lig lideri galatasaray ile lig sonuncusu akhisarspor'un türkiye kupasında final oynaması futbolun ne kadar da sürprizlere açık olduğunu gösterirken, manisa temsilcisinin geçen sene finalde fenerbahçe'yi mağlup etmesinin ardından bu sene de galatasaray'ı yenip iki yıl üst üste kupayı alıp peri masalını taçlandırma niyetindeydi. galatasaray ise fatih terim'in o meşhur bestede belirtildiği gibi "kupalara layıksın sen şanlı galatasaray" diyerek bir haftada iki kupa kaldırmayı amaçlamıştı. sarı kırmızılı futbolcuların kafaları pazar günü ali sami yen'de oynanacak olan başakşehir maçındaydı ama kucaklarına kadar gelen kupayı da ellerinin tersiyle itmek istemediler ve kazandılar...
karşılaşmaya iki takım da aslında açık ve cesur başladı da geçen dakikalarla birlikte oyunun yol haritası ortaya çıktı: akhisar savunma ve orta saha blokları ile kapanabildiği kadar kapanıp, manu ile kontra ataklarla gol arayacaktı. galatasaray ise mümkünce erken golü bulup, devamında gelecek gollerle çok yorulmadan bitirecekti finali. ilk devre sona ererken, iki takım da istediğini alamadan soyunma odasına gitmek durumunda kaldı, akhisarspor adına tek pozisyon 32. dakikada rotman'ın pasıyla manu'nun ceza sahasına girmesi ve luyindama'dan dönen şutu olurken, galatasaray ise sol kanatta linnes'in gayretkarlığı ve feghouli'nin bireysel çabasıyla fatih'i zorladı da topu filelerle buluşturamadı. aslında top filelerle kucaklaştı onuncu dakikada belhanda'nın ara pası ve onyekuru'nun vuruşuyla ama nijeryalı genç oyuncu maalesef topa erken hareketlenmişti, yardımcı hakem ofsayt bayrağını kaldırmıştı.
karşılaşma öncesi fatih terim oyuncularına maç taktiği verirken, kart görmemeleri konusunda öyle "uyarmış" ki sarı-kırmızılıların topa müdahalelerinde çekimser kaldıkları gözden kaçmıyordu. oyun içinde kırmızı kart görüp hafta sonu takımını eksik bırakmamak için o kadar dikkat ederken, devre bitiminde korner itirazından luyindama'nın gördüğü sarı kart tek kelime ile acemilik, hatta düşüncesizlikti. ve soyunma odasında ikinci sarıyı görmemesi için de uyarılmış olacak luyindama ki, akhisar'ın golünün başlangıcında güray topu sağından atıp solundan geçerken rakibine müdahale etmeyip geçmesine izin verdi ve güray takımının golünün asistini yaptı. oysa sarı kartı olmamış olsa, luyindama orada güray'ın geçmesine asla izin vermezdi.
ikinci yarı iki takımın da peşi sıra kaçırdığı pozisyonlarla başladı, önce onyekuru ceza sahasına girer girmez ayak içi plase ile uzak köşeyi denedi ama top direkten döndü, sonrasında da akhisar'ın kullandığı serbest atışta boş pozisyondaki lopes kafayla topu üç direk arasına değil de auta yolladı. galatasaray geçen dakikalarla birlikte işi ciddiye alıp, rakip kaleye giderken, güray'ın asisti ve manu 'nun attığı golle geriye düşünce, "pabucun pahalı olduğunu anladı" ve daha istekli geldi rakip kaleye. işte o anlardan birinde linnes ceza sahasına girerken düşürülünce hakem tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. diagne her zamanki gibi topu eline aldı da sahada galatasaray'ın tecrübeli penaltıcısı selçuk vardı: kim yapacaktı vuruşu? iki oyuncunun konuşması sonrası topu beyaz noktaya diken senegalli olurken, herkesin aklına rizespor maçının son dakikaları diagne ile sinan arasında yaşanılan penaltı münakaşası geldi. maç sonu selçuk " kimse benim sorumluluktan kaçtığımı düşünmesin. penaltıyı tabii ki atmak isterdim ama hoca soyunma odasında tahtaya diagne'nin adını yazdı ve ben de penaltı vuruşu öncesi ona gidip 'hazır olup olmadığını' sordum, 'evet, kullanacağım' deyince, kenara çekildim" diye açıklama yaparak polemiklere son verdi. kaptan maçtan sonra ortaya çıkacak tartışmaları sonlandırdı belki ama diagne'nin penaltıyı kaçırması ile yeni bir tartışma başladı: acaba bundan sonra penaltıları diagne atmasa mı?
önümüzdeki maçlar ne olur bilmem de maçın son 15 dakikasında diagne'nin lopes tarafından düşürülmesi ile kazanılan penaltıda topun başına geçen golcü futbolcu değil de sinan oldu. önce süper kupa'da gomis'in penaltısını, sonra ligde rodrigues'in penaltısını ve şimdi de diagne'nin penaltısını kurtaran fatih galatasaray karşısında ilginç bir rekora giderken, istatistiği bozan isim sinan oldu ve galatasaray adına beraberliği getirdi.
cumartesi öğleden sonra oynanan rizespor maçı sonrası "alakalı alakasız" herkesin galatasaray ve hakemle ilgili konuşması sonrası maç yazımda bu haftanın zor geçececeğini belirtmiştim, akhisarsporlular da bu olaylardan o kadar etkilenmişler ki iki bariz penaltı sonrası itirazları öyle abarttılar ki, hakemin sadece lopes'i kırmızı kartla kenara yollaması onlar için bir şanstı. linnes'in penaltısında ayağa temas varken, lopes'in diagne'yi kıskaca almasında topa ilk temas eden diagne'ydi. hatta akhisarlı oyuncu dahi topa temas etse yeni kural gereği diagne topu alabilecekken düşürüldüğü için pozisyon yine penaltı olacaktı.
oyunda bir kişi eksik kalıp, penaltıdan da golü yiyen akhisarspor kafaca karşılaşmadan kopunca, fatih terim'in de sinan ve donk'u oyuna alıp orta sahayı daha da güçlendirmesi iplerin galatasaray'ın eline geçmesi anlamına geliyor ve önce feghouli ile sonra da diagne ile golleri bulup galatasaray 18. kez türkiye kupasını müzesine götürüyordu.
iki kupadan ilkini kazanan galatasaray için artık tek hedef pazar günü oynanacak olan başakşehir maçı. lig finali olarak görülüp, kazananın şampiyon olacağı maç beraberlikle biterse, galatasaray ligin son maçı için sivas'a gidecek ve on gün sonra sivas'ta ikinci kupasını kazanacaktır. güzel tesadüf değil mi?
bitirken maçın göz yaşartan anlarına değinmeden noktalamayalım yazımızı. karşılaşma esnasında yedek kulübesinde emre akbaba'nın 20 numaralı formasını bulundurmak oyuncuya büyük bir jest olmuşken, feghouli attığı golü emre'ye armağan ediyor, kupa seramonisi sonrası ise yöneticiler, doktorlar ve topçular emre'ye sivas'taki ortamı yaşatmak için telefonla görüntülü görüşme yapıyorlar, emre dahil bizleri göz yaşına boğuyorlar... işte bu ruh galatasaray'ı şampiyon yapacaktır, kupaları kazandırcaktır...
maçtan fotoğraflar ve kaynak:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-3galatasaray.html