• 629
    onca eksiğe rağmen bir puanın gayet iyi olduğu maçımızdır.

    okan hocam oyuna müdahale konusunda gayet iyiye gidiyor ancak son dakikalarda rakibin basacağı belliyken rakibi bırak savunmayı, karşısında nasıl duracağını bile bilmeyen efe ve ziyech i alarak skoru kaybettik.
    nazar boncuğu olsun.
    kimseyi almayıp kalan 5 dakikayı idare edebilirdik bence.

    davinson un sakatlığı hiç olmadı tabi umarım kısa zamanda döner.

    içerde kiev i yenip ilk 8 e kalacağız inşallah.

    (bkz: sen şampiyon olacaksın)
  • 630
    takımın yarısı sakat iken tek bir dahice zorunlu değişiklik ile aynı oyunu oynatan okan hocamizin rezilce eleştirildiği maç. allah doyumsuzlarin belasını versin. sağol hocam kazma forvetimiz yüzünden kazanamadigimiz maç oldu sen elinden geleni yaptın. seni kıt beyni ile eleştirmeye kalkan g.tleri koltuktan kalkmayan youtuber futbol ulemalari istediğini konuşsun ben bu kadar eksiğe bu futbola çok mutluyum.
  • 634
    osimhen ile barış'ın yokluğunu çok aradık. çünkü boş koşu atan oyuncumuz ileride hiç yoktu. bu da galatasaray geçiş oynayamaz hale geldi demek. batshuayi karambol oyuncusu, başka bir şey değil. iş tamamen ona ihale kalmıştı. o da beceremedi. ilk golü yememiz aslında iyi oldu. çünkü malmö kontra atak yapamaz durumda olan galatasaray'a karşı geri çekildi. topu da bize bıraktı. 1-0 gerideyken en azından set oynayabildik. yine üretkenlik sorun oldu ama en azından sete oturup teknik kaliteyle iş yapabildik. maçı da teknik kaliteyle çevirdik. skor gelince yine yavaş yavaş durum değişti. taha ali denen top cambazı oyuna girince ister istemez yine geri çekildik. oyuncular yoruldu ve oyuna girenler enerji yükseltmedi. yine maçın başında top tutamayan galatasaray'a dönüştük. jelert'in hangi sebeple olursa olsun çıkışıyla da maçı verme noktasına geldik. çünkü bizim sağ taraf tamamıyla error verir hale geldi.

    ziyech ve batshuayi beni çok sinirlendirdi maçta. zaten hiçbir şey yapmıyorsunuz, 1 kere faul alıp oyunu soğutup baskıyı dağıtmanız mümkün olmaz mı ya? bu iki yetersiz varken mümkün değilmiş işte. diğer oyuncuların canı sağolsun, iyi mücadele ettiler.
  • 637
    metehan kardeşimizin kademe anlayışı, alan kapatma yeteneği ve adam markajı gibi durumlarda acil farkındalık kazanması gerekiyor.
    gençtir kazanmamız lazım falan eyvallah.
    ama seni farklı kılan hep bir tık üstünü yapmak olacaktır.
    maçta tabiki tek başına suçlu değil.
    savunma olarak eli ayağına dolaşmak durumu bizde devam ediyor.
    sakatlık faktörleri maalesef diğer faktör.
    skoru tutma olayı bizde stres yapıyor ve illa hata geliyor.
    avrupa için kötü sonuç mu değil ama 90+2de gol yemek berbat bir his.
    eksiklere rağmen reaksiyon verebilmek bizim zügürt tesellimiz olsun.
    trabzon maçına konsantre olup gereğini yapmalıyız.
  • 638
    bu skor sezon başındaki bu takıma “2 transfer yeter” anlayışının sonuçlarından bir diğeridir. yoğun fikstürde bir sürü maç oynuyorsun, sakatlıklar kaçınılmaz. her bölgede yeterli ve kaliteli alternatif olmazsa sezon içinde mutlaka faturası sana çıkıyor. geçen sene bu yüzden, prag karşısında kaan’ın sakat sakat sağ bek oynadığı maçta turu vermek de maalesef bize ders olmuyor. hocaya ve takıma kızacak bir durum yok, ancak son dakikalarda maç ritmi olmayan kötü bir takımdan bu denli baskı yemek de kabul edilebilir değil. son 8’i istiyorsanız bu tür maçlarda hata yapmamak gerekiyor.
  • 639
    icardi, osimhen, barış alper, jakobs, sallai yok. maç içerisinden yine omurgandan davinson sakatlanmış. haftasonu ligin zor deplasmanlarından birini 10 kişi oynamışsın. son dakikada 3 puandan olmak elbet üzdü ama bu kadar karalar bağlamanın bir manası yok. daha 2 maç var. ajax'dan mı korkuyoruz? yenmemiz gerekirse çıkar yeneriz. en kötü senaryoda canımız galatasaray'ı 2 maç fazladan izlememizi sağlayacak sonuç ile bitmiş karşılaşmadır. yolumuza bakalım.bu takım desteklemeyi sonuna kadar hakediyor.
  • 642
    bu seviyede sıralamayı küçük görünen detaylar belirliyor. bu sebeple enseyi karartmaya gerek olmayan maç. bence beklentiyi aştık. ilk 8'e gireceğimizi düşünüyorum. çok eksik bir geceydi. böyle eksik kaldığımız gecelerde genelde kuzey takımları bizi yenip/eleyip yollardı. bu kez biraz daha direnebildik. gücümüz bu kadardı. bazı maçları tecrübe kazanımına yazmak lazım. biz bir de bunun yanına 1 puan yazdık. bazı rot oyuncular farklı mevkilerde modernize oldu kendini geliştirdi, bazıları çok da verimli olamadı. umarım tez zamanda as oyuncularımız sağlığına kavuşur da gücümüz artar. buradaki göstergeleri iyi değerlendirirsek güzelce ihtiyaç tespiti analiz yapabiliriz. unutup geçmemek gerek bu maçı, çünkü önemli tespitler çıkarabilir.
  • 643
    sivas maçı sonrası herkes malmö önemli değil sağ salim dönelim kafasındaydı. ben de aynı şekilde düşündüm. bu deplasmandan takımın yarıdan fazlası yokken sona anda 2 puan bırakmak kötü değil.
    as takımın oyuncuları olmaksızın çıktığımız maç bu ve bundan önceki son maçı da deplasmanda 80 dakika 10 kişi oynayarak gelmişsin. el insaf ya.
    muslera
    - sanchez abdülkerim
    - tor sara yunus
    mertens
    - -

    kaan-barış-osimhen-icardi net 11 oyuncusu. jacops, sallai alternatif oyuncular. hadi sallai'yi yazamadık zaten de geride 5 adam var eksik olan. herkes sağlam olsa,
    muslera
    kaan sanchez abdül
    barış tor sara yunus
    mertens
    osimhen icardi

    olacaktı kadro.

    yedek bile yok as takım sonrası. nelsson stoper, kerem d. orta saha, forvet yedeği yok, kanat yedeği yok, göbek ve bek yedeği yok. skoru koruyabilecek adamlar da çoluk çocuktan çalım yerse takım ne yapsın?
    bence istenileni veren karşılaşma oldu. sanchez'de bir şey olmasın gerisi önemli değil.
  • 644
    bir çuval inciri berbat ettiğimiz maç. herkesin elek yaptığı malmö ve rfs denen takıma bıraktığımız dört puan şu an elimizde olsa ilk sekizi garantilemiştik. gerçekten bazı şeyleri kabullenmek çok zor. keşle jellert biraz daha dişini sıksaydı, keşke topu ayağında tutabilen yegane oyuncumuz sara çıkmasaydı. keşke okan hocam değişiklikleri yaparken biraz da bunları düşünseydi. yazık oldu.
  • 645
    olmuyor, ne yapsam olmuyor, bu kaçıncı, ayrılık akşamı
    duvarda, asılı resminle bir benden, bir sen geçiyor

    kaç mevsim? kaç mektup yaktım da bilmedin.

    hasretinden ölmedim, geçecek, bütün bunlar geçecek

    inanma yalan hepsi sevgilim...

    moralim bozukken sıkça dinlediğim şarkıdır manuş baba'nın dönersen ıslık çal şarkısı... "olmuyor, ne yapsam olmuyor" diye umutsuzca başlayıp, "geçecek, bütün bunlar geçecek" diye seni yerden alıp, tekrar savaşman için ayağa kaldırır...

    evet, eksi derecelerde soğuk bir isveç gecesinde sakatların bolca olduğu bir kadro yapısıyla malmö'de galatasaray elinde geleni yaptı üç puan için ama "olmadı, ne yapsa olmadı" uzatmalarda yediği golle bir puana razı olurken, tribünlerde kendilerine ayrılan yeri de aşıp, rakip taraftan da bilet alarak cim bom'a destek olan taraftar da "geçecek, bütün bunlar geçecek" diyerek alkışlarla oyuncuları soyunma odasına yolladı.

    bir aya yakın süre resmi maç oynamasa da malmö "saha" ve "mevsim koşulları" avantajını daha ilk dakikalarda kullanarak galatasaray kalesine geldi. tehlikeli, hatta gol ile burun buruna geldikleri anlar da oldu da "futbol şansı" galatasaray'ın yanındaydı ama trabzonspor'un eski beki larsen'in ortasında botheim, metehan'a bir vucut çalımı attı, bizim stoper pazara giderken, isveçli topçu gol sevinci için kale arkasındaki tribünlere koşuyordu. ilk gol kadar olmasa da uzatmalarda rakibin kaydettiği beraberlik sayısında da genç metehan hatalıydı lakin galatasaray akademisinden yetişen bu çocuğu kazanacaksak, böyle maçlarda kaybedilen puanlar genç topçuların kazanacağı tecrübelere feda olsun diyebilmeliyiz... efe akman'ın sivas maçından sonra bu avrupa kupası maçında sahaya sürülmesi de bu bakımdan değerliydi... lakin, tek taraflı fedakarlık olmaması gerekir bu durum. bu genç oyuncular da kendilerine sözleşme teklif edildiği vakit, kendileri için yapılan "fedakarlığı" hatırlamalılar...

    sivas deplasmanında kırmızı kart ve peşi sıra yenilen golden nasıl dönmeyi bildiyse okan buruk'un takımı, isveç'te de kalesinde gördüğü gol sonrası "savunma bakanı" sanchez'in sakatlanıp oyun dışı kalması sonrası ikinci sarsıntıyı yaşadı. kerem "dayı" oyuna girip, metehan-apo-berkan üçlüsü savunmayı kontrol ederken, jelert ve yunus kanatlarda ileri geri mekik dokumaktaydı. girizgahta yer alan şarkı sözlerindeki gibi "olmuyor, bir türlü olmuyor" hissi yüklenirken beyinlere, bu toprakların çocuğu jelert, kerem demirbay'ın ortasında "klas" bir golcü vuruşu ile eşitliği sağlıyordu... ertesi gün danimarka spor medyasının konuşacağı isim belliydi: elias jelert...
    oyunu "durdurmak" için değil de oynatmak için sahada olan ingiliz hakem brooks, devre boyunca mükemmel bir yönetim sergilerken, devre sonunda attığı golle "fena gazlanan" jelert'in rakip ceza sahasına girdiği bir anda son düdüğü çalması tuhaftı... atak vardı ve atağın bitmesini beklemek esastır...

    ikinci yarıya daha arzulu ve saha ve zemin şartlarına alışmış başladı deplasman ekibi ve de bu ligin yıldızı yunus'un mertens'le "duvar pası" yapıp, ceza sahasına girer girmez şutunda 17 yaşındaki çömez kalecinin de hatasıyla öne geçen golü buluverdi. "2-1 tehlikeli skordur" derler ya, bunun bilincinde galatasaray üçüncü golü de aradı, ev sahibi savunmaya kapandı, uzaktan kerem2le denedi kaleci iyi yer tuttu, batshuayi iki defa fileleri sarstı, ama ofsayttı... gol gelmeyince, dakikalar da nihayete yaklaşınca, malmö hocası elindeki silahları eşitlik sayısı içın sahaya sürdü. okan hoca ise arkasındaki kulübeye bakınca ziyech'i, nelsson'u, efe akman'ı gördü.
    kıyamet de orada koptu, jelert çıkar mıydı? sakatlanıp, çıkmak isteyen her topçu çıkar, bu kadar basit... eşitlik golünü de o kanattan başlayan atak sonrası kalede görünce, öfke kat be kat arttı...

    son haftalarda dayı hedef tahtasındaydı, jelert'e asist yaparak bu gece için yırttı ama metehan başta olmak üzere ziyech ve onları sahaya süren okan buruk "hesabın kesildiği" kişilerdi... acımasız olmam, formayı giyen her topçuya saygı duyarım, onlarla haftayı geçiren teknik adamların kararlarına da karışmam lakin belhanda tecrübesi sonrası ziyech'te "sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" sözünde bahsettiği gibi çok ama çok dikkatli olmalıydık. olmadık, "şan şöhretine" kandık, şimdi de göndermenin yolları aranıyor. zaha'nın devre arası dönme ihtimali korku salarken kalplere, okan hocaya da hak vermemek elde değil: elinde ziyech varsa, sahaya sürmesen olmaz... bir de bir ihtimal kontratında maç oynama maddesi varsa...

    üç puanı cebe koyup, trabzonspor maçını düşünmeye hazırlanan galatasaray'a soğuk duş 90+2de pena'dan geldi. peru'lu oyuncu plase vurdu, muslera parmak uçlarıyla dokundu ama bu topun filelere girmesine yetmedi... 2-2 maçın skoruydu...

    skorboardda ne yazarsa yazsın, kim ne söylerse söylesin "duvarda, asılı resminle bir benden, bir sen geçiyor" ey şanlı galatasaray ve ne diyoruz en yüksek sesimizle: "geçecek, bütün bunlar geçecek"

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...o2-2galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın