• 952
    (bkz: #3169130)

    fatih terim bugün şampiyonluğu kendi elleriyle beşiktaş'a vermiştir.

    --- alıntı ---
    defans konusunda zaafları olan bir takım için ve yerleşim düzeni önde olan bir takım için iki tane top tutucu bir takımda fazla. kerem'in mutlaka 11 başlaması gerekir aksi takdirde koca bir 45 dakikayı heba etme riskimiz doğabilir. ben şahsen ilk 11'in ileri uçunda mustafa'yı kanatlarda da babel ve kerem'i görmek isterim.
    --- alıntı ---

    maçtan altı saat önce şu yukarıdaki cümleyi yazmışım. maçtan bir saat önce kadroyu gördüğümde de beşiktaş'ın şimdiden şampiyon olduğunu kendi arkadaş çevreme söylemiştim. yazık ki ne yazık koca fatih terim bizim düşünebildiğimizi uygulamadan aciz.
  • 953
    final maçıydı.

    sezon içinde ne olduysa oldu. federasyon yaptı yapacağını, pfdk yaptı yapacağını, hatay yaptı yapacağını. bunları koy bir kenara. son maçtasın ve bunun adı da final. ya tek maç bu arkadaş. final dediğin şeyde 10 gole ihtiyacın varsa 10 tane de atarsın zor bir şey değil. motivasyon ve hırs işi. 90 dakikan vardı. sen galatasaray'sın. tam motive olup doğru taktik bulmak gereken ve 4 fark atman gereken maçta bunu başarmalısın. bu maçı 4-0 5-0 kazanmak gerekiyordu. o topun üç direk arasından geçmesi gerekiyordu. bu skor kabul edilebilecek bir şey değil. eğer final maçına çıkmışsan sana lazım olacak şekilde bunu kazanmalıydın. fenerbahçe değilsin sen!
  • 956
    maç öncesinde ilk yarı 2, ikinci yarı 2 olmak üzere en az 4 gol atmamız gerektiğini düşünüyordum, sonuçta iki haftadır puan alamayan beşiktaş'ın can havliyle kazanması yüksek ihtimaldi. ilk yarı gol bulamadık, üstüne golü de yedik. pozisyona da girdik ama rakip iyi savundu, kaleci iyi çıkardı, şanssızlık da vardı, daha iyi oynayabilir miydik bilmiyorum. en azından son haftaya kadar bu heyecanı yaşadık, herkesin canı sağolsun.
  • 957
    sevgili renktaşlarım, boşu boşuna üzülüyorsunuz çünkü bu maçta galatasaray 5 gol bile bulsa var hakemi mete kalkavan devreye girip gollerden birini mutlaka iptal ettirecekti. gidişatın kötü olduğunu gören cüneyt çakır yere düşen her malatyasporlu lehine saçma sapan fauller çalarak oyunu soğutacak, galatasaray'ın hızını kesecekti. ertaç iyi oynayınca buna gerek kalmadı.

    kısacası bugün sahaya bayern münih de çıksa bu maçı 4 farklı kazanamazdı. sıkmayın canınızı, bu sezon bir çeteye mağlup olduk. allah değiller ya, illa ki bunlar da temizlenecek bu memleketten.
  • 959
    galatasaray'ın beşiktaş derbisinde, son gol için neden risk alması gerektiğinin daha iyi anlaşıldığı maçtır. detaylı açıklamalar için buraları** ziyaret edelim, malesef çaylak entry'ler olduğu için değerleri geç anlaşılacaktır. önceki entry'lerde ihtimaller üzerine yazmıştım, bu sefer alınmayan risk üzerine yazacağım.

    ilk olarak şunu belirtmek istiyorum, katsayı hesaplamalarının içeriğe özgü (örneğin futbol için geliştirilmiş bir model) bir şekilde hesaplanması ve ödemeler matrisi oluşturulması gerekiyor. ancak bu konuda benim bildiğim bir metot olmadığından sadece kavramsal yazacağım.

