2012-13 UEFA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu Rövanş Maçı
21:45 Veltins Arena
2 - 3
  • 179
    çok zor maç muhtemelen eleneceğiz bunun farkındayım henüz kadroyu oturtamadık, sistemsel problemlerimiz var. bunun yanında evimizde gol yemiş olmanın verdiği sıkıntı da büyük tabii. schalke kağıt üzerinde de reel anlamda da bizden iyi takım. galatasarayın olduğu her yerde umut vardır tabi ama son haftalarda beni çok kızdırdılar. bu ruhsuz ve isteksiz oyunlarını devam ettirirlerse almayada hezimet olur benden söylemesi.
  • 180
    öncesinde şu taktik bu sistem diye birbirimizi yemememiz gereken maç. 7-8 ayda oluşturamadığımız sistemi 2 tane maç idmanında oluşturamayız. üzgünüm ama durum bu. yapılacak şey maça tam anlamıyla konsantre olmak ve doğru 11 ile başlamak. kime göre doğru neye göre doğru o tartışılır. ama bana kalırsa saha içi liderlik konusu maçtan önce ciddi şekilde konuşulmalı. duran top olduğunda sen mi vurcan ben mi geleyim muhabbetini aştı artık olay.

    takımda didier drogba diye biri var hatırladın mı? işte bu adam çok değil 1 sezon önce bu arenada şampiyon oldu. şampiyonlukta payı var demek haksızlık etmek anlamına gelebilir. o olmasaydı şampiyonluk gelmezdi. bunu demek daha doğru. tecrübesini, yetkinliklerini anlatarak kafa şişirmeye gerek yok. öyleyse bu kritik maçta takımın saha içi liderliğini alacak kişi belli. bunun anlamı "bütün toplar drogba'ya" değil tabii ki. hiç değil hem de.

    bireysel performanslardan umutluyum. en az 1 gol bulacağımızı düşünüyorum. takımın tüm sezona reaksiyon göstereceğine inanıyorum. başka da söyleyecek bir şey yok.
  • 181
    tamam mı ? devam mı ? çeyrek final mi yoksa buraya kadar mı ?

    tamamsa da eyvallah, devamsa da eyvallah. çeyrek finalse başımın üstünde yeri var ama buraya kadar değil işte. buraya kadar değil usta.

    maç oynanmadan umudunu kesmeye hakkın yok senin. galatasaraylıysan öyle bir hakkın yok amk.

    neden mi yok ? ey benim aynı takıma gönül vermiş arkadaşım, bi dinle bakalım galatasaraylılık sana vazgeçme hakkını neden tanımamış.

    senin takımın 2. tura nasıl kaldı ? gruplar belli olmuş, moraller tavan. hemfikiriz hepimiz. neden ? 2. torbadan bragayı çekmişiz. 4. torbadan da cluj diye bir takım gelmiş ki, içerde dışarda 3 puan alırız gözüyle bakılıyor. manchester'in arkasından 2. olarak çıkarız diyoruz.

    sonra ? deplasmanda çok iyi bir oyunla beraber gelen manchester mağlubiyeti. * zaten beklenen bir mağlubiyet diyerek geçiyoruz. sonra ? içeride çok kötü bir oyunla gelen braga mağlubiyeti. * sonra ? tekrar içeride oynanan, şanssızlıkla beraber kaçan galibiyet ve alınan 1 puan. * e ne oldu o şen günlere ?

    grupta 3 maç geride kalmış. o maçların ikisini içeride dışarıda yeneriz dediğin takımlara karşı oynamışsın, sonuç ? 1 puanla grup sonunculuğu.

    dedik ya hani, galatasaraylıysan vazgeçemessin diye. işte o zaman kaybetti çoğu kişi umudunu. yaşatamadı galatasaraylılığını.

    sonra ? işte sonra, galatasaraylılığından şüphe edemiyeceğin biri çıktı ve dedi ki, '' galatasaray bitti demeden hiçbir şey bitmez.''

    sonra ? sonrası malum arkadaşım. sen nasıl ki bugün galatasaraydan ümidini kesebiliyorsan, bunu o gün ümidini kesmeyenlere borçlusun.

    ilginç be arkadaş, vallahi ilginç. şu andaki ümitsizliğini o zamanlarda ümidini kesmeyenlere borçlu olman harbiden ilginç.

    boşuna demiyoruz sana galatasaraylıysan vazgeçemessin diye.

    işin tuhaflığına bak. yine kuralar çekiliyor ve yine kuralar sonrası şen şakrak galatasaray taraftarı.

    sonra ? içeride alınan 1-1 lik sonuç. * sonra ? maça 3 gün kala oynanan ve schalke'nin güzel oyunuyla 2-1 kazandığı dortmund maçı. * öncesinde evimizde oynayıp da 3 puan kaybettiğimiz gençlerbirliği maçı da var tabi. * sonra ? burası komik işte. o arkadaş çıkıyor yine ortaya. umudunu kaybetmiş bir şekilde.

    çok vakit geçti de, o günleri unuttu desen, olmaz. daha birkaç ay olmuş. ah be arkadaş, sistemi falan bahane etme. sen bildiğin, umudunu kaybetmeye yer arıyosun.

    başka ne diyelim ki ? allah yardımcımız olsun.

    he unutmadan. bu takım bitti denilen yerden başlayarak, bu ülkeye uefa kupasını getirdi.
  • 182
    öncelikle rüyamda 3-0'lik skorala kazandigimiz mac. islerin böyle olmayacagi kesin. schalke ataga cok iyi cikabilen bir takim olmasina karsin hala defansta cok bosluk birakan ve hata yapan bir görüntü ciziyor. ben de bu macta hamit altintop'un gol atacagina inananlardanim. hatta kafa kafaya giden mücedelede 2. golümüzü atacagini düsünüyorum. skor tahminim ya 2-1 kazaniriz ya da sonlarda yedigimiz gol ile 2-2 biter yine turu alir geliriz.

    güvendigim noktalardan biri, galatasaray 2012-2013 sezonunda sampiyonlar liginde deplasmanda cok daha iyi perfosmans sergiliyor. kaybettigimiz manchester united maci da dahil. 8 mart 2013 galatasaray gençlerbirliği maçı'nin ilk yarisinda oynanan dizilisle cikacagimizi düsünüyorum ve bir tek yekta kurtulus yerine felipe melo degisikligi olacaktir. tur atlayacagimiza inaniyorum. süper lig sampiyonlugundan daha cok inaniyorum.
  • 183
    bence böyle muğlak işlere şimdiden kafa yormaya gerek yok. gelin hep beraber galatasaray futbol takımı başlığına gidip taktikçilik oynayalım. fatih terim'e saha içi dizilişle ilgili bir kaç fm/cm varyasyonu gösterelim. yetmezse futbolcu başlıklarına pusu atalım; melo'nun yavşaklığından eboue'nin satıcılığına, dany'nin ruhsuzluğundan hamit'in bu takımın topçusu olmadığına, engin'in göbeğinden emre'nin çelimsizliğine kadar bir sürü çamurumuz var, olanca şehvetimizle sıvayalım. istediğimize istediğimiz kadar giydirelim. nasıl olsa klavye önümüzde kimseye hesap vermek gibi bir durumumuzda yok. gassaraylıyız lan biz, sözlükçüyüz, yazarız lan amıniim, o kadar! dolayısıyla boşuna vakit kaybedip de eğlencemizden olmayalım. hadi gidelim baros'u analım biraz, luce'yi çağıralım, melo'ya siktir çekelim, elmander'e takım arayalım, sneijder'i baklavanın göbeğine, drogba'yı burak'ın çaprazına monte edelim. her şey düzelir o zaman sinerjinin tepesine çıkarız. tamam daha terim'in egosu var, doğmamış çocuğa don biçmek var ama onları maçtan sonra yazarız buraya.

    ilave:kıps yapmayı unuttum.

    kıps!
  • 184
    bu tur onemli maclarda kadro ve sistemden cok takimin istegi sonucu degistirir ama son zamanlarda insanlarin farkli yaklasimlara bir yenisini eklemek istedim. herkes tek forvet cikmanin daha iyi olacagini dusunuyor. bence de olmasi gereken bu ama olasi bir yenilgi durumunda "nasil drogba'yi yedek birakirsin" veya "seni oraya tasimis burak'i nasil ilk 11'de oynatmazsin" seklinde elestiriler hem kanatli medya tarafindan hem de icimizden yukselecektir. nede olsa iyi gun dostu cogunluk.

    bence bir baska dusunulecek sistem 4-4-2. tabi eldeki malzeme ile tam bir 4-4-2 oynatmak zor. daha cok 4-1-3-2'ye benziyor. bu da eldeki oyunculardan kaynaklaniyor.

    hakan balta gercekten baltaligi tutunca basimiza is acsa da, sol kanatta bu maci emre kaldiramaz, beyin amciklamasi yasamasi durumunda zor durumda kaliriz. biraz guven vermis olsa direkt yazardim. amrabat'in ise kendine faydasi yokken takima bir faydasi olmaz. rakip ile bogusup duruyor. en iyisi riera'ya guvenmek. o pozisyonda oynayacak diger tum oyunculardan daha tecrubeli ve daha yetenekli. bunun bir baska sebebi ise sneijder olmadigindan uzun top yukunun selcuk'a yuklenmemesi. boyle bir 11 oldugu taktirde selcuk'u yakin markaja alarak forvetler ile bagimizi kesmeye calisacaklardir. bu durumda ise imdadimiza riera ve hamit'in atacagi ekstra paslar yetisecektir. bu uc oyuncu da cok kostugu gibi etkili kosmasini da biliyor. emre ve amrabat gibi iyi niyetle ama bilincsizce kosmuyor.

    melo bu macta 10 uzerinden 6.5'lik bir performans gosterse bize yeter. yeter ki sacma bir kart gormesin. semih ve dany(oynarsa) arasindaki boslugu ve karsi karsiya kalacagimiz ani ataklarda orayi en iyi sekilde doldurup, hizli cikislarimizda da baraj gorevi yapmali. riera ve hamit de balta/dany - semih/eboue arasindaki boslugu ve oynadiklari kanatlara defansif olarak katkida bulunacaklardir.

    gelelim sahanin diger tarafina. daha once de deyindigim gibi her iki forvetimiz de birbirinden tehlikeli. bir tarafta adindan bile korkukan drogba, diger tarafta bu sezon ne kadar tehlikeli olabilecegini gostermis burak. birbirlerine cok bosluk acacaklarini dusunuyorum. iki forvet, zaman zaman selcuk uzerinde olusacak markaji da zayiflatacaktir*. riera, hamit ve selcuk'un attigi toplari uyumlu bir sekilde degerlendirebilirlerse en az 2 gol atacagimiza inaniyorum. buna engel hicbir sebep gormuyorum. herkes gibi ben de en az bir gol yiyecegimizi dusunuyorum lakin gol yeme riskimizi gol atma ihtimalimizi dusurmeden en fazla minimize eden sistem bu.

    bir de isler yolunda gitmezse yapilabilecek hamleler. bu kadro degisiklige de uygun. eger istedigimiz golu bulamaz veya gol yersek, ikinci yarida balta cikar, riera geriye gecer ve sneijder girer. sneijder'i sol kanata atmak bize hicbir sey kazandirmayacagindan gobekte kullanmak en iyisi. shalke ayni anda selcuk ve sneijder'e karsi orta sahada ezilebilir cunku sneijder diri ve istekli olacaktir. almanlarda yorgunluk pek gorulmus bir sey degil ancak yine de onlari geriye cekebiliriz. buna ragmen istedigimizi alamadiysak melo cikabilir. gobekte selcuk-hamit ikilisinin onunde sneijder oynar. girecek oyuncu? durum ve skora gore*** degisebilir bu. elmander veya umut girebilecegi gibi aydin da girebilir. aydin bos alan oyuncusu, kapanmalari durumunda girmeyebilir, belki emre, belki engin girebilir. ha bir de amrabat var tabi.

    ilk basta da dedigim gibi, bu tur maclarin sonucunu futbolcularin istegi belirler. cluj ve braga deplasmaninda oynadigimiz gibi inancli oynarsak neden olmasin? bizler inandik, sizler de inanin, futbolculari da inandirmak fatih terim'e dusuyor. bundan kimsenin suphesi yoktur eminim. bekleyin, ceyrek final cok yakin, belki yarin, belki yarindan dakjshfkjashfkas saka lan saka. igrenc espri zamani degil.

    allah utandirmasin.

    sahaya dizilis sekli: http://www.kadronukur.com/...f65265a5cd-4427.html
  • 190
    ki$ $artlari ile bogu$an almanya da maç günü hava durumunun -7/8 derece olmasi bekleniyor.

    veltins arena nin bereket üstü kapaniyor.

    yoksa 21 yil önce, yine mart ayinda, yine bir alman takimina kar$i ali sami yen de karla kapli bir zeminde 0-0 biten bir maç aklima geldi hemen. oyuncularin sürekli ayaklari kayiyor ve top bir türlü girmek istemiyordu. son dakikalarda kaçan gol(ler) ile yikilmi$tim!

    ilgili maç için (bkz: 18 mart 1992 galatasaray werder bremen maçı).

    ama bu sefer durum farkli. hava soguk da olsa, cillop gibi bir zemin olacak.

    haydi aslanlarim!!!
  • 193
    bu maçı kazanırsak vereceği gaz ve öz güven ile hem ligde hem de avrupa'da çok daha başka şeyler yapabiliriz inancındayım. sonuçta ne kadar yıldız oyuncuya sahip olursan ol bu bir inanç ve motivasyon işidir. bunu sağlayacak bazı olaylar vardır, bazen aklın başına ancak bir şeyleri elde etmeye başladığında gelir, ki selçuk inan da bunu doğruladı.

    bir de işin maddi kısmı var tabi, ne kadar ilerlersek o kadar çok kazanç, ülke puanı ve aynı zamanda prestij demek.

    akıllı top oynamamız lazım bu maçta, acele etmeyip, topu ayağımızda tutup, sakince şekil vermemiz lazım. unutulmasın ki 1-0 bile yetiyor bize. 1-0 yahu. yat, at, yat... ya da oyna, at, oyna veya oyna, at, yat...

    taktik ve takdir elbette hocanın ama bana göre tek forvet başlayıp orta sahayı kalabalık tutarak topa hakim olmalıyız ve kontrolü elden bırakmayarak hedeflerimiz doğrultusunda oyuna hükmetmeliyiz görüşündeyim. schalke iyi top yapan bir takım, çift forvet başlayıp sneijder gibi bir ayağı da etkisiz bir yere monte edersek oyunu onlara teslim ederiz, sonra da ha babam savunma yapıp kontradan gol ararız gibime geliyor ki bu tarz dengesiz ve her an her şeyin olabileceği bir oyun bence dezavantajımıza olur.

    huntelaar yok, jones yok, papadopoulos yok, marica da yok... forvetleri yok...

    muslera, eboue-semih-gökhan-riera, hamit-melo-sneijder-selçuk-emre, burak fena durmuyor. oyun sıkışırsa drogba düşünülebilir.
  • 194
    yarın öğle vakti annemin kuzenini toprağa vereceğiz, mezarlık dönüşünde de dayımın yedisini yapacağız. karman çormanım. her şeyin anlamsızlaştığı dönemlerdir yakınları kaybettikten sonraki anlar. üstelik bir haftada çok sevdiğin iki yakınını kaybedince, bünyeni zorlamaya başlıyorsun; miden yanıyor artık sıkıntıdan.

    dünyevi olarak aklıma sadece arada bu maç geliyor. belki üzgün, belki buruk, belki de biraz umarsız olacağım ama, bu aralar beni tek gülümsetebilecek şeyin galatasaray olması hasebiyle, ara ara maçı düşünerek rahatlatmaya çalışıyorum kendimi.(u: bu maçı düşünerek rahatlamak hiç aklıma gelmezdi ama hayat o kadar acı ki inanın maç stresi vs epey kofti kalıyor)

    belki de benim gibi kaç insan küçücük dünyalarında üzüntü ile yoğrulurken, gülümseyebilmek için yüzünü yine sana doğru çeviriyor galatasaray.

    alın bu maçı, haydi aslanlar.
  • 195
    zor maç, çok zor maç...

    çevremdeki tansiyona bakılırsa yüksek oranda bir tedirginlik mevcut. takımına güvenen, güvenmek isteyen -böyle olmazsa sıkıntı zaten- ama maçında zorluğunun farkında olup gerçekten tedirgin olanlar var. bunun sebebi ise ne imparatora karşı olan düşmanlık, ne oyunculara olan kin... bu mantığı ortaya çıkartan bu sene gösterdiğimiz performans ve tıpkı klasik şl maçı öncesi puan kayıplarıdır.

    açıkcası ben ne zaman arkadaşlarıma "umutluyum" desem "bilemiyorum, bende yok o umut" cümlesini duyuyorum. gerek yok be arkadaşlar. sonuç olarak bizim amacımız şl ilk 16'da kalmaktı, başardık. bundan sonrası ekstraya girecek ve elimizde şans varken galatasaray bu şansını zorlayacak. maç zor ama avrupadaki refleksimizde ortadadır. en kritik, en zor, en tarihi maçlarda galatasaray hatta fatih terim ortaya çıktı. bu sefer de aynısı olacağını düşünüyorum, ümit ediyorum.

    maç zor, takıma güvenim tam. ne olursa olsun tek sözüm; "galatasaray". allah yardımcıları olsun. bu saatten sonra taktik analiz istatistik paylaşmak istemiyorum, en azından bu maç bitene kadar. heyecanlıyım, heyecanlıyız.

    ayrıca bu maç hamit gol atamayacaktır. *vur, kır, parçala bu maçı kazan.

    (bkz: konsantrasyon)
    (bkz: göreyim aslanlarımı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın