• 177
    yorumsuz kaldığım maç oldu. alüminyum folyo ve çay kaşığıyla izlediğim kadarıyla ben ikinci yarı sadece 3 tane net pozisyon kaçırdıklarını hatırlıyorum belki 4. attığımız golleri biz kaçırmış, kaçanları da onlar atmış olabilirdi. mabedimiz de işi bitirirdik o ayrı ama bu maçta şans bizden yanaydı. hee bide franco faktörü var.

    folyo ve çay kaşığını merak edenler için gelsin.
    (bkz: #190098)
  • 181
    panathinaikos gerçekten çok gol kaçırdı biraz şanslı olsalar, veya biz biraz şanssız olsak diyelim, 4-3 bitebilirdi maç* ama şöyle bir durum var bu sezon gözüme çarpan bir özelliğimiz olarak. pres uygulayan takıma karşı forvetimizden defansımıza gerçekten çok bilinçli bir şekilde preslerinden kurtulabiliyoruz 4-5 tek, ayağa yapılan toplarla. bu da rakibi yormamıza ve kontrolü elde tutmamıza yardımcı oluyor. sonuç: biraz da biz ballı olalım arkadaş.
  • 182
    panathinaikos'a da aynı tarife uygulandı.

    -baros sen o golü attıktan, harika asistini yaptıktan sonra geri kalanları kaçır istersen. mühim değil.

    -mehmet topal kendini büyük bir takıma karşı oynadığı maçta toparladı. özellikle pas hatası yapmadı ve önceki maçlarda olduğu gibi kolay kolay top kaptırmadı. bunların da yanında saha da başka bir defansif orta saha olan mustafa sarp varken ileri dikine paslar vererek ayhan akman'ı aratmadı.

    -bu kaçıncı emre güngör'ün sahayı 10-15. dakikalarda terk etmesi! 15. dakikada kenara geliyor, bir kaç hafta oynamıyor, sonra ilk bulduğu fırsatlarda yine aynı sahne. değişik bir sakatlığı olsa gerek. hiç normal durmuyor.

    -gelirken aşırtma gol yiyor dediler ama yediği aşırtma golden çok daha fazlasını libero gibi oyunu sayesinde kurtaracağını beşiktaş maçından sonra bu maçta da gösterdi. tek maçla yorum yapılınca böyle yanılırlar tabi.

    -rakibe bazı pozisyonlar verilmesi çok fazla yanıltmamalı. barcelona gibi istisnalar haricinde dünyanın her yerinde önde olan takım daha rahat futbol oynadığından rakip pozisyon bulabilir. bu pozisyonları gol yapamadıkça da aynı durum korunduğundan bu da yeni pozisyonlara kapıyı açıyor haliyle. çok fazla kafaya takmamak gerek. belki takılaması gereken önde iken topu ayakta uzun süre kontrollü tutamamak olsa gerek. bence galatasaray'ın üstünde durması gereken bu.

    grup liderliği yolunda en büyük adım atılmış oldu. sturm graz'ı deplasmanda yenen dinamo bükreş'e dikkat edilirse galatasaray bu gruptan rahatlıkla lider çıkacaktır.
  • 184
    öncelikle bayrağımızı yakan haysiyetsizlere hadlerini bildirdiğimiz için çok mutluyum. çünkü biz onlara sadece futbol ile değil '' acınız acımızdır '' pankartıyla da hadlerini bildirdik. her şekil de büyüklük bizim oldu.

    maçtan 1 saat sonra pclion'un blogunu okudum ki adam tam da düşündüğüm şeyi yazmış ; '' yıllarca harika futbol oynayıp karşımızdaki devlerden yediğimiz basit gollerle sonucu alamayan ekipler gördü bu ülke, en iyi zamanlarımızda bile böyleydi. galatasaray işte o devler gibi oynayabiliyor '' olay bu ama biz o avrupa takımlarının bütçesine sahip değiliz. işte buna rağmen aldığımız galibiyet harika. aslında derinlemesine yazılabilecek bir sürü şey var ama galibiyet sarhoşluğu hala üstümde.
  • 189
    90 dakika izlememe rağmen pek birşey anlayamadığım maç. sanırım biraz da olimpiyat stadlarına olan gıcığımdan kaynaklanan birşey. sevmedim, sevemedim bir türlü. liverpool - milan gibi bir maç olmadıkça da keyif alamayacağım herhalde olimpiyat stadlarında oynanan maçlardan. panathinaikos maçın genelinde bizim avrupa'ya çıkan türk takımları gibiydi dün. her yıldızın başında bir adam, çoğu atakta fenalıklar geçiren bir defans ve tek başına bişeyler yapmaya çalışan ileri uç elemanları... bu tarz oynayan rakip bizi kilitlemese de oyunumuza biraz gölge vuruyor, sezon içinde de vurmaya devam edecek. böyle maçlarda da yıldızlar ortaya çıkacak, bu karşılaşmada da olduğu gibi. bir korner, frikik olacak. topun başına arda ya da elano geçecek, bir şekilde gol olacak. ya da ileriye bir top atılacak, baros klasını konuşturup golü atacak... o bakımdan ümit veren bir maç oldu benim adıma. belki maçın kilidini açan ilk gol rakibin hatasıydı, belki defansta yine fazla güven vermedik*, biraz da futbol şansı yardımcı oldu. ama bir şekilde bu sezon birşeyler olacak, ilk defa bu kadar inandım buna. iyi olduğun zaman, zaten kazanırsın. kötü oynadığımız zamanda bile üç atabiliyorsak, sanırım birşeyleri başarmış; belli bir yolu katetmiştir bu takım...
  • 192
    şu maçla ilgili olarak yorumlara bakıyorum. sağda solda bir takım yazılar, haberler okuyorum. yok efendim şanslıymışız, vay efendim pana'nın kadrosu çok eksikmiş, aman efendim adamlar oynamış ama şanssızlıklarından biz almışız maçı vs vs vs... baştan almam gerekirse rumlarla ve ermenilerle oynanan her maça neden hala şu devirde bile yüz yıl öncesine gitmişcesine milli bir huşuyla bakılır anlamış değilim. komşumuz, kardeşimiz, aynı toprakların çocukları... gittik evlerine, acılarını paylaştığımızı göstererek alkışlarını aldık. bir grup taraftar bayrağımızı yakmış diye hepsi düşman mı oldu yani bizim aramızda da yok mu böyle kışkırtıcı provakatörler? sapla samanı ayırmasını bilelim öncelikle. adamların saygı duruşundaki asaletini takdir ettim açıkcası, gate 13 taraftar grubunun golden sonra bile 13 dk. boyunca sessiz kalıp sonradan stadı yıkan tezahüratlarını da eklemek lazım. futbola gelince... sonuçtan gayet memnunum. zor bir deplasman gözüyle baktığımdan en fazla gollü beraberlik bekliyordum. pana hatalar yapmasa bu kadar çabuk goller bulmazdık. defansımızda çok eksik vardı. emre güngör'ü ilk 11'de görünce aklıma gelen başıma geldi ne yazık ki maçın başında sakatlandı. bu noktada emre aşık'ı kutlamak gerek, gerçekten çok sakin ve profesyonel bir görüntü çizdi. mehmet topal sakatlığından beri eski formundan uzaklaştı. çabaladığının farkındayız ama tekmelere kafa uzatan mehmet gitti, daha ürkek bir adam geldi, yine de çok doğru paslar verdi, kritik müdahalelerde bulunarak eski gizli kahraman kimliğine yaklaşmaya başladı. arda turan milli takımdan döndüğünden beri bir garip, durgun. çok mücadeleci ama dün gece pas yapmak yerine neden 3-4 adamın arasına daldığını, topla o kadar çok oynadığını anlayamadım. baros güzel işler yapıyor, bol bol kaçırıyor, kızdırıyor ama illaki gönlümüzü almayı başarıyor haliyle ses edemiyoruz. harry kewell'ın kendisini takıma ne kadar adadığını dün bir kez daha görüp mutlu oldum, bir de gol atsaydı daha da sevinecektim kendisi adına, yoksa her türlü güveniyorum ve gurur duyuyorum kendisiyle. keita, çok teknikti her zamanki gibi, top ayağına geldiğinde güven veriyor. elano! dün geceki son golüyle sesimin kısılmasına neden olmuş adamdır. defansa çarpmış, şans falan diyenler çok ama bu adam bunu ilk defa yapmıyor hatırlatalım. sonuç olarak efenim, son zamanlarda pek moda oldu, taraftarına güven düşmanına korku veren takım diye, işte aynen böyle hissediyorum. içim rahat, büyük bir keyifle izlediğim bir galatasaray söz konusu. endişelendirecek hatalar, boşluklar olsa da (ki her takımda olur) başımızdaki rijkaard olduktan sonra, merak etmeyelim, o bizden çok daha fazlasını görüp müdahale eder nasılsa diyorum... büyük takımlar küçük deplasmanlara gider, oynamasa da her daim 3 puanını alır gelir ya, bazıları da mücadelemizle kaybettik tadında gururlu genç edebiyatı yapar hani, biliyorum ki hatasıyla eksiğiyle bu seneki galatasaray nereye giderse gitsin kendisini kurtarmayı başarabilecek bir sistemi oturtmuştur. bundan sonra da nazar değmesindir...
  • 194
    futbol hatalar oyunudur, şans da galibiyet için önemli bir faktördür bunu reddemeyiz. bir takım 90 dakika baskı yapar 5 topu direkten döner, rakip bir kere gelir 30 metreden topu çatala gönderir maçı alır götürür. böyle maçlara da çok şahit olduk ancak bu maçı bu şekilde yorumlayan yorumcular basiretsizdir, art niyetlidir.

    galatasaray maçın belli dakikaları hariç orta sahada üstün gözükmedi, rakip araya tehlikeli toplar attı ancak kalite farkından dolayı bunları gole çeviremediler hatta çoğunda ofsayta düştüler. leto kendi kanadında 2-3 etkili bindirme yaptı, 2 kere de karşı karşıya kaldılar değerlendiremediler doğrudur da aynı pozisyonları galatasaray da yakalamadı mı? yakaladığı her pozisyonu gole çeviren bir takım varsa söyleyin. öyle bile olsa maçın hakkı gene galatasaray'ın olurdu. bir zahmet uzaktan çekilen şutları da kaleciler kurtarsın!

    pao'lu taraftarlar kalecilerini ıslıkladılar. taraftarların maç esnasında oyuncularını ıslıklamasına karşıyım ama yenilen ilk 2 golde de çok hatalı geldi bana. ilk gol de baros'un ortasında ortada elano var, rıdvan dilmen tabiriyle bir alex koşusu yapıyor doğru noktaya, uzak kale direğine doğru da kewell gidiyor. savunmacının hamle yapması doğal arkasından kewell'ın geldiğini biliyor. orada kaleci sen kaleni niye boşaltırsın? madem boşalttın niye savunmanı uyarmazsın? ikincide de ceza sahasını terketmesi hata idi kanımca. böylece elle oynama imkanını ortadan kaldırdı ki topa yetişemeyeceği * belliydi. böylece basit bir çalım yedi ve maç zaten koptu gitti.

    3-0 dan maç 3-2 bile olsa galatasaray bu maçı kazanacaktı hatta 4'ü de atardı. hiç kasmadan rölantide maçı bitirdiler ve altın değerinde 3 puan aldılar. tebrikler aslanlar.
  • 195
    galatasaray'ımızın bir kez daha kalitesiyle kazandığı maç olmuştur.

    aslında maçın geneline baktığımızda üstündük diyebiliriz. defansta, ön liberolar mehmet topal ve mustafa sarp yerden gelen toplara, stoperler emre aşık ve emre güngör daha sonra hakan balta havadan atılan toplara çok iyi hakim oldular. uğur uçar ve sabri sarıoğlu da çabukluklarıyla sol ve sağ kanatlarına geçit vermediler. onlar* arkaya atılan iki top dışında, ki bunlardan biri gol oldu, tehlike yaratamadı. çoğunda uzaktan şut denediler orda da ya hiç iyi değillerdi ya da leo franco'ya takıldılar.

    hücumda ne zaman görünsek tehlike yarattık. genelde pao'dan daha net fırsatlarımız vardı. hatta milan baros biraz daha dikkatli olabilse bu maçta 4 gole rahatlıkla çıkardı ama bu tür avrupa kupası maçlarında hele ki deplasmanda hepsinin gol olması imkansız.

    maç boyunca tek eksiğimiz orta saha idi. hepimizin aklında ayhan akman'ın yokluğu var. o olsaydı orta sahayı toparlardı ya da en azından daha olumlu paslar kullanırdık diye düşünüyoruz. kanaatimce ayhan'dan daha çok keita-elano-kewell üçlüsünün top rakipteyken ve topu kapıp hücuma çıktığımızda biraz daha ön liberolara yaklaşması, burada olumlu top kullanıp rakibi bozması, böylelikle de defansımızla birlikte çıkıp, ilerideki baskıyı arttırmamız bu sorunu giderecektir. sanırsam bu işlemleri gerçekleştirdiğimizde total futbol denilen olayı da yerine getireceğiz. bu da biraz zaman alacaktır.

    sonuç olarak baktığımızda 12. maç 10. galibiyet ve 38 gol. bu tabloya bakarak, galatasaray'ın hala iyi oynamadığını söyleyenler ya da şansıyla kazandığını söyleyenler haksızlığın alasını yapmaktadırlar. unutmayalım, frank rijkaardlı barcelona ilk zamanlarında bu düzeni oturtmaya çalışırken galibiyete hasret kalmıştı. böyle bir tablo takımın total futbol düzeni oturduktan sonraki maçlarını beklemek için bile iştah kabartıcı. bizi izlemeye devam edin.
  • 196
    dun dogumgunumde aldigim en guzel hediye oldu galatasarayimizin galibiyeti. uzun zamandir dogum gunumle bir avrupa maci ayni gune denk gelsin diye bekliyordum. hep 1-2 gunle kaciyordu. bu sene cok guzel denk geldi. cok da guzel oldu.

    maca gelince; fazla irdeleyemedim maci ama baros, sabri ve leo francoyu cok begendim. leo franco ilk geldiginde kova kaleci demistim. o lafimi bana yedirttigi yetmezmis gibi kisa surede kendisini sevmemi ve guvenmemi de sagladi. top kaleye gelirken hic bir tepki gostermiyorum artik. biliyorum ki leo o topu tutacak. sabri genel olarak iyiydi. en onemli hatasi orta sahada yaptigi bir pas hatasi oldu ki az kalsin golu yiyorduk orda. baros'a gelince... muhtesem mucadele etti. golunu de atti. kacirdiklari da oldu tabii ama her girdigi pozisyonu gole ceviren bir golcu de tanimiyorum ben.

    cok ahim sahim bir oyun oynamadik belki ama galibiyeti de hak ettik bana gore. zaten ahim sahim bi oyunla bu panathinaikos'a en az 6-7 atmamiz gerekirdi. umarim takimin bu gidisati bozulmaz ki zaten rijkaard takimin basindayken buna ihtimal bile vermiyorum. kendimizi gelistirerek devam ederiz ve yine avrupada adindan soz ettiren bir takim oluruz.
  • 197
    biraz sonra ekleyecegim fotolar mactan bir gun sonra romanya/bukres havalaaninda bendeniz tarafindan cekilmi$ olup, gurur verici bir olaya neden olmu$tur. ayrica feneri siklememeleri daha da komiktir , nerdeyse o gazetenin her sayfasina bakmi$ biri olarak hic bir$ey bulamadim fener adina, feneri cok ipledigimden degil kuzenimle beraber yapilan bir gezi de hasta fenerli olan kuzenimi bir kez daha ossurtmak istemi$tim ama kismet olmadi!

    http://img84.imageshack.us/img84/3931/gs099.jpg

    http://img408.imageshack.us/img408/7048/gs100.jpg
  • 200
    16 ocak 2015 kızılyıldız galatasaray basketbol maçıesnasında, maç öncesi konuşulan tüm senaryoların aksine, gayet sakin ve yas tutan bir seyirci topluluğu görünce aklıma gelmiş maçtır. benzer olayların çıkacağı öngörülen bir maçtı ve bizim için de zor geçmesi bekleniyordu, fakat maç günü trafik kazasında hayatını kaybeden birkaç panalı taraftar olunca, bu karşılaşmada da neredeyse çıt çıkarmadan ve yas tutar bir şekilde izlemişti maçı yunan taraftarlar ve biz de baya rahat kazanmıştık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın