• 121
    hamburg'dan zar zor çıkan bir takımın hemen dört gün sonrasında ligin en iyi top oynayan takımlarından birine karşı deplasmanda nasıl bir oyun sergilemesini bekliyor bu taraftar anlamakta zorluk çekiyorum. yok kötü oynamış, yok böyle olmazmış. bıraksana allah aşkına ya. biz de isterdik heralde ordan galip ayrılmasını ama hatırlatırım ki takımın yarısı yok, tek stoperi var ve yepyeni bir oyun anlayışına alışmaya çalışıyorlar. ayrıca yukarda dediğim gibi dört gün önce bir avrupa maçından alınlarının akıyla çıktılar.

    bu kadar aç gözlü olmaya gerek yok yahu. robot mu bu adamlar? bülent'e falan da güven zedelenmedi kimse heyecanlanmasın. bu adam geldiğinde önünde ki fikstürde bordeaux, bursa, konya(d), hamburg(d), trabzon(d), hamburg ve eskişehir yazıyordu. takımın başına geldiği gün 23 şubat, bu fikstürün bittiği gün 23 mart. bir ayda dört tanesi en üst düzey tam yedi maç. bu maçların beşinden* üç galibiyet iki beraberlik aldı. kimi harcıyorsunuz siz kimi? bir lincoln için kaptanı kimsenin harcamaya hakkı yok!

    bir lincoln, lincoln tutturmuşlar. nedir bu lincoln ya. adamın oynamadığı maçlarda bile taraftar ayaklarına yatıyor. bu adam 20 aralıkta onbir asiste ulaşmış, bugun tarih 16 martı gösteriyor lincoln hala onbir asist. sayılar herşeyi ifade etmiyor evet ama lincoln avrupanın zirvesinde haberleri çıakrken herkes bu sayılara bakıyordu hatırlatırım.

    dün akşamki maçtan dolayı galatasaray'ımı tebrik ediyorum. üst düzey bir maçtan yapabilceklerinin en iyisini yaparak çıktılar. hepsine helal olsun.
  • 131
    bu maç öncesinde yıllardır tribünlerimizde bağırılan" yılmaz başkan, uçak kaldır uçur bizi" bestesi bu maç ile birlikte gerçeğe dönüşmüştür. maçtaki önceki hafta içi kendi çabamızla 5-10 kişi istanbul-trabzon uçak bileti temin etmek üzere iken bir anda gelen "herkes uçak biletlerini iptal etsin, uçak kaldırıyoruz hep beraber gidip, girip, döneceğiz" talimatı sonrasında maç gününü beklemeye başlamıştık. atatürk havalimanı iç hatlarında neredeyse galatasaray tribününün o günkü tüm kafa unsurları ile yardımcı birlikleri gayrısız içtima düzenine geçmişti. heyecanla uçağa geçilmiş, kalkıştan sonra malum beste en anlamlı olduğu yerde söylenmiş ve yüzyıllardır ya deplasman otobüslerinde yahut sokak aralarında hengamede dağıtılan deplasman biletleri bu sefer tarihinin en temiz, sakin ve elit ortamında dağıtılmıştı.

    trabzon'a inişte pasaport kontrolü gibi, emniyet güçleri terminal girişinde/çıkşında gbt yapmış, kordon eşliğinde bekletilen otobüslere bindirilip, diğer şehirlerden gelen taraftarlarımızla birlikte stada doğru harekete geçmiştik. yıllar öncesinde istanbul'un 3.takımının bir kaç şekilci tinercisi tarafından maçtan 4 saat sonra gece yarısına doğru basılan, maçla alaksız kahve milletinin insanlarının kovalandığı meşhur kahvenin önünde otobüslerden inip doğru düzgün bilet kontrolü bile olmadan tribüne girdik(sokulduk)

    avni aker stadının yenilenen kale arkası ve bir sene önce orada yaşadığımızı yoğun taş yağmurundan ötürü ikinci yarısında çıkartılmak zorunda kaldığımız maçtan ötürü, emniyet bu sefer daha fazla güvenlik önlemi almış (ya da öyle gözüküyordu) maraton tribünün kenarında, üst köşedeki yerimizde gayet güzel bir doluluk sağlamıştık.

    bir klasik olan, deplasmanda yağmur kaçınılmazdır sözü maçın santra düdüğü ile bir kez daha teyit edilmiş, maçın yine başlarında (sanırım) yeni transferleri alanzio'nun attığı jenerik gole bizde yerinde şahitlik etmiştik. bir ara stad elektriklerinin gitmesi oyunun kısa süre durmasu üzerine baros ile beraberliği yakalayıp sonrasında öne geçmemiz, ikinci yarının ortalarında beraberlik golü yememizle maçı daha sonra tarafımıza çeviremeyip beraberlikle yetinmiştik.

    maç sonrası tahminen 2 saate yakın bekletilmiş, stad etrafı tamamen boşaltılıp son trabzonspor taraftarı da evine gidip uykuya daldığından emin olunduktan sonra otobüslere binip havaalanına doğru yola çıkmıştık. daha önceki yıllardan trabzon'a deplase olmuş ve bu konuda tecrübeden ötürü perdelerin kapatılmasının iyi olacağını zira her an her yerden taş gelebilir cümlemizi bitirmeden taş büyük bir gürültü ile otobüsümüzün bize yakın camlarından birini tuz buz etti. ama neyseki uzun sürmedi ve yaralalan da olmadı. kısa bir yolculuktan sonra alana varmış, bizi bekleyen uçağımıza doğru düzgün kontrolden bile geçmeden binip şehrimize doğru kanatlanmıştık.
  • 54
    bülent korkmazın yanlış yaptığını düşünüyorum. bulduğumuz bütün gollerde cassio lincolnun payı var neredeyse ve bu denli önemli bir maçta yedek bırakılması son derece saçma. zaten harry kewell yok,arda turanın da hamburg maçında ne kadar yorulduğunu hepimiz gördük. oyundan alınmasının yanlış olduğunu düşündüğü için tepki gösteren cassio lincolnü yedek bırakarak onu ve takımdaki diğer oyuncuları uyarmış olmak kimilerine göre disiplini sağlamak adına olumlu bir adım olabilir, fakat ben her ne olursa olsun cassio lincolnsüz bir ilk 11i kesinlikle çok yanlış buluyorum. bülent korkmaz umarım geç olmadan bu hatasını anlar. zaten lincolne 30.000 euro para cezası verilmişken bir de takıma zarar verecek şekilde gövde gösterisi yapmak ne kadar doğru bilemiyorum. her zaman hiç kimsenin galatasaraydan daha büyük olmadığını söylüyoruz fakat buna herkes gibi büyük kaptanımız da dahil.
  • 115
    bu takım perşembe günü 1 devresini 10 kişiyle tamamladığı, hemde deplasmanda almanya ligi nin lideri ile berabere kaldı. geldi türkiye liginin ikincisi ile yine deplasmanda yine 10 kişi berabere kaldı...

    peki sorun ne? bülent hoca dinlenmesi için kewell'ı istanbul da bırakıp, aklı başına gelsin diye lincoln'ü oynatmayınca haliyle sahada çok fazla atak bir görüntü çizememiştir. bırakın da o kadar olsun artık...

    ayrıca bülent korkmaz geldiği günden beri gerekli gereksiz eleştiriliyor , biraz insaf...
  • 15
    önce trabzonspor'u yorumlayalım ; klasik olacak ama ilk 5 - 10 dk seyirci gazıyla trabzon bastırır gökhan ünal ve umut gibi gol kaçırma makinaları bu maçta da aynı tempoda devam ederler , yattara yedek bekler 1-2 tane atarız sonra ersun yanal'ın kafasına dank eder yattara'yı oyuna alır bi kaç sefer de santis'i yoklar gol atamadan da bitirir trabzonspor maçı.

    şimdi reklamlar

    pikniklerde kahvaltılarda gülsan reçel

    tahsildaroğlu benim peynirim

    galatasarayımıza gelirsek; hasan şaş hamburg maçında yedek oturur belki sonlarda (o da belki) oyuna girer. trabzon maçına hazır duruma gelir çünkü hamburg maçından dolayı ya arda ya kewell -muhtemelen kewell bu maçta yorgun ya da hafif sakatlıkları olur. hasan şaş takımın içinde yer aldığı zaman takım acayip hırslı oynuyor arda , lincoln , kewell gibi oyuncularda takımın geri kalanı çok çalıştığı için daha rahat pozisyon hazırlıyorlar bülent korkmazın işi ilk yarıda bitirme huyu bu maçta da devam edecektir ayrıca nonda , ümit karan gibi oyuncuların istim üstünde olması takıma ekstra katkı sağlayacaktır. son olarak dinlenmiş bir baros bu maçı çok rahat bir maça çevirebilir. geçen sene ki büyük maçları kazanıp şampiyon olma alışkanlığımız bu sene de sürecektir.
  • 114
    harakiri yapmaya bir çok kez teşebbüs ettiğimiz hatta maça da o niyetle çıktığımız karşılaşmadır. üst üste denemelerimize rağmen bıçak* bizi kesmemiştir. ama biz vazgeçmeyip son bir darbeyle bir yara açmayı başarmış bulunmaktayız. kendimizi öldürmesekte yaralamayı başardık. benim için maçın anlamı bu. çünkü ancak bu sebeple sahaya o on birle ve lincoln'süz çıkılır, ancak bu sebeple oyunda ayağında topu tutan adamın ikisinden birinin bacağı krampondan yarılmışken ikincisini de oyundan hoca alır, ancak bu sebeple oyuna yaser sokulur, ancak bu sebeple ümit 90 dakika yazıyla doksan dakika sahada kalır.
    neden böyle kendi gözümüzü oyduk anlamıyorum. 90 dakika çektiğim(iz) eziyetin sebebi ne? bana göre çok rahat kazanabilirdik bu maçı ki bu halimizle bile kazanıyorduk nerdeyse. ama biz macera aradık bulduk mu derseniz onu da bulamadık.
    aslında yorgunluğu, iki gün arayla olan uçak yolculuklarını hesaba katarsak galatasaray iyi mücadele etmiştir. ama bana göre sorun işi zora sokma çabalarıdır. şöyle ki mesela lincoln'le başlamadın diyelim bari oyun 2-1 olmuşken girdir adamı. oyunu tut fazla yorulma, arda bütün yükü taşımak zorunda kalmasın. ama yok sen zoru tercih ediyorsun. hani elindekinin hepsiyle helva yaparsın tadı kötü olur olmadı dersin ama malzemeyi eksik koyarsan helvanın suçu ne?
App Store'dan indirin Google Play'den alın