• 177
    hakem hataları yoktu , hakemler tarafından uygulanamayan disiplin konuları yoktu ve bütün maçlar nizami geçti. fenerbahçe her maç müthiş oynadı ve onca haksızlık , adaletsizlik olmasına rağmen elinde bulunan kısıtlı kadro ve düşük bütçe gibi imkansızlıklara rağmen ligi bitiren o düdük çalana kadar mücadele etti. öyle rakip takım oyuncuları gibi hakeme saldırmak , üzerine yürümek ya da rakibi dövmek falan gibi şeyler hiç olmadı. hele penaltı noktasını kazmak , el yordamı top kurtarmak gibi şeyler asla. fenerbahçe bütün sezon oynadığı müthiş futbol ve özellikle son 8 hafta oynadığı inanılmaz ofansif futbol yüzünden taraflı tarafsız herkesin takdirini topladı , organize goller buldu. öyle abuk sabuk duran toplar sonrası goller atmadı. hele öyle saçma sapan kaleci hataları falan hiç olmadı , bütün kaleciler en iyi maçlarını hep fenerbahçe'ye karşı oynadılar.
    bunların dışında g.tuyle top tutmak ya da gol attıktan sonra rakip seyircilere "ağlama işareti" yapmak gibi terbiesizlikleri akıllarından bile geçirmediler. ve sonunda futtbolla uzaktan yakından alakası olmayan bursaspor ve hoca olup olmadığı bile tartışılası ertuğrul sağlam gelip şampiyon oldu ! ondan sonra yok efendim "türk futbolu neden gelişmiyor" vay efendim "bu ülkede anadolu kulüplerini şampiyon yaptırmazlar" falan ! tabi canım böyle şeyler hep fenerbahçe'nin başına geliyor , yani o takım bir beşiktaş olsa bursaspor şampiyon yapılmazdı!

    yazıklar olsun sana bursaspor. hollanda ligi gibi , fransa ligi gibi alternatif şampiyonlar türeteceksin başımıza. biz "tertemiz" şampiyon olan bir fenerbahçe istiyorduk , o kadar bayrak falan asıldı her yere lan ! biletler saklandı o kadar falan ve senin yaptığın gibi silik gösteriler de olmayacaktı ayrıca. tabi gazete satıiları ve televizyon reytingleri falan da düşecek senin yüzünden. ayrıca sen gidip şimdi başarısız olursun şampiyonlar ligi'nde , oysa fenerbahçe gitseydi bir şekilde rekor kırarak tanıtacaktı güzel futbol ülkemizi.

    ben daha bir şey demiyorum , kahretsin.
  • 181
    bursaspor tribünlerinde maçı sags tayfasına anlatırken pozisyon ''söyleyip durma ulan piç'' diye laf yememe sebep olan,
    dinlediğim radyonun spikerinin sesinin kesilmesiyle ve fenerbahçe taraftarı da gol diye bağırınca siktir git köpek diye laf yememe sebep olan,
    yanlış alarm 1-1 bitti diye bağırınca omuzlara çıktığım,
    sadece 2 saatlik uykuyla uyandığım ama hipekativite teşhisiyle günümü devam ettiren,
    şehrimi dünyanın en güzel, en mutlu şehri yapan,
    ulan gaassaray diye bir kez daha bağırtan maçtır.
  • 182
    maçtan sonra, msn'de az eğleneyim diye alay etmeye çalıştığım fenerbahçeli ev arkadaşımla aramızda geçenler;

    - lan ? hani yıl boyu alay ettin ya benle? ağlıyor musun pis herif ?
    + şey, ben egemen'in kız arkadaşıyım, şuan da o burada değil geldiğinde iletirim yazdıklarınızı.
    - bugün kendinizi şampiyon sanmanızdan sonra bişeye güleceğimi sanmazdım ama bu da iyiymiş.*
    + özür dilerim gerçekten egemen yok burada.
    - ruhunu teslim ettin tabi ahahahaha.

    bilgisayar başındaki tabiki kız arkadaşı değildi. *
  • 187
    --- alıntı ---
    fenerbahçe-trabzonspormaçının hemen sonrası... taraftar, şampiyonluk sevinciyle sahaya fırlamış, oyuncularını kucaklamış; ancak ardından gelen “şampiyon başkasıymış” açıklamasıyla elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi yıkılmış.heyecanın birkaç saniye içinde hüsrana dönüştüğü anlar...zaferin yerini bozgunun almasıyla karnaval havası da birden hiddet dalgası şeklinde kabarıyor.derin hayal kırıklığı hızla şiddetli bir öfkeye evriliyor.önce stadın koltukları kırılıp devriliyor.“mücadelenizle hayata direniyoruz” diyen pankartlar ateşe veriliyor.şimdi kale arkasında, yukarıdan yağan sandalyelere karşı baraj oluşturmuş polisler var; bir de itfaiye araçları... yanan tribünlere su sıkılıyor.kara bir duman, sarı lacivert balonların asılı durduğu kapalı tavanına üşüşüyor hızla...zafer tacı olarak hazırlanmış konfetiler alev alıyor.saat 23.00 olmuş; maç biteli 1 saati geçmiş.az önce “en büyük başkan” olarak selamlanan adam, şimdi öfkenin hedefinde...çılgın kalabalık, nefretini yöneltecek hedef arıyor. çıkış tünelinin körüğünü tekmeleyerek; “en büyük taraftar/ yönetici sahtekar” diye bağırıyorlar.o sırada 1907 locasından bir genç kız, aşağıda isyan bayrağı açanlara “nankörler”diye bağırıyor.bağıran, fenerbahçe yöneticilerinden birinin kızı...5 dakika sonra 15-20 kişilik bir erkek grubu, (belki de öğlen develi’de söz cimbom’dan açılınca “fenerbahçe büyüktür/küfretmez” diye sus işareti yapanlar) ağızlarında en gariz küfürlerle locayı basıyor: “nerede o o...u” diyerek genç kızı arıyorlar.genç kız, yan kapıdan zor bela kaçırılıyor. bir linç, kılpayı önleniyor.dayağı, kızı korumaya çalışan koruma yiyor. sessiz koruma, kalabalık taraftar karşısında çaresiz, hırpalanıyor. olay yerine gelen polise “siz karışmayın, bu iç işimiz” deniliyor.polis gözetiminde tokatlar, yumruklar havada uçuşuyor.az sonra, stadı bir yangın yeri gibi bırakarak dağılan kalabalık, önce basın toplantısının yapılacağı konferans odasının kapısını tekmeliyor.yeniçeri ayaklanmasını hatırlatırcasına “kelle istiyor”. “onları bize verin” diye haykırıyor.kimseyi bulamayınca stadın üst katlarına çıkan duvarlarda asılı fotoğraflardan alıyor hıncını...aziz yıldırım’ın ve futbolcuların gülümseyen dev fotoğrafları birer birer devriliyor, yırtılıyor, tekmeleniyor.bir halk ihtilali havası var.kapıdakiler “dışarı çıkmayın, orası daha kötü” diyor.kadıköy sokakları bir iç savaş görüntüsü yansıtıyor.polis, itfaiye, ambulans, özel güvenlikçiler oraya buraya koşturup isyanı bastırmaya çalışıyorlar.futbolcular ve yöneticiler içerde; kaçmanın, canlarını kurtarmanın bir yolunu arıyorlar.yerler kırılmış bira şişeleri, indirilmiş camlar, yırtılmış bayrak ve pankartlar, sönmüş balonlarla kaplı...sağda solda hıncını alamamış çubuk formalı fenerliler ağlıyor.kör öfke, az sonra polisi de hedef alıyor.onların üzerine de bira şişeleri yağıyor.“bir spor müsabakası”ndan geceyarısı "canımızı kurtardık, şükür" diye ayrılıyoruz.insanoğlunun yenilmeyi sindiremeden yenmeyi öğrenemeyeceği gerçeğini bir kez daha acıyla idrak ediyoruz...
    --- alıntı ---
  • 189
    iki adet fanatik fenerbahçeli ve bir adet beşiktaşlı arkadaşla bu maçı izlemeye gittim. maksat vakit geçirmekti aslında, bursa'nın şampiyon olacağına dair pek bi' umut beslemedim. neyse oturduk yerlerimize, fenerliler kendinden emin "alıcaz olum maçı ehe mehe" diyerek beni sinirden azdırmanın peşindelerdi.

    maç fenerbahçe'nin etkili ataklarıyla geçerken, gol bas bas geliyorum diyordu. öyle de oldu, bütün cafe şampiyon sesleriyle inliyordu. sükunetimi korudum ben, bekledim 'bir umut ulan' diyerekten. burak yılmaz denilen eleman enteresan golünü yazdıktan sonra ortalık duruldu. "atarız lan var daha" diyordu arkadaşlarım. ilk yarı bitti, sıkılmadan yine aynı şeyi söylediler. ben ve beşiktaşlı arkadaş ise bir nevi koalisyon oluşturmuştuk ve karşı cepheden gelen atakları savuşturuyoduk. tıpkı onur kıvrak ve giray kaçar gibi. dakikalar ilerledi, atak yapan fener golü bulamadıkça herkes bi "haasktr" çekti.

    hakem son düdüğü çaldı. orgazm olmuştum. 17 mayıs, 14 mayıs ve 16 mayıs. keramet sende mayıs.
  • 194
    --- alıntı ---

    fenerbahçe ile trabzonspor arasında 16 mayıs 2010'da şükrü saraçoğlu stadı'nda oynanan ve 1-1 sonuçlanan maçın ardından çıkan olaylara karıştıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 15 sanıktan 11'i, çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. cezaları 5 yıl süreyle ertelenen 11 kişinin şükrü saraçoğlu stadı'na girmesi de, çeşitli sürelerle yasaklandı. mahkeme 4 kişinin ise beraatına karar verdi.

    kadıköy 1. asliye ceza mahkemesindeki duruşmaya, 15 tutuksuz sanıktan 13'ü katıldı.

    sanıkların ve avukatlarının son savunmalarını yapmalarının ardından, kararı açıklayan hakim ziyaettin mümtaz, sanıklar taner karabağ, muammer aydın, doğan yazgan ve nihat demir'in, "mala zarar verme" ve "görevi yaptırmamak için kamu görevlisine direnme" suçlarını işlemediği gerekçesiyle beraatlarına karar verdi.

    hakim mümtaz, sanıklar abuzer çetinkaya, alper yenigün, hüseyin doğan ve ferdi aygüneş'i, "mala zarar verme suçunu yakarak işledikleri" gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. hakim, bu sanıkların cezasının geri bırakılmasına karar verirken, 2 yıl süreyle de denetim süresine tabi tutulmasına, denetim süresi içinde sanığa rehberlik edecek uzman bir kişinin de görevlendirmesini kararlaştırdı.

    ahmet ersin atakan, şahin karakoyun ve emre karaçalı'yı da, "mala zarar verme" suçundan sonuçta 10 ay hapis cezasına çarptıran hakim, bu sanıklarında cezasının geri bırakılmasını öngördü. bu 3 sanığın, 20 ay süreyle de, şükrü saraçoğlu stadı'nda maç seyretmesi yasaklandı.

    "mala zarar verme suçu teşebbüs aşamasında kaldığı" gerekçesiyle, erdem akın, efe akman ve burak mısırlı hakkında 5 ay hapis cezası öngören hakim, bu sanıkların cezasının da geri bırakılmasını kararlaştırdı. bu sanıklara ayrıca, 10 ay şükrü saraçoğlu stadı'na girememe cezası verildi.

    yargılama başlamadan, "etkin pişmanlık"ta bulunarak, zararı karşıladığı anlaşılan sanık emir hulusi yolaç ise, 3 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılırken, hakim, yolaç'ın cezasını da geri bıraktı. yolaç hakkında da, 6 ay 20 gün süreyle şükrü saraçoğlu stadı'na girememe cezası öngörüldü

    --- alıntı ---
  • 195
    aklıma geldikçe son dakikalarda olup bitenlere inanamadığım, aklımın ve mantığımın almadığı maç.

    zaman sırasına göre gideyim, maçtan bir-iki saat önce iyi galatasaraylı bir ağabeyime "abi 14 mayısta hava günlük güneşlikti, yaz gibiydi. şimdi yine öyle. bunlar şampiyon olamayacaklar" dediğimi hatırlıyorum.

    maç başladı, maçı alisamiyen.net'teki yorumlardan ve sporx'ten takip etme kararı aldım. genel kanı, fenerbahçe'nin kazanacağıydı ilk dakikalarda. nitekim golü de buldular. gol geldikten sonra bende "bu maç farka gidebilir" düşüncesi belirse de burak yılmaz'ın kariyerinin dönüm noktası olan tuhaf golü ümitleri yeniden yeşertmişti. yalnız msnden arkadaşıma "olum 1-1 biter lan bu maç" dediğimi de hatırlıyorum.

    ikinci yarı başladı, bizim ev sanki top atışına tutuluyordu anasını satiyim. alt katta hasta fenerli, üst katta hasta kere hasta üç fenerli. "vurrr", "bammm", "güüüüüm", "şraakk" (bardağı fırlatmış herif) sesleri geliyor habire. alisamiyen.nette "yok arkadaş yiyecek bunlar" mesajları çoğunlukta. trabzon'un direncinin iyice düştüğü yazılıyor. bir yandan da bam-güm sesleri devam ediyor.

    son dakikalara giriyoruz, o "bam-güm" sesleri öyle bir noktaya gelmiş ki, basıyorum küfürü, geçiyorum arka odaya. mp3'ün sesini fulleyip, mutfakta sigara içip radyodan maçı dinleyen babamı gözlüyorum. yarım yamalak duyuyorum, "son dakika" diyor babam kardeşime, o zaman çıkarıyorum kulaklığı. bursa maçı bitiyor. yalnız babam "fenerliler niye seviniyo lan" diyor bana. "emin misin baba" diyorum, "2-1 mi bitti?". "evet olum" diyor, "şimdi bitti lan, niye seviniyor bunlar". beşiktaşlı kardeşim puan durumuna bakıyor hemen. anlam veremiyoruz olanlara. kafamız durmuş vaziyette. bursa-bjk maçının 2-1 bittiğini bir de tvden öğrenince kahkahayı basıyoruz. babam radyodan aktarıyor "lan herifler sahaya girmiş sevinçten". zevkten dört köşeyiz. düşebilecekleri en rezil duruma düştüklerine kanaat getiriyorum (3 temmuz 2011'i hesaba katamıyorum tabii), stadı yakmaları falan müthiş komik geliyor.

    şimdi hala düşünüyorum, hala anlam veremiyorum. bu nasıl bir başarı körlüğüdür, nasıl bir başarı kompleksidir ki binlerce insan bir anonsa inanıp kendini sahaya atıyor, bilgiyi teyit ettirme ihtiyacını hiç duymuyor, timsaha giriyor, tribünlere oley çekiyor (ahaha evet lan vardı bu, timsahçı tayfanın hemen önündeydi).

    o güne dair yapılmış en iyi videolardan biriyle bitireyim: http://www.youtube.com/...ture=player_embedded #
  • 196
    (bkz: sonun başlangıcı)

    son maçta kaçan bir şampiyonluktan ve dahası 2dk şampiyonluk kutlama rezaletinden sonra yeni sezona düşük moral yüksek hırsla girmişlerdir,camia olarak.bu hırs öyle bir noktaya gelmiştir ki 1 yıl önce son maçta kaçan şampiyonluğun travmasını,kendilerini son maçta şampiyonluktan eden takımı geçip şampiyon olarak atlatmak için her türlü yola başvurmanın mübah olduğunu düşünmeye başlatmıştır.

    sonrasını ise hepimiz biliyoruz,fb.li arkadaların bile * bir terslik olduğunu,bariz kaleci hatalarına cevap verememelerinden hatırlıyorum.* sonrası malum zaten...

    (bkz: 2010 - 2011 sezonu futbolda şike soruşturması)
App Store'dan indirin Google Play'den alın