    ilk hesaplamada* riskin 5 birim kazancın 6 birim, ikinci hesaplamada* riskin 26 birim kazancın 30 birim olduğunu belirtmiştim. ilk hesaplamada riskin alınmasını tercih ettiğimi, ikinci hesaplamada risk alınmamasının doğrulunu (oranlar arası değişimden ötürü) anlatmaya çalışmıştım. bu çelişki gibi gözüken durumu oluşturan nedir peki? birincisi tabii ki ilk tahmin içgüdüsel idi (o yüzden istatiksel bir geçerliliği yok*), ikincisi hesaplamanın müneccimlik amacı olmayıp sadece gerçekleri ortaya koyması, üçüncüsü de katsayıları (yukarda bahsettiğim potansiyel model) bilmememiz. ancak sonuçtan bakarsak, beşiktaş maçında bir gol atmak için alınmayan risk, kalan iki maçtaki averaj geliştirme ihtimalimiz ile kıyaslandığında (beşiktaş'ın puan kayıpları ile alakalı kısma girmiyorum, bahsettiğim farkı anlamak için ilk paragraftaki entry'lere gidebilirsiniz), alınması gereken bir risk imiş.

    ben çok karmaşık anlattım, geliştirilmesi gereken model bundan da daha karmaşıktır. bu sebepten teknik ekibe fatura çıkartmak ne kadar doğru? bence değil. daha ödeyecekleri çok başka faturalar var.

    edit:imla
  • 960
    çıkan yanlış ilk 11 yüzünden devre arasında 3 değişiklik yapmak zorunda olduğumuz şampiyonluk maçı.

    daha üzücü çok az maç görmüşümdür herhalde. biz bugün en doğru 11'le de şampiyon olamayabilirdik zira zor maçtı. ama şampiyonluk maçına çıkıyoruz, yedlin'in o günlük çok kötü performansı haric iki tane yanlış isim devre arasında çıkıyor: arda ve emre akbaba.

    hoca yanlış 11 çıkardığını 45. dakikanın sonunda anlıyor. bu bir şampiyonluk maçı. nasıl hocam ya? nasıl gerçekten? koskoca fatih terim şampiyonluk maçına nasıl yanlış kadroyla çıkar? bana en çok koyan bu oldu. dediğim gibi bugün şampiyon olmak zordu ama futbol aklına güvendiğim tek adamın şampiyonluk maçında 2 yanlış isimle başlaması bana asıl koyan şey oldu. hiç yakışmadı hiç.
  • 961
    salı günü averaj yapman gereken maçta, emre akbaba ve arda ile başlayıp istenilen sonuç alınamayınca çıkarılan ve fark açtığın bir senaryoyu yaşamışken, denizli'den daha sert ve diri takım olan malatyaspor'a aynı 11'le çıkmanın izahını ben anlamadım da çözemedim de. nitekim devre arasında ilk çıkan isimlerde bu isimler oldu.

    ikinci yarı oyandığımız dominant oyunu görünce kahrolmamak elde değil. sağlık olsun hocaya da, futbolculara da. şampiyonluk bu maçta gitmedi çok evvelinden gitmişti ancak, sondan bir hafta önce küme düşen ve çoğunlukla genç ve yedek oyuncularla sahaya çıkan denizli'ye averaj yapamamak bizi duruma düşürdü.

    üzüldüğüm nokta elbette şampiyonluk gitmesi ama beni kahreden nokta 2 averajla şampiyonluk kaybetmek oldu. 2 gol ya da yenilen 2 gol. beşiktaş deplasmanında 90+1'de yemeyeceğin bir gol ! beşiktaş ile evinde oynarken 3-1'den sonra atmaya tenezzül etmediğin 1 gol !

    çok yazık oldu çok !
  • 962
    şampiyonluğu kendi ellerimizle verdiğimiz maç.

    hiç öyle gerilere de gitmiyorum. maçlardan önce tek istediğim 15 mayıs 2021 göztepe beşiktaş maçında göztepe'nin direnç koyması ve fark yememesi idi. hatta 2 farka kadar da sorun olmaz diyordum..

    ama sağolsun fatih terim vurup kırıp parçalayacağımız maça öyle bir 11 ile çıktı ki koskoca 45 dakikayı çöpe atıp fark hayallerimizi suya düşürdü. şu maçı en az 4 farkla kazanmaya mecburduk. zorundaydık. öyle "önce bir kazanalım da sonrasına bakarız." denilecek bir maç değildi. 4-0 şart gerisine bakarız demeliydik. akbaba ve arda tercihleri her şeyin içine etti. ne bir oyun kurabildik ne geriye tutabildik. malatya biraz becerikli olsa daha farklı da öne geçebilirdi.

    ya hakikaten inanamıyorum hala ya. 4-0'a mecbursun, ne arda'sı ne akbaba'sı kardeşim? böyle maçlarda en önemli nokta atak devamlılığı. artı, yüksek oranda bitiricilik. gedson ve taylan ikilisini emre kılınç ile desteklesen o kadar kontra yemeyeceksin, muhammed ile başlasan 32 ortadan en az 2 gol çıkaracaksın. ama kerametini anlamadığımız bir emre akbaba ve 25 dakikalık kondisyonuyla arda çıkıyor 11'e ve bal yapmayan arı gibi dolanıp duruyorsun rakip sahada. buna mukabil konya arazisi gibi boşluk bırakıyorsun geride. kontradan bir de gol yiyor her şeyi berbat ediyorsun. şu maçı 4-0, 5-0 kazansan kim ne diyecek? gayet normal ki çoğu beşiktaşlı'nın beklediği bir şey. onların korkusu bizim 7-8 atmamız. sen üstüne 0-1'e yakalanıyorsun.

    45 dakikaya da 5 tane sığdırman zorlaşır tabi. göztepe nasılsa 2.golü yiyecekti. önemli olan bizim en az 4 farkı yakalamamız iken 45 dakikayı çöpe atıp daha 21:20 sularında beşiktaş'ı şampiyon yapıyorsun.

    ben bu maçı kolay kolay unutmam. beşiktaş göztepe'yi ezip geçse umurumda olmazdı pek. ama onlar bile 76.dakikada ancak penaltıdan göt zoruyla kazandı. ama dedim ya, öyle veya böyle zaten kazanacaktı beşiktaş. terim göztepe'nin gerçekten beşiktaş'tan puan alacağını falan mı sanıyordu yoksa?
  • 963
    ilk yarısında ciddi üretim sıkıntısı yaşasak da mücadele olarak galatasaray'ın son düdüğe kadar çok özverili oynadığını düşündüğüm maç. bence en kötü oyuncumuz dahi amiyane tabirle yırtındı bu maçta.

    belki hocanın yaptığı yanlış kadro seçimi ile sahaya çıkmamış olsak netice farklı olabilirdi ama kazanamadığımız şampiyonluğu zaten avantajın bizde olmadığı, rakibin atacağı farkın 3 fazlasını atmak zorunda olduğumuz bir maç üzerinden tanımlamayı doğru bulmuyorum.

    galatasaray'ın bu sezon yalnızca 3 maçta* 4 ve üzeri gol farkı yakalayabildiğini de düşünürsek bana göre sezonu bu maçta 4 fark yapamadığımız için değil daha önceki maçlarda yaptığımız hatalardan ötürü kaybettik. özellikle son dakikalarda yediğimiz gollerle beraberlik durumundan mağlubiyete giden maçlar en büyük kaybımız oldu belki de.
  • 965
    sorsan "fatih hocamız yaptığı değişiklikler sayesinde maçı çevirmesini bildi." derler.

