2011-12 Türkiye Basketbol Süper Ligi 5.Hafta Maçı
17:30 Abdi İpekçi Spor Salonu
61 - 69
  • 104
    takımın elinden geleni yaptığı, tribünlerin harika olduğu bir maçtı. kaybetmemizdeki tek sebep o cenabet pota ve toptur hiç birisi mi girmez arkadaş 3lüklerin. aslan yüreklilerin yürekleri sağ olsun, onlar yeter ki böyle mücadele etsinler, elbet başarı gelecektir.

    bir bayrağa* dalgalanmak bu kadar mı yakışır ayrıca ya maçtan önce o nasıl bir güzelliktir ah ahh renklerine yandığım.
  • 107
    maçın en unutulmaz anı top için peş peşe 3 galatasaraylı oyuncunun yere atlamasıydı. benim için ekstra olan ise hemen akabinde hakemin topu efes'e vermesiyle tribünde arkamda duran çocuğun da hakeme küfür ederek 3-4 sıra aşağı uçmasıydı. sonra da "sabri bey napıyorsunuz" diyerek yerine oturttuk çocuğu.

    edit: bu arkadaş sözlükte gsimas'mış meğer. itiraf geldi az önce haha.
  • 108
    muhteşem bir seyirci harika bir maç. izlerken tüylerim diken diken oldu. işte taraftar dediğin böyle olur. mağlubiyet hiç önemli değil, takım/tarafta/koç bütünleşmesi muhteşem.

    teknik olarak bakıldığında takımda gerçek bir oyun kurucu sıkıntısı vardı. ender, tutku maçın ağırlığını kaldıramadılar. lucas gordon şu an kadar fazla bile kaldı. şutu yok, dripling yok, penetre üstünden sayı yok; ne işe yarar çözemedim.

    oktay hoca'ya tek eleştrim barac'tan özellikle ilk yarıda yenen basit sayılarla ilgili. furkan devamlı birebir kalınca rahat attı ama ikinci yarıda 2'li hatta 3'lü sıkıştırmalarla etkisiz hale getirdik. neden savunma sertliğini maçın başında vermedik. ikinci yarıda aynı hatayı kerem'in savunmasında yaptı. efes bizden kadro derinliği ve kalitesi anlamında iyi bir takım. savunma sertliği yaparak yenebilirdik onları ama yapamadık. tam saha baskı hiç yapmadık. kısalara baskı hiç yapmadık.

    umarım hoca bu eksiklikleri iyi etüd eder. lucas'ı gönderip iyi bir point guard alırsak takımın şampiyonluk iddası olduğunu düşünüyorum.
  • 109
    tek bir bol koltuğun bile olmadığı bir maç oldu. seyirci iyiydi.
    maçı efes'in kazanmasında birinci faktör sorumluluk alan kerem tunçeri'ydi. kritik anlarda sorumluluk aldı, sayılar kazandırdı, asistler yaptı. bizim kısalar ise gerekli sorumluluğu alamadılar. pota altında furkan ve zaza iyi oynadılar, shumpert her zamanki gibi üstüne düşen sayıları attı. özellikle shipp, lucas ve tutku çok kötülerdi.
  • 111
    öncelikle bu yenilgiye üzülmediğimi belirtmeliyim. son topa kadar mücadele eden oyunculardan kurulu bir takım, bu takımın başında görmek istediğimiz koç, görmek istediğimiz şekilde dolu salon; kısacası her şey kusursuzdu. tek eksik olan da galibiyetti aslında, bu yüzden yenilgiyi hoş karşılıyoruz.

    aslında galibiyet çok da uzakta değildi bizim için. efes iki kez maçı koparma noktasına getirdi fakat o anlarda savunmamızı iyice sertleştirdik ve buna izin vermedik. skor 64-50 efes lehine olduğunda da aynı direnci ve azmi ortaya koyup 11-0'lık seri yakalamıştık. o dakikada serbest atış çizgisine gelen furkan'ın 0/2 atması bizim için işleri iyice zorlaştırmıştı. sonraki kısa dilimde ise maç ellerimizin arasından kayıp gitti. (dipnot olarak belirtelim; son çeyrekte efes'in 11 sayı atmasına izin verdik. 6 sayı geride girdiğimiz bu periyotta rakibi 11 sayıda tutmuşken maçı kazanmamız için tek gerekli olan atmaktı. ama o çember içinden çıkan toplar, kaçan boş şutlar yok mu...) dedik ya galibiyet çok uzağımızda değildi diye, efes'te her zamanki gibi en çok top kullanan vujacic 8 sayıda kaldı ki 1/7 üç sayılık isabetine sahip olduğunun altını çizelim, ersan'ın ise 2 saha içi isabeti vardı. efes'e galibiyeti getiren de barac'ı çok iyi kullanmaları ve kerem'in kritik anlarda gelen isabetli duş şutları. ayrıca en iyi yaptığımız işlerden biri olan top çalmayı bu maçta yalnızca 3 kez yapabildiğimizi de belirtmiş olalım.

    beni ziyadesiyle memnun eden nokta ise bir fenerbahçe ülker maçı olmamasına rağmen salonu dolu görmek. geride bıraktığımız 2010-2011 sezonunda oynadığımız efes pilsen maçında salonda büyük boşluklar vardı. (bkz: 6 mart 2011 galatasaray efes pilsen basketbol maçı) bu sebepten ötürü kendimizle gurur duydum bir kez daha. yenilmez armada fırtınası her geçen gün daha çok kişiyi etkisi altına alıyor, artarak süreceğinden de şüphemiz yok.

    ayrıca değinmek istediğim nokta salona 16.45 civarı varmama rağmen hava atışı esnasında tribünde olmayı başarmamdı. yalnızca kombine sahiplerinin girdiği girişte metrelerce uzunlukta kuyruk vardı. açıkçası ilk çeyreği gözden çıkarmıştım ki maçın başına yetişmek sürpriz oldu. maç sonrası da sosyal paylaşım sitesi twitter'da birçok kişi bu soruna değinmiş ve öğrendiğim üzere kulübe iletilmiş. umarım barcelona maçında aynı manzara ile karşılaşmayız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın