2013-14 Türkiye Süper Lig 4.Hafta Maçı
20:00 Türk Telekom Arena
1 - 1
  • 127
    sağdan soldan ortadan deli gibi top taşıyıp adam akıllı gol vuruşu yapacak bir forveti bulamadığımız, rakibi sersem edip yirmiye karşı sıfır bitecek maçları iki üç farka bitirebildiğimiz 2011-2012 sezonundan esintiler veren doksan dakika. dünyanın bütün şeref yoksunu futbolcuları antalyaspor'da oynamak zorunda mı sorusunu akıllara bir kez daha sokmuştur.

    (bkz: piç piç piç ömer)
  • 128
    yine kolay bir maçı kendi ellerimizle zora sokup aptalca puan kaybettiğimiz bir başka maç. farklı kadroymuş, selçuk oynamıyormuş, o oynamıyormuş, penaltı verilmemiş filan bunlar hikaye. içerde oynadığımız maçlarda vurup geçmeliyiz. bu tür maçları kazanırsak şampiyonluk yolunda çok rahatlarız. kazanamadığımız zaman yarışın içine başka takımları da dahil etmiş oluyoruz ve işler zorlaşıyor.
  • 129
    milyon tane pozisyona girip golü atamadığımız maç. aksi gibi de iki atak yiyip birini kalemizde gol olarak gördük. malesef kronik hastalığımız işte. bazen böyle maçlar olabiliyor. ancak şampiyonluk yarışından erken kopabiliriz. 4 haftada 6 puan kazandık. beşiktaş ve fener maçlarını kazanırsa 6 ve 3 puan fark atmış olacak. yarıştan erken kopmamak için bir çözüm bulmalıyız ve galibiyet serisi yakalamalıyız.
  • 130
    metin oktay'ı andığımız,özlememizi ve hasretimizi tribünde haykırdığımız güne güzel bir galibiyet yazısı eklemek isterdik ancak olmadı.antalya'nın golünü özetlerden çıkartıp maçı hiç izlememiş birisine görüntüleri izletsek galatasaray'ın 8-0 kazandığını sanabilirdi.futbolda yaşanabilecek şanssız bir geceyi yaşadık ancak 4.haftayı geride bıraktığımız süper lig'in 4.haftasında 3.beraberliğimizi aldık.hiç hesapta olmayan bir puan kaybı oldu.takım performansına geçmeden önce bu sezonun hiç de kolay geçmeyeceğini artık anlamış olmamız lazım.herşey kendi elimizdeyken ve başlangıçlar bu kadar önem arz ederken , kaybedilen puanların yanında takımın "winner" kimliğinden uzaklaşıyor olması düşündürücü.

    geçen sezonun ikinci yarısı itibariyle aldığı başarılı sonuçlar ve ortaya konan güzel futbol bu sene biraz daha geç geleceğe benziyor.takım içinde konsantrasyon probleminin olduğu çok açık.maalesef "cuma" sendromumuz yine devam ediyor.şampiyonlar ligi öncesinde puan kayıplarına alıştık ancak bu kadar çok poziyona girip maçtan beraberlikle ayrılmak üzücü oluyor.henüz 8.dakikada 2 tane yüzde yüzlük gol pozisyonunun haricinde 2'de direkten dönen topumuz vardı.golü kalemizde görene kadar takım amrabat'la hazırlanan güzel pozisyonlar yakaladı.golü yedikten sonra emre çolak ve amrabat kanat değiştirdi.bu değişiklikten sonra ilk yarı bitene kadar iki futbolcu da tüm efektifliğini sahada kaybetti.maça başladığımız sistemde koşan ve mücadele eden,pozisyonlar bulan bir galatasaray izledik.golü yedikten sonra gelen sistem değişikliği takımı kargaşaya sürükledi.

    galatasaray tribünlerinin artık "şımarık çocuk" gibi her hata sonrası oyuncu asma hastalığından vazgeçmesi lazım.dakikanın önemi yok,emre çolak geçen sezondan beri her basit hatasında tribünler tarafından günah keçisi oluyor.2 hafta önce volkan şen'in durumunu hepimiz hatırlıyoruz.taraftarlığın alt metninde sadece başarıya endeks var ise 14 yıl şampiyon olamadığımız zamanları yaşayan abilerimize,babalarımıza veya dedelerimizden sadece özür diliyorum.iyi ki bu taraftar güruhu o zamanlarda tribünde değildi.ali sami yen'i o futbolcuların başlarına yıkarlardı.taraftar profilinin 2000 uefa kupası sonrası değiştiği çok açık ancak bu kadar kolay futbolcu tüketilmemeli.emre çolak'ın futbol tarzını bende beğenmiyorum ama ne olursa olsun galatasaray "ocağından" yetişen bir futbolcuya yapılan hakaretler tribünümüze yakışmıyor.onca pozisyonu harcayan burak yılmaz'a drogba'ya olan sinirimizi "şamar oğlanı" olarak gördüğümüz emre çolak'tan çıkarmak pek mantıklı değil.

    ikinci yarıda takım olarak geçen sezon ki mersin ve ordu maçlarına benzer bir şekilde "kaos futboluna" döndük.umut-burak-drogba üçlüsüne şişirilen toplar,oyuna 60.dakikada giren bruma ve daha sonra oyuna dahil olan sabri'nin kanatlardan taşıdığı toplarla forvetleri golle buluşturma düşüncesi yakalanan onca pozisyona rağmen golü getirmedi.bruma'ya bir parantez açmamız lazım,gerçekten kendisine güvenenleri mahcup etmedi ve klasını ilk maçta gösterdi.ikinci yarıda oyun tamamen tek kaleye dönmüşken oyuna dahil olan bruma tekniği ve süratiyle izleyenlere keyif verdi.75.dakikada sağ kanattan sabri'nin ortasına drogba dokundu ve skora 1-1'lik eşitliği getirdi.golden sonra metin oktay'a ithafen elini kalbine götürmesi , drogba'nın ne kadar özel bir insan olduğunu tekrardan bizlere hatırlattı.golden sonra baskıyı iyice arttırmamıza rağmen yakalanan pozisyonlar cömertçe harcanmaya devam etti.umut'un 1 metreden dışarı attığı şutun akabinde drogba'nın son dakikalarda 6 pastan attığı kafa yine dışarı gitti.galatasaray'ın oyun iştahı ve mücadele azmi gayet iyi.bu maçta da görüldü ki ilk 20 dakika içerisinde golü bulamadığımız zaman sonra ki dakikalarda kalemizde gol görme olasılığımız çok yüksek."fatih terim galatasaray'ı maça her zaman baskılı başlar ilk 20 dakika içerisinde gol veya goller bulur ve oyunu rölantiye çevirir".ezberlediğimiz sistem,gol gelmeyince bozuluyor.oyunda selçuk inan gibi takımın "balans ayarı" olmayınca telaş başlıyor.takım golü yedikten sonra iyi yaptıklarına devam etmek yerine taraftar baskısıyla,ne yaptığını bilmez bir hal aldı.burada gereken tecrübeyi sahaya yansıtamadık.burak yılmaz'ın gününde olmaması da bunda etkilliydi.yakaladığı onca fırsatı çok kolay harcadı.bir diğer önemli husus takımın rakip seçen havasından kurtulması gerekiyor.geçen sezon puan kaybettiğimiz haftalarda rakiplerimizde bizimle puan kaybettiği için ilerleyen haftalarda puan kayıplarını telafi etmiştik.bu sezon ise beşiktaş'ın 3/3 ile yoluna devam etmesi ve 5.hafta olimpiyat stadı'nda olası mağlubiyette farkın daha da açılacağını unutmamak lazım.

    galatasaray altyapısından yetişen ve muslera'nın yokluğunda antalyaspor karşısında kaleyi koruyan eray işcan tam olarak güven vermese de maç tecrübesi kazanması açısından faydalı oldu.kalesinde gördüğü tek atakta golü yedi.ikinci yarıda ise bir topu elinden kaçırsa da defans pozisyonu uzaklaştırmayı başardı.zamanla bu hatalarını minimuma indirmesini diliyorum.engin baytar , hamit'in yokluğunda 11'de maça başladı.yenilen gole kadar ortaya koyduğu mücadele başarılı olmasına rağmen golden sonra fazlaca tercih hatası yaptı.2011-2012 sezonunda ki engin baytar'dan hala çok uzakta.hırs ve azmini bir kenara bırakmış durumda.eğer formayı hamit'ten almak istiyorsa daha fazla mücadele etmeli ve bize,özlediğimiz engin'i tekrardan izletmeli.kabul edilmesi gereken bir gerçek de felipe melo'nun "takımın olmazsa olmazı" oluşudur.bu takımda herkesin yeri bir şekilde dolar ancak felipe melo'nun üstlendiği görev ve ortaya koyduğu mücadele sebebiyle alternatifinin olmadığı çok net.dünya üzerinde ki en iyi ön liberolardan birisine sahip olmamız takımımız adına çok önemli.

    uzun bir süredir yaşanılan fatih terim'in sözleşmeyi uzatıp/uzatmama meselesi artık can sıkmaya başladı.maç sonrası yaptığı açıklamalar olayı aydınlatsa da gerekli olan net cevabı vermeyişi soru işaretlerini halen gidermiş değil.evet , imparator için galatasaray tercih konusu olamaz.sözleşmede ne yazdığına bakmaz,bir galatasaray efsanesine de yakışan budur ancak "yarın yeni sözleşmeyi imzalıyorum" demek bu kadar zor olmasa gerek.bu sözleşme mevzusu gün geçtikçe daha çok büyüyüp takıma zarar vermeye başladığında umarım takım yarıştan kopmaz.tüpçü federasyonu'nun kafasında ki ve siyasetin boğazına kadar içinde olduğu bir düzende imparator'un galatasaray'dan ayrılıp tamamen milli takım'ı çalıştırması yatıyor.kendisine yapılan baskıların farkındayız ancak "galatasaraylılık her zorluğa karşı dik bir duruşu sergilemek,baskılara da boyun eğmemektir."

    notlar :

    fatih terim 159 gün aradan sonra tt arena'da maça çıktı.

    didier drogba, 2013-14 sezonunda süper lig’de ilk golünü mp antalyaspor karşısında attı. (bu sezon 25 şut denemesinde 1 gol kaydetti)

    mp antalyaspor süper lig’de deplasmanda oynadığı son 11 maçta sadece 3 puan aldı.

    galatasaray son 2 sezonda cuma günü oynadığı 11 maçta 8 kez puan kaybetti.(toplam 20 puan kaybı)

    galatasaray, fatih terim yönetimindeki en kötü ilk 4 hafta performansına ulaştı.

    galatasaray, fatih terim’in a milli takım görevini kabul etmesinden sonra oynadığı 3 lig maçını da kazanamadı.

    (bkz: milan baros) , mp antalya formasıyla galatasaray'a karşı ilk kez mücadele etti.

    maç öncesi "galatasaray efsanelerini anıyor" projesi kapsamında erdal keser ödülünü sedat doğan'ın elinden aldı.

    http://renginesadik.blogspot.com/...yaspor-mac-yazs.html
  • 131
    valla 3. beraberlik geldi ama bu da beni umutsuzluğa sevketmedi. selçuk olmadan da iyi "bombaladık" açıkcası antalya kalesini. yani galibiyet için yeterli atraksiyonlara giriştik, ama golümüz geç geldi. 60'larda bulsak farka gidecektik belki.

    hesapta olmayan 2 puan kaybı, ama yine de sağlık olsun. beşiktaş maçında galibiyeti elzem hale getirmesi dışında benim maçtan yana şikayetim yok.
  • 132
    ligin kalbur üstü sayılan takımlarından birini sneijder ve selcuk yokken sahaya gömdük. 20 tane pozisyondan birisi daha gol olsa hafta sonumuz süper gececekken simdi basta fatih terim olmak üzere hepimiz yıpranmıs ve gergin durumdayız. fatih terim böyle atmosferleri sever bu durumu avantajına cevirmeyi de bilir. bu puan kaybini kendisinin ve oyuncuların üzerindeki baskıyı real madrid maçında motivasyona ve hırsa cevirecektir.ancelotti ile kesilmesi gereken bir hesabı var ve madrid takımı bu sefer korkarak geliyor. henüz biz de tam hazır olmasak da r.madrid'in de hazır olmadıgı ortada. su ortamda önce kaybetmemek (cünkü direkt r.madrid'in gerisine düsüyoruz grupta,grubun kalan macları icin önce puan almaliyiz) sonra da mümkünse kazanarak her seyi bir anda degistirebiliriz. bunu yapabilecek kaliteli oyuncu kadromuz mevcut. drogba, sneijder, selcuk, burak, melo, eboue, muslera, semih, bruma gibi uluslararası capta oyuncularla real madrid'e zor anlar yasatacagımıza eminim. biraz real madrid maci yazisi gibi oldu ama bu macin olumsuz havasindan kurtulmak icin ileriye bakmak lazim.
  • 133
    maç notları özetle şöyle.

    1. cuma gecesi istanbul'da maç yapmak yasaklanmalı. hem şehirde yaşayanlara yazık hem maça gidenlere. maç sebebiyle tüm çevre yolları her iki yönde kilitlendi, trafik %100 arttı. cuma günleri maç trafiğinin yarattığı ekstra maliyet hesaplansa eminim ciddi bir ek maliyet çıkacaktır. hava çok aşırı rutubetliydi. çocuk ve hanım taraftar sayısı diğer maçlara göre daha fazlaydı.

    2. galatasaray taraftarı en kötü maç performanslarından birini sergiledi. maç içinde stadın 4 tarafıyla birlikte bir söz, beste vs olmadı. 34. dakika her yer taksim ve sık bakalım bestesi söylendi (opel ve doğu). 34. dakika da çıkan ses düzeyi bir daha çıkmadı. gözlemim şu; taraftarımız siyasi tercih söylemlerini taraftarı olduğu takıma olan söylemlerinden çok daha yüksek sesle söylemekte. felsefeciler bunun sebebini araştırabilir. eleştirdiğimiz pegasus eleştirdiğimiz düzeyi bile arattı. pegasus her maç büyük düşüş içinde. opel ise iflah olmaz durumda. doğudan ümitliydim ancak onlarda kötüydü. batı ise var mı yok mu belli değil. özetle taraftar performansı olarak en kötü maçlardan birini sergiledik.

    3. takım formsuzdu. defans şampiyon olduğumuz 2 senenin ilk 10 maçındaki hastalığına aynen devam etmekte. top çıkaramıyoruz. bu işi aslında ispanyol devşirme sol bek rieara ciddi anlamda çözmüştü. ancak yabancı kısıtlaması sebebiyle riera ilk 4 lig maçında oynayamadı. 90 dakikanın 15 dakikasını top çıkaramamakla kaybediyoruz, oyun yavaşlıyor, rakip kendini topluyor.

    4. amrabat ve özellikle emre, azda olsa engin aşırı taraftar tepkisine maruz kaldı. emre çıkarken aşırı şekilde ıslıklandı ve yuhalandı. hoca, yardımcıları ve oyuncular dahil tüm takımın rehabilitasyon merkezine ihtiyacı var. bu iş kurumsal yapı ve bilimsel yöntemlerle yapılmalı. (bkz: basit kaçırılan goller) (bkz: basit pas hataları)

    5. 4 maçta 4 gol atabilen bir takımız. lige iyi başlamadık. taraftar ciddi anlamda sorunlu. bu yıl duraklama dönemine girmemek için kafa patlatmak zorundayız.

    6. sayın ünal başkan taraftardan sorumlu yöneticin yok anladık, ama hoca, teknik ekip ve oyuncular için ne düşünmektesin? arda turan futbolu ispanya'da mı öğrendi? yağ oranı nasıl düştü? bir hoca 30 topçu, 10 idari adam ve yüzlerce sorunla başa çıkabilir mi? 25 metreden süzüle süzüle gelen topa kafa vuramayan golcümüz var. korner atamayan oyuncularımız var. taraftardan korkan oyuncularımız var. hoca dahil ciddi bir rehabilitasyon merkezine ihtiyaç var. görev ise başkanda. bruma belli ki büyük yetenek ancak en fazla 3 ayda kendimize benzetiriz. işte o yüzden sporcu yeteneklerini geliştiren rehabilitasyon merkezi şart. fatih terim allah uzun versin bu gün var yarın yok. kaldı ki kendisi doğal olarak yorgun ve yanında kanımca güçlü bir yardımcı ekip yok. ceo'muza verilen aylık maaş kadar maliyetle bu işin altından kalkabiliriz.

    7. amrabat ve emre tepkilerin aksine iyi başladı. ancak yediğimiz gol sonrası öfkeli taraftar sorunu karşımıza çıktı. taraftar rakibe veya hakeme baskı yapmadığı gibi kendi oyuncularını yuhalayarak maçın içine etmekte. taraftarın yuhalama dışında beden dili ise felaket.

    her şeye rağmen 17 eylül 2013 galatasaray real madrid maçından ise çok ümitliyim. lig için ise önümüzdeki maçlara bakacağız. özellikle önümüzdeki 6 maç sabırlı olmak zorundayız.
  • 140
    2013-2014 sezonundaki saçma puan kayıplarımızdan birisi daha. pek bir varlık gösterememiş, gösterdiğimiz kısıtlı varlıkta da golü bir türlü bulamamıştık. bulduğumuz gol de tabiri caizse sidik zoruyla idi. aslında bu maçın tek sorumluları olmayan arzu ve istek. yata yata drogba'lı, sneijder'li olsan bile 3 puanı alamazsın. lime lime edebileceğimiz antalya'ya garip bir şekilde evimizde 2 puanı kaptırmıştık.
  • 141
    abartısız 5-1 yenebileceğimiz maçtı. daha ilk 15 dakikadan durumu 2-0 3-0 yapabilirdik. çok şanssız bir günümüzdü. bu sezonki en iyi oyunlarımızdan birini sergilememize rağmen hem son vuruşlardaki yetersizlik hem de harbiden şanssızlık yüzünden 1-1 biten 3 puan almayı en çok hak ettiğimiz 3-4 maç arasına girebilecek maç. ayrıca bir penaltımız da verilmemiştir. (videoda 1.28'de net olarak göreceksiniz...) maç 1-1'ken videodaki 3.36'daki %100 ötesi pozisyonu da hatırlatayım. bana göre en çok mücadele ettiğimiz maçlardan biriydi.

    tek golü göt zoruyla atan takım bilakis antalyaspor'dur.

    videolu ispat da koyayım:

    http://www.youtube.com/watch?v=zREBHsoFHyA
    burada olmayan 3-4 pozisyon daha var...
App Store'dan indirin Google Play'den alın