• 1
    yine çok zevkli bir maç oldu. haftalar sonra kadro kurmakta zorlandık ama yine de gelmeyenleri aratmayacak arkadaşlarımız geldi, şimdi gelemeyenler düşünsün.

    maç 10-10 berabere bitti. bu halı saha maçları çok enteresan şeylere sahne oluyor. mesela bugün kalecilerimiz yoktu. herkes dakika hesabı kaleye geçti ve 10-10 bitti. e, her iki kalede iyi kaleciler olduğunda da benzeri skorlar alınıyor. ne acayip.

    kadroları yazayım ki, maçı anlatmak kolaylaşsın.
    önce kazanan yapamayacağıma göre, önce ihtiyarın takımından başlıyorum. *
    yelekli takım :
    captano
    haldunustunelinsactokasi
    sinyor
    iluian filipescu
    belgarath
    11aslan
    scofield

    yeleksiz takım :
    kalifiye jurnal
    feanor
    elland road
    cracks
    javed
    hagi
    allejan

    maç başladı ve uzun süre 0-0 gitti. sonra javed şahane ortaladı elland road mükemmel bir kafa vuruşulay bize yelekleri giydirdi. yine uzun süre 1-0 gitti oyun. sonra 1-1 yaptık ve devamında fark açıldı. en yüksek fark 5 oldu ve son 10 dakikaya kadar da 5 fark devam etti. son 10 dakikada farkı kapatan yeleksiz takım beraberliği sağladı.

    maçın kırılma anı taçtan yediğimiz goldü. kaç kaçtı hatırlamıyorum ama bizim açımızdan iş orada koptu. taç atışı kaleye giderken top kalecimizin parmaklarına değerek kaydı ve golü yedik. sonraki hücumlardan boş dönünce* maç berabere bitti.

    bunların dışında yine çok zevkli, heyecanlı mücadele dolu bir maç oldu. o mücadele içinde feanor'un incelikleri maçı daha da keyifli hale getirdi doğrusu. haftaya geri alıyorum elbette ikinci kaptanımı.
    maçtan sonra sertlikten şikayet edenler oldu ama hiç de öyle bariz bir sertlik yoktu. en azından pislik denecek düzeyde değildi. topu bu arkadaşım, olur öyle.

    ama belirtmeden geçmemek lazım, penaltımızı yediler*. ayrıca, kendini ceza sahamızda yere atanlar mı, korner atacağımız sırada önündeki topu bize atmamak için görmezden gelenler mi, ne istersen vardı. bir italyan takımına karşı beraberlik iyi sonuç bence.

    ha bir de, maçtan sonra tura çıktı yeleksiz takım. altunizade, ümraniye, çekmeköy istikametinde konvoy yapıp beraberliği kutladılar.*
  • 2
    pek değerli majesteleri kalifiye jurnal bilmez ama bizim takımımızda hırs var, yetenek var, mağlubiyete de beraberliğe de ağlayan adamlar var...

    verilmeyen penaltılarımıza sinirlenen adamlar var. bir çarpışmada dizi incinip de ses çıkarmayan adamlar var. karşı taraftan ''bilerek faul yaptın'' sözlerine aldırmayan adamlar var. bizim takımımızın ruhu var, futbol efendiliği var.

    karşı takımda hagi var cracks var... hani şu kornerlerde eli ayağı oynayan hagi. futbolun getirdiği bir şey babacım diyerekten kornerde adam dürten hagi var. kendisi tam bir futbol balerini...

    mehteran marşını her daim kulaklarında hissedip rakibine haçlı muamelesi yapan cracks var. çift dalan, ayağını kafaya kadar kaldıran bir adam var. sonra da ''ben topa sertim ağabey'' diye kendini aklamaya çalışan köylü kurnazı cracks var.

    her faulde eli kolu kaldırıp itiraz eden feanor var.

    rakibi formasından çeken kalifiye jurnal var. görsen üsküdar beyefendisi dersin. maçtan sonra bir demeçler ki sorma. ama maç içinde bariz çarpışma olan pozisyona ''sen kendi dizini bilerek kırmak istedin'' diyen bir adam var.

    diğer tarafta sadece topunu oynamak isteyen toka, captano, belgarath, 11aslan,scofield, iulian filipescu ve sinyor var.

    formasından çekilen bir sinyor,
    penaltı yapılıp da ses etmeyen bir scofield,
    ve her şeye olgunca yaklaşan bir captano var...

    facebook'ta grup kurmalar, maç öncesi sinir bozmalar, maç içinde türlü çirkeflikler... ama merak etmeyin 10 hafta daha uzadı abonelik. ve göreceğiz kimin ne yapacağını...

    luganolar sizin olsun ergün penbe ler bizim. hadi kalın sağlıcakla...
  • 3
    ingiliz basini

    the guardian:

    sinir savasi
    yelekli takım sinir savasini kaybetti. yeleksiz takım, son on dakikaya 10-5 geride girmesine karsin, tüm tahminleri altüst ederek kupayi kazandi. artik bu maçi unutmak zorundayiz.

    the daily telegraph:

    hatirlanmayacak yaralari var tabiiiiii
    yeleksiz takımın oyunu birkaç gün sonra taraftarları dışında kimse tarafından hatırlanmayacak

    italyan basini

    la gazzetta dello sport:

    bilek hakkiyla
    türkler ilk kez bir vazir kupasi'ni bileklerinin hakkiyla kazandilar. türkler avrupa'ya ders verdi.

    corriere dello sport:

    renk kattilar
    ilk kez bir türk takimi kupayi kucakladi. yeleksiz takım, bu sezon avrupa kupalari'na renk katti, elemedigi takim kalmadi.

    rai-3 tv:

    türklerin büyük günü
    yeleksiz takım, bu sezon avrupa kupasi'na renk katti. buraya kadar gelmesi asla rastlanti degil. türk futbolunun en büyük günü. yeleksiz takım kupayi almasi bize bir uyari. türk milli takimi, italya karsisina g.saray'in iskeleti ile çikacak.

    yunan basini

    to vima:

    rüya gerçek oldu
    yeleksiz takım mucize yaratti, türkler avrupa'yi yendi. rüya gerçek oldu. vezir kupasi’nin kül kedisi sonuca ulasti. pabucun sahibi bulundu ve güzel prensi evine ***ürdü. türkler öylesine eglenip sarki söylediler ki, neredeyse onlarin sarkilarini bu yakada duyacaktik.

    ta nea:

    anadolu yildizi parladi
    anadolu yildizi parladi. yeleksiz takım, avrupa devlerini yenerek zirveye çikti.

    elefteros tipos

    pasalar kazandi
    pasalar kazandi. milyonlarca türk sporseverin rüyasi gerçek oldu. bu yilki vezir kupasi'ndaki sürpriz takim yeleksizler. yeleklileri son 10 dakikada 5 gol atarak türkiye'ye ilk avrupa kupasi'ni getirdiler.

    el mundo deportivo:

    tarihi sonuç
    yeleksiz takım'in oyuna hakim oldugu ön plana çikii. yeleksizler, muhtesem bir final sonucunda tarihe geçti.

    as gazetesi

    türklerin kupalardaki ilk sampiyonlugu.

    el pais gazetesi:

    zor galibiyet
    ‘‘yeleksizlerin'in zor galibiyeti’’ basligini kullandi ve ‘‘türkiye, tarihinde ilk kez avrupa'da ilk siraya çikti’’ diye yazdi.

    alman basini

    bild

    bogaz’da deprem

    rtl

    cesur yürek
    cesur futbolun karsiligi... yeleksizler, yürekli oyununun karsiligini kupayi kazanmakla aldi. hagi'nin kirmizi kart görmesinden sonra bile defansta hata yapmadan kontrollü oynayan yeleksizler, yeleklilerin elinden kupayı aldı. yelekliler maçtan sonra üzgün ve tepkiliydi

    br3:

    presle bogdu

    rus basini

    inter-tass:

    isteyen kazandi.
    oyundan önce birçok otorite yelekliler'i favori görüyordu. bunun nedeni de türkler'in finale dek ulasmalarinin onlar için zaten harika bir sonuç oldugunu düsünmeleri. ancak fatih terim'in liderligindeki futbolcularin, onurlu bir kupayi kazanma istegi, ingilizler'in motivasyonundan üstün geldi.heykeli dikilecek adamlar

    belçika’nin la libre belgique gazetesi, tüm yeleksizleri göklere çikardi.

    la derniere leure les sports:

    türkler cennette
    ‘türkler cennette’’ baslikli haberinde, ‘‘tarihi bir maç. yeleksizler hakettigi zafere ulasti. türk takimi muhtesem, bugüne dek görülmemis bir destan yazdi’’ yorumunda bulundu. ‘bugüne dek hiçbir türk takimi bu performansi göstermemisti'' dedi ve ‘‘istanbul’a heykeli dikilecek adamlar’’ olarak degerlendirdigi sari kirmizili futbolculara övgüler yagdirdi.

    hollanda basini

    de telegraaf:

    elland road zafere sutladi
    türk futbolu için tarihi bir gün. yeleksizler, vezir kupasi'ni büyük bir gururla istanbul sokaklarinda dolastiracak. türkiye sampiyonu türk futbol tarihinde ilk kez avrupa'da kupa kazandi. elland road türkler'i tarihi zafere sutladi. yeleksizler daha dayanikli çitki.

    algemeen dablad

    nihayet büyük ödül
    tarihi zafer. yeleksizler son 10 dk da vezir kupasi'ni kazandi. nihayet büyük ödül.

    de volkskrant
    hak edenin

    devamli haksizliga ugrayan yeleksizler emeginin karsiligina aldi. tarihinde ilk kez bir avrupa kupasini kucaklayan türk takimi bunu neden hak ettigini ikinci yarida ortaya koydu.

    fransiz basini

    l'equipe

    avrupa kalitesi
    avrupa'nin en ünlü spor gazetelerinden l'equipe ise, yeleksizlerin basarisini, ‘‘avrupa kalitesi’’ basligiyla mansetten okuyucularina duyurdu. fransiz gazetesi, yeleksizlerin hakli bir zafer kazandigini yazdi.

    france-3 televizyonu

    türkler, avrupa'da
    türkiye'de bir futbol takimi ilk kez bir avrupa kupasini aldi. yeleksizler, tam bir sinir savasi seklinde geçen maçtan zaferle ayrildi.

    liberation

    maça hükmettiler
    ‘‘sahada türkler daha iyi organize oldular ve maça hükmettiler’’ ifadesini kullandi. yeleksizlerin çok önemli firsatlar kaçirdigini kaydeden gazete, yeleksizlerin son on dakikada beş gol atmasına da dikkat çekti
  • 5
    modern futbolun yanına serpiştirdiğimiz "topa sert, bam bam bam" futbolumuz belli ki dert olmuş birilerinin içine. bu gece, karşısında neill görmüş niang'ları gördü ya bu gözler, artık rahat rahat uyurum.

    herhangi bir basketbol maçında dahi faul olarak çalınsa, -basketboldan çok anlamasa da- parseller, esenler yahut şehrin en varoş kesimlerinin bağrından kopup gelmiş kitleyle, gecelerini basketbol izleyerek geçiren, nba stüdyo'dan mülhem yorumlarla basketbol ortamlarına renk katan, slav kökenli bilmem neviç'lerin, bilmem neova'ların euroleague geçmişlerini sayabilecek, daha nezih muhitlerde konuşlanmış, hoşmeşrep kişileri, belli bir ülkü altında birleştirip, kolkola "hakem noluyor, oran buran oynuyor" tezahüratını söylettirebilecek hareketlere "faul, fauuuul" diyenlere curling oynamalarını salık veriyorum. buz filan var hani, serin gelir. haxball maçları bile daha sert geçiyor, bre anlamıyor ki namussuz.

    neymiş takımlarında ruh varmış, sanırsın ki, spiritüelizmle futbolun ilk çağdaş sentezini yapıp futbol oynuyor pezevenk. gerçek ruh, 5 farkla geriye düştüğün maçı son 10 dakika geri çevirmektir nokta

    büyük şampiyonalardan birine katılmış türkiye a milli futbol takımı gibi oynadık aga, var mı ötesi. kafası sargılı emre aşıklar, philipp lahm'a korner diğerinin dibinde bacak ara atan sabri'ler, petr cech'in elinden kaçırdığı topu ortalayan hamit'ler gibiydik yalan mı? taç çizgisinden attığım gol hagivari değil miydi? ölçülüp, biçilip atılmamış mıydı o şut? yine anlamıyor ki namussuz.

    esasında futbolun adaleti yok ama asaleti var. yeleksiz takım, vezirspor tesislerinde bu kuramları -özellikle etnik sentezlerle- ıspat etti. adaleti yok, zira maçın başında girdiğimiz pozisyonları kah 18 içinde, kah 6 pas içinde gol yapamadık. zaten o pozisyonları değerlendirebilsek fark işten bile değildi. asaleti var, zira onca şansızlığa rağmen, bir ara 10'a 5 geriye düşmemize rağmen kalan 10 dakikada maçı beraberliğe dahi olsa çevirmesini bildik. zaten 5 dakika daha olsa sonuç yelekli takım için hüsran olacaktı. zaten vezirspor tesisleri de böyle bir geri dönüşü kaldırabilecek kudrete henüz sahip değil . ama bugün şöyle etraflıca bir titreyip kendine gelmiştir.

    orta sahadan aldığımız topu, korner kullansınlar diye lütfedip önlerine kadar getiriyoruz, neymiş yavaş getiriyormuşuz. neymiş penaltıları yenmiş, ki bahsi geçen pozsiyonda asıl mevzubahis edilmesi gereken konu, cracks'in 18 içinde, sanki king box müsabakasındaki gürkan özkan gibi topa vurmaya niyetlenmiş olan scofield'in önüne atlamasındaki cesarettir. tertemiz şekilde önce topa vurdu, sonra futbolun içinde olan bir hareketle rakibine şarjda bulundu. ayırıca bir çok faule de ses etmediysek acizliğimizden değil, efendiliğimizdendir. bu da böyle biline.

    veeeee, maçın sonlarına doğru, rakibi 3'e 1 yakalamışken toka'nın kj'ye yaptığı faul, herhangi bir amatör müsabakasında yapılsa yöresel savaş sebebi olurdu. atıyorum o faul namık sevik stadı'nda yapılsa zeytinburnu surlarından dışarı çıkamazdın, yıldıztabya stadı'nda yapılsa tüm gaziosmanpaşa sahaya inerdi. içimize attık, ses dahi etmedik. zira asıl sesi futbolumuzla dile getireceğimizden emindik.

    her neyse artık, haftaya rövanşta galip gelip kupamızı kaldırırız. artık bileğimi kesseniz kanım yeleksiz takım akar. yeni takımımda huzuru buldum, zaten evlendim, gece hayatını da bıraktım. kafamı sadece futola vereceğim ve yeleksiz takımla yeniden doğacağım.

    feanor'a laf edeni allah çarpar. aklınızı başınıza alın.
    kj facebook sayfasını tazeler, gelecek bizim.
    javed'ten iyi kaleci olur.
    hadomer dönerse yeleksiz takım özlenen o kolej takımı ruhunu kazanır.

    son olarak, benim oynadığım takım -ceteris paribus- kaybetmez!
  • 10
    çok kaliteli tatlı sert bir maç oldu. 10-5'ten maçı berabere bitirmemiz üzücü olsada rakipte son anlarda oldukça mücadeleci bir oyun sergiledi ve beraberliği haketti :) asla pes etmeyen yeleksiz takımı kutluyorum. maçın kırılma anı skor 10-8 iken captano'nun ortasahadan gönderdiği füzenin 90'dan geri dönmesiydi. kalede yaşadığımız sıkıntılarda beklenmedik goller yememize neden oldu. scofield çok ekstra işler yaptı takımdaki tüm açıkları kapattı. takımın en teknik ve etkili isimlerinden olan belgarath'ı hücumda yeterince destekleyemememizde maçtaki en büyük handikaplarımızdandı.

    elland road'un maçın başında ben kaledeyken çekmiş olduğu bazuka şutla yüzümü dağıtmasına* ), o kaledeyken atmış olduğum vole golü ile cevap vermem benim açımdan maçın en anlamlı anıydı :)

    bu gssözlükteki 2. maçımdı ve gördüğüm kadarıyla aramızda çok klas kramponlar mevcut. bu durum bana, captano 'nun takım kurmakta zorlandığı bir hafta ya da planlayacağımız ekstra bir günde gssözlük ve garanti bankası arasında oynanacak bir dostluk maçının tadından yenmeyeceğini düşündürüyor. hatta önce vezirsporda misafiriniz olur, sonrasında kendi sahamız olan akatlar arenada sizleri ağırlayabiliriz :)
  • 11
    öncelikle herkes ayağa kalksın ve şu takımı 1 dakika boyunca durmaksızın alkışlasın

    yeleksiz takım :
    kalifiye jurnal
    feanor
    elland road
    cracks
    javed
    hagi
    allejan

    elleriniz ısındıysa yeterlidir. şimdi maça dönelim. uzunca bir süre gol olmadı ama olduğu zaman da ilk golü biz atmış olduk. kısacası yeleği giydirdik. daha maçın başında etkiledik rakibimizin oyununu. o güzelim galatasaray formalarıyla boy gösteremez oldular yeleklerden dolayı. derken uzun bir gol sessizliği daha ooldu. yelekli takım bu esnada golü buldu ama affetmedi. araya sıkıştırdı. sonra ne olduysa boş kaleye kaçırmalar mı dersiniz, direkten dönen toplar mı dersiniz, kalecinin çıkarttıkları mı dersiniz ne derseniz diyin ama şanssızdık. 6-1 öne geçme şansımız varken, 6-1 yenik duruma düştük adeta. iki takım da maç içerisinde kırılma noktalarından döndü. bizim takım yani yeleksiz takım ise hiç moralini bozmadan ve bir hayli yorucu fark sayısını da daha fazla yükseltmeden 75 dakikayı en iyi şekilde tamamlama derdindeydi.

    maç yer yer sertiklere sahne oldu. yeleksiz takım için sert oynuyorlar demişler. doğrudur ama tek taraflı değil. iki takım da sert oynadı. hatta taç çizgisi üzerinde topu yakalama çabası gösterirken dengesini kaybeden toka'ya baskı yapıp topu da önüme alıp hızlı bir şekilde 3e1 yaparak gol şansı yakalamışken, aniden toka efendinin kasıklarıma doğru taç çizgisinin ötesinden diz kapağı ile müdahale etmesi önce havada 4 tur takla atmama, sonra da yerde 3 tur yuvarlanmama neden oldu. o kadar hızlı içeriye doğru yönelen adama bu müdahaleyi yaparsan direkt kırmızı kart görürsün. bir de varsayalım ki ben yıldız bir oyuncu olmuş olsaydım ne olacaktı? fifa'nın yıldızları koruma yasası maddelerince 5 maç futboldan men edilirdi.

    hagi'nin dediği gibi bu faulü amatörde yapmış olsaydı ailesinin hayatı bile tehlikeye girerdi. evinin önünden geçemez olurdu.
    peki bunların olmasına rağmen, durum bu kadar vahimken bile bir kez olsun yerden kalkıp sesimi gık diye çıkardım mı ? efendiyiz birader.susuyoruz.
    içimin acıdığı tek nokta, rakip takımdan sinyor'un sağ ayak topuğuna istemeden ve bilinçsizce vurmam oldu. benim içim acıdı. inşallah ciddi bir problem oluşturmamıştır bu durum. sakatlık olmadığı için sevindim o pozisyonda.

    son 7-8 dakikaya 5 fark geride girip, dünya halı sahalar tarihini bırak, dünya futbol tarihinin şahit olamayacağa bir şeye şahit olup, iştirak eden onlarca kişiden birilerinin olusturduğu yeleksiz takım ve rakibi ve az sayıdaki dilenci seyirci buna çok sevinmiştir.

    penaltı almak için kendimi yere attığım bir pozisyonun gol ile sonuclanması ise = kenetlenmek.
    bu da bir taktiktir ve iyi bir taktiktir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın