maçtan önceki yazımda da belirtmiştim, takımın bu maçtan galip gelmesini beklemiyordum. ama ilk yarıdaki performans şaşırttı açıkçası. hem pozisyon vermeyen, hem oyuna hakim, hem de zaman zaman hücumda da etkili oynayan bir takım vardı. fakat ikinci yarıda her şey tepetaklak oldu. bunda ankaragücü'nün değişen oyun tarzı da etkili kuşkusuz. ilk yarıda, oyunu daha çok kendi sahasında kabul ettiler fakat ikinci yarıda rakip sahaya basmaya başladılar, oyunu ileri taşıdılar. nitekim çok geçmeden, 51. dakikada da beraberliği yakaladılar sestak ile. tabi hakan balta ile zapata'nın goldeki paylarını es geçmek olmaz, haklarını verelim şimdi, emekleri büyük.
sestak'ın golünden sonra defanstan hızlı çıktı takım, kewell aydın'a bıraktı, aydın'ın nefis şutu, direk, pino'nun nefis golü. sahanın bir kaç iyi sayılabilecek isimlerindendi pino da, 2 golde de payı var, 1 gol 1 asist.
maç olağan şekilde devam ederken yapılan 3 oyuncu değişikliği, hagi'nin ankaragücü'ne yaptığı asist oldu tabiri caizse. hangi mantıkla pino çıkar? hangi mantıkla - no look pass uzmanı(!) - barış girer, sarp girer hagi? hazır olmayan arda da cabası.
bir de zapata var tabi. ufuk'a tercih edilme sebebini çok merak ediyorum. acaba bir tane bile pozitif yönü var mı ufuk'a nazaran? daha mı genç? yerli mi? daha mı az gol yemiş? her maç ikişer üçer yiyor maşallah.
kewell, yollanacaklar listesine konmaya başlandı şu son zamanlarda fakat sahanın bir iki iyi sayılabilecek isimlerindendi bugün yine. hücum yükünü çeken isimdi. atılan iki golde net payı var. kısacası, bildiğimiz kewell'dı işte. daddy cool. onca gönderilmesi gereken adam var iken ortada, kewell gitsin demek biraz haksızlık olmuyor mu?
aslında, ayhan'a, balta'ya, sarp'a falan da kızmamalı. neden kızıyoruz ki bu isimlere gerçekten? kötüler diye, takımı batırıyorlar diye. e ille de ben oynayacağım mı diyor bu isimler, kadroyu mu kuruyorlar? kötü oldukları gün gibi ortada, oynadıkları her maçta takımı mahvettikleri gün gibi ortada, cümle alem biliyor artık bu gerçekleri fakat hagi inadım inat, hala daha bu isimleri oynatıyor. şaşıyorum, vallahi şaşıyorum. allah aşkına, orta sahada cumhur oynasa sarp'ın yerine, insua oynasa, berkin oynasa, genç isimler oynasa ne kaybedeceğiz, harbiden çok merak ediyorum. bu kadar zor olmamalı bunları akıl etmek, uygulamak. geleceğin takımını kuruyoruz falan deniliyor ya hani bir de, asıl hedef gelecek sezonlar falan, öyle bir şey olduğunu da hiç mi hiç sanmıyorum. tamamen gün kurtarılmaya çalışılıyor.
her maçın ardından, "daha ne kadar kötü olabilir ki?" diyoruz fakat her geçen gün daha da kötüye gidiyor her şey. son sıralarla aradaki puan farkı ciddi sayılabilecek rakamlara gelmeye başladı fakat kimsenin salladığı yok takımda.
ankaragücü maçıyla gitmişti rijkaard, bana kalırsa bu ankaragücü maçıyla da artık görev tugay'a verilmeli. yalnız şöyle verilmeli, tugay sezon sonuna kadar takımı idare etsin, fakat sezon sonunda teknik direktör gelsin. sonra onun yardımcısı mı olur, alt yapıya mı döner tekrar bilemem tabi fakat tugay da harcananlar kervanına katılmasın kısacası göz göre göre. sene sonuna kadar takımın başında olsun. hem zaten, ne kaybedilecek ki? alt yapıyı da daha iyi tanıyor hagi'ye göre, daha çok şans verir, daha doğrusu şans verir belki gençlere hem.
bu arada, şu zamanlarda galatasaraylı olduğumdan utandığım falan yok, gurur duyuyorum galatasaraylılığımla, küme düşse de böyle olacaktır bu fakat şu tezatlıklar, ruhsuz davranışlar, anlamsız işler, işte bunlar can yakıyor.
bir kaç gün sonra fenerbahçe derbisi, çok gergin bir hava olacak, bir de tüm tribünleri kapsayacak bir koreografi olacakmış. bu maç kazanılsa da, kaybedilse de görüşlerim yine aynı kalacak fakat bu maç kazanılmalı artık, öyle veya böyle kazanılmalı.
o değil de arada aklıma geliyor rijkaard.. neyse, girmeyelim bu konulara. zaten moraller bozuk.
http://jaimelesport.blogspot.com/...3-2-galatasaray.html