14 şubat 2001 galatasaray deportivo maçı

• 1

  ultraslan'ın ilk şovunu yaptığı maç.
  bknz: http://img406.imageshack.us/...06/722/431cq4bl4.jpg
• 2

  ankara'dan 6 arkadas gelip yeni acikta izledigimiz mac. asy'de 'saldirin saldirin saldirin, bu taraftar icin saldirin' tezahurati hic bir mac bu kadar etkili soylenmemisti. donumuza kadar islanip sonraki haftayi hasta gecirsekte, helal olsun diyoruz senin yolunda cekilen eziyetlere.
• 3

  http://www.youtube.com/watch?v=NXlJiB8YBrw
  3 gundur bu videoyu izleyip gozyaslari icinde ali sami yen'i ozledigim mactir.
  sen sariyla kirmizi
  kalbimizin yildizi
  sampiyon ol cimbombom
  al bizim canimizi
  tezahurati hic bu kadar etkilyeci, hic bu kadar gercekci olmamis, galatasaray sevgimizi en saf haliyle anlatmistir.
• 4

  ultraslan ın resmi olarak yaptığı ilk icraatlar.
• 5

  ultraslan´in sevgililer günü olan bu günde,(bkz: only you) deyip gercek sevgiliye olan bagliligini anlattigi mactir.
• 6

  tam 8 sene olmuş...
  
  içimde deli bir heyecan var. galatasaray şampiyonlar ligi'nde ilk tur gruplarından çıkmış, 2. tur gruplarında mücadeleye başlamıştı. ilk maç milano'da hakemin ittirmesiyle ve uydurma bir penaltıyla milan beraberliği zor kurtarmış ve 1 puanla dönmüştük italya'dan...
  
  oldum olası sevmem yağmurlu havaları.
  
  tarih 14 şubat 2001. bir çok kişi için çok şeyler ifade eden bir gün. bizim içinse ne ifade ettiği çok belli...
  
  günlerden çarşamba.
  
  saat 2 gibi nişantaşı'ndan şişli'ye kadar yürüyorum, içimde maçın heyecanı. hava sabahtan beri kapalı. derken yağmur başlıyor çiselemeye. en sevmediğim şey maç günü yağan yağmur. hep korkuyorum takım oyununu sahaya yansıtamaz diye, gole giden top suya takılır diye...
  
  rakip deportivo. hani ispanya'nın el turco'ları.
  
  önceki sene la liga'da şampiyon olmuşlar, şampiyonlar ligi ilk tur gruplarından lider çıkmışlar. roy makkay bıçkın gibi yakaladı mı affetmiyor. diego tristan'la beraber hücumda ekol yaratmışlar o dönem avrupa'da. manuel pablo, djalminha, viktor derken tam bir takım görüntüsünde ispanyol ekibi.
  
  ama söker mi? karşısında önceki sene avrupa'daki en büyük kupayı kaldırmış aslanlar gibi bir galatasaray var. ayrıca 14 şubat'ında sevgilisine koşan ve rakibine cehennemi yaratan büyük galatasaray taraftarı var.
  
  yağmur şiddetini arttırmış, bardaktan boşalırcasına yağıyor. tribünde kulağımız biraz delik, duyuyoruz yeni bir oluşum geliyor diye...
  
  ve nihayet, saat 17:45. mabetteki yerimi alıyorum. ultraslan yazılı pankartlar var hemen hemen her tribünde. ilk gördüğümde aslana vurgu yapılan pankart sanıyorum, sonradan her tribünde görünce anlıyorum ki yeni oluşumun adı bu. ultras'tan bir aşinalık olsa da, yadırgıyorum biraz.
  
  akşam olur tribünler şarkılar söyler.
  
  saat 19:00. yağmur bana mısın demiyor. yeni açık ve eski açık tribün tamamen dolmuş durumda. işin ilginç yanı, kıyısına, köşesine, merdiven boşluklarına kadar dolmuş. besteler artık toplu olarak dillerden dökülmeye başlamış yağmura inat.
  
  saat 20:00. yağmur devam. kapalı tribün de ortalama bir şekilde doluyor. numaralı her zaman bildiğin şıngır mıngır sosyete. muhtemelen içerde sıcak kahvelerini yudumluyorlar.
  
  tribünlerde her zamankinden biraz daha farklı bir sinerji var. taraftarlardaki inanç resmen bir yanındakine yansıyor. bir kısım taraftar yağmurluğuyla beklerken, bir kısım da ıslanan eşofmanlarını çıkartıp güzelce bi sıktıktan sonra tekrardan giyiyor.
  
  saat 21:40. yağmurdu, öyleydi böyleydi derken maç saati geliyor. numaralı tribünün bir kısmı da dahil tüm stadın aynı anda zıpladığına şahit oluyorum. ayaklarım yere değdiğinde yaşlı sami yen'in sarsıntılarını rahatça hissediyorum. o sırada kapalı tribünde kan kırmızısı güzel bir pankart açılıyor, o dönemde daha bir yavaş daha bir arabeskvari söylenen "sen sarıyla kırmızı, kalbimizin yıldızı, şampiyon ol cimbombom al bizim canımızı" tezahüratıyla beraber.
  
  maç başlıyor, sanıyorum 8. dakikada kapalı'nın önünden ceza sahasına yerden gelen topa suat kaya mükemmel bir şekilde vuruyor ve eski açık tarafındaki kalenin, kapalı tarafındaki doksanına yazıyordu golü. daha maç başlamadan kopan galatasaray tribünleri daha da kopuyordu bu golle. sonrasında ortada giden ve deportivo'nun bir kaç etkili pozisyon bulduğu bir maç. 30, 45, 70, 80 derken saniye saniye saydığımız dakikalar da bitiyor ve çok da zorlanmadan kazanıyoruz maçı.
  
  donmuşum, iliklerime kadar ıslanmışım, bağırmaktan artık sesim kısılmış, tarih 14 şubat, dahası galatasaray kazanmış. var mı daha büyük bir mutluluk?
  
  gece eve geliyorum. annem sımsıcak bir çorba koyuyor önüme; "donmuşsun, iç sesine iyi gelir" diye. işte o annemin çorbası kadar güzel galatasaray!
  
  son olarak herkes biliyor ama yine de söyleyelim; maçtan önce kapalı'nın göbeğinde açılan kan kırmızısı pankartın üzerine yazanları es geçmiştim, sona sakladım;
  
  only you!
• 7

  deportivo la coruna'nın avrupada ses getirdiği döneme denk gelen, suat'ın muhteşem vuruşunun ardından ömürlerden ömür götüren maç. özellikle ikinci yarı sanki orta sahada görünmez bir duvar varmış da top sürekli ona çarpıp geri dönüyormuş gibi bir durum vardı. ultraslan da hazırlanan unutulmaz şovla tribün hayatına hızlı ve sansasyonel bir giriş yapmıştı.
• 8

  ne zaman aklıma gelse, bana aşağı yukarı dalgalanan ve üzerinde only you yazan koskocaman bir pankart ve ''la la la la lay lay laaaaaaaay....'' seslerini hatırlatan maç.
• 9

  tam hatırlamıyorum ama ya bu maçtan ya da deplasmandaki maçtan sonra lucescu, deportivo'nun şampiyonlar liginde final oynayabileceğini söylemişti. deportivo o sene çok iyi ayağa pas yapıyor, iyi futbol oynuyordu gerçekten. nitekim bu maçta da bizim golden sonra maç deportivo'nun hakimiyetinde geçmişti.
• 10

  türk futbol seyircisinin bilinçaltına "lucescu sıkıcı futbol oynatıyor" cümlesinin yavaş yavaş yerleşmesine neden olan maç.
• 11

  unutamadığım bir kaç maçtan biridir. ne yazık ki bu maçı bana çektirdiği acıdan dolayı unutamıyorum. maçın başlarında suat sol ayağıyla güzel bir gol atmıştı. sonra kalan bütün dakikalarda atak karşıladık. topa vuruyorduk top aynı şekilde tehlike olarak geri dönüyordu, biz vuruyorduk top geliyordu. evet bu maçın yaklaşık 80 dakikası böyle geçti. bu maç karnıma ağrılar saplamıştı hatta bir ara izlemeyi bırakıp odama gitmiştim ama öyle daha kötü oldu. sonra yine maçı izlemeye karar verdim. odaya gittim babam kıpkırmızıydı, gözleri kan çanağına dönmüştü. ne zaman deportivo maçı çıksa tv'de bu maçı anımsar o da. ben ise kalp atışlarımı hissediyordum bütün bunların üzerine bir de annemden "sağlığını bozuyorsun" azarı yemiştim ama elde değildi bu. ulan luce severim seni ama bu maçtan dolayı alacağın olsun benden.
  
  not: biliyorum haddinden fazla uzun oldu ama çok zor maçtı lan!
  
  not 2: bir de aynı yıl mıydı hatırlamıyorum bir monaco maçı vardı. kerem kaledeydi 4-2 mağlup olmuştuk. işte bir de o maçta kerem'in yediği goller bitirmişti babamla bizi o maçı da unutamıyoruz.
  
  edit: shawsank uyardı not 2'deki maç aynı yıl gruplarda oynanmış. luce yatacak yerin yok.**
• 12

  14 şubat sevgililer gününe denk gelen bir şampiyonlar ligi maçı ve unutulmaz bir koreograf.
  
  http://www.youtube.com/...;amp;feature=related
• 13

  suat kayanın golüyle kazandıgımız sampiyonlar ligi 2000-2001 sezonu 2.grup 3.maçıydı.
• 14

  sevgililer günü, lise günleri, yağmur, yeni açık, ıslak atlet, çorap, ve takiben geçirdiğim hastalıkla andığım maç. maçın golünden sonuna kadarki sürede nasıl oldu bilmiyorum, bizim takım orta sahanın ötesine geçmeyi pek başaramamasına ragmen maçı kazanabildi.
  
  tıpkı leeds, mallorca ve bilbao gibi "eskiden deportivo da taş gibi takımdı" dememi sağlayan maç bu maçtır. top göstermediler adamlar 85 dakika.
• 15

  galatasaray sk istanbul 1-0 rcd la coruña
  ali sami yen, istanbul (19,000) - kim milton nielsen (pol)
  
  galatasaray: 1-claudio taffarel; 3-bülent korkmaz, 4-gheorghe popescu, 5-emre belözoğlu,
  8-suat kaya (33-arif erdem 81), 9-mario jardel, 10-gheorghe hagi, 11-hasan gökhan şaş,
  14-fatih akyel, 22-ümit davala (7-okan buruk 64), 57-hakan ünsal (67-ergün penbe 26)
  
  deportivo la coruña: 13-jose molina; 2-manuel pablo, 3-enrique romero, 4-nourredine naybet,
  6-mauro silva, 8-djalminha (17-pandiani, 78) tristan (7-roy makaay, 60), 10-fram,
  12-walter scaloni(18-victor 55), 20-donato, 21-juan carlos valeron
  gol: galatasaray: suat kaya 11'
  sarı kartlar: galatasaray: emre belözoğlu 53', hasan gökhan şaş 90' deportivo: mauro silva 58'
  
  http://www.angelfire.com/...ritepe/0001/GSLC.jpg
• 16

  kazandigimiz halde gencecik yasimda omrumden omur goturen maclardan biridir.
• 17

  suatın golüyle aklımı kaçırdığım maç. o maçta yapılan 'sen sariyla kirmizi kalbimizin yildizi sampiyon ol cimbombom al bizim canimizi' tezahüratını bir daha hiç o kadar etkili yapamamışızdır heralde.
• 18

  üzerinden tam 10 sene geçmesine rağmen - dile kolay - suat'ın aklımdan çıkmayan golüne sahne olan karşılaşma.
  
  http://www.youtube.com/watch?v=5KlP5wieZIY
  
  benim gibi 89-90 doğumlu galatasaraylılar'ın şampiyonlar ligi maçlarında, üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutamadığı bazı anlar vardır. hasan şaş'ın milano'da attığı kafa golü, hagi'nin yine milan'a attığı aşırtma golü, - defans ve kaleci birbirine girmişti - ümit karan'ın lazio maçında attığı gol, hakan ünsal'ın nou camp'da kırmızı kart görmesi, capone'nin korner atışlarında ileriye çıkarak arka direklerde kendini unutturması ve daha niceleri...
  
  suat'ın deportive maçında, sol ayağından çıkardığı bu füze de o anlardan birisi. hangi kaleci var ki yeryüzünde o topu çıkarabilecek ? ayağına sağlık suat...
• 19

  suat kaya'nın o maçta attığı golün aynısını, bir gün önce antremanda da attığını ifade ettiği maçtır.
  birbirlerini kıskanmayan binlerce sevgilisi ile sağnak yağmur altında romantik ve çoşkulu bir gün yaşayan galatasaray'ın unutulmaz maçı.
• 20

  üzerinden tam 10 sene geçmiş maçtır. only you galatasaray <3
• 21

  lucescu bu galibiyeti sevgililer günü dolayısıyla eşine armağan etmişti. ayrıca maçtan sonra gökmen özdenak, hagi ile jardel'in 90 dakika hiçbir şey yapmadığını ve buna artık taammül edemediğini belirten bir yazı yazmıştı.
• 22

  maçtan önce lucescu'nun ağzından bir röpotajda " defansları çok iyi ama yerden, sert ortalar pozisyon getirebilir " deniyordu. hakikaten de lucscu'nun dediği gibi bir pozisyondan, hasan şaş'ın asistiyle bir gol bulduk.
• 23

  ilk gittiğim şampiyonlar ligi maçıydı. önceki yıl galatasaray tarih yazarken ben de sami yen'de leeds maçı hariç bütün maçlarda yerimi almıştım. ama ilk defa galatasarayımı bir şampiyonlar ligi maçında izleyecektim. şehrin meşhur soğuğu kıçımı dondururken maçın başlamasına yarım saat kala numaralı alttaki koltuğuma oturmuştum. oturmuştum çünkü mecburdum, sosyetemiz daha önce örneklerini verdiği gibi bir kez daha opera izler gibi maç izliyordu. maç ömrümün en sıkıntılı maçıydı neredeyse uyuyacaktım, neyse ki atom karınca suat kaya daha maçın başlarında çıkıp sanırım ilk ve son şampiyonlar ligi golünü atarak galibiyeti getirmişti. numaralı da hakemin yanlış düdüğüne karşı güngörmemiş bir küfür uzatınca bütün numaralı altta kafalar bana çevrilmişti. ne zaman aklıma gelse utanır mıyım? asla ! bağırmayanlar,takımını desteklemeyenler utansın bence.
  
  bu arada şimdi düşündüm de seromonisi olsun atmosferi olsun şampiyonlar ligi maçları tam bizim kalemimizdi. git orda milan'ı real madrid'i tokatla sonra gel burda allah selamet vermesin dandik bir kulübün başkanının ağzından "galatasaray'dan korkmuyoruz, iki takımın da kazanma ihtimali eşit." gibi dravdan açıklamalar dinle. hayat çok garip!
  
  bamforce hatırlattı suat'ın bi de juventus'a attığı gol vardı. kafayla son dakika'da.
• 24

  maçı güntekin onay anlatmıştır.
• 25

  her 14 şubat'ta ilk akla gelinen only you pankartının açıldığı maçtır...