gelen arkadaşlarımızın ayaklarına sağlık. her birinizi tanımak, sohbet etme şansı bulmak büyük bir keyifti. bundan sonraki zirvede daha kalabalık olmayı umuyorum.
zirvede bir çok başlığı arkadaşlarla değerlendirebilme şansımız oldu. tabi maç önü bu kadar güzelken maç sonu o kadar keyifli olamadık.
burada konu konuyu açacak... bana gelen bir mesaja cevabımı da zirveye katılan arkadaşlara paylaşma şansım olduğu için bu başlığa yazmayı uygun gördüm.
maç sonu oluşan şok ve ankaragücü maçına kadar geçen sürede oynanan kötü futbol dolayısıyla gelen kötü sonuçlar bir süredir sözlükte tartışılan, eleştirilen hocayı daha da tartışmaya açmıştı. bunu eleştirmiyorum, zira hocanın da dediği gibi bu gidişatın sorumlusu bence de hocanın kendisidir. daha önce konuyla alakalı bir entrim (bkz:
fatih terim/#2810108) söz konusuydu.
maçtan sonra da gelen eleştirileri okuyup söylenirken fb maçından sonra ali koç'un açıklamalarına denk gelerek peşine şöyle bir (bkz:
#2823088) entry girdim.
arkasından bir arkadaşımız haklı olarak bana şu mesajı attı;
---
alıntı ---
iyi aksamlar, nasilsiniz?
merakimdan soruyorum, fatih hoca'nin istifasini veya gonderilmesini isteyen bir taraftar olarak: hangi seviye basarisizlikta hocanin artik yapamadigini ve gitmesi gerektigini dusunursunuz?
- sampiyonluk giderse mi?
- 3 yil sampiyon olamazsak mi?
- avrupa'da basarisizlik mi?
- taraftara kufretmesi mi?
- en buyuk fenerbahce demesi mi?
nasil bir kriteriniz oldugunu merak ediyorum.
yoksa -allah saglik sihhat versin- oleseye kadar takimin basinda olmasini mi istersiniz?
bu arada yasinizi da sorabilir miyim?
iyi aksamlar.
---
alıntı ---
soruyu whatsapp grubundan da paylaşarak arkadaşların fikirlerini aldım. zira tam da bu soruyu cumartesi günü zirvede cevaplamıştık. tekraren buraya da yazmaya karar verdim.
arkadaşımız yaşımı sorarak bitirmişti sorusunu, öncelikle bunu cevaplayayım. 32 yaşındayım, 2 çocuk babasıyım. 10 yıldır medya çalışanıyım. galatasaray'ın çok kötü ve en iyi olduğu dönemleri yaşadım, gördüm. fakat en kötüsüne denk geldiğimi düşünmüyorum; zira 13 yıl şampiyon olamadığımız dönemi görmedim. tabi meselemiz bunlar değil...
galatasaray için başarısızlık nedir?
buna cevabım galatasaray'ın vaz geçtiğini görmek olacaktır. buna çokça örnek verilebilir ama en yakın örnekten hareket etmek gerekirse 2009/2010, 2010/2011, 2015/2016, 2016/2017 sezonları örnek gösterilebilir. arkadaşımızın art arda sorduğu diğer tüm soruların cevabı vazgeçmekle ilintilidir. hocanın görev yaptığı 9 sezonda şampiyonluk alamadığı tek sezon olan 2002/2003 sezonu da dahil olmak üzere, hocanın ve galatasaray'ın vazgeçtiği görülmemiştir. ezeli rakibine 6-0 kaybetmiş olsa da şampiyonluğu son maça kadar götürmüş ve sezonu ikincilikle bitirmiştir. saha dışı faktörleri konuşmaya gerek olmamakla birlikte bu sezonların tümünde galatasaray, mücadelesini olabildiğince vermiştir.
peki neden fatih terim'de ısrar ediyorum?
zirvede de söylediğim üzere galatasaray kişilerden bağımsız olarak yerli ya da yabancı farketmeksizin, hocası olmadan bile şampiyon olma yeteneği olan bir kulüp. yine buraya da verilebilecek çok örnek var ama radu niculescu ile gelen lucescu şampiyonluğu, eric gerets ve cevat güler ile gelen şampiyonluklar hatta hamza hamzaoğlu ile yaşadığımız şampiyonluk... bunların her biri ekstrem birer örnek teşkil etmekle birlikte ne demek istediğimi anlatmaya yeterlidir diye düşünüyorum.
gel gelelim, günümüz türkiye'sinde var olan iç içe geçmişlikler bundan 10 yıl öncesi gibi değil. artık para, sponsorluk, başarı ve bunun sürdürülebilirliği eğer yeterli bir planınız yoksa tamamen şampiyonluğa endeksli. türkiye'de böyle bir yeterli plan altınordu'da var ve gelir için şampiyonluk yaşama ihtiyaçları yok. fakat süper lig kulüpleri arasında, yer yer trabzonspor ve başakşehir hariç, böyle bir plan içerisinde olan bir kulüp yok. ama şampiyonluğa ihtiyaç var, peki ama nasıl?
düşününce çokça cevap üretilebilir, ama tümünü karşılayabilecek tek bir kelime olacaksa eğer bu "manipülasyon" olurdu. bu uğraş, dikkati saha içinden saha dışına taşıyarak asıl konuşulması gerekeni engellemek, kendi başarısızlığını gölgeleyip başkalarını konuşmak meselesidir. ali koç tam da budur, büyük bir manipülasyoncudur. ama vizyon başkandır, ama sarışın mavi gözlüdür, ama medeniyet timsalidir, ama zengindir, ama cumhuriyet değerlerinin savunucusudur vs... fakat bu halk kahramının önünde duran tek engel ve yeterli tehdit fatih terim'li bir galatasaray'dır. dolayısıyla bu, neden fatih terim sorusuna verilecek 2. cevaptır. peki ilk cevap?
ilk cevap ise net olarak siyasi konjonktürdür. hocanın milli takım macerasının nasıl bitirildiğini zirvede anlattım buraya da kısaca yazalım... hocanın da davet edildiği bir mitinge tüm spor kulübü temsilcileri gitmişken hoca gitmemiş, ertesi gün konya'da maça çıkarken arkasında atatürk portresiyle fotoğraf vermiştir. bu çok şeyi zıplatmıştır, zira bu hareketler rıdvan dilmen'le başlayan zincirin kendisinde kırıldığı sürecin arkasından gelen bir başka harekettir. ve 1 yıl sonra tekrar eden organizasyona yine katılmamış, röportajlarıyla kolay kaldırılamayacak mesajlar vermiştir. bu bir tavırdır ve yine bu ne cürettir!.. buna eklenebilecek çok şey var ama bizde kalsın...
hocayı eleştirenlere saygı duyuyorum, ben de eleştiriyorum. düzeleceğine, bir şekilde treni raya sokacağına eminim. başaramazsa da yine bu onun hakkıdır. en azından tek şampiyonluğuyla ortada efsane olarak pazarlanabilecek bir figür değildir!
ama gitsin diyenler; işte onlar umrumda değil!..
hoca bir direniştir, direnişin kendisidir... hem de ona helikopterle jübile yaptıranlara karşı bile olsa...
var ol hocam!..