    artık fatih hocayı iyi tanıdığımı düşünüyorum. yıllardır hep aynı senaryo, maça başlaması gereken on birlerle maçı tamamlıyor. herhalde hoca 90 dakikanın içerisinde de aktif rol almak istiyor. takip edenler bilecektir; şu an belki de tartışmasız dünyanın en iyi teknik direktörü denilebilecek pep guardiola'nın oyuncu değişikliği anlamında bu kadar oyuna müdahale ettiğine şahit olmuyoruz. hem de elinde envai çeşit alternatif varken. neden çünkü en güçlü, en formda kadroyla maça başlıyor. haliyle maça başlayan on bir çoğu zaman skoru aldığı için çok fazla oyuncu değişikliğine ihtiyaç duymuyor.

    bizde ise daha devre biter bitmez taraftar tarafından şu çıksın bu girsin homurdanmaları başlıyor. skordan bağımsız çok maç hatırlıyorum bu şekilde ya da dakikalar 60'ı geçmeye başladığında hocanın oyuncu değişikliği yapmakta geç kaldığı eleştirileri. sakatlık, aşırı yorgunluk ya da maç içerisinde taktik değişikliğe gitme gibi zorunluluklar olmadığı müddetçe illa oyuncu değişikliğine erkenden gitmek zorunda değiliz. biz en güçlü kadromuzla maça başlayalım ve gerekirse maçı o on birle bitirelim. yok ama illa risk alacağız, genel kanının aksine farklı on birlerle başlayacağız, duruma göre oyuna müdahale edeceğiz. derken boşa giden 45 dakika ya da comeback yapmak zorunda olan bir takım. çok fazla maç hatırlıyorum bu şekilde bu da onlardan birisiydi. çok değil şampiyonluğa mal oldu.
  • 966
    maçtan önce 15 mayıs 2021 göztepe beşiktaş maçının tek farkla biteceğini bilsek herkes şu maçın rahatlıkla 4 fark olacağını düşünürdü.
    ama ne oldu koskoca 45 dakikayı pozisyonsuz bitirdik. inanılır gibi değil! bu takım şampiyonluğu haketti mi şimdi, el insaf.
    sezonun özeti aslında, ne sezonu, son 3 sezonun özeti... ıkınarak oynayan, sahada bir türlü akamayan, coşkusuz, temposuz galatasaray.
  • 969
    galatasaray futbol takımının 2020-2021 sezonunda neden şampiyon olamadığını bir kere daha ispat ettiği maç. 42 haftalık maratonda 40 maç oynandı ve sanırım bunu ispat etmediği maç sayısı yazı ile sıfır galatasaray'ımızın. bayılana kadar yan pas yapıp inatla pas kanalı aramamızın sebebinin savunma geçişindeki dengesizlik olduğunu, kalibre diye takımda tuttuğumuz adamların işe yarar bir hareket yapabilmek için sistem gereksinimlerinin çok çok yüksek olduğunu*, enerjik ve bir şekilde bir şeyler yapma peşinde olan futbolcularımızın ise birbirinden kopuk oluşunu bu sezon 40. kere tecrübe etmiş olduk.

    emre akbaba, arda turan hatta ryan babel. bunlar bu takıma tecrübe ve kalite katması gereken, oyunun sıkıştığı anlarda bir hareketle fark yaratması gereken oyuncular. takıma transfer edilme, rotasyon içinden inatla sahaya atılma sebepleri tam olarak bu. emre kapalı defans ve markaj arasında kaybolup gidiyor. arda'nın fizik gücü çok sınırlı. ryan desen tek bir hareketi 2 sezondur her maç 40 defa deniyor. başarıyla icra ettiğinde evet işe yarıyor ama erzurum stadı'ndaki kale direkleri bile ezberlerdi artık...

    ryan'ın arkasında marcelo, arda'nın arkasında deandre yedlin vardı. bu dörtlünün oyunda kaldığı süre boyunca bizim yarı sahada yaptığı defansif müdahale sayısı 45 dakika sahada kalıp takımın en önünde oynayan mostafa'dan daha az. şampiyon olmak için averaj kovalaması gereken galatasaray'ın forveti birinci bölge sınırına kadar geri gelip top çıkardı dün maçın son 15-20 dakikasında. bunlar ciddi yapısal sorunlar. sezon boyunca da böyle olmaya devam etti. kanatlardan defansif katkı alamıyor oluşumuz, top kayıplarında pozisyon vermemek için amaçsız pas oyununu mecbur kıldı. amaçsız pas oyunu da tek hücum alternatifimizi rakipten birinin yerini kaçırması ya da kayıp düşmesi noktasına kilitledi.

    şener ve ömer girdi maç içinde iki bekin yerine. defansif yönü belki daha güçlü isimler ama onların da galatasaray'ın ihtiyacına yetecek oranda sağlam olup olmadıkları tartışma konusu. hücumda zaten şener'in ismini anan yok, ömer'i anan da küfretmek ya da dalga geçmek için anıyor.

    hal böyleyken takımın savunma gücü kale önünde ryan donk ve marcao, önlerinde taylan ve onun da önünde gedson'dan ibaret. bu isimlerden de bağımsız aslında. iki stoper ve orta sahada bir-iki oyuncu hariç galatasaray'ın ciddi bir defansif gücü hiç olmadı sezon boyu. forveti az biraz koşan, orta sahası da ikinci bölge boyunca gidip gelme konusunda üşengeç olmayan her takım galatasaray'ı zorladı. malatyaspor da ilerde adem ve tetteh, kenarlarda fofana ve chebake, göbekten de bazen mallan bazen zeki ile topu her çıkardığında en azından ceza sahası önlerine kadar gelmeyi başardı. bu futbolcular yorulmaya başlayıp şener ve ömer de oyuna girdikten sonra bazı pozisyonların ikinci bölgede kaldığı oldu.

    ama bunlar isimlerden rakipten bağımsız sorunlar. sezon boyu 4-5 kişi birlikte hareket eden her takım galatasaray'ı çok zorladı defansta. bu riske karşılık hücumda da hiçbir maçın hiçbir bölümünde buna değecek bir üretkenlik olmadı. 71 orta sanırım 27 nisan 2003 galatasaray adanaspor maçından bu yana bir maçta ulaştığımız en yüksek orta sayısı. istatistik olarak büyük bir sayı evet ama kaçının bir anlamı olduğu soru işareti. mostafa mohammed 8 mayıs 2021 galatasaray beşiktaş maçı'nın son anında sakatlandığında 6 haftadan açılmıştı sakat kalacağı süre iddiaları. 11 mayıs 2021 denizlispor galatasaray maçı kadrosuna alındığında herkes ufak bir şok geçirmişti. orada son yarım saat oyuna girmişti, bu maçta da 45 dakika sahada kaldı. kuvvetle muhtemel sakatlığının el verdiği süreler bu kadardı.

    genel olarak arda ve emre ile başlanmasına, mostafa'nın da sonradan girmesine yönelik tepkiler var. 60. dakikaya 1-0 malayaspor üstünlüğü ile girilse, oyun arda ve emre girse ve atıyorum beşiktaş da berabereyken aynı performansı göstereseler* bugün yine aynı tepkiler farklı bir şekilde ortaya çıkardı muhtemelen. ya da kerem'le oğulcan'la başlayıp malatya öne geçse* "kenarda arda var emre var kerem'le oğulcan bu maçta niye oynar"a dönecekti iş.

    "dışardan bakıp taktik vermek çok kolay" ukalalığına da girmeyeceğim ama galatasaray'ın bu sezonki kadro kalitesi ve yeterliliği bundan ibaret. her şeyden biraz biraz var ama hepsini bir araya toplayınca o kadar da matah olamadı...

    darısı artık önümüzdeki sezona...
  • 970
    eski entry lerime bakabilirsiniz bu sezon maç izleyemedim, ama sürekli okudum özet izledim, maç başlıklarında saatler harcadım.

    herkesin yazdığı ilk yarıları çöpe atmamız. dün de şampiyonluk var işin ucunda, bütün sezonu çok kötü oynasan da hepsini bir anda silip atabileceğin ve bu ekonomik şartlarda ulaşabileceğim milyon eurolar var önünde. ama yine emre akbaba isimli topa vurmayı beceremeyen arkadaş ilk11de. arda çok istiyor ama 30 olmadan nefesi bitiyor. arda oynasın diye babel sağa kaydı, arda geriye yardım etmeyince saracchi 45te bitti, ömer in çok özverili ama sıfır becerikli ortalarına kaldık.
    fatih terim taktiğidir son dakikalarda stoperi gönder gol ara, takım ilk dakikadan itibaren onu oynadı, ama kafa vurabilecek tek adam babel di, arda halil ve emre nin boy ortalamaları hocamız için baya yüksek sanırım. bazı oyuncular vardır boydan bağımsız kafatopuna iyi çıkar, o da geçen sene elimizdeydi dün şampiyonluğu elimizden aldı. bu arada helal olsun semih e de adem e de, kimsenin ağzına tek laf vermediler, aslanlar gibi oynadılar. neyse mevzumuz malatya değil, kaleci ertaç ve stoperin adını unuttum onlar 3-1 mağlupken zaman geçiren adamlar.

    dün, (bkz: 15 mayıs 2021 galatasaray yeni malatyaspor maçı) , izmir deki maçtan bağımsız, hatta bağlı olsun, göztepe golü atmışken 1-1 olunca, biz emre akbaba yerine mustafa ile başlamış olsaydık geriye düşmek yerine öne geçseydik o zaman beşiktaş ın eli ayağına dolanacaktı. ama sağolsunlar yine ilk 45i çöpe atıp koca sezonu, koskoca şampiyonluğu rakibe hediye ettik. çok yazık oldu. dünden beri herkes hocamızın nelerle uğraştığını yazıyor, hakları da var. ama, büyük harflerle burası, hiçbir allah ın kulu bana, emre akbaba isimli arkadaşın haklı gerekçelerle denizli ve malatya maçlarında ilk 11 çıkması ve iki maçta 90 dakikayı çöpe atmamızı açıklayamaz. bu kararları da cengiz ya da özdemir almadı ya.
  • 971
    fatih terim tarafından çok yanlış şekilde planlaması yapılmış maç.

    hoca daha denizli maçında bile aslında bunun sinyallerini vermişti, biz nasılsa fark atamayız bjk puan kaybedecek buna göre planı yapacaktı o basın toplantısında ima etmişti daha. ama dün gördük ki gayet de fark atabilirmişiz doğru hamlelerle. bjk zaten üst üste 3. maçında da puan kaybetmesi düşük bir olasılıktı. biz erkenden golleri bulup onları da zorlayacaktık tek fark yetmeyecekti onlara. sanki vahiy gelmiş gibi bjk'nin puan kaybına oynadık ve istediğimiz de olmadı doğal olarak.
  • 972
    yeni malatyaspor'u oynadıkları oyun için tebrik etmek gerekli. beşiktaş kulübü tarafından ithamlarda bulunuldu kendileri hakkında. çıktılar aslanlar gibi mücadele ettiler.

    buna rağmen bu maçtan biz istediğimizi alabilirdik. ilk yarıyı çöpe atmamızdan dolayı 2 gol daha atamadık. pozisyonlar bulduk ama kaleci ertaç özbir'i vurup kaleciyi kahraman yaptık önceki haftalardaki kalecileri kahraman yaptığımız gibi. mesela kerem'in karşı karşıya kalıp kaçırdığı bir pozisyon var ki düşündükçe kafayı yiyorum. kaleci kaleden uzaklaşmış üstüne geliyor. gir topun dibine aşırarak at. ama gitti yanından atmaya çalıştı topu koluna geldi.

    adem 2019-2020 sezonunda bizim oyuncumuzdu. sadece 1 sezon kaldı takımımızda ama onurlu duruşu tebriği hak ediyor. gol attı sevinmedi diye demiyorum. karakterini bozmadı maç boyunca her zamanki gibi oynadı. yalnızca 1 sezon bizde oynamış ama çoğunlukla malatyaspor oyuncusu olan adem bizde oynadığı zamanı yok sayıp gol sonrası deli gibi de sevinebilirdi. hem bize bağlılığı hem de profesyonelliği ile bize olan saygısı için kendisine teşekkür ediyorum. iyi ki 1 sezon da olsa formamız altında kendisini izledik. formamızı hak etmiş oyunculardan.

    gelelim kaleci ertaç'a...

    kendinizi ertaç yerine koyun lütfen. karşı tarafta beşiktaş gibi hastalıklı bir zihniyete sahip bir kulüp var. adamlar yıllar önce galatasaray 1-0 kazansa da şampiyon olacağı maçta 8-0 kazandı diye yıllarca eski kalecileri zalad'ın adını lekeleyip durdular. bu maçta da kaleye köşelere isabetli 100 şut çeksek 95'ini kurtarıp 5'ini kurtaramasa bu sefer bu hastalıklı beşiktaş zihniyeti yine zalad'a yaptığı gibi kendisinin de adını lekeleyecekti yıllarca. hadi yabancı kaleci olsa neyse, kendi ülkesine gider olur biter ama kendisi türk kaleci ve bu topraklarda yaşamaya devam edecek. zaman geçirmesini ve maç sonunda koluyla bir "oley be" işareti çekmesini normal karşılıyorum. galatasaraylı olmasam ve kendisinin yerinde olsam sanırım ben de benzerini yapardım. o psikolojik rahatlamaya ihtiyacı varmış belli ki.

    ertaç'ı bu maçta kahraman yaptık. çünkü son vuruşlarda beceri seviyemiz çok düşük. hep kaleciyi vurup duruyoruz. maçta ertaç çok fazla önde duruyordu ama bir tane bile oyuncumuz uzaktan aşırtma şut düşünmedi bile. çöpe attığımız ilk yarıda bile birçok önemli pozisyonu son vuruş beceriksizliğimizden dolayı gol ile tamamlayamadık. mesela ikinci yarıda dediğim gibi kerem topu aşırtmayı düşünse ve mostafa bir kafa vuruşunda topu yere vurdurarak atmayı düşünse ihtiyacımız olan 2 golü bulmuştuk.

    yeni malatyaspor ve göztepe oynadıkları oyunla şerefli kulüpler ve futbolcular olduklarını cümle aleme ispatladı ama beşiktaş kulübü o kadar kulübün ve futbolcunun adını lekeledikten sonra hangi yüzle hala şereften bahsedecek bilemiyorum. şerefli kişiler başkalarının şereflerine leke sürmez. kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmaz. beşiktaş şerefli olduğunu nasıl ispatlayacak? olmadığını ispatlıyor anca. fatih karagümrük, göztepe ve yeni malatyaspor'un ve futbolcularının şereflerine yapılanları umarım unutmaz bu kulüp ve futbolcular.

    son bir şey daha eklemek istiyorum:

    maçta yer alan taraftarları maçta duydukça bazen iyi ki seyircisiz oynuyoruz maçları diye düşündüm.

    bir de bir ara "satılmış malatya" tezahüratı attılar. ayıptır. adamlar kendilerini salsa biz de rahat rahat şampiyon olsak içime sinmezdi açıkçası. adamlar normal futbollarını oynadılar. maç boyunca beklenmedik bir şeyleri olmadı. benzer pozisyonlar yakaladılar benzer pozisyonlar verdiler. yaptıkları bu şey malatyasporlu oyuncuları daha fazla motive de edebilirdi.

    beşiktaşlaşmayalım lütfen!
  • 973
    yanlış 11 ve düzen ile çıkıp istediğimiz skoru alamadığımız maç. arda ve akbaba gibi fazla hareketli olmayan, içerideki adamlara açtığı toplarla etkili olan bir ortasaha / kanat düzeni ile başlıyoruz. maç esnasında rekor seviyede orta açılıyor ama bu ortalar açılırken içerideki forvetimiz hava hakimiyeti olan mustafa değil halil oluyor. gerçekten anlamak güç.

    kerem ile başlanmamasını anlayabilirim, ilk yarı itibariyle malatya çok çıkmadı, ve kerem fazla boş alan bulamayabilirdi. ama havadan bu kadar geldiğimiz bir oyun planında içerideki forvet mustafa olmalıydı.

    yediğimiz golün tekrar izahı yok. savunma uyuyor, taçtan gelen top kaptırılıyor ve adem uygun pozisyonda gelişine güzel vurarak skoru alıyor. muslera sanırım ters ayakta yakalandığı için tepki veremiyor.

    adem büyüğe gerçekten çok saygı duyuyorum ve taraftarımız tarafından kendisine yapılan saldırıları kınıyorum. adem formasını terlettiği takıma sonuna kadar hizmet veren bir oyuncudur, maçta da bunu yapmıştır. golünü attıktan sonrada saygı duyulacak bir davranış sergilemiştir, ve maçın hiç bir anında bizi tahrik edecek, oyunu öldürecek davranışlarda bulunmamıştır.

    ayrıca attığı gol ile ligde en fazla gol atan yerli oyuncu olmuştur. buna rağmen milli takım için düşünülmemesi çok ayıp. üstelik kendisi gibi dünya çapında bir hava topu kontrol yeteneği olan bir oyuncu milli takımda çok iş yapabilecekken.

    maçı en çok isteyen ve fark yaratan oyuncumuz babel idi. gerçekten kendisine çok laf ettik ama formunu yakaladığında mest eden bir futbol oynuyor. yine de yaş haddinden ve euro 2020 sonrası yaşaması muhtemel konsantrasyon düşüklüğü yüzünden yollarımızı ayırmamız gerektiğini düşünüyorum.

    geçen maç kaçırdığımız penaltıyı atsak, bu maç yediğimiz saçma golü yemesek bugün şampiyonluk kutluyorduk. gerçekten üzücü.
  • 974
    kadro tercihi nedeniyle ilk yarısını çöpe atsak dahi sadece 2. yarıdaki oyunla 4-5 fark olabilirdi. biraz şanssızlık çokça beceriksizlik bu sezon hep olduğu gibi bu maçta da devam etti. ertaç’ı yıldız yaptık.

    yine de takımın 93. dakikada bile sonuna kadar golü kovalaması, farkı açmaya çalışması beni memnun etti. oyun olarak hiç düşmedik. kanımızın son damlasına kadar savaştık. gerideyken bile gol yememek için sahaya çıkmış bir takıma* karşı oynadık neticede. üstümüze düşeni de kısmen yaptık sayılır. geri düşmemize rağmen hiç endişeye mahal vermeden geri döndük. hayırlısı buymuş deyip devam edeceğiz.
  • 975
    bu maçın ilk 11'i, bu maçtan 4 gün önce oynanmış ve gereken oyunu sergileyemeyen ve skoru elde edemeyen 11 mayıs 2021 denizlispor galatasaray maçı'nın ilk 11'i ile aynıdır.

    maçtan önce florya'da kampa girileceğini öğrendiğimde fatih hocam sağlam taktik hazırlıyor, 5-6 atar diye düşünmüştüm. kamp boyunca yapılan analizler sonucunda önceki maçın ilk 11'inin uygun olacağını keşfetmişler.

    laf etmeyeyim, yönetim hoca'nın arkasında durmadı, bir çok kırmızı gördük, adaletsizlige uğradık diyorum da şu maça hala denizlispor ilk 11'i ile çıkmanın hangi adaletsizlikle ya da yönetim eksikliğiyle olduğunu anlayamıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın