• 53
    çok kıymetli yazar dostlarımızla son derece kaliteli zaman geçirdiğimiz etkinlik. kadro aşağıdaki gibiydi.

    ubeyd
    borissimo
    muzeci
    daniel tozser
    kaideyi taciz eden istisna
    erman41
    gurrpegi
    yeni hagi
    serseriserbestortasaha
    beni siz delirttiniz
    hagi
    mokoena
    tribunde usuyen adam
    lecce
    pivot santrfor

    zirvede olan zirvede kalır. elbette hikayelerin detayını yazmayacağım ancak basit bir kaç not düşmek gerekirse borissimo‘nun küpe totemi yarmıştır. erman41‘in üşümek hakkında tribunde usuyen adam‘a anlattığı fıkra ortamı ısıtmıştır (!) *

    bilgi ve vizyonun şelale gibi aktığı zirvede kafama önemli notlar kaydettim. bu ülkenin bir gerçeği var. imkan verildiğinde çok büyük işler başarabilecek potansiyele sahip insanlarımız var ama liyakatli insanlardan ekip kurma ve yönetme konusunda ülke ortalaması neyse futbol sektörü ve maalesef galatasaray da o. hatta ülkemizde futbol endüstrisi ve galatasaray, ülkemizdeki diğer özel sektör endüstrilerinden bile geride olabilir bu konuda. yine de sokakta, okulda, iş yerinde futbol konusunda kafa açan boş adamların çok olduğu ortamlar varken; bu işe kafa yoran, eğitimli, kültürlü, galatasaray’a gönül vermiş insanların varlığını bilmek ve bir arada olmak çok güzel.

    bu güzel insanlarla daha sık bir araya gelmek dileğiyle.

    sevgili kaideyi taciz eden istisna beni çok eskiden tanısa, benimle iddiaya girilmeyeceğini bilirdi. artık 4-4-2’yi her gördüğünde beni hatırlar. ve muhtemelen aklında hep bir soru kalacak: “acaba 14.12.2019 tarihinde vadistanbul’da kaç kişi vardı?“ *
  • 56
    14 aralık 2019 galatasaray adana basketbol kadın basketbol maçı sebebiylen son düzlükte anca dahil olabildiğim zirve. salondan koştura koştura çıkıp metroya atlamışken bir arıza sonrası inip iki durak arası yürümek zorunda kalınca, üzerine bir de bizimkilerin vadinin en üst katı olduğunu iddia ettikleri yer aslında en üst kat olmayınca iyice geç katılabildim ekibe.

    (bkz: lanet olsun içimdeki kadın basketbol sevgisine)

    herşey on numaraydı. ortam, muhabbet, insanların samimiyeti ve enerjisi falan gerçekten iyiydi. 40 yıllık bir arkadaş buluşmasından pek bir farkı yoktu ve kısa bir bölümünde yer almama rağmen net şekilde anlaşılabiliyordu. yemekti, ihtiyaçtı derken kısıtlı zamanda herkesle bir iki konuşmaya gayret etsem de yaklaşık 20 kişilik bir masada tabi fazla mümkün olmadı.

    maç sonucunda üzgün ayrılsak da güzel bir etkinlikti. belki ayda yılda bir geldiğim için bazı şeyler gözüme daha hafif bazıları da daha güzel gelmiştir bilemiyorum ama organize edeninden katılanına, tüm gün sohbeti harlayanından duyunca şöyle bir uğrayıp gelenine hatta gelemese bile biletini devredenine kadar herkese teşekkürler...

    bu arada zirvede olan zirvede kalır tabi ama çalkalanmış "içecek bişey yok mu" diyen hagi'ye çalkalanmış schweppes şişesini uzatıp adamın maçı aromalı bir şekilde bitirmesine sebep olan cesuryürek arkadaşımza burdan selam olsun :)
  • 60
    gelen arkadaşlarımızın ayaklarına sağlık. her birinizi tanımak, sohbet etme şansı bulmak büyük bir keyifti. bundan sonraki zirvede daha kalabalık olmayı umuyorum.

    zirvede bir çok başlığı arkadaşlarla değerlendirebilme şansımız oldu. tabi maç önü bu kadar güzelken maç sonu o kadar keyifli olamadık.

    burada konu konuyu açacak... bana gelen bir mesaja cevabımı da zirveye katılan arkadaşlara paylaşma şansım olduğu için bu başlığa yazmayı uygun gördüm.

    maç sonu oluşan şok ve ankaragücü maçına kadar geçen sürede oynanan kötü futbol dolayısıyla gelen kötü sonuçlar bir süredir sözlükte tartışılan, eleştirilen hocayı daha da tartışmaya açmıştı. bunu eleştirmiyorum, zira hocanın da dediği gibi bu gidişatın sorumlusu bence de hocanın kendisidir. daha önce konuyla alakalı bir entrim (bkz: fatih terim/#2810108) söz konusuydu.

    maçtan sonra da gelen eleştirileri okuyup söylenirken fb maçından sonra ali koç'un açıklamalarına denk gelerek peşine şöyle bir (bkz: #2823088) entry girdim.

    arkasından bir arkadaşımız haklı olarak bana şu mesajı attı;

    --- alıntı ---

    iyi aksamlar, nasilsiniz?
    merakimdan soruyorum, fatih hoca'nin istifasini veya gonderilmesini isteyen bir taraftar olarak: hangi seviye basarisizlikta hocanin artik yapamadigini ve gitmesi gerektigini dusunursunuz?
    - sampiyonluk giderse mi?
    - 3 yil sampiyon olamazsak mi?
    - avrupa'da basarisizlik mi?
    - taraftara kufretmesi mi?
    - en buyuk fenerbahce demesi mi?
    nasil bir kriteriniz oldugunu merak ediyorum.

    yoksa -allah saglik sihhat versin- oleseye kadar takimin basinda olmasini mi istersiniz?

    bu arada yasinizi da sorabilir miyim?

    iyi aksamlar.

    --- alıntı ---

    soruyu whatsapp grubundan da paylaşarak arkadaşların fikirlerini aldım. zira tam da bu soruyu cumartesi günü zirvede cevaplamıştık. tekraren buraya da yazmaya karar verdim.

    arkadaşımız yaşımı sorarak bitirmişti sorusunu, öncelikle bunu cevaplayayım. 32 yaşındayım, 2 çocuk babasıyım. 10 yıldır medya çalışanıyım. galatasaray'ın çok kötü ve en iyi olduğu dönemleri yaşadım, gördüm. fakat en kötüsüne denk geldiğimi düşünmüyorum; zira 13 yıl şampiyon olamadığımız dönemi görmedim. tabi meselemiz bunlar değil...

    galatasaray için başarısızlık nedir?

    buna cevabım galatasaray'ın vaz geçtiğini görmek olacaktır. buna çokça örnek verilebilir ama en yakın örnekten hareket etmek gerekirse 2009/2010, 2010/2011, 2015/2016, 2016/2017 sezonları örnek gösterilebilir. arkadaşımızın art arda sorduğu diğer tüm soruların cevabı vazgeçmekle ilintilidir. hocanın görev yaptığı 9 sezonda şampiyonluk alamadığı tek sezon olan 2002/2003 sezonu da dahil olmak üzere, hocanın ve galatasaray'ın vazgeçtiği görülmemiştir. ezeli rakibine 6-0 kaybetmiş olsa da şampiyonluğu son maça kadar götürmüş ve sezonu ikincilikle bitirmiştir. saha dışı faktörleri konuşmaya gerek olmamakla birlikte bu sezonların tümünde galatasaray, mücadelesini olabildiğince vermiştir.

    peki neden fatih terim'de ısrar ediyorum?

    zirvede de söylediğim üzere galatasaray kişilerden bağımsız olarak yerli ya da yabancı farketmeksizin, hocası olmadan bile şampiyon olma yeteneği olan bir kulüp. yine buraya da verilebilecek çok örnek var ama radu niculescu ile gelen lucescu şampiyonluğu, eric gerets ve cevat güler ile gelen şampiyonluklar hatta hamza hamzaoğlu ile yaşadığımız şampiyonluk... bunların her biri ekstrem birer örnek teşkil etmekle birlikte ne demek istediğimi anlatmaya yeterlidir diye düşünüyorum.

    gel gelelim, günümüz türkiye'sinde var olan iç içe geçmişlikler bundan 10 yıl öncesi gibi değil. artık para, sponsorluk, başarı ve bunun sürdürülebilirliği eğer yeterli bir planınız yoksa tamamen şampiyonluğa endeksli. türkiye'de böyle bir yeterli plan altınordu'da var ve gelir için şampiyonluk yaşama ihtiyaçları yok. fakat süper lig kulüpleri arasında, yer yer trabzonspor ve başakşehir hariç, böyle bir plan içerisinde olan bir kulüp yok. ama şampiyonluğa ihtiyaç var, peki ama nasıl?

    düşününce çokça cevap üretilebilir, ama tümünü karşılayabilecek tek bir kelime olacaksa eğer bu "manipülasyon" olurdu. bu uğraş, dikkati saha içinden saha dışına taşıyarak asıl konuşulması gerekeni engellemek, kendi başarısızlığını gölgeleyip başkalarını konuşmak meselesidir. ali koç tam da budur, büyük bir manipülasyoncudur. ama vizyon başkandır, ama sarışın mavi gözlüdür, ama medeniyet timsalidir, ama zengindir, ama cumhuriyet değerlerinin savunucusudur vs... fakat bu halk kahramının önünde duran tek engel ve yeterli tehdit fatih terim'li bir galatasaray'dır. dolayısıyla bu, neden fatih terim sorusuna verilecek 2. cevaptır. peki ilk cevap?

    ilk cevap ise net olarak siyasi konjonktürdür. hocanın milli takım macerasının nasıl bitirildiğini zirvede anlattım buraya da kısaca yazalım... hocanın da davet edildiği bir mitinge tüm spor kulübü temsilcileri gitmişken hoca gitmemiş, ertesi gün konya'da maça çıkarken arkasında atatürk portresiyle fotoğraf vermiştir. bu çok şeyi zıplatmıştır, zira bu hareketler rıdvan dilmen'le başlayan zincirin kendisinde kırıldığı sürecin arkasından gelen bir başka harekettir. ve 1 yıl sonra tekrar eden organizasyona yine katılmamış, röportajlarıyla kolay kaldırılamayacak mesajlar vermiştir. bu bir tavırdır ve yine bu ne cürettir!.. buna eklenebilecek çok şey var ama bizde kalsın...

    hocayı eleştirenlere saygı duyuyorum, ben de eleştiriyorum. düzeleceğine, bir şekilde treni raya sokacağına eminim. başaramazsa da yine bu onun hakkıdır. en azından tek şampiyonluğuyla ortada efsane olarak pazarlanabilecek bir figür değildir!

    ama gitsin diyenler; işte onlar umrumda değil!..

    hoca bir direniştir, direnişin kendisidir... hem de ona helikopterle jübile yaptıranlara karşı bile olsa...

    var ol hocam!..
  • 61
    birbirini çok seven insanların olduğu, futbol'un en üst noktada konuşulabildiği, esprilerin ve kimi zaman tartışmanın olduğu inanılmaz bir zirveydi. katılan herkese öncelikle teşekkür ederim bu güzel ortama katkı sağladıkları için. gurrpegi gelene kadar inanılmaz kadro hayalleri kuran bizler, daha sonrasında bu fikirlerimizi endişe ve hüzüne dönüştürdük. 4-4-2 konusunda biraz iddia'lı konuşan kaideyi taciz eden istisna'nın sonu kötü oldu... küpe ile yaptığım totem hikayem epey sevildi. kısmetse diğer zirvelerde yeni arkadaşlara da anlatırım. iyi ki varsınız, iyi ki buradayız.
  • 62
    öncelikle katılım sağlayanlara, aramızda olamayıp mesajı ile bizi mutlu eden olumvarsabenyokum' a sonrasında burada mesajları ile katkı sağlayan tüm herkese teşekkürler.

    en sonu bir öncesinden daha kalabalık, daha samimi, daha eğlenceli ve daha transfer haberleri ile zenginleşen bir zirve daha gerçekleştirildi.

    öncelikle tribünde üşüyen adam artık nasıl üşümeyeceğinin tüyolarını aldı diye düşünüyorum.

    fatih hoca'nın sürprizlerle dolu olduğunuktei çok acı bir şekilde öğrendi.

    ubeyd bizi transfer konusunda bilgilendirirken aslında kimleri almadığımız da ağzımız açık bir şekilde dinledik.

    daniel tozser geldi diye bir konuşma oldu ancak kendisini çok fazla göremedik.

    borissimove alper ikilisinden nasıl dayak yenir konusunda engin tecrübelerini bizimle paylaştılar.

    alper sanırım bir daha kaybolmaz benden duyduklarından sonra.

    gurrpegi zirveye gelip tozu dumana kattıktan sonra zirve daha da hareketlendi.

    müzecibildiğimiz müzeci.

    yeni hagisanırım bir iki güne pilot olur. çok iddialı bir nick.

    nickinin uzunluğundan buraya yazamadığım bizim belhanda gibi bir ortasaha var. çay servisi çok iyi. sağolsun.

    benim sözlük ile ilgili bilgi sahibi olmamı sağlayan ve arkadaşların benim yüksek zeka seviyemden faydalanmasını sağlayan

    pivot santrfor' a tekrar teşekkür ederim.

    ve hagi. teşekkürler bu ekibi bir araya getirdiğin için.

    arı idi bala geldi gül idi dala geldi derken bir zirve daha tadı damağımızda kalarak bitti.

    bir sonraki zirveyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

    sonraki belhandasız bir zirve için umudumuz tükenmiş değil.

    ayrıca satılıp yerine imam hatip değil, avm yapılsın.

    bu arada fatih terim'in sadece bir teknik direktör olmadığını anlatan yazı için teşekkürler ubeyd

    (bkz: #2823508)
  • 63
    hagi'nin maaşlara zam yapmayacağını.. (hiç hem de)
    erman41'in o kadar da yaşlı olmadığını... (puro ile gerçekten zirveye çıkıyordu erman abi..)
    kaideyi taciz eden istisna'nın belhandayı ölümüne savunduğunu.. (çok değil ya tamam..)
    müzeci'nin gerçekten müzeci olduğunu.. (müzelik bir adam)
    ubeyd abinin kimle ilgilendiğimizi.. (bir benle ilgilenmemiş utkucan :( )
    tribünde üşüyen adam'ın artık nasıl üşümeyeceğini bildiğini.. (o yokuş neydi abi ya)
    lecce abinin çok sevimli bir aslanının olduğunu.. (geleceğin 10 numarası olur inşallah )
    gurrpeginin gs sözlük yazarı olmasa çukur'a yeni yüz olacağını.. (abi diziler için sana teklif gelirse bana yolla tiyatrodan bıktım..)
    borissimo'nun küpesinin kerametini.. (bir sonraki zirvede bu kankama yeni küpe alıp gelicem)

    ve diğer nicklerini hatırlamadığımız tüm abilerim ve kardeşlerimizden galatasaraylılığı

    öğrendiğimiz bir zirve oldu.. herkese teşekkürler..
  • 64
    biraz erken oldu yazmak için ama olsun. :)
    pivot santrfor, erman41 ve muzeci ile beraber katıldığım birbirinden güzel insanlarla tanışma şerefine nail olduğum etkinlikti. yaklaşık 1 yıl önce takip etmeye başladığım sözlükte entry'lerini severek okuduğum insanları görmek güzeldi.

    kişiler üzerinden tek tek konuşmayacağım ama ubeyd abinin ve ktei''nin bizleri geleceğe dair umutlandırmasından sonra ortama geçte olsa sert bir giriş yapan gurrpegi realist düşünceleri ve sağa sola uçan tesbihi ile bizi gerçek dünya'ya geri döndürdü.

    bir ara ktei'ye abi leipzig tamam, eyvallah da leicester city hakkında ne düşünüyorsun dedim ( leicester-norwich maçı oynanıyordu ) ağzından sadece 3 rakam çıktı. kadro dizilimini gösterip 4-4-2 dedi ve sustu. kendisinin ne kadar 4-1-4-1 hayranı olduğunu buradan da anlayabilirsiniz. :)

    velhasıl kelam güzel etkinlikti, nicelerini merakla bekliyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın