galatasaray'ımızın bir kez daha kalitesiyle kazandığı maç olmuştur.
aslında maçın geneline baktığımızda üstündük diyebiliriz. defansta, ön liberolar
mehmet topal ve
mustafa sarp yerden gelen toplara, stoperler
emre aşık ve
emre güngör daha sonra
hakan balta havadan atılan toplara çok iyi hakim oldular.
uğur uçar ve
sabri sarıoğlu da çabukluklarıyla sol ve sağ kanatlarına geçit vermediler. onlar
* arkaya atılan iki top dışında, ki bunlardan biri gol oldu, tehlike yaratamadı. çoğunda uzaktan şut denediler orda da ya hiç iyi değillerdi ya da
leo franco'ya takıldılar.
hücumda ne zaman görünsek tehlike yarattık. genelde pao'dan daha net fırsatlarımız vardı. hatta
milan baros biraz daha dikkatli olabilse bu maçta 4 gole rahatlıkla çıkardı ama bu tür avrupa kupası maçlarında hele ki deplasmanda hepsinin gol olması imkansız.
maç boyunca tek eksiğimiz orta saha idi. hepimizin aklında
ayhan akman'ın yokluğu var. o olsaydı orta sahayı toparlardı ya da en azından daha olumlu paslar kullanırdık diye düşünüyoruz. kanaatimce ayhan'dan daha çok keita-elano-kewell üçlüsünün top rakipteyken ve topu kapıp hücuma çıktığımızda biraz daha ön liberolara yaklaşması, burada olumlu top kullanıp rakibi bozması, böylelikle de defansımızla birlikte çıkıp, ilerideki baskıyı arttırmamız bu sorunu giderecektir. sanırsam bu işlemleri gerçekleştirdiğimizde total futbol denilen olayı da yerine getireceğiz. bu da biraz zaman alacaktır.
sonuç olarak baktığımızda 12. maç 10. galibiyet ve 38 gol. bu tabloya bakarak,
galatasaray'ın hala iyi oynamadığını söyleyenler ya da şansıyla kazandığını söyleyenler haksızlığın alasını yapmaktadırlar. unutmayalım,
frank rijkaardlı barcelona ilk zamanlarında bu düzeni oturtmaya çalışırken galibiyete hasret kalmıştı. böyle bir tablo takımın total futbol düzeni oturduktan sonraki maçlarını beklemek için bile iştah kabartıcı.
bizi izlemeye devam edin.