemiyoruz hiç zorlamadan feghouli planını devreye sokmalıyız. hafta arasında da tüm planımızı feghouli üzerinden yapmalıyız ki fenerbahçe afallasın. tabi oyuncunun da yapacağı işler burada çok önemli.

    ----önceki fatih terim vs aykut kocaman maçlarının gol dakikaları----

    (bkz: 7 aralık 2011 galatasaray 3 - 1 fenerbahçe): 33.dk, 41.dk, 66.dk (gs) 92.dk (fb)

    (bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe 2 - 2 galatasaray): 10.dk, 16.dk (fb) 36.dk, 83.dk (gs)

    (bkz: 22 nisan 2012 galatasaray 1 - 2 fenerbahçe): 17.dk, 79.dk (fb) 69.dk (gs)

    (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe 0 - 0 galatasaray)

    (bkz: 12 ağustos 2012 galatasaray 3 - 2 fenerbahçe): 19, 57, 89. dk (gs) 47, 65. dk (fb)

    (bkz: 16 aralık 2012 galatasaray 2 - 1 fenerbahçe): 10, 36. dk (gs) 23.dk (fb)

    (bkz: 12 mayıs 2013 fenerbahçe 2 - 1 galatasaray): 25.dk (gs) 33, 36.dk (fb)

    yani gol dakikalarına baktığımız zaman fenerbahçe'nin kadıköy'de tüm gollerini ilk yarıda , deplasmandaysa skor iki farka çıktığı anlarda ikinci yarılarda bulduğunu görüyoruz. bu da kadıköy'de ilk yarı gol yememenin ne kadar önemli olduğunu bizlere gösteriyor. bir de derbilerde seyirci baskısının dakikalarla ters orantılı olduğu düşünülürse eğer saracoğlu'ndan galip ayrılmak istiyorsak ilk yarıyı kesinlikle ya berabere ya önde kapatmalıyız.

    fenerbahçe cephesi:

    kazanmak zorundalar. diğer her türlü sonuçta maçın sonunda yönetim istifa sesleri duyulacaktır tribünlerde. en büyük dezavantajları aykut kocaman gibi gözüküyor.

    fenerbahçe'nin artıları nedir?

    1) gerilimli atmosferde daha iyi sonuç almaları: uzağa gitmeye gerek yok, bu durumdan bu sezonki beşiktaş maçlarında ne denli faydalandıklarını görebiliriz. resmen bir maç taktiği olarak kavga gürültü çıkartıyorlar, işin kötüsü her defasında da sinir savaşını kazanan onlar oluyor. josef, topal, skertel, alper gibi rakibe adeta kamikaze olarak gönderilen oyuncuları var. bileğe basmayla yavaş yavaş başlayıp dirseğe, çift dalmaya kadar gidebiliyorlar maalesef. önümüzdeki maçtaysa hiç olmadıkları kadar kavgacı olacaklarını düşünüyorum.

    2) oyunun temposunun artmasına izin vermemeleri: hani bir ara fenerbahçe üst üste galibiyetlerle yarışa ortak olmuştu ve aykut kocaman hakkında çeşitli övgülerde bulunuluyordu ya hah işte böylesi kötü bir oyunun dahi skor elde ederek övgü almasının arkasındaki şey tempoydu. kötü oynamalarına rağmen rakibin tempoyu arttırmasına asla müsaade etmiyorlar, maçın genelinde ağır bir futbol oynayarak kalitesizliklerini tempoyu düşürerek örtebiliyorlar. 0-0'a kilitledikleri rakiplerini de kaliteli ayaklarıyla buldukları gollerle yenebiliyorlar. nasıl ki galatasaray'ı buraya kadar getiren hızlı futbol olduysa fenerbahçe'yi buraya kadar getiren de çok ilginç şekilde yavaş futboldu.

    3) top kapma: maç başına 19.2 top çalmayla bu alanda ligin en iyisi konumundalar. ayrıca yine maç başına 16.2 faulle gençlerbirliği ve trabzonspor'un ardından en fazla faul yapan üçüncü takımlar. yani inanılmaz bir sertlikleri var. bunun da oyuna birçok etkisi oluyor.

    fenerbahçe takımının eksileri...

    1) maç başı 45'lere dayanan top kaptırma istatistikleri (iki hafta önceki akhisar maçında yaptıkları top kaybı: 43)
    2) birinci bölgedeki hazırlık pasları: fenerbahçe akhisar maçının pas dağılımları- https://i.hizliresim.com/p6anj0.png ve galatasaray konyaspor maçının pas dağılımları- https://i.hizliresim.com/oOaVAm.png kısacası hemen hemen eşit toplam pas sayısında fenerbahçe birinci bölgede 60 pas yaparken galatasaray 46 pas yapmış.
    3) takım boylarının uzun olması
    4) farklı formasyonlara uyumlu bir oyuncu gruplarının olmaması

    oyuncu değerlendirmeleri:

    hasan ali kaldırım: yetenekli bir oyuncu değil elbette ama bazen yırtık dondan çıkarcasına işlere kalkışabiliyor. mesela birçok maçta takımının en çok şut çeken ismi oluyor enteresan şekilde. öte yandan savunmada en fazla top kaybı yapan oyuncuları açık ara.

    giuliano: uçacak kaçacak maç aldıracak bir oyuncu değil. savunma arkanda boş alan bırakmadığın sürece fazla da imkan tanımamış oluyorsun bu oyuncuya. on numara pozisyonundaki bir oyuncu için fazla garantici kaçmasına rağmen fenerbahçe takımının en çok top kaybeden ismi. top kaybı ortalaması yaklaşık ''8''. ilginç bir özelliği de deplasmanlarda değil iç sahada daha düşük performans sergilemesi.

    toparlayacak olursak umarım kazanarak alnımızın akıyla çıkacağımız, dosta güven verip düşmana da korku salacağımız bir maç olacak. fatih hocaya ve oyuncu grubuna sonuna kadar güveniyorum. maçın sonunda ufaktan da olsa şampiyonluk şarkıları mırıldanmaya başlamamız dileğiyle...

    bu arada daha detaylı okumak isteyenler için önceki maç yazılarını da ekleyeyim:
    (bkz: 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçı/@monacoprensi)
    (bkz: 23 şubat 2018 galatasaray bursaspor maçı/@monacoprensi)
    (bkz: 27 ocak 2018 galatasaray osmanlıspor maçı/@monacoprensi)
    (bkz: 22 ocak 2018 kayserispor galatasaray maçı/@monacoprensi)
    (bkz: galatasaray futbol takımı/#2346672)
  • 279
    galatasarayımızın süper lig 2017-2018 sezonunda çıkacağı 26. hafta mücadelesi.
    11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçından sonra sezon başından beri tüm maçları birlikte izlediğim, totem üstüne totem yaptığım can kardeşimle aldığımız karar sonucu, gündüzünde abdestimizi alıp hacıbayram caminde hacet (dilek) namazı kılmaya karar verdiğimiz ve akşamında da hiç bir şekilde alkol vs. türevlerini tüketmemeye söz verdiğimiz maç aynı zamanda.
    tüm bu kararları almışken dün hayatımın en güzel haberlerinden birini aldım sözlük...
    baba oluyorum*
    cumartesi günü edeceğim duayı sizinle paylaşmak istiyorum.
    allahım!
    doğacak çocuğumu sağlıklı bir şekilde kucağıma almayı nasip eyle,
    doğacak çocuğumun hatrına biz galatasaraylılara kadıköy deplasmanında bir galibiyet hediye eyle, başımızı öne eğdirme yarabbi!
    amin.
  • 356
    sevgili renktaşlarım,

    fenerbahçe kazanır bahsine 250 tl yatırarak fenerbahçe'nin kazanamayacağını garanti altına aldım. ben ki liverpool'un bir maçına 0,5 gol üstü oynayıp maçta 3 tane direkten dönen top ve 1 adet kaçan penaltıya mütevellit kuponu yatmış adamım.
    benim iddaa tutturamama lanetim kadıköy lanetini yer yutar.

    arkanıza yaslanın ve derbimizin keyfini çıkarın.
  • 111
    çok fena bir paradoks içerisindeyim. bu paradokstan da bir totem çıkarma niyetindeyim. şöyle ki; bu yıla kadarki tüm kadıköy deplasmanlarında en iyi halimizde de en kötü halimizde de hep “o sene bu sene” demişimdir. 11 türk’le çıktığımız maçta da, “bam”lı kadroyla meydan okuduğumuz zamanlarda dahi nedense kesin yeneceğiz hissiyatındaydım.

    ilk defa ama ilk defa olmayacak hissi var içimde. belki de yeni kabullendim. paradoks da burada başlıyor. tam bu hissin farkına varınca “yav ilk defa böyle hissediyorum, bu sefer tam tersi olacak galiba” deyip totalde yine galibiyetten emin hale geliyorum. kafamı çok karıştıran maç.
  • 209
    bu maci kazanmanin yolu top oynamamaktir. galatasaray her zaman hucum oynar felsefesini bir kereligine askiya almaktir bir nevi.

    zaten onlar da bu sekilde 3 puan vermiyor. topu oynamana izin veriyor. sen geldikce sert mudahalelerle seni yildiriyor. ozel gorevlendirmeler yaparak birebirde futbolcuyu sindirmeye calisiyor.

    en basit ornegi josef de souza - sneijder eslesmesi. souza ya sneijderi sakatlama gorevi verilmisti. 3 defa kirmizi kart gorecegi maci kart almadan bitirmisti yanilmiyorsam. veya macin sonuna dogru yalandan bir sari kart verilmisti. sneijder sedye ile disari cikmisti.

    hatirladin evet.

    iste boylesine serefsiz bir takim bu. o yuzden onlarin hucum oynayin oltasina atlamayacagiz. direncleri dustugu anda toplu hucum ederek skoru alacagiz.
  • 675
    0-0 bitmesine rağmen bence yakın tarihin en güzel galatasaray-fenerbahçe maçıydı.

    yakın dönemde

    13 nisan 2016 galatasaray fenerbahçe maçı
    8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçı
    22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı
    7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı
    23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı
    12 ağustos 2012 galatasaray fenerbahçe maçı

    gibi bir takımın çok baskın oynadığı derbiler yaşanmış olsa da 2 takımın birden çok iyi oynadığı belki de tek maç buydu.

    maçın oynandığı haftadan önce zirvedeki puan durumu;

    1- galatasaray 53
    2- beşiktaş 50
    3- medipol başakşehir fk 50
    4- fenerbahçe 47

    şeklindeydi ve bu maçtan bir gün sonra da 18 mart 2018 başakşehir beşiktaş maçı oynanacaktı. fenerbahçe şampiyonluk yarışına tutunmak için mutlaka kazanmak zorundaydı ve taraftarları kadıköy derbilerindeki üstün performanslarına güveniyorlardı. süper lig 2015-2016 sezonu'nun başından itibaren çıkmış olduğu 12 derbide 1 galibiyet 5 beraberlik 6 mağlubiyetlik rezil bir performans göstermiş olan galatasaray da 4. döneminin ilk derbisine çıkacak fatih hocaya ve güçlü kadrosuna güveniyordu.

    maçta iki takım da varını yoğunu ortaya koydu. temposu, oyun kalitesi, yoğunluğu ve gerilimi açısından müthiş bir maç oldu. çoğu maçın 2. yarısında olmak üzere iki takımın da 6-7 tane net gol pozisyonu oldu ve maç 2 tarafa da gelip gidebilirdi.

    sonuç olarak kazanıp seriyi bitirememiş olsa da deplasmanda beraberliği alan galatasaray avantajını korumuş ve şampiyon olmuş, fenerbahçe ise bu maçtan sonra 8'de 8 yapmasına rağmen 2.likle yetinmiştir.

    bu maç sonrasında "0-0 biten derbi mi olur" serzenişinde bulunan beşiktaş taraftarı takımlarının bir gün sonra oynadığı 18 mart 2018 başakşehir beşiktaş maçı'nı 30 dakika boyunca 1 kişi fazla oynamasına rağmen başakşehir'e 1-0 yenilmesinin acısını yaşamış, sezonun devamında takımları 29 nisan 2018 galatasaray beşiktaş maçı ile hak ettikleri yer olan 4.lüğe postalanmış, o gün bugündür de belini doğrultamamıştır.
  • 95
    sevgili sözlük, hiç merak etmeyin sizlere galibiyet parolasını açıklıyorum. önümüzdeki hafta bu maçın 10çs bahsine 1000 lira oynayacağım. bahisler açıklandığında buradan capsini de sizlerle paylaşırım. benim için bu galibiyet en az bin lira değerindedir. bendeki iddaa şanssızlığı olduğu sürece de o maç ms2 biter siz rahat olun..

    not: parayı küçümseyecekler için bir üniversite öğrencisinin bin lirası olarak düşünün.
  • 109
    fatih hocanın üçüncü döneminde oynadığımız kadıköy maçlarına ya yarı şampiyon ya da bir puanın bize yeteceği bir konumda çıkmıştık. zaten hep de istediğimizi almıştık. şimdiki durum biraz farklı, beraberlik ''oh'' değil ''eh'' dedirtir. üç puansa 21. şampiyonluğu kazandırır. dolayısıyla bu maça dair beklentilerim oldukça yüksek. ben ki en iyi olduğumuz dönemde dahi kadıköy deplasmanına sıfır puan yazarım ancak bu sefer üç puan bekliyorum takımdan ve fatih hocadan. ayağa pasla sakin oynayacağımız, rodrigues ve feghouli ile kanatları sık kullanarak ilk yarıda atacağımız bir golle istediğimizi alacağımız bir maç olarak görüyorum. maçın sonucuyla beraber de beşiktaş- başakşehir maçlarındaki var olmayan kredimizi var edip şampiyonluğa bir adım daha yaklaşacağız umarım. ayrıca kötü bir skorda enseyi karartmaya da gerek yok zira başakşehir ve beşiktaş da birbirleriyle oynayacak. ki fatih hoca haşortmanlıyı yenecektir.
  • 108
    fernando selçuk orta sahası ile topa basan bir takım olmalıyız.
    belhanda ve feghouli kesinlikle sinirlerine hakim olmalılar. hocanın özel konuşup uyarı yapması şart. yoksa sıkıntı yaşarız.
    fenerin en büyük silahı bu maçları sürekli maçı psikolojik harbe çevirmesi. ilk golü biz atmalıyız. kesinlikle ilk golü biz atmalıyız.
    o zaman oyunu soğutma, sürekli faul yapma vs gibi işlere giremezler. bize kendi oyunumuzu oynama imkanı tanımamak için ellerinden geleni yapacaklar. oyunumuzu bozmak için herşeyi yapacaklar. yıllardır yaptıkları hep bu oldu. hep de planları tuttu. umarım bu sefer tutmaz. umarım bu sefer bu çirkefliklere müsade etmeyiz. belhanda'nın topla çok oynaması, kritik yerlerdeki top kayıpları başımıza inşallah bela olmaz.
    bakalım bu sefer altından kalkabilecek miyiz? allah utandırmasın.
  • 662
    maalesef ciddi tercih hatalarına imza attığımızı düşündüğüm derbi. kadıköy'de kazanamamanın sendroma dönüşmesinden sonra yaşadığımız en büyük problem de bu sanırım. sahaya çıkan oyuncuların hepsi takımın kazanma isteğiyle dolmuş-taşmış haldeler, buna şüphe yok ama işin ucunda tarihe geçme ve kahraman olma isteği; en kritik yerlerde sağlıklı karar vermelerini engel oluyor gibi geliyor bana.

    örneklerle anlatmaya çalışacağım;

    1- rodrigues: http://i.hizliresim.com/BLdzmM.jpg

    ekran görüntüsünde de görüldüğü gibi; belhanda oldukça müsait kaleyi cepheden görür halde, feghouliise biraz dar açıda olmasına rağmen köşede iyi birer pas opsiyonları olarak elleri havada pas bekliyorlar. ancak rodrigues, rakibini geçip kendini şut atmaya öyle bir kenetlemiş ki; kafasını bile kaldırmadan epey cılız bir şutla son derece iyi bir pozisyonu hiç ediyor. burada "belhanda'nın şutu iyi değil, verse nolcaktı ki" diye düşünebilirsiniz ama top belhanda'ya gelse feghouli'yi volkan'la karşı karşıya bırakması işten bile değil.

    2- feghouli: http://i.hizliresim.com/5Dvyr5.jpg

    belki bu sene bu özelliğini çok fazla gösteremedi ama feghouli normalde süratli bir oyuncudur. burada josef'i arkasına almış, nöştader-skrtel ikilisi de açık vermemek için geri geri giderken topu daha fazla sürebilir ve soldan şimşek gibi gelen rodrigues'i görebilirdi. rodrigues görselde biraz arkada gibi gözüküyor ama bildiğiniz üzere açık alanda inanılmaz süratli biri oyuncu ve pozisyonu tekrar izlerseniz gomis'ten çok daha iyi bir opsiyon olduğunu/olacağını öngörebilirsiniz.

    3- feghouil: http://i.hizliresim.com/2JlavE.jpg

    öncelikle burada görsele bakıp biraz abarttığımı düşünürseniz yine pozisyonu tekrar izlemenizi öneriyorum. feghouli topla buluştuğu sırada son derece rahat ve iyi bir zamanı var. rodrigues de soldan şimşek gibi içeri giriyor; hatta öyle ki "ulan volkan bu şutu nasıl çıkardı" diye düşünüp hayallere dalan şener ve dirar donup kalmış vaziyette, arkada son sürat gelen rodrigues'i görmüyorlar bile. ancak feghouli de ilk yarıda rodrigues'in düştüğü hataya düşüp son derece dar açıdan olmayacak bir şut deniyor ve bir pozisyon daha bu şekilde hiç oluyor.

    4- tolga ciğerci: http://i.hizliresim.com/W7PDrQ.jpg

    dünden beri hakkında çok konuşuldu, edildi. fazlasına gerek yok aslında. o pozisyonda sanırım kim olsa şut çekerdi, sadece köşe tercihleri ve topa vurma şiddetleri farklı olabilirdi. yalnız rodrigues'in de bomboş durumda olduğunu ve top ayaktan çıkarken kesinlikle ofsayt olmadığını belirtmek zorundayım.

    bonus: burada teredütte kaldım ama gomis'i de belki bu oyuncuların arasına koyabiliriz. rodrigues'in volkan'dan dönen şutunda topu kontrol etse, etrafında pek bir kimse olmadığından ve hatırı sayılır bir süresi olduğundan daha iyi bir şut çıkarabilir ya da arkasından gelen selçuk'u düşünebilirdi (çok zor ama). ancak bu tip vuruşları da iyi yapabilen bir oyuncu olduğu için bir şey diyemiyorum. kendine güvendi ve defans öyle dağılmışken şansını deneyip işi bitirmek istedi.

    bu maç 17 mart 2012 galatasaray fenerbahçe maçıyla birçok yönden benzerlik taşıyor. o maçı da tekrar bi' izlerseniz; şu maçta yapılan tercih hatalarının çok benzerlerine rastlayacaksınız. umarım hoca bu duruma da bir çare bulabilir.
  • 6
    bu maça kadar yalnızca bir beraberlik alırsak zaten şampiyon oluruz.

    bu maça kadar 11 maçımız var. 10 g 1 b ---> 31 puan.

    mevcut puanımız 29, 29 + 31 = 60 oluyor. bu maçla birlikte 9 maç kalıyor, 4 g 3 b 2 m bile bizi 75 puanla şampiyon yapar.

    zaten biz 60 olduğumuz hafta diğer rakiplerimiz birbiriyle maç yaptığından puanları en fazla yine 50-52 civarında olacaktır. o şekilde olursa da şampiyonluk havasına girmiş galatasaray taraftarı oradan şampiyonluğu vermez.
  • 169
    hakkında futbol konuşmayacağımı söylediğim ama hakkında bahsedilecek başka meselelerin kesinlikle olduğu maçtır. hurafelere ben de inanmak istemesem de stadın yakınındaki türbenin varlığı her mağlubiyetten sonra içimi ürpertmektedir. ha bir de taraftarımızın içeriye alınmadığı, tezeklerle maç izlediği günlerde çocukluk ve ergenlik geçirdim. aziz de bu kadar medyayla içli dışlı değildi zaten ister istemez karanlık ve pis gözüktü gözüme bu kuşlar.
    işte bu durumların hepsi kafamda birleşince pazar akşamı normal bir maç izlerken bile içimde bok gibi bir his oluşur. (anlattığım enstantanelerin çoğu pazar derbilerinden) allah'a şükür ki orada kupa aldık da bir nebze içim soğudu. ( maç cumartesiydi :) )
    ha büyü diye bir şey varsa ve aziz bunu yaptırdıysa zaten içimiz rahat olsun. allah'ın selamı adanalı fatih'in yanında olacaktır. büyü ile değil alın teri ile bir şeylerin gerçek olduğu ortaya çıkacaktır. son olarak da maç cumartesi gecesi olduğu için bir nebze moralli izleyeceğim fakat; yine de unutmamalıyız ki o gece orada futbol dışında her şey olacak. umarım aslanlarımız sahada sakin olur.
    ergenliğe giren her müslüman taraftarımız boy abdestini alsın. her hristiyan taraftar durmadan istavroz çıkartsın, her musevi kendi inancına göre bir ibadet yapsın ve her ateist de bilimsel olarak o maçtan nasıl alnımız ak çıkabileceğimizi düşünsün. neo-paganist inançları olanlar da yağmur dansı yapabilir. farkındayım çok boş konuşuyorum ama cidden bu maçı iki haftadır beklemek ve her gece uyumadan beynimde oynamak sinirlerimi bir hayli yıprattı. uzun ve gereksiz entry için özür dilerim.
  • 267
    hissedilen sıcaklığın 18°c olacağı bir havada oynanacak olan derbi. rüzgâr kuzeydoğu yönünden 13 km/s hızla esecek. yağış olasılığı %1. gökyüzünün %99'u maç saatinde bulutlarla kaplı olacak ki 18 mart 2018 pazar günü beklenen şiddetli yağışın habercisi bu. maç saatinden önce ise termometreler gün içinde 25°c'leri gösterecek. libya üzerinden gelen sıcak hava dalgasıymış bunun sebebi.

    gökhan abur was here :( http://gss.gs/h00 *

    yarın güneş istanbul'a saat 07.13'te doğacak ve biz galatasaraylılar o dakika uykularımızdan uyanıp "güneş doğarken ardından tepelerin, zürriyetini mıncıklayalım fenerbahçe'nin" diyeceğiz...

    şartlar bafe'nin fenerbahçe'yi bafilemesi için gayet müsait. gazamız şimdiden mübarek ola...

    edit: link tazelendi.

    maç sonrası edit'i: yine olmadı :(
App Store'dan indirin Google Play'den alın