51
monaco'nun tempo yapmaması bjk'ye çok yarıyor. tempo yapsalar bjk 60 dk'da götünden solumaya başlayacak halbuki.
52
monaco bildiğini okuyor. rakibin kim olursa olsun çalışacaksın ucl'de.
53
50 sefer yazdık çizdik. arkadaş beşiktaş'a 4-4-2 oy-nan-maz. orta sahayı kalabalık tutmadığın müddetçe 2 atak arası dakikalar geçiyor. atak devamlılığını yakalayamıyorsun. üstüne kaybettiğin her top kalende tehlikeye dönüşüyor. babel, talisca ve quaresma fuleli adamlar. hızlı atak şansı verdiğinde çok çabuk çoğalıyorlar enin ceza sahana.
ya keita'yı sağ kanada çekip tielemas'la orta sahayı 3'leyeceksin. ya da direkt keita yerine bir sağ açık sokup yine orta sahayı 3'leyeceksin.
yine de 2. yarıda özellikle 60-65 gibi beşiktaş fizik olarak düşecektir. oraya kadar monaco yemezse son bölüme işi çözerler. o bölüme mağlup girerlerse porto gibi son anlarda 3'lük olurlar.
54
monaco'nun hücumda çoğalmak, hücum yapmak gibi derdi yokmuş gibi görünen, görece temposuz geçen maç.
55
monaco baya kötü. bu ne olm? savunma evlere şenlik. resmen antreman maçı gibi oynuyor bjk. pes 2013'te attığın her ara pasında kaleci ile karşı karşıya kalırsın ya şu an bjk attığı her ara topu tehlike oluyor. bunların oynadığı rakipleri niye bu kadar kötü oynuyor? bjk çok iyi oynuyor ve oynatmıyor diyeceğim oyuna bakıyorum, rakip biraz kıpırdanınca darmadağın oluyor savunmaları.
56
tam darren aronofsky filmi gibi maç. işıklar içindeki monte carlo'da nispeten karanlık bir ortam. az olan nüfus içerisinde iyice az tribünler önünde oynanan bir müsabaka. aronofsky sokakta, yolda, sağda, solda geçen normal seslere önem verir, bu maçta da futbolcuların birbirlerine bağırışları duyuluyor. mesela biri sürekli 'talisca talisca' diye bağırıyor. halbuki çok normal bir şey. yine bu adamın filmlerinde klasik klişeler de olur. tıpkı beşiktaş'ın diğer iki şampiyonlar ligi maçında quaresma'nın sağdan ortalayıp attırdığı goller gibi. tam bir psikolojik vaka bu maç.
bir tek küvette yıkanan kadın eksik. o da olursa artık bu maçın aronofsky filmi çekimleri olduğuna inanacağım :(
57
cenk, yaptığı her faul sonrası sitem ediyor. hakem bile sıkıldı. hareketleri bunu gösteriyor.
58
monaco'yu bu sezon ilk kez izliyorum ve resmen leş gibiler. geçen sezonki takımdan eser yok. beşiktaştaki bu bal fener'de bile yok valla.
derken cenk attı 1-2 oldu.
59
cenk tosun ile besiktas 2-1 one gecti. cenk gercekten muazzam oynuyor. gol oncesi tolgay'in direkten donen topu da gol olabilirdi.
besiktas cok buyuk is basarmak uzere. monaco'dan alinacak 1 puan = sampiyonlar liginde bir ust tur. 3 puan = grup liderligi.
62
beşiktaş gayet akıllı oynayarak 2-1 öne geçti.
64
beşiktaş'ın bu sene şampiyonlar ligi'ne odaklandığını gösteren maç. deplasmanda monaco'ya karşı böyle oynayan bir takımın türkiye liginde dökülmesi başka türlü izah edilemez.
yenerlerse ilk üç maçta 9 puan yapmış olacaklar. tebrik etmek lazım.
65
tribünde ağlayan çocuğun sesinin duyulduğu, bunu susturmak için erdoğan arıkan'ın orta sahadaki pozisyonda kalenin önünde karambol varmış gibi bağırarak anlattığı maç.
ha, şampiyonlar ligi maçı. evet. şaşırtıcı ama.
66
monaco'nun kader maçında rezil bir futbol oynadığı maç.
67
şampiyonlar liginde 3 maçta 9 puan alan bir takımı barındıran maç. şans veya değil, 3 maçta 9 puan aldılar. beşiktaşlı oyuncuların da maç seçtiği fazlasıyla açık. avrupa’da gidicekler, galatasaray olarak bizi lig ilgilendiriyor.
68
bombok top oynadı monaco. fazlasıyla large futbol denilen topu oynuyor bu adamlar. yani beşiktaş'ın istediği herşey oldu, monaco'nun 1 tane pozisyonu yok sanırım 90 dakika boyunca.
69
sözlüğün antu'dan esintiler sunmasına sebep olan maçların bir diğeri.
"leipzig amatör küme takımı"
"porto eski porto değil"
"monaco bitmiş"
benim bildiğim bunu ergen fenerliler yapardı ama hayırdır arkadaşlar? adamlar şampiyonlar liginde farklı oynayabilmeyi öğrendi bu kadar. tebrik edip, kendi işimize bakmamız lazım. verdiğimiz araya bu sene son veriyoruz zaten kısmetse.
70
bomboş bir atmosferde, bomboş motivasyonla ve istekle oynayan monaco'nun, doğal olarak kaybettiği bir maç oldu. beşiktaş'ın başarısı büyük, asla küçümsenemez, 3'de 3 yapmak tarihi bir başarıdır. lakin kısmetleri çok büyük hakikaten, ne zayıf ne kalitesiz takımlar görüyoruz şampiyonlar liginde, ama hiç hırvatistan 2. lig maçı kıvamında oynayan bir rakip görmedik şu ana kadar. sebebini merak ediyorum monaco'nun şu görüntüsünün, boş stadı, hiç bir istek göstermeyen oyuncu ve hocası, vallahi ağzım açık izledim. deplasman atmosferi kaldıramayan 20lik yeni yetmeler takımı liepzig maçı sonrası şöyle rakip, ballı kaymak resmen. fırsatı da tepmeden, cenk tosun'un büyük formuyla tarihlerinin en büyük başarısını elde etti beşiktaş, tebrikler.
71
şenol güneş'in leandro jardim'i net biçimde mat ettiği maç.
jardim'in 4-4-2 oynayacağını bildiği için ortasahayı atiba-tolgay-talisca(şampiyonlar ligi'nde defansif açıdan gayet faydalı oynuyor) üçlüsüyle kilitledi. kontratak hücumlarına da takımı iyi çalıştırmış, zaten babel de cenk de quaresma da ciddi manada yetenekli oyuncular. beşiktaş iki gol attıysa dört tane kaçırdı diyebilirim.
jardim ise 4-4-2 inadı yüzünden resmen pozisyona giremeden maç bitirdi. adam göbeği kapatmış işte kanatlardan çizgiye insene. şahsen bu maça kadar jardim'in bu kadar dar kafalı olduğunu bilmiyordum doğrusu. mbappe bu takımın yarısından da fazlasıymış, onu kaybedince bitmişler resmen.
beşiktaş ise çok adamla göbekten saldırmayı deneyen her takıma karşı galip gelecek kalitede bir takım. beşiktaş'ı yenmek istiyorsan oyunu genişleteceksin. her neyse, ülke puanına yaptığı katkıdan dolayı şenol güneş'i ve beşiktaş'ı tebrik ederim.
72
besiktas'in nizami bir golu ofsayt diye iptal edilen ama attigi 2. golunde de babel'in ofsayt oldugu mac.
73
beşiktaş'ın porto ve leipzig maçlarını kazandığı gibi kazandığı maç. aynı şeyi yazıp duruyorum diye kızacaksınız belki ama bu 3 takımda beşiktaş'a gerekenden az değer verdi. kendi oyunlarından vazgeçmediler. aslında dizilimden diyelim.
çift forvet + 2 kanatla oynadığınız zaman orta alanda boşa düşen topları toplama oranları %70-30 civarı beşiktaş lehine oluyor. bu oranda top kazanan beşiktaş'ta öndeki 4'lü bu topları verimli kullanıyorlar. olay budur.
bak bir örenek vereyim; play off'lu sezonda ki 2-2'lik fener deplasmanını hatırlayın. maça hızlı başlayıp 2-0'ı bulan fener karşısında terim ne yaptı? necati'yi santrfor bölgesinden 10 numaraya kaydırarak o bölgedeki topları daha çok toplamamızı sağladı. zaten maç bu hamleden hemen sonra 2-1'e geldi.
şimdi hem monaco, hem porto hem de leipzig aynı hataa düştüler. nasıl analiz edilemez bu durum gerçekten hayret ediyorum. aynı haltı geçen sene lyon, benfica ve hata napoli'de yaptı. bu takımların ortak özellikleri güya hücum oynamaları. kardeşim eyvallah hücum iyi de ulan real madrid bile casemiro-modric ve kross gibi 3 tane taş gibi savunma yapan adamla oynuyor amk. size ne oluyor ki 2 tane 8 numarayla göbeği tutup çift forvet+2 kanatla şampiyonlar ligi seviyesini oynamayı düşünüyorsunuz. rakip kim olursa olsun. oyunu tutmak, orta sahada ayakta kalmak, 2. bölgedeki ribaundları en azından eşit oranda paylaşmak bu seviyede çok önemli.
şimdi bjk bu gruptan çıktı sayılır artık. karşılarına 4-4-2 oynayan takımlar çıktıkça da ilerler.
74
bir kere daha görülmüştür ki türk takımlarına önde basmayan takımların açık oynaması durumunda her zaman şansı vardır. beşiktaş bu oynadığı 3 maçta da açık futbol oynayan takımlara karşı oynadı. bu onların kötü takım olduğu anlamına gelmez ama açık oynayan takımların, talisca,babel ve q7 gibi adamlara inanılmaz açık alan bırakıyorlar. özellikle 2. golde ceza sahasında 4-5 tane bjkli oyuncu var. ulan nerede bu defans veya yardıma gelmeyen adamlar.
75
galatasaray'ın 2017-18 yılı süper lig'indeki başarısını rakiplerin zayıflığıyla küçümseyenlerin, tarihin en ballı şampiyonlar ligi grubunda aldığı üç galibiyetle kendini köklü bir avrupa takımı sanmasına vesile olan maç. elbet eli yüzü düzgün bir rakip çıkacak karşılarına. o zaman göreceğiz gerçek yüzlerini.