2011-12 EuroLeague 5.Hafta Maçı
20:00 Abdi İpekçi Spor Salonu
66 - 70
  • 51
    we are the best ! we are the best ! we are the best galatasaray !

    harika bir akşamdı. tribünler çok iyiydi. ancak çok daha iyi olabilirdi. ama sakın yanlış anlaşılmasın tabi ki çok iyiydi ama olağanın üstünde bir durum da yaşanabilirdi tribünlerde. bugün bilinçli istekli ve başarılı yılları ruhunda hisseden bir taraftar vardı.

    takım hakkında söylenecek çok fazla birşey yok. ekstra durumların dışında bu takımın genel kimliği pes etmemektir. her koşulda ve her şekilde mücadelesini ortaya koyan zorlayan bir ekip oktay mahmuti'nin eseri.

    çok değil 1 sene sonra kötü sonuçlar aldığımızda yollarız oktay hocayı. ne yazık ki beynime yerleşmiş olan bu "nasıl olsa o da bir gün olmayacak" düşüncesi tüm enerjimi alıyor. ilginç bir hastalık öyle değil mi?

    bu maç şüphesiz tüm galatasaraylılar için bir milat olmuştur. bundan sonraki maçlarda çok daha sağlam bir tribün olmaması için bir sebep yok...
  • 52
    vay bee cimbomum devlere kök söktürüyor... yıllar önce bu heyecanı futbolda yaşıyorduk, yemin ederim bir gram farklı hissetmedim basketbol maçında. demek ki içimize o heyecanı sokan futbol değil galatasaraymış. evet bunu zaten biliyorduk diyeceksiniz ama kontrollü deneylerle kanıtlamış olduk (u: kötü mü ettik? ). atmosferi görünce benim bile sahaya çıkıp oynayasım geldi.biz gidemedik * ama oraya gidip destek veren kardeşlerimiz verdikleri destekle gidemeyişimizden duyduğumuz üzüntüyü en aza indirdi. hepsinin diline sağlık. ama bilin ki tvden izliyoruz duyulacak mı sanki demedik sizin kadar ateşli bir şekilde yırtındık tv başında. o kadar yaklaşmıştık kazanmaya, ah cevher ah diyorum * * * .
  • 53
    öncelikle galatasaray taraftarı hafta içi bir maça, bir basket maçına tam kadro gelmiştir. gencinden yaşlısına, çocuğundan bayanına her yaştan ve cinsiyetten bir taraftar kitlesi vardı. sonuna kadar desteğini verdi, takım da sağolsun bu desteği karşılıksız bırakmadı.

    euroleague'de şimdilik yeniyiz, buna rağmen euroleague'de tecrübeli ve güçlü konumunda bulunan takımlara karşı savaşımız sürüyor, son topa kadar mücadelemiz devam ediyor edecekte.

    takımımızda görüldüğü üzere dış şutlar en büyük eksikliğimiz ne yazık ki. ben sayamadım kaç tane 3'lük kaçırdığımızı. pota altında da andric'in istikrarsızlığı, zaza pachulia'nın nesi var bilmiyorum ama bu şekilde çok kötü, furkan aldemir yine elinden geldiğince mücadelesini etti.

    maç sonunda çoğu taraftar şanssızlıktan yakındı ama bu kadar çok şut kaçırmak artık şanssızlık değil bence. maç sadece 4 sayı farkla bitti, o şutları takımımız kalitesi ölçüsünde yüzdeli atabilsek barcelona regal'e fark atmış olacağız.

    taraftarla başladım o şekilde de bitirelim. maçın bitiş düdüğüyle beraber yenilsen de yensen de başladı hep bir ağızdan o gurur da hem bize hem de basketbol takımımıza yeter.
  • 56
    takımımızın ve maçın en skoreri 17 sayıyla luksa andric oldu. barça nın en skoreri ise 14 sayıyla erazem lorbekti. 4/15 gibi bir rakamla 26.6% gibi sikimsonik bir üçlük yüzdemiz olunca maçıda kaybettik haliyle. barçanın hücum sürelerinin sonlarındaki sallamasyon atışlarının girmesinden bahsetmedim bile bak.

    buyrun buda maça ait tüm istatistikler;

    http://gss.gs/sz
  • 57
    galatasaray mp'nin oyun karakterini ortaya koyduğu maç. peki nedir bu oyun karakteri diye soracak olursanız son topa kadar mücadele derim ben. taraftarın da büyük desteğiyle bugün bu maçı kazanmamak elde değildi. özellikle barcelona'nın 3 sayı çizgisinden yakaladığı yüzde maçı kazanmalarında büyük etki oldu. hatta lorbek'in bir şans topu var ki akıllara zarar. ha takımızda lakovic'ten gelecek sayılar belki bizi galibiyete taşıyacaktı ama olmadı. barcelona gibi bir takımı 70 sayıda tutmak da her baba yiğidin harcı değildir. savunmadaki inanılmaz karakter bugün bunu gösterdi. tutku'nun sakatlanması da maça etki etti denilebilir zira andric'i sayıya götüren oyuncuların başında tutku geliyor. cevher'in de artık skora katkı vermesi gerekiyor, skor yönü olarak geçen seneki performansından çok uzak. bu maç gösterdi ki hem taraftar bazında hem de oyun karakteri bazında takımımız artık iyiden iyiye kenetlenmiş durumda ve yenilgide dahi takımın verdiği mücadele gurur veriyor. yine de;

    (bkz: son topa kadar saldır galatasaray)
  • 58
    tribünüyle, takımıyla, herşeyiyle efsane bir maçtı efsane. son çeyreği bir an olsun oturmadan izledim. son topa kadar diyorduk ya, işte bundan bahsediyorduk.

    20 sayı geriden barcelona gibi + yenilgisiz bir takımı az kalsın yeniyorduk, maç içerisinde kaçırdığımız onca üçlükten biri girseydi tarih bizim galibiyetimizi yazacaktı. lanet olsun ki tarih kazananları yazıyor.

    ama olsun. bu maç olmaz diğer maç olur nedir ki. büyüklüğün, yaşattığın heyecan, gurur yeter yenilmez armada.

    keşke maç sırasında sözlük patlak olmasaydı da maçın coşkusunu sözlükte de yaşasaydık. gerçi izlemekten bir şey yazamazdım ya neyse. *
  • 62
    barcelona bençinin arkasında izledim bu maçı. molalarda filan bir allahın kulu koçunun yüzüne bakmıyordu. herkesin gözü tribünde, hepsi etrafta neler olup bittiğine anlam vermekle meşguldüler.

    kişisel fikrim şu ki, bu akşamki oyuncu grubundan en az 2-3 kişi önümüzdeki senelerde galatasaray forması giyer. para filan da vermezsin. öyle oynarlar. valla.
  • 64
    her şeyden önce maçın hiçbir anında mücadelesini bırakmayan, sonuna kadar elinden gelenin kat be kat en iyisini yapan bu aslanlara kocaman bir teşekkür. 20 sayılık farkı hem de barcelona * gibi bir takıma karşı 2 sayıya kadar indirmek benim diyen takımın harcı değildir. işte bizim çocuklar istedikleri zaman, oyun disiplininden kesinlikle kopmadan, hücumda da, savunmada da mükemmel performanslarını sürdürerek yenemeyecekleri takım olmadığını göstermişlerdir. boş atışlarda kaçırdığımız o 3'lükler girseydi ah işte girseydi.

    alkışı hakedenlerden biri de tabii ki sizsiniz, taraftarımız. o ne güzel ambians, o ne güzel heyecan. ellerine, ayaklarınıza, ağzınıza sağlık.
  • 65
    muhteşem bir maçtı. öncelikle maça giden ve takımına sonuna kadar sahip çıkan büyük galatasaray taraftarına bir alkış. ardından oktay hoca'ya galatasarayı bir basketbol takımına çevirmesi ve kendine ait özel bir taraftarı olmasını sağladığı için büyük bir alkış.

    maç hakkında pek fazla şey yok aslında. barcelona bu ligin bana göre en iyi takımı. yenmemiz süpriz olurdu. basketbol , futbol gibi değildir. futbolda iyi takımı yenmen mümkündür. basketbolda ise çok daha ekstra şeyler olması lazım. dün taraftar bu ekstralığı fazlası ile sağladı takımımıza ancak bir türlü top bizi sevmedi. tabi biraz da cevher'in kabahati var ancak suçlamanın ya da saldırmanın alemi yok. ayrıca zaza'nın sakatlığı olmasa ve adam gibi süre almaya başladığında galatasaray bambaşka bir takım olacak. lakovic'in top kullanmaması onun suçu değil. barcelona lakovic'e ciddi anlamda önlem almış. fark ettiyseniz lakovic'in dibinde sürekli bir adam vardı. aslında oktay hoca bundan yararlanıp cevher'i ekstra paslarla boş bırakmayı söylemiş ki yaptık da. ama gel gör bir türlü sokamadık 3lüğü.
    tutku-andric ikilisine ayrı bir parantez açmak gerekiyor diye düşünüyorum. bu kadar uyumlu ikili pek gelmez piyasaya. bu sadece türkiye için değil dünyanın genelinde böyledir. sanki birbirlerinin düşüncelerini okuyorlar. stockton-malone ikilisi demek daha doğru olur herhalde. bu ikili rotasyonlarda çok can yakacaklar.
    barcelona karşısında 20 sayıdan gelip son topta kaybetmek(bana göre son toptu) herkesin işi değil. galatasaray'ım çok büyük karakter koydu ortaya.

    son olarak bir şey daha, biz basket takımı olarak daha çok yolun başındayız. evet yıllardır şubemiz var ancak ilk defa bu kadar organize ve bu kadar kuvvetliyiz. ancak tahminim tam olarak istediğimiz düzeye 1,5 sene sonra filan geliriz. bu noktada galatasaray taraftarına çok büyük iş düşüyor. takımını asla bırakmamalı, büyük maç küçük maç demeden o salonu doldurmalıyız.
  • 66
    maç ulaştığı en yüksek fark olan 20 sayıyla bitse bu kadar koymazdı herhalde. 20 sayıdan dönüp son topta kaybetmek insanın içine oturuyor. her şeye rağmen parkedeki mücadele gurur vericiydi. bu sezon sıklıkla kullandığımız son topa kadar parolasının vücut bulduğu bir maçtı ama biraz da şans yardım edecek. elin lorbek'i 9 metreden süre bitiyor diye topu potaya savurur panyalı girer, bizim boş şutlar içinden çıkar.

    maçın incesine girmeye gerek yok. 20 farktan sonra parkeye koyulan karakter ve maçın son topa kadar bırakılmaması kağıt üstünde kaybedilen maçın kazanç hanesinde yer alıyor. kaybede kaybede kazanmayı da öğreneceğiz elbet.
  • 67
    bu sene sadece 1 periyod keybetmiş takımı 2 periyod yenip 1 periyod berabere kalıyoruz, ikinci yarıda sadece 26 sayı yiyoruz, son periyodda 9 sayı izni vermişiz ama lorbek,wallace in o iki inanaılmaz üçlüğü ile furkanın iki pozisyonda basket faul alamaması belki küçük ayrıntı ama maça neden oldu bence.
    böyle oynasınlar can feda zaten. tamda istediğimiz gibi son topa kadar hep birlikte. zaten ilk 4 maçın 3 ü deplasmandı. barcelona (2) ve siena nın deplasmanından mağlubiyetle ayrılacağımızı hemen hemen herkes biliyordu fakat kendi evimizdeki unics kazan maçının mağlubiyeti inanılmaz süpriz oldu. hemde domercantın o inanılmaz üçlüğü ile. 2 deplasman galibiyeti ile devam ediyoruz. prokom, olimpia ve sienayı içerde yeneceğimize zanı gönülden inanıyorum. deplasmanda unics kazanı da yenip grubu en kötü 3 . olarak bitireceğimizi düşünüyorum. hep böyle son topa kadar yenilmez armada.....
  • 68
    oktay hocanın zekası karşısında eğiliyorum.

    bazen düşünüyorum da, o yanlış forma olayı hazırlık maçındaki, aldığımız cezalar, koçun gitmesi... hayırlı mı olmuş ne?

    tüm onlar olmasaydı, cemal nalga olayı yaşanmasaydı, belki bugünleri göremeyecektik.

    dün, ne yazık ki gidemediğim maçı, tv'den izledim.

    barcelona ile başa baş mücadelemizi hayranlıkla seyrettim.

    20 sayı farka teslim olmayıp, o farkı 2 sayıya kadar indirişimizi de.

    varsın 4 sayı fark ile kaybetmiş olalım, salonda bir seyirci bile harcadığı zamana, verdiği paraya ve gırtlağına acımıyordu dün eminim. bir seyirci bile mutsuz değildi, daha doğrusu kaybetmenin mutsuzluğu vardı elbet ama sebebi ruhsuzluk değildi.

    dün ben oyuncularımızın, ayrı ayrı hepsinin, tüm varlıklarını ortaya koyduklarını gördüm.

    hepsine ayrı ayrı helal olsun.

    haftasonu inönü'de kaybedeceksek futbolda, aynen böyle kaybedelim.

    7 aralık'ta fenerbahçe'ye kaybedeceksek, yine böyle olsun.

    elbette gönül kazanmak ister.

    ama kazanmanın da kaybetmenin de olduğu bu oyunlarda, kaybetmelerimizi de hep böyle yaşayalım inşallah.
  • 69
    ofsayt entry'lerim arasına bir tane daha entry kattı bu maç ve bundan oldukça memnunum. aslında öngördüğüm gibi gelişmedi maç; bol sayılı ve ilk yarısı başa baş gidecek bir maç bekliyordum ben. ikinci periyottaki sert düşüş olmasa sonuna kadar ortak gidecektik belli ki maç içinde. "sikmeseler bari" bakınızını da karşımızda siena maçında olduğu gibi fark atabilecek bir rakip olduğu için verdim. yoksa aslanların mücadelesinden zerre kadar kuşkum yoktu. yakından takip edenler bilir, basketbolda futbol kadar sürprize yer yoktur. bugün futbol takımımız dünyanın en iyi takımıyla maça çıksa kazanma ümidiyle sonuna kadar desteklerim. basketbolda da desteklerim ama aklımın bir köşesinde "sikmeseler bari" bakınızı durur :) bunun sebebi basketbolda, futboldaki gibi kenar yönetimin pasif kalması durumu olmamasıdır. misal bir seri oldu maç içinde, şak mola alınır, sorun yaratan bölgeye müdahale edilir. futbolda hem oyuncu değiştirme seçeneğiniz kısıtlıdır, hem de mola alıp oyunculara taktik hatırlatma şansınız yoktur. "aslanım, koçum yürü be!" bir yere kadardır yani basketbolda, taktikler ve oyuncu kalitesi konuşur özellikle maçın sonunda.

    bilmem dikkat ettiniz mi fenerbahçe ile oynadığımız basketbol finallerini hep son saniyelerde kaybettik. işte söylemek istediğim şey de bu: ne kadar yürekli oynarsanız oynayın, "winner" oyunculara sahip olmadığınız sürece son anlarda kaybettiğiniz maçların sayısını hatırlayamazsınız. ben birkaç sene içinde basketbolda bunu kıracağımızı öngörüyorum şimdiden. bu spor futbola göre daha fazla emek istiyor yönetim açısından. bakın o kadar çalışılmasına rağmen avrupa kupasında yer aldığımız grupta iki tane takımı yenmemizin imkansıza yakın olduğunu biliyoruz. taraftar açısından problemlerimizi aşmış gibi görünüyoruz ama en ufak sabırsızlık, yıllardır yeniden inşa edilmeye çalışılan "galatasaray bir basketbol ekolüdür" fikrini zihinlere yerleştirme çabasını yerle bir edebilir. yüreği büyük oyuncu kadrosunu, bahsettiğim "winner" adamlarla takviye ederek hedefe yürüyecek gerçek bir yenilmez armada kurmamız yakındır.
  • 70
    galatasaray taraftarının, takımın performansını ne denli yukarı çekebildiğini bir kez daha görme fırsatımız oldu bu maçta. anadolu efes maçında da salon doluydu lakin çok etkili değildi. barcelona maçında ise salon hem dolu hem de etkiliydi. hal böyle olunca, yeniden yapılanmanın ikinci yılında olmamıza rağmen, bu takım barcelona gibi bir dev karşısında 20 sayı farktan geri gelip maça ortak olmasını bilmiştir.

    takım geriye düşmesine rağmen kimse umudunu kaybetmedi. atılan her sayı taraftarı ateşledi. ki kritik zamanlarda gelecek bir üçlük, galatasaray'ın bu maçı kazanmasını sağlayabilirdi.

    fenerbahçe ülker maçında sekizbin küsur, bu maçta da onikibin küsur seyirci vardı öyle mi?

    euroleague önümüzdeki sene bu takıma a lisansı vermezse, bu seyirci gider alır o a lisansını söyleyeyim. gerek anadolu efes olsun gerekse de unics maçı olsun, bu şekilde atmosfer yaratılamadı. yaratılmış olsaydı, barcelona karşısına iç sahada henüz yenilmeyen takım sıfatıyla çıkardık. maçtan önce 15/15 üçlük atan navarro etkilendi yahu, efes ile unics kimmiş?

    asseco prokom maçında da aynı atmosferi görmek umuduyla.
  • 71
    ali samiyen spor kompleksi türk telekom arena'da açtığımız ''taraftarınla birlikte savaş'' pankartını yansıttı dün basketbolcularımız. nitekim kenetlenmemiz 20 sayıdan farkı 4 e indirmemize olanak sağladı. atmosfer harikaydı barcelona oyuncuları dün resmen ultraslan'ın etkisinde kalmıştı maçtan sonra o atmosferde bi an sandım biz yendik izlenimi yarattı. hala tezahüratlar devam ediyordu maç sonrası.

    basketbol takımımıza değinicek olursak böyle maçların önemi çok fazla ister yenilelim yenelim ilk defa katıldığımız euroleagu'de tecrübe kazanıyoruz artık seneye yapılıcak planlarda bu seneki euroleague maçlarının izlenimiyle yapılıcaktır tahminimce.

    şuna değinmeden geçemicem navarro gibi bi yıldızı izlemekte büyük bir keyifti her ne kadar sözle taciz etsekte öyle böyle maçta laf ettiysekte şuan sakin kafayla düşündüğümüzde navarro gibi bi yeteneği izlemek bizim için bir şanstı.
  • 72
    euroleague geleneğine giden yolda çok önemli bir kilometre taşı oldu bu maç. adıyla,takımıyla ve muhteşem taraftarıyla top class bir euroleague kulübü olacağını dosta düşmana gösterdi şanlı galatasaray. alışılmışın çok tersine çok sistemli bir şekilde basketbol organizasyonunu büyük oranda tamamladık. artık yapılacak şey,kurulan organizasyonu güçlendirmek için sağlam bir altyapı hamlesi ve estetik bir mimariye sahip güzel bir salon inşaa etmek. bu ikisi de gerçekleştiği taktirde sponsor gücüyle ve kendi kaynaklarımızla her sene adı euroleague şampiyonluğun 2-3 adayından biri olarak geçen bir basketbol takımımız olur.
  • 73
    sınav sistemine vize programlarına ve hafta içi maç koyulan euroleague'e az sövmedim.unick kazan maçından sonra gitmeyi çok istediğim ama terfik göz önüne alınırsa 2.yarıyı pas geçtim 4.periyota anca yetişebilirdim.unick maçı tecrübesinden yol çıkarak diyorum bunu...

    maç gerçekten müthiş geçti gerek takım gerekse taraftar olarak çok iyi bir sınav verdik.televizyonda gösterilen konsantre taraftar ve yöneticileri gördükçe içimin yağları eridi.burda çok önemli dipnotlar olarak gördüğüm abdulrahim albayrak ve maçtaki o hepimizin gönlünü çalan minik taraftar.işte tribünler her daim böyle olabilmeliki insanlar çocuklarını eşlerini arkadaşlarını maçlara getirebilsin.çünkü herkesin aklındaki ortak fikir futbol maçlarına holiganlar basketbol maçlarına üniversiteli gençlik gider.metroda kaç defa bunun örneğini gördüm.umarım bu çocuk örnek olmuştur.

    ve tabiki takım.dış şutlardaki başarısızlıklar bence galibiyetin önüne geçen en büyük etken 2-3 tane 3lük atabilseydik bu maçın seyrini düşünebiliyor musunuz?o anki baskıyla belkide maçı çevirebilirdik.savunmaya denilecek birşey zaten yok müthişler ama şutlarda zayıflıklar giderilse iyi olur.
    tabiki bu takımın başarı için gerekli çalışmayı yapacaklarında hiç kuşkum yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın