176
maçtan önce endişelerimiz vardı. sel bekleniyordu, bu yüzden açık tribündekilere yağmurluk dağıtıldı. gerek olmadı, yağmur çiselemedi bile. bir kaç saat öncesinden düştük yollara. ali sami yen civarındaki yerimizi aldığımızda sokak, bir derbi maçının elektriğini yüklemişti bile. arada her zamanki gibi fenerbahçe de nasibini alıyordu ancak esas oğlan beşiktaş'a yoğunlaşmıştı küfürlü tezahüratlar.
ben oldum olası derbi maçı taraftarını beğenmem. nitekim bu maçta da tribünlerdeki taraftar iyi değildi. biletlerin pahalı olması, sel beklentisi, büyük maç stresi, ramazan, bir çok sebep var. daha önceki dandik maçlarımızda olduğundan daha kötü bir seyirciyle götürmek zorunda kaldık işi.
stadyumdaki değişiklik kale arkası tribünlerinin üstünün kapanması olmuş. bu arada kimse savunmasın, isteseler yetiştirirlerdi, zaten iğrenç olan rakip seyirci tribünlerinin olası bir yağmurda ıslanmasıyla elinize ne geçecekti. o kadar alan kaplanmış, orasıda kapanırdı, ilk maçta simetrinin kaybolmasına göz yummuşlar. başka bir değişiklikte kale arkasındaki yedek kaleydi. ben çok uyuz oluyordum, nihayet kaldırıp, araba garajı olarak kullanılan bölüme saklanmış.
takım saha çıkarken, her zamanki tezahürat bırakılıp, beşiktaş'a küfür edildi. hiç hoş değildi, saygı duruşunda bile saygılı olamadık. metin oktay'ı her zamanki gibi yad ederek çıkardık sahaya galatasaray'ı.
kadrolara baktığımızda leo franko, emre aşık, mehmet topal'ın dışındaki galatasaray'lılar 2 milli maça çıktılar. bunlardan sabri ve sarp dışındakiler banko oynadılar. kimi futbolcularımız kıtalararası yolculuktan geldiler. beşiktaş'ta ise yarım maça çıkmış ismail köybaşı ve hiç oynamadan prim yapan biat futbolcusu, kolpacı nihat'ın dışında bütün takım 15 gündür yatıyordu.
yorgun olması gereken galatasaray taraftar baskısıyla saldırdı maçın başında. belliki surinam'lı yorgun takımın golü geç bulması durumunda sıkıntıya girileceğini hesaplamıştı. nitekim ikinci yarı beklenen oldu, beşiktaş akınlarına karşı koymakta bayağı zorlandık. arda turan korner noktasına topu dikip, sol kolunu havaya kaldırdı. bu maçtaki parola arka direkte birinin erketede beklemesiydi. işareti alan mustafa sarp kafayı girmekte olan topa doğru dürttü(henüz golü görmedim)
arda bir duran topu daha gol olarak yazdırdıktan sonra istirahete çekildi. olsun canım her maçı kaptan'mı alacaktı? kewell nöbetteydi, kara şimşek'in asistlerini içeriye atamadıysa, rüştü'nün şansındandı. bu maçta bir futbolcu artık kendisi hakkındaki tartışmaya kesin nokta koymaya çıkmıştı sanki. sabri sarıoğlu hakkında kötü kelam edecek olanlar bundan sonra beni karşılarında bulacaklardır. sabri'deki bizim bilmediğimiz potansiyel enerjiyi, hocalar açığa çıkarmıştı. ve sabri unutulmaz maçlarından birini oynayacaktı bu gece. sabri'li, kara şimşek'li sağ kanat yeni yetme köybaşı'nı bayağı sıkıntıya soktular.
nihat'ın oyunda olduğunu ben 25. dakikada falan anladım. kolpacı, küme düşmüş takımın askerlikten yırtmış futbolcusu. denizli hocaysa bir daha oynatmaz. ilk yarıda beşiktaş'ta beni en çok korkutan futbolcu tabata oldu. ikinci yarı başlarken oyunda görmeyince bayağı rahatladım.
maçta sabri'den sonraki en iyi adamım leo franko'ydu. ikinci yarı beşiktaş'ın çöktüğü dakikalarda bile topu gelişigüzel vurmayıp, emre'yle, servet'le paslaşmayı yeğledi. büyük takım kalecisi böyle olmalıydı. bir topta artistik plonjon yaparak seyir zevkine katkıda bulundu. ikinci gol onundu. atağın başlangıcında topu almamakta direnen topal'a uzatmış, zorla yürütmüş golü buldurmuştur. bu arada sarp bu maçı saklanarak, sorumluluk almayarak idare etti. ayhan'ı aradım.
galatasaray bu sezonun en kötü futbolunu oynadı. bu kadar kötü oynayarak beşiktaş'ı hezimete uğrattılarsa, sülükler daha çok bekleyecekler puan kaybını. dürüllülü galatasaray'ın yorgun olacağını düşünmüş, rahat bir takım çıkarmıştı. çok gol pozisyonuna giren serdar özkan bizim tarafımızdan tesbit edilesi bir oyun çıkardı.
3. golde, sahanın yıldızı sabri'nin taç çizgisinde elano'ya attığı estetik pası, elano uzun bir yan topla kewell'e aktardı, kewell'in voleyi yapıştıracağını bekliyorduk. topu gölcüye aktarınca rüştü'nün bileti kesilmiş oldu.
futbol coşkulu olmayınca, taraftarda coşkulu olamıyor. nevizade geceleriyle noktaladık, 5 de 5 yaptık. sabri'nin çektirdiği klasik 3 lüyle huzurlu bir şekilde bir sonraki maçta toplanmak üzere dağıldık.
ben oldum olası derbi maçı taraftarını beğenmem. nitekim bu maçta da tribünlerdeki taraftar iyi değildi. biletlerin pahalı olması, sel beklentisi, büyük maç stresi, ramazan, bir çok sebep var. daha önceki dandik maçlarımızda olduğundan daha kötü bir seyirciyle götürmek zorunda kaldık işi.
stadyumdaki değişiklik kale arkası tribünlerinin üstünün kapanması olmuş. bu arada kimse savunmasın, isteseler yetiştirirlerdi, zaten iğrenç olan rakip seyirci tribünlerinin olası bir yağmurda ıslanmasıyla elinize ne geçecekti. o kadar alan kaplanmış, orasıda kapanırdı, ilk maçta simetrinin kaybolmasına göz yummuşlar. başka bir değişiklikte kale arkasındaki yedek kaleydi. ben çok uyuz oluyordum, nihayet kaldırıp, araba garajı olarak kullanılan bölüme saklanmış.
takım saha çıkarken, her zamanki tezahürat bırakılıp, beşiktaş'a küfür edildi. hiç hoş değildi, saygı duruşunda bile saygılı olamadık. metin oktay'ı her zamanki gibi yad ederek çıkardık sahaya galatasaray'ı.
kadrolara baktığımızda leo franko, emre aşık, mehmet topal'ın dışındaki galatasaray'lılar 2 milli maça çıktılar. bunlardan sabri ve sarp dışındakiler banko oynadılar. kimi futbolcularımız kıtalararası yolculuktan geldiler. beşiktaş'ta ise yarım maça çıkmış ismail köybaşı ve hiç oynamadan prim yapan biat futbolcusu, kolpacı nihat'ın dışında bütün takım 15 gündür yatıyordu.
yorgun olması gereken galatasaray taraftar baskısıyla saldırdı maçın başında. belliki surinam'lı yorgun takımın golü geç bulması durumunda sıkıntıya girileceğini hesaplamıştı. nitekim ikinci yarı beklenen oldu, beşiktaş akınlarına karşı koymakta bayağı zorlandık. arda turan korner noktasına topu dikip, sol kolunu havaya kaldırdı. bu maçtaki parola arka direkte birinin erketede beklemesiydi. işareti alan mustafa sarp kafayı girmekte olan topa doğru dürttü(henüz golü görmedim)
arda bir duran topu daha gol olarak yazdırdıktan sonra istirahete çekildi. olsun canım her maçı kaptan'mı alacaktı? kewell nöbetteydi, kara şimşek'in asistlerini içeriye atamadıysa, rüştü'nün şansındandı. bu maçta bir futbolcu artık kendisi hakkındaki tartışmaya kesin nokta koymaya çıkmıştı sanki. sabri sarıoğlu hakkında kötü kelam edecek olanlar bundan sonra beni karşılarında bulacaklardır. sabri'deki bizim bilmediğimiz potansiyel enerjiyi, hocalar açığa çıkarmıştı. ve sabri unutulmaz maçlarından birini oynayacaktı bu gece. sabri'li, kara şimşek'li sağ kanat yeni yetme köybaşı'nı bayağı sıkıntıya soktular.
nihat'ın oyunda olduğunu ben 25. dakikada falan anladım. kolpacı, küme düşmüş takımın askerlikten yırtmış futbolcusu. denizli hocaysa bir daha oynatmaz. ilk yarıda beşiktaş'ta beni en çok korkutan futbolcu tabata oldu. ikinci yarı başlarken oyunda görmeyince bayağı rahatladım.
maçta sabri'den sonraki en iyi adamım leo franko'ydu. ikinci yarı beşiktaş'ın çöktüğü dakikalarda bile topu gelişigüzel vurmayıp, emre'yle, servet'le paslaşmayı yeğledi. büyük takım kalecisi böyle olmalıydı. bir topta artistik plonjon yaparak seyir zevkine katkıda bulundu. ikinci gol onundu. atağın başlangıcında topu almamakta direnen topal'a uzatmış, zorla yürütmüş golü buldurmuştur. bu arada sarp bu maçı saklanarak, sorumluluk almayarak idare etti. ayhan'ı aradım.
galatasaray bu sezonun en kötü futbolunu oynadı. bu kadar kötü oynayarak beşiktaş'ı hezimete uğrattılarsa, sülükler daha çok bekleyecekler puan kaybını. dürüllülü galatasaray'ın yorgun olacağını düşünmüş, rahat bir takım çıkarmıştı. çok gol pozisyonuna giren serdar özkan bizim tarafımızdan tesbit edilesi bir oyun çıkardı.
3. golde, sahanın yıldızı sabri'nin taç çizgisinde elano'ya attığı estetik pası, elano uzun bir yan topla kewell'e aktardı, kewell'in voleyi yapıştıracağını bekliyorduk. topu gölcüye aktarınca rüştü'nün bileti kesilmiş oldu.
futbol coşkulu olmayınca, taraftarda coşkulu olamıyor. nevizade geceleriyle noktaladık, 5 de 5 yaptık. sabri'nin çektirdiği klasik 3 lüyle huzurlu bir şekilde bir sonraki maçta toplanmak üzere dağıldık.