421
maçtaki ısı haritamız: https://i.hizliresim.com/VrRrDj.png
bir büyük takımın bu denli tek taraflı, tek kanatlı oynaması hiç doğru değil. zaten sene başından beri sağ meyilli bir futbol oynadığımız aşikarken ve rakipler de her maç bu bölgeye ekstra önlem alıyorken maçın içinde inatla sağdan gitmeye çalışmamız bize vakit kaybettirmekten başka bir şey yapmıyor. ha gollerimizin büyük kısmı sağ kanat aksiyonlarından geliyor bu çok doğru ama bir fark var. solu kullanmayıp sürekli sağdan akın ettiğimiz esnada gol bulamıyoruz bu bölgeden, her iki kanadı işler hale getirdiğimiz dakikalardaysa sağ kanat aksiyonlarımız gole dönüşebiliyor. bu önemli bir fark.
bu duruma neden olan herhangi bariz teknik neden de yok üstelik. merkez üçlümüz donk-selçuk-belhanda sağ ayaklı dolayısıyla topu kontrol ettiklerinde sağa yöneliyor olabilirler tamam da bu seviyeye çıkmış oyuncuların sorun yaşayacağı şeyler değil bunlar. belhanda her iki kanada da aynı derecede gidebilen bir oyuncu, sol taraftaki bekimiz nagatomo belki takımın en güvenilir ismi, aynı zamanda en hücumcu beki. öndeki rodrigues zaten ''at topu fink'e'' klasında biri, ee sağ tarafımızda da messi oynamadığına göre eğer doğru bir taktiksel çalışma yaparsak solu da kullanabiliriz. sorun şu ki kullanamıyoruz...
bir diğer konumuza gelirsek,
golü henüz 1. dakikada yemişsin ve önünde doksan dakikadan da fazlası var. panik yapmanın, hemen taarruz moduna geçmenin bir anlamı var mı yahu. bu maça kadar çıktığımız 12 iç saha maçında toplam 36 gol attık, maç başına 3 gol yapıyor. yani normal oyununu oynayıp panik yapmasan, hadi rakibin de kapandı diyelim ki her rakip arena'da kapanıyor zaten, en az 2 gol bulursun. hafta içi yaptığın tüm çalışmaları çöpe atıp langur lungur hücum edince yok yere maçı da zora sokuyorsun. maçın ilk yarısı boyunca bu panik havasından kurtulamadık maalesef. ikinci yarı biraz daha derli toplu oynadık, skora da yansıdı oyunumuz.
olumlu yanları da konuşalım biraz. erman toroğlu'nun dediği gibi fenerbahçe bayıltıyor, galatasaray ayıltıyor. sadece fenerbahçe'ye kıyasen de değil yarıştaki tüm rakiplere kıyasen. hani derler ya şampiyon takım gibi oynamak diye hah işte galatasaray her ne olursa olsun şampiyon takım gibi oynuyor. kulübede hakeme ve kararlara isyan eden insanlar, sahada beraberlik için değil galibiyet için oynayan oyuncular... muslera bugün birkaç kez kıpkırmızı kesildi sinirinden. serdar aziz ve maicon hakeme ağız burun girecek diye korktuk hep beraber. ikinci golün sevincinde 2011-2012 sezonunun kenetlenmesini gördük: https://twitter.com/...s/972905019262603265
nagatomo ve linnes de büyük bir artı bizim için. her iki bekinin de böyle ciğersiz ve bindirme yapan tarzda olması büyük şans bir takımda. her versiyona uygun olmaları da var tabi. bilhassa nagatomo'nun teknik kapasitesi iyi durumda ve istasyon görevi görebiliyor. içeri kat edebiliyorlar, kenardan bindirebiliyorlar. savunmada ayakta kalıp alan daraltabiliyorlar. orta konusunda da son on on beş senenin en iyi üç dört bekinden ikisi konumundalar. başakşehir'de sadece savunmada durup ileri katiyen çıkmayan bir clichy ve top tekniği olarak güvenemeyeceğiniz bir caiçara, beşiktaş'ta posası çıkmış caner erkin- gökhan gönül ikilisine ek olarak arada bir iyi oynayan adriano, fenerbahçe'de allah'a emanet giden hasan ali- ismail köybaşı ve isla- şener varken takımımızın yukarıdaki yeteneklerde kaliteli oyunculara sahip olması dediğim gibi büyük artı. işin acayibi yedek oturması gerektiğini düşündüğümüz bir de mariano'muz var rakiplerdekilerden kat kat iyi olan.
ve bu takım seneye daha da iyi olacaktır. arena'da böyle bir performans sergiler, kadroya selçuk inan yerine top tekniği yüksek ama fizik gücü de sağlam bir sekiz numara ekleyebilirsek içeride dışarıda zor puan kaybeden bir takıma dönüşürüz.
haftaya kadıköy'den üç puanla dönmeniz dileğiyle bizim takım! (bkz: sen şampiyon olacaksın)
bir büyük takımın bu denli tek taraflı, tek kanatlı oynaması hiç doğru değil. zaten sene başından beri sağ meyilli bir futbol oynadığımız aşikarken ve rakipler de her maç bu bölgeye ekstra önlem alıyorken maçın içinde inatla sağdan gitmeye çalışmamız bize vakit kaybettirmekten başka bir şey yapmıyor. ha gollerimizin büyük kısmı sağ kanat aksiyonlarından geliyor bu çok doğru ama bir fark var. solu kullanmayıp sürekli sağdan akın ettiğimiz esnada gol bulamıyoruz bu bölgeden, her iki kanadı işler hale getirdiğimiz dakikalardaysa sağ kanat aksiyonlarımız gole dönüşebiliyor. bu önemli bir fark.
bu duruma neden olan herhangi bariz teknik neden de yok üstelik. merkez üçlümüz donk-selçuk-belhanda sağ ayaklı dolayısıyla topu kontrol ettiklerinde sağa yöneliyor olabilirler tamam da bu seviyeye çıkmış oyuncuların sorun yaşayacağı şeyler değil bunlar. belhanda her iki kanada da aynı derecede gidebilen bir oyuncu, sol taraftaki bekimiz nagatomo belki takımın en güvenilir ismi, aynı zamanda en hücumcu beki. öndeki rodrigues zaten ''at topu fink'e'' klasında biri, ee sağ tarafımızda da messi oynamadığına göre eğer doğru bir taktiksel çalışma yaparsak solu da kullanabiliriz. sorun şu ki kullanamıyoruz...
bir diğer konumuza gelirsek,
golü henüz 1. dakikada yemişsin ve önünde doksan dakikadan da fazlası var. panik yapmanın, hemen taarruz moduna geçmenin bir anlamı var mı yahu. bu maça kadar çıktığımız 12 iç saha maçında toplam 36 gol attık, maç başına 3 gol yapıyor. yani normal oyununu oynayıp panik yapmasan, hadi rakibin de kapandı diyelim ki her rakip arena'da kapanıyor zaten, en az 2 gol bulursun. hafta içi yaptığın tüm çalışmaları çöpe atıp langur lungur hücum edince yok yere maçı da zora sokuyorsun. maçın ilk yarısı boyunca bu panik havasından kurtulamadık maalesef. ikinci yarı biraz daha derli toplu oynadık, skora da yansıdı oyunumuz.
olumlu yanları da konuşalım biraz. erman toroğlu'nun dediği gibi fenerbahçe bayıltıyor, galatasaray ayıltıyor. sadece fenerbahçe'ye kıyasen de değil yarıştaki tüm rakiplere kıyasen. hani derler ya şampiyon takım gibi oynamak diye hah işte galatasaray her ne olursa olsun şampiyon takım gibi oynuyor. kulübede hakeme ve kararlara isyan eden insanlar, sahada beraberlik için değil galibiyet için oynayan oyuncular... muslera bugün birkaç kez kıpkırmızı kesildi sinirinden. serdar aziz ve maicon hakeme ağız burun girecek diye korktuk hep beraber. ikinci golün sevincinde 2011-2012 sezonunun kenetlenmesini gördük: https://twitter.com/...s/972905019262603265
nagatomo ve linnes de büyük bir artı bizim için. her iki bekinin de böyle ciğersiz ve bindirme yapan tarzda olması büyük şans bir takımda. her versiyona uygun olmaları da var tabi. bilhassa nagatomo'nun teknik kapasitesi iyi durumda ve istasyon görevi görebiliyor. içeri kat edebiliyorlar, kenardan bindirebiliyorlar. savunmada ayakta kalıp alan daraltabiliyorlar. orta konusunda da son on on beş senenin en iyi üç dört bekinden ikisi konumundalar. başakşehir'de sadece savunmada durup ileri katiyen çıkmayan bir clichy ve top tekniği olarak güvenemeyeceğiniz bir caiçara, beşiktaş'ta posası çıkmış caner erkin- gökhan gönül ikilisine ek olarak arada bir iyi oynayan adriano, fenerbahçe'de allah'a emanet giden hasan ali- ismail köybaşı ve isla- şener varken takımımızın yukarıdaki yeteneklerde kaliteli oyunculara sahip olması dediğim gibi büyük artı. işin acayibi yedek oturması gerektiğini düşündüğümüz bir de mariano'muz var rakiplerdekilerden kat kat iyi olan.
ve bu takım seneye daha da iyi olacaktır. arena'da böyle bir performans sergiler, kadroya selçuk inan yerine top tekniği yüksek ama fizik gücü de sağlam bir sekiz numara ekleyebilirsek içeride dışarıda zor puan kaybeden bir takıma dönüşürüz.
haftaya kadıköy'den üç puanla dönmeniz dileğiyle bizim takım! (bkz: sen şampiyon olacaksın)