• 81
    ünal aysal ve g.birliği 2 - 3 g.saray

    eski yönetimden - sanırsam - bir iki kişi dışında kimsenin katılmadığı seçimde, rekor oyla, başkanlığa ünal aysal geldi. hem de, 1905 oyu aldığı anda garantiledi başkanlığını, güzel bir tesadüf oldu. bir kaç saat önce de maraton'a katıldı ve kendisi hakkındaki görüşümü bugün verdim. bu adam bu işi yapar..

    beyefendi, kendi ilkelerine sahip, gerçekleri gören, çalışkan, emek veren, ileri görüşlü, barışçıl bir başkan olduğunu bir çırpıda anlayabilmek mümkün. mevcut durumun farkında, zorlu bir süreçten geçeceklerini, fakat 3 sene sonunda sürekli başarıyı yakalamış olacaklarını vaat ediyor. hayat felsefesini de, %35 bilgi, %35 enerji ve %30 da şans diye belirtti. as, yedek üye ayırmadan, hep birlikte toplantılar yapacağını, kararlar alacağını da ekledi sözlerine.

    arda'yı yeniden kazanmak istediklerini, kazanamıyorlarsa da arda ve kulübün menfaatinde hareket edeceklerini açıkladı. en çok merak edilen konuda ise, medyada da ismi geçenlerin dışında bir kaç sürpriz hoca adayımız var dedi. fatih terim ismi geçti bir ara. 23'üncünün haftasında açıklayacağız hocayı diye de ekledi, 23-29 mayıs arasını kastetti sanırsam.

    kısacası, ümit ve güven verdi bu kısacık konuşmasında..

    maça gelecek olursak, aynı tas aynı hamam aslında her şey. fakat geçtiğimiz bir kaç maça oranla daha iyiydi takım, bunda kewell'ın oynayışı, 'bam'sız orta saha, kazım'ın etkili oyunu gibi etkenler de vardı kuşkusuz. her ne kadar gökhan zan ile servet savunmada topları izlemekle yine galibiyeti kaçırtacak gibi olsalar da, son dakikalarda kalecinin elinden kaçırdığı topu iyi tamamladı kazım, şanssız yenilen 2 gole, biraz da şansın yardımıyla atılan 1 gol galibiyeti getirdi.

    bülent ünder masal anlatmış bunca zaman gençler gençler diye diye. bir kez daha ortaya çıktı bu. cem sultan, şu maçta bir kaç saniye dahi görev alamadı, tanım bulamıyorum bu olaylara artık. a2 takımı şampiyon oldu, bakalım önümüzdeki maçta a2 takımdan birilerini görebilecek miyiz merak ediyorum. bahane a2 takımın verdiği şampiyonluk mücadelesiydi ya.

    kewell. hala eleştiriliyor. bu sezon, neredeyse oynadığı her maçta takımın en iyilerinden olmasına rağmen eleştirildi hep. sarp'ın, balta'nın, gökhan'ın olduğu takımda, harry kewell gidenlerin en başında gelecek gibi duruyor sezon sonunda üstüne. yazık. sahanın en iyisiydi bugün. önce çok güzel bir kafa golü, ardından hagi'nin, leeds maçında hakan şükür'e attığı pas gibi bir pas çıkarttı culio'ya, culio da hagi'yi anımsatan bir gol attı. mücadelesi, oyunu yönlendirişi vs. de ekstrası. kewell, culio gibi adamlar yanındaki isimlerle bağlantılı olarak iyi oynayan isimler. culio belki biraz daha bu genellemenin dışında kalabilir fakat kewell için, pino için, stancu için geçerli bu. oyundan zevk almak ister adam. yanına sarp'ı, barış'ı, hakan balta'yı koyarsan bu iş olmaz.

    onu bunu bilmem, stay with us harry kewell.. gidecek onca kişi varken, kewell'a mı kaldı ihale? veya baros'a? şu maçta bile atılan gole deliler gibi sevinen insua'ya mı kaldı? culio'ya? pino'ya? dalga geçermiş gibi, son 1-2 dakika için oyuna sokulan cana'ya? kısacası, yabancı isimlere mi kaldı bu ihale en önce?

    hele bi gitmesi gerekenler temizlensin de, sonra düşünülür yabancıların durumu da..

    culio kalitesini bir kez daha gösterdi. fenerbahçe için emre belözoğlu ne denli önemli bir oyuncuysa, galatasaray için de culio öyle olacak. hatta oyun stilleri de aynı gibi bir şey.

    kazım da bölüm bölüm iyi oynadı. 1 gol attı, 1 de asist yaptı. emre çolak, takıldı kafasına göre. a takıma çıkalı neredeyse 1 sene olacak ama hala bir gelişme gösteremedi. o fizikle de hiç bir şey olmaz zaten.

    son olarak da, hep söylüyorum, kalecilik zaman ister. volkan ve onur örnekleri var önümüzde. ufuk eskişehir'e gidecek dedikoduları var, gidip de düzenli forma şansı bulursa ne demek istediğimi anlarsınız.

    son olarak,

    artık ayağa kalkma zamanı galatasaray..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...ligi-1-1-gsaray.html
  • 82
    üzerine fazla konuşmaya gerek yok, hafif güzel bir futbol ve keyifli bi galibiyetti. twitter'dan ve sözlükten tanıdığım güzel insanlarla güzel bir ankara tribünü yaptık. biraz da bilet fiyatları sayesinde tribünümüz tıklım tıklımdı, pek güzeldi. servet diye bağıranlar olmasaydı daha iyiydi tabi.

    bir de maç 2-1 iken nevizade geceleri başladı ki ben diyorum yahu durun daha erken. sonrası malum maç 2-2 oldu. şimdi burda ben mi şom ağızlıyım tribün mü şom ağızlı arkadaş.*

    neyse ki cevabı çabuk verdik. hakemin de allah belasını versin diyorum.

    tribünden bi fotoğraf koyup yemek yemeye koyulayım artık. güzel bir galatasaray günü geride kaldı, bunu sağlayan herkese teşekkürler.

    http://twitpic.com/4xly96
  • 83
    tribün olarak başarılı bi maç geçirdiğimizi düşünüyorum. devre arasında bi istanbul-ankara tartışması/kavgası oldu ama maç başlayınca galatasaraylı olduklarını hatırlayıp desteğe devam ettik. yer yer eski oyuncuları andık**, efsaneleri unutmadık *, omuz omuzalar ve yan tribünle yapılan tezahüratlar* çok iyiydi. maç sonu sabrinin üçlüsü yine süperdi. rakip takımlarıda unutmadık tabiki* 90 dakika boyunca tamamen destek olduk takıma. maç sonunda behzat ç gelsin sizi kurtarsın ve çevik kuvvet sarı desene tezahüratları eğlenceliydi. **
  • 84
    (bkz: #669771) nolu entry sahibi yanlis anlamasin kendisine karsi yazilmis bir yazi degildir ancak benim son zamanlarda gordugum en kotu tribundu. ankarada kucukken saygi ve hevesle baktigimiz "abi"ler gitti yerine kucuk reiscikler geldi. hala aralarinda saygi duyulasi insanlar olsada (bkz: selim dirim) ankarali aslanlar ve ankara deplasman sayilmaz mottusu artik yok olmus.

    ankara-istanbul kavgasimi dersin, karaborsanin cirit atmasimi, arasira cikan trabzon laflari. galatasarayi desteklemekten ziyade eglence arayan tribun ergenlerinden olusmus kalabalik vardi. *

    dunku maca yonelik aklimda kalan tek guzel olay behzat ç. gelsin sizi kurtarsın..
  • 88
    galatasaray tarafı kale arkası biletleri tükendiği için gidip gençlerbirliği kale arkası tribününden izledik maçı. gerçi orasının da yarısından fazlası galatasaraylıydı da bakmayın. sonuçta iyi bir maç oldu. özellikle maç 2-2 iken içinde bulunduğumuz gençler taraftarı bank asya ve ne olur çıkmayın tezahüratı yaparken 3.golü atmamız ve bu iki üç çoluk çocuk sürüsünün göt oluş anına tanık etmek gerçekten süperdi.
  • 89
    galatasaray'ı ilk kez canlı izlediğim maç. o lanet sezondan geriye kalan tek güzel hatıra.
    üniversitedeki ilk yılım, tam da şenliklere denk gelmişti maç. ilk defa böyle bir fırsat gelmişti elime sallamadım tabi şenlik falan. liseden galatasaray sayesinde çok samimi olduğum, hala da samimi bir şekilde görüştüğüm arkadaşımla aldık biletleri günler öncesinden.
    maç günü erkenden gitmemize rağmen galatasaray tribünleri dolmuştu neredeyse. zaten kale arkasının tamamı verilmemişti bize, sıkış tıkış olmamıza rağmen de açmadılar tribünün tamamını. hafif köşeye yakın, sahayı güzel gören bir yere oturduk. maç öncesi futbolcuları tribüne çağırma ritüeli başladı. biraz zaman geçti bizim tribün "serveeet, seeeeeeeerveeeeeet" die inlemeyi başladı. lan noluyo bu adam değil miydi göz göre göre rijkaard'ı sabote eden demeye kalmadan servet selamını verip geri döndü ısınmaya. sabri geldiğinde tribündeki gürültü seviyesi de bir hayli arttı. ama ben en çok kewell geldiğinde sevinmiştim. adamın ayrı bir karizması vardı sahada. hatta arkadaşıma dönüp " ulan sahada ısınan 30 tane adam var sadece kewell futbolcu gibi duruyo" demiştim.
    futbolcular ısınmasını bitirip geri soyunmasına dönünce tribün susmadı maç başlayana kadar fenerbahçeyle, özellikle aziz yıldırım'la ilgili tezahüratlara başladı. bayağı eğlendiğimizi hatırlıyorum. aziz yıldırım a yapılan tezahüratın videosunu hala saklarım.
    maçla ilgili çok fazla detay hatırlamıyorum. yektanın ön liberodaki performansını beğenmiştik. culio'nun golünü tekrar izleyemediğime üzülmüştüm. kazım'ın gölüyle de birkaç basamak aşağı uçmuştuk. ama en fazla aklımda kalan şey tribünün performansıydı. o sezon iç sahada - haklı veya haksız olarak- destekten çok küfür ve protesto vardı. maçtan sonra iç sahada bu kadar destek olsa en az 15 puan daha almıştık demiştim. maç sonunda ise sabri'nin çektirdiği üçlü bayağı güzeldi.
    hayatımın en güzel günlerinden birisiydi...
App Store'dan indirin Google Play'den alın