maçın üzerinden 2 gün geçtiğine göre sakin nabızla biraz yazmak istedim. çünkü maçı izlerken gerçekten acı çektim. psikolojik dayak yedim desem herhalde doğru ifade olur. yoruldum, yaşlandım. maç anında ya da hemen sonrasında yazmamak gerek diye düşünüyorum kendi adıma. üzüntümü içimde yaşayarak kimseye zarar vermemek niyetindeyim. güya o gece maçtan sonra perseid meteor yağmurunu izlemek için ormana gidip sabahlayacaktım. moral falan kalmadığından uyumayı zorladım, çok geç uykuya dalabildim. değil pazar, bugün pazartesi sabahı işe gelirken bile moralsiz kalktım. bunu şu sebeple yazıyorum. burayı okuyanlar galatasaray'ın bizi nasıl etkilediğini bilsin istiyorum.
maç hakkında şunları yazmak isterim. kayserispor'un durumu malum, tek cümleyle anlatmak gerekirse değiştirecek oyuncu kalmadığı için son dakikaları 10 kişi oynadı rakip. biz o esnada baskın bir efor bile ortaya koyamadık. iki karambol oluşturup yüklenip penaltı bile zorlayamadık.
oysa ilk hafta belki de karşılaşılabilecek en ideal rakipti bizim için ama olmadı skor üretemedik. bu tip zayıf rakiplere karşı malumunuz skor bulmadıkça direnç kazandırıyorsunuz. umut veriyorsunuz. pozisyon bulduk ama gümbür gümbür süreklilik sağlayamadık. bulduğumuz pozisyonların bir kısmında rakip kaleci başarılıydı. bir kısmında ise son vuruşlar (özellikle kerem) isabetsizdi. diğer izlediğim maçlarda da gördüğüm şu ki belli bir süreden sonra genel olarak futbolcular dökülüyor, ciddi manada yoruluyor ancak biz avrupa elemelerinde öyle olmamıştık. bu maç ise o kondisyonu ortaya koyamadık. bazı arkadaşlar takım yavaş top çeviriyor demişler ancak bu genel bir şey değil. geçen sezon böyle bir şey yoktu. bu maç ise sanki slow motion oynadık.
ben kerem'in kaçırdıklarına kızmıyorum ama kaptırdığı top çok fazlaydı. ayrıca belirtmek isterim ki maçın ihalesini kerem'e bırakmıyorum ve bir maç yüzünden kerem'e yüklenilmesini asla kabul etmem. kerem aktürkoğlu, türkiye liginin en iyi yerli oyuncusudur. ayrıca çok çalışıyor, çok gelişiyor. başımızın tacıdır. o da yanlışlarından ders çıkarır. kendisine meydan okuyan aslan gibi bir adamdır. üretken olduğumuz anlarda skoru bulabilse maç çözülebilirdi, olmadı. bu açıdan üzgünüm ama üretmedik diyemem. daha çok üretmeliydik ve sürekliliğimiz olmalıydı ama aşağıda açıklayacağım, 3 tane as adamın 2'sinden yoksunuz (rashica-torreira), biri ise hazır değil (icardi). mesela mükemmel top yaptığımız pozisyonda kesilen ortaya icardi kafa vurdu ama kalecinin üzerine gitti. form tutmuş, ritmini bulmuş bir icardi o pozisyonda topu köşeye asar, kaleciyi hareketsiz bırakırdı.
zaha'nın fevri davranışları tamamen hırs. yine de az sakin olması gerek. çizgiye kaçmak istediği anlarda topun araya bırakılmaması sinirlerini bozdu ki ben de izlerken gerildim. ayrıca taç çizgisinde gökhan, bileğine tekmeyi yapıştırıyor. net sarı kartı halil umut meler vermiyor ve bazı arkadaşlar hala halil övüyor. burada hakem parantezi açmış olayım. halil umut meler iyi bir hakemdir yanılgısından er geç tüm galatasaraylılar uyanacaktır. ayrıca mhk'nin ilk haftadan halil'i orta hakem, hakan ceylan'ı var hakemi ataması ne kadar normal? sahi ya atamaları yapay zeka mı yapıyor? son anlarda kayserispor'un bir ortasını angelino yerden kayarak diziyle savuşturdu. var el var mı diye pozisyonu inceledi. bence galatasaray taraftarı hakemler konusunda daha ayık olmalı.
takımın en az %51'i diyebileceğimiz 2 adamdan lucas yok, mauro ise hazır değil. topu ileri taşımada büyük güçlük çektik. demirbay'ı eleştirmek için erken. bakambu da ilk maç çok kötü görünmüştü ama bir hafta sonra bambaşka izledik. ancak şu çok net. torreira'nın yanına bir 8 numara şart. berkan iyi ama torreira'yı yedeklemeli. 12. adam olarak vereceği katkı veya bazı maçlarda stratejik olarak direkt 11 oynaması ile berkan'dan mükemmel verim alırız diye düşünüyorum.
geçen sezon 11'e monte olduktan sonra takım olduğumuzu anladığımız rashica hala yok.
yani torreira, icardi ve rashica yokken maalesef durum bu. ancak durum böyleyken hunharca okan hocaya ya da takıma saydırmanın alemi de yok.
ben hocanın sol bek tercihini eleştiriyorum. geçen sezon nasıl adekugbe geldiğinde oynatmak zorundaymış gibi dengeleri bozmuştu hoca, bu sene de kazımcan'ı bu maçta kadroya almaması üzdü. sol beke alınan adamlar hocanın kafasını karıştırıyor ama bence bunu aşacak hocam.
sonuç ne olursa olsun hocanın ve takımın yanındayız. orta sahaya adam almamız ve takımın hızlıca form tutası gerekiyor. yeni kadro düzeninde hocanın puzzle'ı oturtması zaman alabilir. bu durumda trollere karşı hocaya sahip çıkmalıyız. sabrın sonu selamettir. çok değerli, çok çabalayan bir yönetim, teknik ekip ve oyuncu grubuna sahibiz. sahip çıkmak bizim görevimiz.
o halde:
konsantrasyon!