• 652
    rakip, sahaya iki tane çocukla çıktı biri 17, diğeri 19 yaşında. doğru düzgün süper lig tecrübeleri yok. forvetinde geçen yılın son dönemi sağ bek oynayan 2. lig seviyesindeki gökhan vardı. onun arkasında hayatımda gördüğüm en kazma topçulardan birisi olan iranlı vardı. yedekten girenler daha da kötüydü. elle tutulur tek oyuncularını (mensah) kaybetmişler zaten. transfer de yapamamışlar.

    şu takıma 2 puan vermek can sıkıcı gerçekten. puan kaybı yaşayacağız elbette ancak kadro olarak bu kadar fark attığımız takımlara puan kaybetmememiz gerekiyor.
  • 653
    bence çok da abartmaya gerek yok. bir takım puan kaybedebilir, kötü oynayabilir, motive olmayabilir hatta şampiyonluk da kaybedebilir. önemli olan istikrardır. son 10 yılda 5 şampiyonluk aldı galatasaray. bu gayet iyi, eğer bu başarının yanında avrupa'da da başarılı olunabilseydi ben tatmin olurdum. gelecek 10 yılda da en az beş şampiyonluk ve avrupa'da daha istikrarlı bir galatasaray ilk hedef olmalı. öyle 3 tane transfer yapıldı diye kupa kazanılacak olsa psg, manchester city toplardı avrupa kupalarını ama biri seneler osnra aldı, diğer zaten sanıyorum final göremedi daha şampiyonlar ligi'nde.

    ayaklarımızın yere basması konusunda da iyi bir maç oldu. bazı taraftarlar çok fazla transfer odaklı bence. o gelse şampiyonuz, bu gelse avrupa kupası alırız. bırakın futbolu, 5 kişilik basketbolda bile en iyi kadroyu kuran şampiyon olamıyor ki orada bir yıldızın oyuna etkisi futbola kıyas ile çok çok daha fazla. çünkü çok daha fazla kez topla oynuyor, çok daha belirleyici oluyor hücumun, oyunun akışında.

    biraz sakin kalıp oyuncuları linç etmeden, hocaya gereksiz sallamadan sakin sakin yorumlayalım, ne oluyor ne olmuyor diye. bence her şeyden önce, bu maçtan da önce yanlış bir planlama yapıldı. hala düzelme şansımız var ama zaman daralıyor.

    geçen sezon bu takım özellikle belirli bir periyotta gayet iyi futbol oynayarak şampiyon oldu. geçen sene takımda dubios'u sağ bek olarak düşündüğüm için tek bir sol bek vardı. oraya takviye yapıldı. yapılan takviye çok hücumcu bir takviye. okan hoca onay verdiyse oyun planı ona göredir bir şey diyemem ama ben olsam sağda boey gibi tempolu bir bek varken sola hücumu ikinci planda tutup savunması, tekniği ve oyun kurma becerisi yüksek birini alırdım. yine de hocanın tercihidir kaldı ki büyük takımların iki beki de hücum yapar zaten, okan hocam bunları düşünerek angelino'yu aldırmıştır bence ve savunma zaafiyetini de nasıl çözeceği ile ilgili illa ki fikirleri vardır.

    ikinci temel eksik orta sahaydı. sergio oliveira bazı maçlarda iyi de oynamış olsa galatasaray taraftarı o bölgede biraz daha ekmeğini taştan çıkaran bir oyuncu istiyordu. oliviera biraz daha hazırcı bir oyuncu. her şey hazır olacak, o topu rakip kaleye yüzü dönük alıp dağıtacak. yanında torreira varken tabii daha iyi oliveira da ancak o zaman torreira'nın yokluğu düşünülerek torreira benzer birini almalıydık illa oliveira ve benzeri profilde oyuncularla devam edeceksek. çünkü belli ki okan hoca bunu istiyor o bölgede. ancak torreira'yı değil oliveira'yı yedekledik. bence hata yaptık. dediğim gibi bence ya torreira 'yı yedeklemeli ya da oliveira profilinden daha farklı birini almalıydık.

    forvet konusunu çözdük. icardi, bakambu, halil türkiye için de avrupa iiçin de gayet yeterli forvetler. senin bütçen belli nihayetinde.

    kaleye iyi bir türk yedek lazımdı o da alındı. stoperlerin ben yeterli olduğunu düşünüyorum. hatalar yapacaklar ama böyle gelişecekler, nihayetinde bizim de rakibimiz bayern, m. city, real madrid değil. nelsson ya da abdülkkerim'i yedeğe atmaktansa onlarla oynamayı tercih ederim ben.

    kale tamam, stoperler tamam, forvet tamam ama orta saha bence net eksik. ayrıca geçen sezon takımın dengeli bir oyun oynamasında başrolde yer alan m. rashica mutlaka alınmalıydı. bu öyle boş bir rashica hayranlığı değil. istatistik oalrak adam zaewn geçen sezon takımın en üretken 3. hücum silahıydı icardi ve kerem'den sonra. gol ve asist syaısı toplamında mertens'in önündeydi rashica ama bunun ötesinde hatta savunma yardımının da ötesinde topa basıp set oyunu oynayabilen bir adam. ben asıl bu sebeple istiyordum onu çünkü bizde kerem, zaniolo, barış, yunus topu alıp gideyim diye düşünen oyuncular.

    zaniolo gereksiz bir transferdi. bakın çok iyi, çok yetenekli bir futbolcu olabilir. bir yatırım ise, kar getirecekse iyi de bir transferdir ama oyun profili bizim oynadığımız oyuna hiç uymuyor. oyun değişecekse belki de yıldızı olur takımın zaniolo onu bilemem ama bu oyunda oraya lazım olan rashica profilinde biridir. çünkü zaniola da alıp gideyim diyen ber adam.

    yaşlarının genç olduğunu düşündüğüm bazı arkadaşlar zaniolo konusunda çok heyecanlılar ama futbol isimlerle oynanmıyor işte bu yazının başında vurguladığım gibi. zaniolo'ya uygun bir oyun planı yapılabilir mi? yapılabilir kesinlikle. ancak ben geçen sene sonuç veren oyun ile devam edilmesini ve sadece kalitenin yukarı çekilmesini isterdim. zaniolo satılsın demiyorum, ana satılırsa çok etkilenmeyiz çünkü bu maçtaki kötü görüntünün sebebi zaniolo'nun olmaması değildi.

    dürüst olalım rahsica yoktu ondan kötüydük de diyemem. genel olarak kötüydük. bazen olur böyle. motive olamazsıın uyum sorunu olur, rakip çok konsantre olur vs. vs. ama gördük kü isimler değil takım kazanıyor şampiyonluğu. henüz iyi bir takım görüntüsünde değiliz. en büyük eleştirim de buna. şampiyon bir takım nasıl bu kadar yeniden yapılanmaya giden bir takım havası verir aklım almıyor, bence en büyük eleştiri bu noktada olmalı. şampiyon kadrodan bir tek rashica gitmiş, ona rağmen sanki yeni kurulan bir takım havasındayız.

    zaha'yı unuttum, çok yetenekli kerem'den daha yetenekli, kerem kesilsin diyecek halim yok, kerem'i beğeniyorum ama çok aynı bölgenin oyuncuları gibiler. teknik ekip aldırdıysa sanırım bir düşünceleri de vardır zaha kousunda.
  • 654
    hasta olduğum için ilk yarisinin zor zar izlediğim maçtır. izlediğim kısmı için gözüme en çok çarpan bol pas hatası yapmamız oldu. berkan iyi niyetli enerjik ama oyun kurulumu için pas kalitesi düşük. oliviera ise çok ağır kalıyordu. izlediğim kısmı için herkesin bildiği sorun ortada 6 ve 8 numaralarımız. orta saha kurgumuz geçen seneki gibi oturttuğumuzda başarılı sonuçları üst üste alacağımızı düşünüyorum.
  • 655
    yahu amma yaygara yaptınız. bir iki haftaya takım form tutunca burada öfkeden tükürük saçanlar tebrik kuyruğuna girecek. daha önce de yaşadık, gördük. az sakin olun. daha 37 hafta var. fener gibi başta uçup sonda s.çmaktansa ilk bir kaç haftadaki kayıpları yeğlerim.

    maça gelince oyun kötüydü, net. bireysel pas hataları çok fazlaydı. hele ikinci yarı 5 m öteye pas atamayanlar oldu. orta saha bir süre bomboştu. yalnız oyuncuların yüzünde inanılmaz bir yorgunluk ifadesi vardı her kamera zoom yaptığında. bunda sıcağın da şüphesiz etkisi vardır. benzer bir durum o.l. rövanş maçında da olabilir.

    bende o.l. maçı sonrası benzer bir oyunu hatta üstüne koyarak oynar ve rahat alırız diye düşünmüştüm ama olmadı. tahminimce okan hoca da aynısını düşündü ki kerimcan hariç kadroyu korudu. ama rakibin antifutboluna çözüm üretemedi. bu tek maçlık problem değil, ligin geri kalan önemli bir kısmında rakipler böyle oynayacak. bu noktada zaha'nın becerilerini göstermesi çok kritik. dün olmadı ama şüphesiz olacaktır.
  • 657
    oyunu begendim ben, ozellikle ilk yari ve zaha girdikten sonraki bolum takim cok iyi bi pas oyunu yapabildigini gosterdi, tek eksik skoru bulmakti. okan hocayi yemeye calisanlari felan gordukce sasiriyorum, lutfen rakip camialar gibi yanginci olmayalim.

    takima ve teknik ekibe guvenim tam iki-uc hafta sonra takim tam oturunca cok keyifli maclar izleyecegimizi dusunuyorum.
  • 659
    bir puanın kazanıldığı maç. bunu söylemek utanç verici ama öyle. son dakikalarda rakip düzgün bir vuruş yapsa sahadan puansız ayrılacaktık. bu kötü oyun ve rezalet orta saha yetersizliğinin sebebini ofsayttaki entrylerime bakarak öğrenebilirsiniz. mevcut galatasaray orta sahası hem fizik hem kalite olarak şampiyonluk yarışındaki rakiplerimizden çok çok geride. biz yerimizde saydık fakat rakipler güçlendi. hemen iki tane tabanca gibi orta saha almazsak bu sene işimiz çok zor.
  • 661
    iyi oynamadık ve 1 puan ile sahadan ayrıldık. birçok etken vardı bununla alakalı ancak bahane aramaya gerek yok kötüydük. sahadaki oyuncuların da kazanmaya pek hevesi yok gibiydi. ama dünyanın da sonu değil ligin ilk maçı ve zamanla çok daha iyi olacağız. okan hocaydı kerem'di sergio'ydu bırakıp önümüzdeki maçlara bakmamız lazım taraftar olarak. hiçbir zaman hiçbir takım her maçını kazanamaz beklentiniz buysa bence bunu unutun arkadaşlar. elbet kaybedeceğiz kötü oynayıp kaybedeceğiz iyi oynayıp kaybedeceğiz... kısa zamanda toparlanacağımıza şüphem yok. bu maç geçti gitti sağlık olsun.
  • 662
    şimdiye dek üç resmi maç oynamış olmamıza ve sahaya çıkan on birin bir oyuncu hariç tümü geçen yılla aynı olmasına rağmen oyunumuz iyi ve güçlü değildi. hoca yeni transferleri entegre ederken değişiklikler yapabilir, bunu zamanla göreceğiz.

    bu müsabakada ise ne barış ne kerem ne de mertens gününde değildi. haliyle hem güçsüz oyun planı hem de bireysel performansların alıştığımızın çok altında olması puan kaybını kaçınılmaz kıldı. en azından 3 değil 2 puan kaybettik şeklinde düşünüp torreira ve icardi'nin dönüşünü bekleyeceğiz.

    hocaya güvenim ve inancım yüksek, yine çok iyi bir oyun izleyeceğiz kısa süre sonra.
  • 663
    maçın yanlış okunduğunu düşünüyorum. hem sergio hem de berkan potansiyelleri ve oyun stilleri düşünüldüğünde kötü oynamadılar. bu maçın ilk yarısında yine gol bulup maçı 1-0 veya 2-0 kazananilirdik ve o zaman şu yorumu yapıcaktık “bu dönemi kötü oyun da olsa 3 puanla geçiyor olmak iyidir”. dünkü maçta pozisyona çok fazla giremedik çünkü kerem-barış çok top kaybetti, girdiklerimizi de atamadık. özellikle barış’a 81 dakika nasıl dayandı hoca anlayamadım. geldiğinden beri çok beğendiğim bir oyun tarzı yok ama bir miktar gelişim sağladığını da söylemem gerekir. ama asla bir kerem gibi gelişim göstermedi. o yüzden kerem’i eleştirirken biraz daha dilimi ısırarak konuşuyorum. barış’ın kesinlikle kanat oynamaması gerekiyor. olimpia maçında kerem’e yaptığı asist de aslında zamanında vermediği pas sonrası biraz da şansa geçti bence. bir forvet olarak yoluna devam etmeli diye düşünüyorum. puan kaybından dolayı üzgünüm ama karalar bağlamıyorum çünkü kerem hariç bu takımın ileri tarafı değişecek, lucas gelicek ve bir orta saha daha transfer edicez.
  • 664
    fizik ve istek olarak kötü bir maç çıkarmadık. hücumda kısır kalınca pozisyon olmadı. merkezden oyun kurmak yerine top şişirdik; barış ve bakambu'yu arkaya kaçırma derdine düştük. ikinci yarı zaten çorba oldu takım. basit pas hataları da yapınca beraberlik kaçınılmaz oldu.

    ritim bulana kadar bunlar normal. çok kayıp vermeden eylül ortasına geldiğimiz vakit vura vura geçeriz.
  • 665
    kötü bir futbol oynayarak ve düşmanlara güven vererek lige başladığımız maç.

    öncelikle şunu belirtmem lazım zemin rezalet ötesiydi. oyuncularımız resmen top süremedi. mesela dünün kötülerinden sergio oliveira keremin koşu yoluna bir pas atmak istedi ama resmen zeminden dolayı top gitmedi. birde bu ligin adı süper lig hesapta. 20 tane takım var yarısından fazlasının stadlarında sahalarda patates bile yetiştirilmez.
    takımımıza gelince. döndük dolaştık yine geçen sene başına geri döndük. degişen birşey yok. berkan, oliveira ile bu iş olmaz. barış alper de ancak hamle futbolcusudur. bu adamlarla da ancak bu kadar olurdu. icardi'nin de ölüsü bu takımda ilk 11 e yazılır. bakambu'nun çıkana kadar yapamadığı ne varsa hazir olmayan icardi 5 dakikanın içinde yaptı.
    geçen seneden tek fark son dakika golü atamadık o kadar.
  • 666
    yazmayacaktım da, hadi neyse yazalım bakalım maç yazısını da bu sezon için.

    bu maçı belli başlı bir kaç madde üzerinden inceleyeceğim:

    1 - zemin

    kayserispor belli ki yaşadığı ekonomik sıkıntıları patates ekimi yaparak aşabileceğini düşünmüş olacak ki kadir has stadının zemini patateslerin hasadı bitince yeni sezona hazırlanamadan maçlar başladı. attığınız hiç bir topun ne şekilde ve ne yöne hareketleneceğini bilemediğiniz bir zeminde futbol oynamak asfaltta plastik top ile oynamaktan bile zordur. pas şiddedinin ayarlanamaması, paslardan dolayı top kayıpları ve daha bir sürü şeyin temel sorunu budur. bu da aslında kayserispor'un da değil, federasyonun hatasıdır. bu işe bir standart getirmeden yapılan harici her düzenleme futbolun düzelmesi değil bozulması yönünde harekete teşvik etmektedir.

    milyonlarca euro verip getirdiğimiz oyuncular "aman sakatlanmasın da maç nasıl biterse bitsin" diye bakmak zorunda değiliz biz. çimin en zor yetişeceği yer olan ingiltere'de zeminler halı gibi, almanya öyle, yahu rusya'da ukrayna'da bile zeminler dün akşamki kayseri'deki zeminden daha düzgündü. bu 1. etmen ve 1. madde çünkü takımın yapmak istediklerini engelleyen bir zemin vardı.

    kaldı ki kayserispor'un da peşpeşe efora bağlı sakatlıklar vermesinin nedeni aynı şey. bu sert zeminde oyuncular kendilerini o kadar zorladılar ki onlarda bile sakatlıklar peşpeşe mısır patlağı gibi patlayarak çıktı ortaya.

    2 - çağdaş atan

    maç sonunda kendi ağzı ile yaptığı açıklamada "ilk defa 6-2-2 durduk sahada" dedi.

    "savunma yaparak oynamak da bir futbol biçimidir" diyen arkadaşları alalım buraya da bize 6-2-2 dizilimini bir açıklasınlar futbolun doğruları ile birlikte. 6-2-2 şeklinde sahada durmak demek "biz futbolu öldürmeye sahaya çıkıyoruz" demek ile eşdeğerdir. ki yaptıkları da buydu, 6 haricindeki geri kalan 4 oyuncu ile uzun top atıp "sekerse" üzerinden kontraatak oynamak üzerine bir oyun kurulumunun allah belasını versin zaten. bu şey futbol değil ki.

    e bir de bunun üzerine oyuncuların oynadığı ekstradan sert oyun tamamıyla bir futbol katilliği. seyir zevkinin içine büyük abdestini yapıp futbol topuna ateş ederek oyunu öldüren adamın futboldan men edilmesi gerekirken bizde teknik direktör olabiliyor işte.

    3 - sezon başı

    doğal olarak takım tutuk başladı yeni sezona da. geçen sezon da aynı şekildeydi, bu bir yükleme tercihi mutlak olarak. takımın performans vereceği zamanı devre arası öncesi ve oradan sezon sonuna göre planlıyoruz belli ki okan buruk yönetiminde ve bunun etkisi olarak her zaman olduğu gibi sezon başında daha tutuk bir takım görüntüsü veriyoruz.

    anlaşılabilir, önemli maçların olacağını düşündüğümüz periyodda takımın pik yapmasını istiyoruz ve bu yönde hazırlanıyoruz. ama ilk maçtan bu kadar tutuk oyun da doğal olarak bir ümitsizlik dalgası yayıyor taraftarda.

    4 - transferler

    her ne kadar gelen oyuncular transfer döneminin erken aşamalarında takıma katılmış olsalar da bir çoğunluğu hazır olmadan gelen oyuncular. bu da onların oynamasını engelliyor. kağıt üzerinde bilmem kaç yüz milyon euro'luk bir takım olsak bile dün akşamki oynayan takımda bu oyunculardan bir kaçı sahadaydı sadece ve esas değeri veren oyuncular kenardan gelmesine rağmen hazır değillerdi.

    bu oyun doğal olarak football manager ya da fifa falan olmadığı için aldığımız adamı hemen 11'e koyunca katkı alamıyoruz. bu oyuncunun hazır olması var, takımı ile uyumu var, bulunduğu lige adaptasyonu var, motivasyonu var. bunların hepsi bir araya geldiğinde ancak ve ancak takım olabiliyorsunuz. yani 8 numara gelse bile ondan da verim almamız bir kaç haftayı bulacak, başka bir pozisyon gelse de aynısı olacak. ki temelde plan zaten sezonun ilk döneminde (bence) lucas torreira ve kerem demirbay ile bu ilk dönemi atlatıp sonrasında transferler ile farklı bir yapı kazanacak.

    5 - taktik

    dünkü oynanan zeminden dolayı taktikten - istatistikten ya da başka bir futbol olgusundan bahsetmek mümkün olmasa da bazı yerlerde "4-3-3" tartışmaları görmeye başladım. ancak maalesef ki şu anda elde topladığımız oyuncu havuzu ile bu takımın 4-2-3-1 haricinde oynayabileceği bir taktik varyasyonu kalmamış durumdadır.

    elinizde kerem aktürkoğlu - dries mertens - wilfried zaha - tete - nicolo zaniolo (gitse de kalsa da şu anda kadroda) - yunus akgün ve barış alper yılmaz varken siz 4-3-3 oynayamazsınız.

    çünkü 4-3-3'e dönmeniz demek; bu yukardaki oyunculardan sadece ama sadece 2 tanesinin 11 oynayıp kalanlarının rekabet oluşturması demek. oysa 4-2-3-1'de bir fazla oyuncu bu bölgeye koyabiliyoruz, bu da avantajı. ha bir de bu 4-3-3 önerenler aynı zamanda halen milot rashica alınsın diyorlar, o da gelince ne oynayacağımızı da önerebilirlerse sevinirim.

    mevcut yapıda transfer edilen tüm oyuncular 4-2-3-1 düşünülerek transfer edilmiştir. şu anda forvet arkasındaki 3 oyuncu da (kerem - zaha - tete olarak düşünelim) ilk 11 oyuncusudur. kerem aktürkoğlu'dan vazgeçemezsiniz çünkü yabancı sınırlaması elinizi bağlıyor, zaha ya da tete'den vazgeçemezsiniz çünkü her ikisi de ilk 11 için transfer edilmiş oyuncular. e bir de mauro icardi ile bağlantı oyuncusu bulundurmak zorundayız, en son 4-3-3 oynadığımız dönemde en büyük sorunumuzun forveti topla buluşturmak olduğunu düşünürsek eğer yine ters ayaklı kanat oyuncuları ile orta sahaya bir bağlantı oyuncusu koymadan bu 4-3-3 işlemeyecektir. ha varsa kevin de bruyne ya da bernardo silva transferlerini yapabilecek babası yiğit getirsin bunlardan birisini o zaman 4-3-3 konuşalım ama haricinde 4-3-3 olmayacaktır. 10 numaralı bir sistem elzemdir ve 4-4-1-1'den 4-2-3-1 kanat verimi yükseldiği ve beklerin oyuna katılması düşünüldüğünde daha verimli bir sistemdir.

    isterdim ki istatistik - veri - ısı haritası bilmem ne paylaşarak da konuşalım bunları ama inanın gerek yok. o zeminde bunların hiç birisi konuşulamaz. taktik kısmını sadece uzun vadeyi düşünerek buranın içerisine ekledim farklı bir yazı olmaması için.

    bu takıma daha girecek bir çok oyuncu var, oyun çok farklı yönlerde gelişecek. patates tarlasında 6-2-2 oynayan kayseri'ye galip gelemedik diye enseyi karartıyorsanız dükkanı kapatıp gidelim bence.
  • 667
    geçtiğimiz sezonun açılış maçı olan antalya deplasmanından tek farkı son dakikada gomis'in uzak köşeye plaseyi bırakmamasıydı. denebilir ki gomis olmasaydı ilk haftalarda bırakılacak puanlar yüzünden şampiyon olamayacaktık. bir bakıma haklı bir görüş; ama bu sezon da kötü maçlarımızda ekstra işlerle normalde gelmeyecek 3 puanı alacak oyuncularımız var. önemli olan tüm haftaların bütünü. gidişatı kötü görmüyorum, bence oyun olarak da geçen sezon başındaki galatasaray'dan daha kötü değiliz. hatırlarsanız geçen sezonun ilk 7-8 haftasında özellikle iç sahada coşkulu oynuyor ama golü bulamıyorduk. deplasmanlarda ise aynen bu sezonun açılışındaki gibi görünüyorduk.

    fakat orta saha transferinin zorunluluğunu es geçemeyiz. hem torreira'nın arkasına, hem de oliveira'yı yollayıp kerem'in önüne birer orta saha oyuncusu getirmek zorundayız. gerisi iyi olacak, kimse korkmasın.
  • 668
    hani bir yemek görürsün, sunumu acaip şeyler vaat eder lakin daha ilk lokmasindan tuzu eksik gelir, tuz katarsin ama kurtarmaz zira reçete hatalı uygulanmıştır. tatlar birbirine işlememiş ve sonuç olarak görüntüsü güzel tadı yavan bir şey yemiş olursun. ağzında kekremsi bir tad ve yüklü bir adisyonla da moralin bozulur. bu maç da aynen böyle oldu. takımın vaat ettikleriyle alakası olmayan bir oyun maalesef... çok daha iyisini hem de şüphe bırakmayacak şekilde üstünlükle kurgulamaliyiz.
  • 670
    maçın taraftar gözüyle değerlendirmesi, galatasaray sözlük youtube kanalı'na yüklenmiştir.

    maça ve takımın gidişatına dair değerlendirmeleri, wasabi'nin sunumuyla izlemek için;

    https://youtu.be/qBdoqBQ2mWw

    beğenip yorum yapmayı, konu komşuya yollamayı unutmayın. halen daha abone olmamış yazarlara ve okurlara ise diyecek bir şey yok artık.
  • 671
    enseyi karartmaya gerek olmayan maç. bireysel olarak tutuk oynayan oyuncular vardı. kerem, barış, bakambu, sergio, berkan ve mertens çok kötü maç çıkardılar. bir kere düşünce olarak da bir sıkıntı vardı. gerçi kayseri sergio'yu kapatıp bilerek berkan ile oynatmak istemiş olabilir bizi. ancak berkan böyle bir futbolcu değil ve hiç de olmadı. bu saatten sonra da olamaz. berkan'ı oyun profili olarak severim. takımımda hep görmek istediğim adamlardan biridir. ancak 60 sonrası belki 70 sonrası. çünkü pas kalitesi düşük ve oyun görüşü kısıtlı. ama pres deyince akıllara gelecek adamdır berkan. biz de buna rağmen mertens'i oyuna sokamayınca kendi sahasından oyun kuramayan takıma döndük. kerem biraz zeminin azizliği biraz da aceleci tavrı yüzünden skoru bulacak dokunuşları yapamadı. barış alper kapalı savunmalara karşı sağ kanat oynarsa neler yapamaz bir daha gösterdi.
    okan hoca belki bile isteye böyle bir şey yaptı. herkes açık oynamayacak bize. adamların neler yapabileceğini görmek istemiş olabilir.
    mağlup olmadık, çok öldü bitti futbol da oynamadık. hiç pozisyon bulamadık da diyemeyiz. bazen olmayınca olmaz. bu maç da öyle bir maç.
    sahi torreira'yı unutuyor muyuz? takım oyununun %70'i bu adamdan geçiyor. kendisi dönsün ondan sonra bir daha konuşuruz.
  • 672
    maçı tamamlayan 11 muhtemelen birlikte 2-3 antrenman falan yapmıştır. bugüne kadar hiçbir maçta da birlikte oynamamıştır. puzzle gibi sen oraya sen buraya dedikten sonra mükemmel uyuma ulaşılacağını düşünmek kötü oldu. mertens in maça başlayan değil tamamlayan 11 de olması gerekirdi ki o kadro da organizasyonu sağlasın. son değişiklik hakkımızda da halil yerine yunus girmeliydi. son dakikalarda baskı kuramadık. bana göre okan hocanın en büyük hatası yanlış 11 ile maçı tamamlaması oldu. ideal onbir ile sahaya çıkınca her şey oturacaktır yerli yerine o güne kadar fazla puan kaybetmemek tek temennimiz.
  • 674
    maçın üzerinden 2 gün geçtiğine göre sakin nabızla biraz yazmak istedim. çünkü maçı izlerken gerçekten acı çektim. psikolojik dayak yedim desem herhalde doğru ifade olur. yoruldum, yaşlandım. maç anında ya da hemen sonrasında yazmamak gerek diye düşünüyorum kendi adıma. üzüntümü içimde yaşayarak kimseye zarar vermemek niyetindeyim. güya o gece maçtan sonra perseid meteor yağmurunu izlemek için ormana gidip sabahlayacaktım. moral falan kalmadığından uyumayı zorladım, çok geç uykuya dalabildim. değil pazar, bugün pazartesi sabahı işe gelirken bile moralsiz kalktım. bunu şu sebeple yazıyorum. burayı okuyanlar galatasaray'ın bizi nasıl etkilediğini bilsin istiyorum.

    maç hakkında şunları yazmak isterim. kayserispor'un durumu malum, tek cümleyle anlatmak gerekirse değiştirecek oyuncu kalmadığı için son dakikaları 10 kişi oynadı rakip. biz o esnada baskın bir efor bile ortaya koyamadık. iki karambol oluşturup yüklenip penaltı bile zorlayamadık.

    oysa ilk hafta belki de karşılaşılabilecek en ideal rakipti bizim için ama olmadı skor üretemedik. bu tip zayıf rakiplere karşı malumunuz skor bulmadıkça direnç kazandırıyorsunuz. umut veriyorsunuz. pozisyon bulduk ama gümbür gümbür süreklilik sağlayamadık. bulduğumuz pozisyonların bir kısmında rakip kaleci başarılıydı. bir kısmında ise son vuruşlar (özellikle kerem) isabetsizdi. diğer izlediğim maçlarda da gördüğüm şu ki belli bir süreden sonra genel olarak futbolcular dökülüyor, ciddi manada yoruluyor ancak biz avrupa elemelerinde öyle olmamıştık. bu maç ise o kondisyonu ortaya koyamadık. bazı arkadaşlar takım yavaş top çeviriyor demişler ancak bu genel bir şey değil. geçen sezon böyle bir şey yoktu. bu maç ise sanki slow motion oynadık.

    ben kerem'in kaçırdıklarına kızmıyorum ama kaptırdığı top çok fazlaydı. ayrıca belirtmek isterim ki maçın ihalesini kerem'e bırakmıyorum ve bir maç yüzünden kerem'e yüklenilmesini asla kabul etmem. kerem aktürkoğlu, türkiye liginin en iyi yerli oyuncusudur. ayrıca çok çalışıyor, çok gelişiyor. başımızın tacıdır. o da yanlışlarından ders çıkarır. kendisine meydan okuyan aslan gibi bir adamdır. üretken olduğumuz anlarda skoru bulabilse maç çözülebilirdi, olmadı. bu açıdan üzgünüm ama üretmedik diyemem. daha çok üretmeliydik ve sürekliliğimiz olmalıydı ama aşağıda açıklayacağım, 3 tane as adamın 2'sinden yoksunuz (rashica-torreira), biri ise hazır değil (icardi). mesela mükemmel top yaptığımız pozisyonda kesilen ortaya icardi kafa vurdu ama kalecinin üzerine gitti. form tutmuş, ritmini bulmuş bir icardi o pozisyonda topu köşeye asar, kaleciyi hareketsiz bırakırdı.

    zaha'nın fevri davranışları tamamen hırs. yine de az sakin olması gerek. çizgiye kaçmak istediği anlarda topun araya bırakılmaması sinirlerini bozdu ki ben de izlerken gerildim. ayrıca taç çizgisinde gökhan, bileğine tekmeyi yapıştırıyor. net sarı kartı halil umut meler vermiyor ve bazı arkadaşlar hala halil övüyor. burada hakem parantezi açmış olayım. halil umut meler iyi bir hakemdir yanılgısından er geç tüm galatasaraylılar uyanacaktır. ayrıca mhk'nin ilk haftadan halil'i orta hakem, hakan ceylan'ı var hakemi ataması ne kadar normal? sahi ya atamaları yapay zeka mı yapıyor? son anlarda kayserispor'un bir ortasını angelino yerden kayarak diziyle savuşturdu. var el var mı diye pozisyonu inceledi. bence galatasaray taraftarı hakemler konusunda daha ayık olmalı.

    takımın en az %51'i diyebileceğimiz 2 adamdan lucas yok, mauro ise hazır değil. topu ileri taşımada büyük güçlük çektik. demirbay'ı eleştirmek için erken. bakambu da ilk maç çok kötü görünmüştü ama bir hafta sonra bambaşka izledik. ancak şu çok net. torreira'nın yanına bir 8 numara şart. berkan iyi ama torreira'yı yedeklemeli. 12. adam olarak vereceği katkı veya bazı maçlarda stratejik olarak direkt 11 oynaması ile berkan'dan mükemmel verim alırız diye düşünüyorum.

    geçen sezon 11'e monte olduktan sonra takım olduğumuzu anladığımız rashica hala yok.

    yani torreira, icardi ve rashica yokken maalesef durum bu. ancak durum böyleyken hunharca okan hocaya ya da takıma saydırmanın alemi de yok.

    ben hocanın sol bek tercihini eleştiriyorum. geçen sezon nasıl adekugbe geldiğinde oynatmak zorundaymış gibi dengeleri bozmuştu hoca, bu sene de kazımcan'ı bu maçta kadroya almaması üzdü. sol beke alınan adamlar hocanın kafasını karıştırıyor ama bence bunu aşacak hocam.

    sonuç ne olursa olsun hocanın ve takımın yanındayız. orta sahaya adam almamız ve takımın hızlıca form tutası gerekiyor. yeni kadro düzeninde hocanın puzzle'ı oturtması zaman alabilir. bu durumda trollere karşı hocaya sahip çıkmalıyız. sabrın sonu selamettir. çok değerli, çok çabalayan bir yönetim, teknik ekip ve oyuncu grubuna sahibiz. sahip çıkmak bizim görevimiz.

    o halde: konsantrasyon!
App Store'dan indirin Google Play'den alın