• 151
    birkaç entry'de de belirttiğim gibi ali sami yen stadyumu'nda izlediğim ilk maçtı.

    kalan yarım sezonda bir maça illa ki gidecektim arkadaşlarımla. bu maç biraz ekstra oldu. ağabeyim 40 gün kadar önce istanbul'a taşındı bir iş arkadaşıyla. bağdat caddesi'nde oturuyor. bayram için buraya geldi. 12 eylül 2010 gecesi beni de yanına alarak geri döndü. iki sene sonra tekrar istanbul'a gidiyordum ama bu sefer hiç görmediğim şu meşhur bağdat caddesi'ne. ağabeyimin evi ve ofisi orada. bu arada belirteyim ki ağabeyim 2002 ile 2005 yılları arasında galatasaray tribünlerinin müdavimliğini yaptı. neredeyse her maça ankara'dan kalkıp öğrenci haliyle gitti. ondan sonra kişisel sebeplerden dolayı bıraktı tribünü. bu da benim için avantaj tabi. sokak'ı falan bilen biriyle gidiyorum.

    bileti ankara'dan almaya çalıştım ama beceremedim maalasef. ağabeyimle konuştum. gişeden veya istanbul'daki herhangi bir biletix bayisinden bileti alabileceğimizi ve rahat olmam gerektiğini söyledi. ben eski açık'a gitmek istiyordum ama kısmet değilmiş. sadece yeni açık kalmış.

    şükrü saraçoğlu stadyumu'ndaki galatasaray maçlarına taraftarımızın nasıl geldiğini biliyorum. şu meşhur vapur ile. o vapura binerek avrupa'ya geçtik ağabeyimle. dolmabehçe'ydi falan biraz gezindikten sonra stadın oraya gittim. stadyumun çevresini tavaf ettikten sonra kendime bir adet metin oktay atkısı edindim. sonra da stadın yakınlardaki burger king'e yemek yemeye gittik. orada şansıma tuvalette internetten sohbet ettiğim pclion ile karşılaştım. o'nla da biraz sohbet ettikten sonra sıraya girdik, maça girdik falan filan. uzattığımın farkındayım; maça geliyorum.

    evet, maça girdik. yeni açık üst beklediğimden iyiydi. tribün performansı olarak değil elbette. o konuda en rezalet tribün. sadece tribünün en sağında güngörenli aslanlar pankartının da olduğu yerde kendilerinde tezahürat yapmaya çalışan bir grup var. neyse işte oyuncuları falan çağırdık tribüne. harry kewell bütün arkadaşlarına yardımcı oldu. tribüne götürdü arkadaşlarını. adama tekrar hasta oldum. derken maç başladı. bu arada dev metin oktay forması hakkında birkaç kelam etmek lazım. formanın arka kısmı (yani numaranın yazdığı kısım) *'in yanındaydı. bütün taraftarlar imza atıyordu, ben de attım. ön kısmı göremedim maçtan önce. o dev formayı da bir güzel açtı eski açık. ilk başta biraz erken açtılar ondan sonra tekrar indirdiler, tekrar taktılar. bu arada *'da da galatasaray sözlük pankartı'nı * ve vefat eden karabükspor antrenörü için yapılan pankartı gördüm. herkesin eline sağlık.

    maç başladı. klasik bir galatasaray görüntüsü vardı. aklıma geçen sezon karda kışta oynadığımız gaziantepspor maçı geldi. o maça göre çok daha etkisizdik tabii. penaltı olunca aklıma shabani nonda geldi. geçen sezonki maçta kaçırmıştı penaltıyı. aha dedim kewell da kaçırmasın şimdi! yüreğimiz ağzımıza geldi penaltı atışı sırasında ama gol oldu hele şükür. son 10 dakikayı hatırlamak istemiyorum. kabus gibiydi.

    özet geç piç diyenler için: güzel maçtı.
  • 152
    ilk yarıda kendine güvenini kaybetmiş oyunculardan oluşan bir galatasaray vardı. topu kime geldiyse "benden çıksın" da der gibiydi. bu yüzden saçmasapan yerlere paslar, iki kişi arasındaki adama top atmalar... izledik. olumlu top kullanmak isteyen bir ınsua vardı sadece. kewell bile her nedense aşırı sinirden kontrolsüz oynuyordu.

    ikinci yarıda takım fırtına gibi başladı. o özlediğimiz tempolu, baskı kuran ve hızlı - isabetli paslar yapan galatasaray vardı. özellikle aydın'ın sağ kanattan yağtığı bindirmeler rakibi bunalttı.

    fakat.. evet fakat, gene gol attıktan sonra, ürkekleşme hastalığı çöktü. takım halinde geri çekildik ve gaziantep oyuncuları üzerimize gelmeye başladı. özellikel son 10 dakikada gelen yan toplarda başarılı defans oyuncularımız sayesinde gol yemedik.

    genel sonuç:

    sistemsizlik devam ediyor
    pas yüzdesi çok düşük, üçgenler oluşmuyor...
    tempo düşük
    takım halinde savunma berbat ( son 10 dakikaya bakınız )
    tek tek futbolcular yargılanmasın, takıma halinde yargılansın. ilk yarıdaki gibi hayalet oynayan takıma değil misimoviç, messi bile ilaç olamaz.

    kısaca bu takımın hastalığı bir iki transfer ile çözülecek hadise değildir. yok cana geldi orta saha direnç kazandı, yok misimoviç geldi orta saha - hücum bloğu daha sağlam oldu, pas yüzdesi arttı bilmem ne hikaye. resmin bütününe bakın, bir noktasına değil.
  • 154
    lanet 2010-2011 spor toto süper lig sezonunda ali sami yen stadyumu'nda aldığımız ilk galibiyet olup büyük umutlarla transfer edilen zvjezdan misimovic ve emiliano insua isimlerinin galatasaray formasını ilk giydiği maç olarak da bilinir. arslan forma ile mücadele etmiştik.

    bu dipnotum da ezel severlere; o gün aynı zamanda ezel'in 2. sezonu atv ekranlarında başlamıştı.

    (bkz: tarihte bugün)
App Store'dan indirin Google Play'den alın