• 133
    (bkz: ihaneti gördüm)

    frank rijkaard'ın galatasaray'ın başındaki son resmî maçı. rijkaard ile çok güzel başlayan, ua forumlarında "manchester united - ferguson 23 yıl, galatasaray - rijkaard ???" gibi başlıklarla uzun soluklu hayallerin kurulduğu masalımsı dönem çok kısa sürmüş, (bkz: 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçı)ndaki yıkımla da masalın ummadığımız şekilde sonuçlanacağı aşağı yukarı belli olmuştu.

    yaz döneminin başındaki tugay kerimoğlu hamlesi bir nebze umutlandırsa da transfer sezonunun önceki 2 seneye göre baya baya sönük geçmesi, karpaty lviv faciası ve ligi 2'de 0 ile açmak (yanlış hatırlamıyorsam sivas ve içeride bursa mağlubiyetleri ile başlamıştık) sezonun nasıl geçeceğini az çok göstermişti. zaten rijkaard'ın galatasaray'a bakış açısı da tüm bunların tuz biberi olmuştu. sezon öncesi, "benden önceki sezon 5. olan galatasaray, benimle birlikte 3.lüğe yükseldi." minvalindeki açıklamaları lüle saçlı sofistike aşkımıza veda edeceğimizin yolun dönemeçlerinden birisiydi.

    2 maçlık mağlubiyetin ardından 4 maçlık galibiyet serisi (yine yanılmıyorsam eskişehir, antep, buca, ibb maçları) saman alevi gibi bir umuda sebep olsa da karabük deplasmanındaki mağlubiyetin ardından, fenerbahçe deplasmanı öncesi zaten dibine kadar tartışılan rijkaard'ın durumunu kritik hale getirdi.

    o gün sami yen'de, sahada kaos, tribünde ufak çaplı bir cinnet hali hakimdi. sahada, servet çetin'in başrolde oynadığı ihanet filminin yardımcı oyuncusu, sonraları yeniden seveceğimiz ve şu anda saygıyla adından söz ettiğimiz hakan balta'ydı. ekserisi yerli bir takım oyuncular da rol kapmayı ihmal etmediler ve elbirliği ile zaten sallantıda olan ve sonu az çok tahmin edilen rijkaard'ı yediler. milan baros'un olağanüstü gayreti, o sezon sık sık nükseden sakatlığını yeniden yaşamasıyla son buldu. o gün servet ve diğerlerinin ihanetini nasıl unutmadıysam baros'un o canhıraş halini de unutmam.

    maç koptuktan sonra kapalının ortasında "imparator fatih terim" sesleri yükselmeye başladı. 2. milli takım dönemini noktalamış olan hoca, her ne kadar 2. galatasaray dönemi dramatik bir şekilde bitmiş olsa da yine bir çok galatasaraylının gönlündeki adamdı. kısa süre sonra kapalının solundan rijkaard tezahüratları duyulunca iki grup birbirine girdi. zaten tribünlere biraz aşina olanlar, kapalının ortasındaki grubun bir kısmının kapalının solundaki gruba bakış açısını bilir.

    sahada ihanet, tribünde kaosla rijkaard dönemi acı bir şekilde sonuçlandı. 4g 4m ve dengesiz, düzensiz bir kadroyla galatasaray 8. haftada hocasız kaldı. netice herkesin malumu.

    hafta içinde hagi'nin gelişi ve hafta sonunda oynanan fenerbahçe maçındaki futbol yalancı bahar yaşattı. servet'in fenerbahçe maçından sonraki, "hoca oyuncuya güvenirse nasıl oynadığını herkes gördü." açıklaması da ihanetin belgesi oldu. 7 gün içerisinde servet'in değişimi gerçekten muazzamdı. ancak hainlerin gösterebileceği bir performanstı.
  • 141
    servet çetin'in frank rijkaard'ı halıya sardığı unutulmaz maç.

    ayrıca; şeref yoksunu basınımız maçı izlemek için kulübün istanbul'a davet ettiği fatma nine'ye "ithafet", fatma nine'nin suçu ne? gibi bir manşet atmaktan beis görmediği maç. 105 yaşındaki kadına, bir genç kızın toplu tecavüze uğrayıp darmadağın olan hayatını anlatan bir dizinin adıyla gönderme yapmaktan çekinmemiştir bu ahlak yoksunları...

    bugünün ota boka "algı operasyonu" denilen, caps lock açık bildiriler geçilen dünyasında bu hayasızlığın bugün hatırlanmıyor oluşu bile yürek burkan cinstendir.
  • 132
    kepa arrizabalaga revuelta'nın (bkz: 24 şubat 2019 chelsea manchester city maçı) içinde yaptıklarını gördükten sonra aklıma gelen galatasaray'ın utanç maçı. birebir aynı olmasda bence benzer bir durum yaşıyor chelsea.

    utanç maçı olmasının sebebi kendi sahamıza yenilmemiz değil. bizim arda turan, servet çetin, barış özbek, mustafa sarp ve daha niceleri gibi oyuncuları kulüpte barındırmamız. bu yeniçeriler ile 3 4 sezon top oynamamız.

    frank rjikaard gibi bir adamı bunların yüzünden istifa ettirmek ya da göndermek zorunda kalmamız.

    sırf sadece şu maça bakınca bile yabancı kuralını getirmeyi düşünmemeli mantıklı bir insan. bir yandan milan baros çabalarken diğer yandan yeniçerilerin takımı, oyunu baltalaması..

    gerçekten inanılacak gibi değil. dipnot: o gün 18. yaş günümdü.
  • 9
    hayatımda istanbul'a bile gitmediğim için ali sami yen'de maç izleyememiştim. ben maç izlemeden stad yıkılırsa gözlerim açık gidecekti. fikstür belli olunca işlerimi de denk getirip 2 ay önceden uçak biletimi aldım.maçın hangi gün olacağı belli olmadığı için gidiş cuma sabahı, dönüş salı akşamı diye aldım. 2 gün önce biletix'ten eski açıktan maç biletimi de aldım. artık torunlarıma anlatacağım bir anım olacak bu stad ile ilgili. artık gözlerim açık gitmez.

    işin ilginci memlekette maç için istanbula gittiğimi kime söylersem, en fanatiği bile yeni stada gitsene dediler. buranın büyüsü başka. buranın anıları başka. o anıları,televizyondan gördüğüm kareleri orada gözümde canlandırmak istiyorum. umarım yeni stad daha büyük anılarla dolar zihimde.
  • 137
    ne badireler atlattığımızı bizlere hatırlatan maç.

    servet çetin adlı şahsın gerçek yüzünü bizlere gösteren maç.

    adnan polat'a ne güzel olmuştu ama... fatih terim'i getirebileceğini düşünerk rijkaard'ın ipini çekmiş, böyle kaotik ve bitik bir takıma gelmek istemeyen ve neticesinde yaşanacak kaçınılmaz değişimi az çok tahmin ederek dönmek için sezon sonunu beklemek isteyen fatih terim'in ayağına kadar gitmiş, terim'den ret cevabı alınca da rijkaard'ı kovduğuna pişman olurcasına hagi'yi getirmek zorunda kalmıştır.

    hagi ne büyük adam gerçekten. iki kez teknik direktör olarak geldi, ikisi de kulübün en sıkıntılı iki dönemiydi. gerçi hagi'nin çok kötü bir teknik direktör olduğunu düşünen biri olarak o da misimovic ve elano'yla az uğraşmamıştı. nedense servet'e karşı pek bir hoşgörülüydü.

    yine de polat'ın terim'e güvenerek rijkaard'ı kovması ama neticede hagi'ye kalınca rijkaard'ı kovduğuna pişman olması güzel olmuştur.

    frank rijkaard ise bu ortadoğu ülkesinde kendisine hiç rahat verilmeden yaşadığı 1,5 yılı tamamlayarak ülkesine dönmüş ve adeta huzur bulup kurtulmuştur. adam bir daha türkiye'nin yakınından bile geçmemiştir.
  • 140
    frank rijkaard'ın galatasaray'daki son maçı. kendisini kadıköy deplasmanı öncesi "rijkaard istifa" tezahüratlarıyla uğurlamıştık ali sami yen'den.
    temmuz 2010'da hürriyet gazetesine neeskens için "futbolu bilen karşıma çıksın", rijkaard için de "bu o'nun son şansı" diyen servet çetin'in, bu açıklamalarından yaklaşık üç ay sonra ali sami yen'de her ankaragücü atağında "buyrun ankaralı gardaşlarım" dediği maçtır aynı zamanda. aynı servet bu maçtan yaklaşık iki hafta önce gittiğimiz karabük deplasmanının maç kadrosuna alınmamış ve kamp kadrosuna alınmadığının açıklandığı gün neeskens ile tartışma yaşamıştı. bunların elbette ki hepsi arka arkaya vuku bulan tesadüflerden ibaret sadece. yoksa bugünün aslan galatasaraylı genç teknik adamı servet çetin'in, futbolculuğunda 29 yaşında iken teknik direktörüne veya ekmeğini yediği galatasaray'a karşı asla bir yanlışı olmamıştır. böyle bir saygısızlık yapmaz servet. asla farklı bir şey söylemeye çalışmıyorum ben.
    bu vesile ile süper lig'e çıktığı ilk yıl olan 2005'ten bu yana galatasaray'a her fırsatta dostluğunu gösteren sivasspor'a ve sivasspor teknik direktörü genç galatasaraylı teknik adam servet çetin'e bir kez daha başarılar dilerim...
  • 134
    sol kapalıda çıkan kavganın sebebi, sol tarafın iki adnan' a yönelik tepkilerine karşı ortanın o tarafa yakın kısmının adnanlardan başkan olana yoğun desteği olduğu maçtır. ayrıca henüz bir kaç ay önce oynanan ve olayların çıktıgi ankaragücü maçından maçtan dolayı aşırı yoğun güvenlik önlemleri alınmıştır özellikle samiyen sokak ve çevresinde.
  • 135
    servet çetin'i ve hakan balta'yı gözümde bitiren maç olmuştur. aslında maçtan 2 hafta önce rijkard'ın babasının cenazesi için yurt dışına çıkmasıyla bu ikili idmanın en neşeli isimleri olduğunda bitirmiştim.

    (bkz: #901571)

    en ofsayt entry'lerde olmasını anlayışla karşılıyorum. yeni nesil galatasaraylılar bazı maçları kafasından silebiliyor. örneğin bazı genç arkadaşlarımız 13 mayıs 2001 galatasaray ankaragücü maçını da unuttukları için ileride okan buruk'u galatasaray'ın başında görmek istiyorlar.

    toplum olarak çektiğimiz sıkıntıların sebeplerinden biri de balık hafızalı olmamız. hatırlamak ileride benzer hatalar yapılmasını önlemeye yardımcı olur, unutmayalım.
  • 131
    frank rijkaard'ın galatasaray teknik direktörü olarak son maçıdır.

    ufuk ceylan kırmızı kart görünce, serkan kurtuluş oyundan çıkmış, yerine aykut erçetin girmiş ve kaleye geçmiştir. serkan'ın boşalttığı sağ bek mevkisine ise maça sağ açık olarak başlayan sabri sarıoğlu kaydırılmıştır. biliyorum, isimleri duyunca bile insanın morali bozuluyor. o yüzden servet çetin'in bu maçtaki saçmalıklarına hiç girmeyeceğim. maçı 4-2 kaybettik, gollerimizi milan baros attı.
  • 110
    özet geçmek gerekirse ;

    * servet berbat oynadı
    * hakan balta cinnet geçirtti
    * sabri mükemmel mücadele etti
    * ayhan topu bırakıp sapara'yı kovaladı *
    * ufuk topu dışarda elle kesti , kırmızı kart gördü
    * ankaragücü maç boyunca 4 ya da 5 orta yaptı ve 4 gol attı
    * ankaragücü 3 golü kontra ataktan buldu
    * baros "canım senin olsun" derecesinde mücadele etti , 2 gol attı
    * ümit özat 3. gol sonrası sevinirken düştü
    * aydın yılmaz kurtarıcı olarak oyuna girdi

    gerisini siz düşünün.
  • 123
    ordaydım. yani ali samiyende. ankaragücü gibi bir takım bizi yenmişti ali samiyende. zor dönemler geçiriyorduk takım olarak ve taraftar olarak. soğuk günlerdi bir yerlerimiz donarken herkes sevgilisi ile izlerken maçı kafede biz maça gittik. ailemiz şu maça da gitme oğlum takım sana ne kazandırıyor ki okuluna bak sen derken biz gittik. sonuc mu ? 4 gol yemiştik hem de samiyende ,hem de ankaragücü'nden .hiçbirşey koymamıstı da maçı satan adamın hala galatasarayda oynaması cok üzmüstü beni maçtan sonra. maçta teknik direktör gitsin diye maçı satan adam maçtan sonra amacına ulaşmıştı. gözümün önünde topu bırakan adam kazanmıstı. adını biliyorsunuz servet çetin. allahıma şükürler olsun artık klübümüzde olmayacaktır. umarım bir daha onun karakterinde birisi gelmez takıma.ayrıca bu macın bana verdiği acı hiç bitmez herzaman kalır.
  • 31
    galatasaray ufuk-serkan kurtulus-servet-balta-ınsua-sarp-ayhan-miso-pino-baros-sabri 11 iyle başlayacak. bu kadro iyi oyunla galip gelsin ben bu sutunlarda eşşek gibi anıracağım. hatta ben bu kadronun yenilmesinibile isterim. velevki bala, şansa penaltıyla falan galip gelirsek kadro değişmez aynı kadroyu kadıköye çıkartır surinamlı. 6-0 ı mumla ararız.
  • 127
    frank rijkaard'ın galatasaray'ın başında sahaya çıktığı son maç. galatasaray forması giyiyor diye her şeye rağmen desteklediğimiz bazı futbolcuların gerçek yüzünü ve ne kadar çirkinleşebileceklerini görmemizi sağlayan maç. sonrasında göreve gelecek teknik direktör her ne kadar "galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır"ı bize hatırlatan gheorghe hagi olsa bile, 2010-2011 sezonuna dair tüm umutlarımızın ve hayallerimizin yıkılmasına yol açan,. bir sonraki hafta oynanacak fenerbahçe derbisi öncesi hepimizin kara kara düşünmeye başlamasına yol açan maç. galatasaray futbol takımının yakın tarihindeki belki de en trajik maç.

    kişisel tarihimdeki önemine gelirsek, o sene üniversiteyi kazanan genç bir galatasaray taraftarı olarak ali sami yen'de izlediğim ilk maç. her şeye rağmen biletimi odamdaki kitaplığın en görünen kısmına yapıştırdığım, statta izlediğim ilk maç sorulduğu zaman daima coşkuyla karışık bir burukluk yaşama sebebim. ve maçın başında "bu taraftar hep seninle" tezahüratı yapıp 4. gol gelince "rijkaard istifa, imparator fatih terim" diye bağırmaya başlayan sözde taraftarla ilk tanışılan gün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın