2009-10 Türkiye Süper Lig 16.Hafta Maçı
20:00 Antalya Atatürk
2 - 3
  • 177
    2-0'dan 2-3 yapmamız dışında pek de sevinilecek bir maç değildi. şu şöyle oynadı, bu böyle oynadı diye boşuna sevinmeyin... 2 gol yedik, 3 şut da direğimizde patladı. hatta geçen haftaki gibi uzatmanın son dakikasında yiyiyorduk yine... yediğimiz goller ve direkten dönen 2 top beceremediğimiz ofsayt taktiği sonucunda yaşandı. yani yarım düzine gol yiyebilirdik rahatlıkla... böyle defans düşman başına...
  • 183
    #258979'da bahsettik, ters takım dedik. maç başlar başlamaz da tersliklerini gösterdiler. ofsayt taktiğini beceremeyerek kendimiz edip kendimiz bulsak da maçın zor geçeceği kehanetimiz tuttu. 2 - 0'lık skor ve birbirinin kopyası iki golü görünce, "şaka mı bu?" diye isyan ettim. ama nedense içimden bir ses bu maç dönecek dedi ve ikinci kehanetimi yaptım.*destekleyenler oldu, dalga geçenler oldu. ada kardeşime desteğinden dolayı teşekkürü borç bilirim.

    haftalardır gönderilen elano ve haftalardır olmayan keita kendi comebacklerini yapmak için bu maçı seçerken, takımın da inanılmaz comebackini hazırlıyorlardı. zafer sarhoşluğuna fazla kapılmadan galibiyeti de fazla abartmadan bu entryi bitirmek gerek. savunmada yapılan üç zorunlu değişiklik bize az daha pahalıya patlıyordu.

    üçüncü ama elde patlayan kehanetim olan "maçın tipik bir alt maçı olması"na inanıp alt oynayan olduysa özürlerimi kabul etmelerini diliyorum.

    devre arasına kaldı bir maç.* sonra gelsin devre arası kampı ve transferler. güzel bir ikinci devre bizi bekliyor.
  • 185
    maç öncesi tahminimi boşa çıkarmış maç #259087 . uzun zamandır atmadığımız kadar gol attık , yemediğimiz kadar da yedik . bir türlü anlam veremediğim yanlış organize edilen ofsayt taktikleri kahveden çıkıp sigara yakmama neden olsa da ümidimi hiç yitirmemiştim . sol kanat tam bir felçti gördüğüm kadarıyla . caner ilerden bir türlü gelmedi , hakan onun kademesine girmek için sola kaydığında tüm yük servete kaldı . dolayısıyla antalyaspor pozisyon bulmakta zorlanmadı . uzun yıllar sonra bu sene çok ümitliydim rahat rahat maç izlemeye , bu maçı aldık demeye daha maç bitmeden . alıştırdılar 3-5 gollere . şimdi ise hop oturup hop kalkmaktayım bitiş düdüğüne kadar . ligin başında yaşamadığımız bi duygu çok artmaya başladı bu aralar . bu maç ile tavan yaptı artık . buna bir son verilmeli artık . futbolculara 2 - 0 dan maçı çevirdikleri için , pes etmedikleri için , beni rahat rahat ders çalışmaya gönderdikleri için ayrıca teşekkür ederim .
  • 188
    "iyi oynadık iyi" dedirten maçtır. hani ben mi çok iyimserim bilmiyorum. maçı izlemeye başladığımda 1-0'dı. 5 dakika sonra 2-0 oldu. seyrediyorum bu takım 2-0 yenilmez belli. elano terse toplar çıkartıyor, arda, keita geliyor, kewell aralara giriyor bu takım haketmiyor bunu. 2 pozisyon kaçıyor, 3.'de 2-1 oluyor. sonra devre, biraz durgunluk takım yine gidiyor. biz karambol toplara alışmışız, takım kendinden emin pasla gitmeye çalışıyor. soruyorum kendime acaba rijkaard'ın bokunda boncuk mu arıyorum diye, yoksa acaba çok mu içtim diye. sonra diyorum bu kadar birayı biz sami yen'deki maçlara hazırlanırken içiyoruz, alkolu geç. sonra diyorum rijkaard babamın oğlu mu niye onu korumaya çalışiyim, onu da geç. takım ciddi ciddi paslı oynuyor, bir planları var, bir organizasyonları var. 2-0 gerideyken uğur aksıyorsa nonda girer, barış beke geçer, arda ortaya kayar, 3-2 öne geçsen de...

    pozisyon verdik mi verdik, necati'nin kafası girse ne olurdu bilmiyorum. hoş o pozisyonun başlangıcı ofsayttı, tıpkı yediğimiz 2. golun başlangıcı gibi. hepsini geçelim, bu takım ezber bozarak farklı ve akıllı oynamaya çalışıyor. bana düşen de onları desteklemektir. haftaya gençlerbirliği maçıonda görüşürüz.
  • 189
    leo franco : defansla beraber güven vermeyen kalecimiz. bir türlü istikrarlı performans sergileyemedi. ancak rijkaard zaten defans güven vermediği için kaleci rotasyonuna gidemiyor. çünkü kaleci değişse öbür gün geri pasta veya ara pasta al, bırak vb. bir şekilde koordinasyonsuzluktan gol yense taraftar yine memnun olmayacak. ancak türkiye' de futbol kamuoyu (spor yazarı, taraftar, gazeteci gibi) barcelona gelse neden rakip korner kullanıyor der. memnun olmaz. kısacası alacalı bulacalı işler bunlar.

    servet çetin : bence bu maçtaki ofsayt taktiğinin sorumlusu. kendisi defans organizasyonundan sorumluydu bu maç. ancak bu dörtlünün ilk defa beraber oynadığının farkında değildi sanırım. ilk golde yanında ofsaytta olmadığı hakkari' den görülen antalyasporlu futbolcuyu bırakıp ileri çıkan oyuncu vardı. keza yine ilk gole mehmet topal da çıkıp çıkmamakta kararsız kaldı. şaşırdım bu olaylara.

    hakan balta : ofsayt taktiğinin diğer sorumlusu. futbol oynayanlar bilirler ki stoperler bu taktikte anahtardır. kanat adamları onlar çıkarsa çıkar kalırsa kalır. ancak stoperde daha az top kaybıyla oynadı. rakipte ali zitouni hariç hızlı adam olmadığı için ( necati' yi saymıyorum ) pek zorlanmadı. gerektiği yerde kademesine girdi. önceki maçlardan daha faydalıydı.

    uğur uçar : maç eksiğinin etkisiyle zorlandı. özellikle ilk yarıda skor açısından gerideyken keita' nın ataklarına yeterli katkıyı veremedi. ikinci yarıda ise savunmada iyiydi. 3-2 lik skor üstünlüğünden sonra çıkması hataydı. savunma güvenliği barış özbek gibi top kontrolü zayıf oyuncular ile sağlanmıyor maalesef.

    caner erkin : ilk yarıda daha önceki sol açık kariyerinin de etkisiyle kewell' ın yanında sol açık oynadı. :/ kademelere gelmedi. ancak 2-1 i getiren baskıda prese destek verdi. bende kendisi hakkında kararsızım ancak hakan balta stoperde daha faydalı olduğu için hücuma dönük bir sol açık daha faydalı olur sanırım. ancak devre arasında yedeği alınmazsa veya hakan balta beke dönmezse performansı düşer. malum yedeksiz mevkiyi babasının mevkisi sanıyor türk futbolcusu. dikkat etmek lazım !

    mehmet topal : yenilen ilk golde çıkıp çıkmamakta kararsız kaldı. çıksam mı derken santraya kadar çıkmak zorunda kaldı. zira golü yemiştik zaten. :/ kendi bölgesinde iyi ama kesinlikle duran topta savunmaya gelmemeli. gelince euro 2008 almanya maçı gibi bir hafta önceki ibb maçı gibi bu maç gibi sıkıntı oluyor.

    barış özbek : ayarsız enerji. oyunda aktif enerjik kaldığı zaman çok uzun ama topla faydalı olduğu zaman da bir o kadar relatifve ne yazık ki negatif. yani enerjik olduğu zaman bir çocuğun sobaya dokunup elini çektiği zaman kadarken topla faydalı olduğu zaman ise güzel bir kadının kucağına oturup yanağından bir makas aldığınız zaman kadar.

    elano : daha önce giderse evimi yakarım demiştim. bana da eve yazık dask sigortası yaptır yazık olmasın bari diye demişlerdi. şakacı arkadaşlarımıza selam olsun. ancak top bu adama geldiğinde oyun kuruluyor. gol pozisyonu oluyor. hiçbişiy olmazsa oyun dönüyor. top koşuyor. biz dinleniyoruz. rakip yoruluyor. kaybettiği topları takip etmesi ve şu ana bu kadar eleştiriye ağzını açmaması da cabası. efendi adam kısacası. bugün gol de attı. gol atmasını en çok istediğim adamdı zaten.

    kewell : örnek profesyonel. caner erkin' in ikinci yarı kenardan uyarıyı alıp ilk yarı kadar kendisine hücum desteği vermemesine rağmen yine de takımın ikinci yarıda 1-1 lik ibb maçı psikolojisine girmemesinde en büyük etkendir gözümde. maç sonu açıklamasında da '' hakemin taç kararında elini kaldırmasını oyuna gir talimatı zannettim. sarı kart gördüğüm poziyonda hakem haklıydı. zaten çabuk karar veriyorlar üzerlerine gitmemek lazım '' dedi. bir kez daha gönlümü kazandı.

    keita : 2-0 a benle beraber isyan eden adamdır tv başında. ha ben tv başında isyan ettim. o gitti sahada karşılığını verdi desteğin. isyanı tüm takıma yaydı. oyun 2-0 dan sonra kopmak üzereyken direndi. ilk yarı gol attı. ikinci yarı sırtında bir koalayla gol attırdı. daha ne yapsın. bundan sonra ilk 11 başlamaması hatadır gözümde.

    arda turan : sezonun başlarındaki gibi takım oyunu felsefesinde oynamadığı için eleştirdiğim kaptanımız. kaptan yetenekli. bunu ben demiyorum ülkedeki herkes diyor. ancak zidane da yetenekliydi ama anlık olarak takımın yararına olan hareketi yapardı. örnek vermek gerekirser mesela pana maçında rakip savunma gömülüyken 3 kişiyi pazara gönderdiği hareket yapılmalıydı savunmayı açmak için. kaptan bunu yaptı. ben de alkışladım. ama bu maç antalya defansı zaten kötü. sen sol kanat setinde kewell boşken 2-3 kişinin üzerine gidiyorsun. sağ kanat setinde keita ile verkaç yapmıyorsun. haliyle gömülü savunma açılmıyor. gol gelmiyor gibi. kaptan umarım sezon başı pas anlayışına geri döner. maç sonu çıkarkenki mutsuzluğu eğer gol bulamadğındansa durum tehlikeli !

    nonda : bilinen bir diz sakatlığı var. üstüste maçları kaldıramıyor. bizim ligimizde böyle oynamak adamı yıpratır. yorar. kendisinin bu formsuzluğunda en büyük pay 3 ncü forveti almayan yönetim ve rijkaard' dır. tek forvet oynayan takıma 3 forvet yeterlidir. nonda' nın da maçlarda son yarım saat girdiğinde etkili olduğu aşikar. demek ki asıl forvet 2 kişi iken kendisi de yedek forvet olmalı. takdir ettiği yönüm ise bu gibi yedek kalma durumlarına ses çıkarmaması. kriz yaratmaması.

    son olarak ;
    rijkaard : sol stoper - bekte hakan balta - caner ikilisi ile başlamak iyiydi. ancak kendisi caner erkin' e ilk yarıda geri gelme kewell ile 60 ncı metrede sol açık oyna dememiştir herhalde. ofsayt taktiğini ise yaptırdığını zannetmiyorum. futbolun ruhuna aykırı bu. kendisine ancak devre arasında stoper ve forvet transferi istemezse çok kızarım. bu mevkilerde eksik olduğu aşikar. veya hakan balta stoper oynayacaksa ( ki bence uzun süre olmamalı bu ) sol bek alınmalı. çünkü futbolcu yedeksiz mevkide oynarsa salıyor. form filan kalmıyor ortada.
  • 190
    galatasarayın üç puana hasret geçen haftalar sonrasında görece zor bir deplasmandan 3 puanı 3 gol atarak kazandığı turkcell süper lig karşılaşmasıdır. takımın haftalardır süren kötü gidişinin, sürekli aşağıyı gösteren ibresinin tek maçta aksi istikamete dönmesini bekleyen taraftarlar için oynanan futbolun kötü olması normaldir. nasıl araba kullanırken 1. vitesten 4. vitese takılmıyorsa futbol takımları da kötü geçen haftalar sonrası çıkıp şov yapamaz. eğer yaparsa ya rakip tamamen yarıştan kopmuş bir takımdır ya da takım içinde, futbolcular arasında bir problem vardır. bakıyoruz galatasarayın rakibine, yarıştan kopmamış, ölüme baskı kuruyor diğer yandan bakıyoruz galatasarayın kötü sonuçla biten maçlarından bu maçın sonuna kadar olan sürece, futbolcularının sahada verdiği mücadeleye, hepsi elinden geldiğince oynamaya çalışmış. yani takım içinde huzursuzluk gibi bir durum söz konusu değil.
    şimdi geçelim maça.
    galatasarayın en büyük sorunu defans-ön libero, ön libero-kanat,forvet pas akışını sağlayamaması, sağlayamaması demesekte bu işi sürekli hale getirememesidir.
    galatasarayın defans dörtlüsü sene başından beri sabri-gökhan-servet-hakan şeklindeydi. iyi kötü birbirlerini tanıyan, önlerindeki hücumcularla uyum içindeki bu dörtlü bu maçta tamamen değişti. bu değişim defansta zaaflar yarattı. normal dörtlüsü bu kadar değişen bir takımın defansta açıklar vermesi normal karşılanmalıdır. bölge bölge incelemeye geçersem ; sağ beke geçirdiği sakatlık sonrası futbolundan çok şey kaybeden uğur geçti. uğur önünde oynayan keita ile uyumlu olacak kadar beraber oynamadığı için galatasarayın sağ kanadı uzunca bir süre gerektiği gibi işlemedi. gerek uğurun ağır kalması, gerek pozisyon almadaki problemleri sağ kanattan yapacağımız olası akınları öldürdü. sol beke hem kondisyon açısından yetersiz hem de oynadığı mevkiye yabancı olan caner geçti. caner hücuma aktif katkıda bulunmak istesede bu gece çok başarılı olamadı. defansif açıdan ise ters kademe sezgisinin eksikliği, geri dönüşlerini geciktirmesiyle bölgesinde çok iyi değildi. stoperlerden servet için söylenecek fazla bir şey yok. herzamanki gibiydi servet. fakat hakan balta pozisyonunu bir çok kere kaybetti. pek çok pozisyonda olmasından erken baskı yaptı, orta saha yakınlarında giriştiği tek hamlelik baskılardan kurtulan rakip oyuncular defansı bayağı zorladı. işte her birini kendimce irdelediğim bu geri dörtlü topu oyuna sokarken gereken yaratıcılık ve teknik kapasiteden yoksun bir geri dörtlü. top ayaklarındayken yaptıkları pas tercihlerinin doğrulukları ve bu tercihleri yaparkenki hızları olması gerekenin çok altında. defans topu oyuna sokarken ilk pas tercihi neresi olmalıdır ? hemen önlerinde bulunan teknik kapasiteleri onlardan görece daha iyi olan ön liberolara. peki galatasaray geri dörtlüsü ne yaptı ? ya forvetsiz oynayan ve boy ortalaması 1.75 üstü olmayan galatasaray ileri 3lüsüne uzun top attı ya da ön liberolara atmaları gereken zamandan çok sonra, onlar avantajlı pozisyonlarını kaybettikten sonra pas verdiler. böyle olunca galatasaray akınları daha ilk aşamada çelme yedi.
    oldu ki ön liberolar iyi toplar aldı. peki ön libero ikilisinin durumu nasıl ? içler acısı dostlar içler acısı. galatasaray önliberoları muhtemelen ben gelen topu keseyim, çok koşayım 10 km istatistik yapayım bana yeter desturuyla yola çıkmışlar. ne mehmet ne de barış, ah barış ah, topla beraber en ufak yaratıcı düşünce olmadan aldıkları topları pas konusunda onlardan üstün olmayan geri dörtlüye yolladır. hal böyle olunca galatasaray akınları defans-ön libero arası paslaşmalara döndü. olur ya arada birinin aklına elano gelirde ona pas verirse akınlar şekil şemal aldı. bu sorunun reçetesi ayağına hakim bir stoper ve mustafa sarp ın yanında oynayacak, futbol zekası yüksek bir ön libero transferidir. yoksa barışın,hakan baltanın,servetin,mehmet topalın yaratıcı akınların temellerini atmasını beklersek biz daha çok yanarız. bakınız kesinlikle bahsettiğim oyuncuları karalamak gibi bir amacım yok. futbol bir yerde yetenek ve kapasite işidir. galatasarayın oynamak istediği sistemde bahsettiğim oyuncular %100 verim sağlayamazlar, ki sezon içinde gayet iyi gördük bunu, bu oyuncuların yeterince çabalamadıklarını iddia etmiyorum aksine her biri yapabileceklerinin en iyisini sahaya yansıtmaya çalışıyor ama vermeyince mabut neylesin mahmut oluyor bir yerde. galatasaray bu maçı usta ayaklarının 2-3 dakikalık performanslarıyla almıştır. evet bu usta ayaklar antalyasporu avlayabilirler fakat ortaya konan yüksek hedeflere bu defans ve önlibero hatlarıyla ulaşılamaz. son olarak bir not:
    sabriyi özleyeceğim, ah sabri olsaydı diyeceğim hiç aklıma gelmezdi. bu da bana kaderin bir tokadı olsun vesselam...
  • 191
    şampiyonluk geliyorum dedi.

    sen haftalardır aptalca puanlar kaybet, sonra bi maçta 2-0 geri düş, git 3-2 kazan. başka bir açıklaması olamaz.

    başka bir takım bizim durumumuza düşeydi dağılırdı, istifalar ardı ardına gelirdi; ama boşuna söylenmiyor "galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır" diye.

    (sıradan bi entry değil. şunları söylemeyi maç 2-0 olunca hayal etmiştim.)
  • 192
    ne demiştik bu maçın öncesinde, "öyle ya da böyle kazanmalıydık.." aynen öyle bir maç oldu.. çok mu iyi top oynadık hayır, ama bu maçın bir şekilde kazanılması gerekiyordu.. aslında maça gayet iyi başladık, gole kadar sürekli rakip yarı alanda kalıp baskıyı kurmaya başlamıştık.. ama çok ilginç bir ofsayt taktiği sonucu yediğimiz golle rüzgar bir anda tersine döndü.. (bu yediğimiz golde uyguladığımız taktik geçen hafta ibb'den son dakikada yediğimiz golün bir etkisiydi, hatırlanacağı gibi o golde bütün savunma içeri gömülmüştü, hatta hafta içinde arda başta olmak üzere, bir çok kişinin bu hatayı tartıştığı iddia edilmişti..) hemen ardından ne olduğunu anlamadan ilk golün kopyası bir golle 2 farklı yenik duruma düştüğümüzde ise biz yine bir hüsran gecesi mi diye düşünürken, bir adam için maç henüz yeni başlıyordu: abdul kader keita.. gerçekten sahada bu duruma birinin isyan etmesi gerekiyordu ve keita'nın önderliğinde kewell ve elano'yla desteklenen bu grup maçı çevirmeyi bildi.. bu maçtaki şahsi gözlemlerimden biri, rijkaard'in ibb maçından önemli dersler çıkardığı.. hatırlanacağı gibi o maçta, 1-0'ı korumaya yönelik değişiklikler gelmiş ama özellikle son 15 dakika ayağımızda top dahi tutamayarak bunu başaramamıştık.. daha sonra bunu görerek, hafta içi galatasaray tv'deki programda "savunma yapmaya yönelik bir takım yapımız olmadığını" söyleyen rijkkard, bu maçta 3-2 öne geçtikten sonra uğur'u çıkartıp nonda'yı alarak orta sahada tek defansif oyuncuya döndü ve bundan sonra öne geçtiğimiz maçlarda nasıl bir düzenle oyunda olacağımızın sinyallerini verdi.. ayrıca bugün uğur ve caner'in performanslarını gördükten sonra ortaya çıkan bir başka durum, bu takımda hakan balta'nın ve sabri'nin ne kadar kötü oynarlarsa oynasın henüz alternatiflerinin olmadığı, barış'ın artık teknik özelliklerini geliştirme zamanının çoktan geldiği hatta geçiyor olduğu, nonda'nın oyuna girdikten sonra sanki 150 dakikadır top oynuyormuş havasında oynadığı futbol ve milan baros'u çok özlüyor olmamız..
  • 194
    dun aksam sozlukte bir cok gercegin ortaya cikmasini saglayan karsilasmadir. zor bir surecten geciyorduk ve oyuncularin her ne olursa olsun kazanmalari gereken bir karsilasmaydi. herkesin elina ayagina saglik.

    2-0 geriye dustugumuzde gecen maclarda elanoya sallayip simdi susanlar gibi ozellikle bir kac kisi rijkaard'a sallamaya basladi. hakli cikmak ugruna takimin maglup olmasini istediklerine de eminim. skor yazari olmanin en onemli ozelligidir bu, yenikken veya kaybettikten sonra konusup takim kazaninca ortadan kaybolmak. gecmis olsun ucanlara.

    inanmak koru korune olmaz, burda takimi destekleyenlerin hicbirisi aptal degil. takimin o comebacki yapabilecek kapasitesi oldugunu goruyorlar.

    macla ilgili olarak, cok kotu uygulanan ve gereksiz olan bir ofsayt taktigiyle iki kafa golu yedik. takimda servet, hakan balta, mehmet topal gibi adamlar varken yapilmamasi gerekirdi. burada antalyanin sansi da yaver gitti. burada iki golde de ayni bizim gibi golleri seyreden leo francoya selam olsun. gecen macta mehmet topal-servet defans ikilisi oldukca basariliydi, hatta ben gokhanin yerine hep mehmet topal oynasin diyordum ama rijkaard, mustafa sarpin yoklugunda mehmet topali orta sahaya cekti. sonucta defansta buyuk bir uyumsuzluk yasandi ( hakan balta-servet) ve bir cok pozisyon verdik. bundan sonra hakan baltayi stoperde gorecigimizi pek zannetmiyorum. hatta caner erkinin gecen mactaki performansina bakarsak ki uzun zamandir hic oynamamisti, hakan baltanin bir sure kendini bulana kadar artik kenarda beklemesi daha iyi olacaktir.

    orta sahada baris zayif tekniginin yuzunden cok pas hatasi yapti butun yuk mehmet topala kaldi. elano giderek takimin pas merkezi olmaya basladi. elanoya topcu degil adam degil kovulsun diyip savunanlara kufredenlere burdan selam olsun. arda da ise kendini gosterme psikolojisiyle olmadik seyler yapma cabasi var. surekli calim atip olaganustu bir seyler yapmaya calisti. ozellikle ilk yari butun toplari ezdi, sadece elanoya degil kimseye pas atmadi ama bunun sebebi kendini gosterme cabsiydi. aslinda bunlara hic gerek yok zaten gercek taraftar senin kim oldugunu biliyor. tek top oynayip asil en iyi oldugu seyleri yapsa kendisi de rahatlayacak takim da. devre arasinda gonderilsin diyenler de yerine carrusca'yi getiriyorlarmis isin zor yani!!!

    hucumda nonda girene kadar oldukca etkiliydik. nonda bu sene sonunda sozlesmesinin yenilenmesini istiyorsa bu mactaki gibi oynarsa isi cok zor. cok yavasti ve aldigi butun toplari ezdi. umarim sene basindaki formunu yakalar. ama girdikten sonra tekrar kenara alinmasini istedim acikcasi. keitamania geri dondu, tek kelimeyle superdi. kewell'da mukavele yenilemek ile ilgili sorulara net cevaplar vermiyor. ailesiyle ilgili konulari cozebilir umarim ve jubilesini bizde yapar.

    cok basit hatalar yaptigimiz, bundan dolayi isimizi cok zorlastirdigimiz ama hirsimizla cevirdigimiz bir mac oldu. rakipler bize karsi agresif oynadiginda o agresifige cevap veremiyoruz. daha sert oynayacak oyuncularimiz olmadigi icin o zamanlarda daha sakin pas yapip rakibin direncini kirmamiz lazim. bunun icin de elano-arda uyumunun saglanmasi lazim.

    takimi kurarken, ilk yazilacak adam keita'dir. rijkaardin dedigi kendisini bize ispat etmesi gerek dedigini iyi anlamis ve eski gunlerine donmus. gecen macta sanssiz kaybettiigimiz puanlari bu sefer direkten donen 3 topla yani sansimizla geri aldik. bu bizim icin bir cikis maci olacak buna eminim. devre arasinda defansin ortasina ve on liberoya birer transfer yaparsak bu takim ucar.

    galatasaray isminin oldugu yerde her zaman umut vardir. biz neleri gorduk yasadik. 5 mac bile olsa kotu oynadik diye gonderilsin kovulsun dersek hicbir yere varamayiz. tabi ki takimin kotu taraflari var, bunlari mantikli bir sekilde elestirmek yerine kovmak tam hincala yakisan bir cozum, bize degil.
  • 197
    http://captano.blogspot.com/...2-3-galatasaray.html

    --- alinti ---

    geçen haftaların travmasından kurtulması gereken galatasaray düşük tempoda maça başladı. sezon başına göre düşük tempo elbette. yoksa süper lig standartlarına göre fena da değildi tempo.

    saçma sapan goller yedi galatasaray. ofsayt taktiği mi kaldı artık. 10 kişinin olduğu yere atılan topda 9 oyuncu ofsayt ama golü atan oyuncu ofsayt olmadığında gol geçerli artık. ne ahmakça bir taktiktir bu. ofsayt taktiği benim gençliğimde hizadayken bile ofsayt olduğunda yapılcak bir taktikti. eğer kural bu günkü gibi olsaydı ben libero oynayamazdım. fatih terim’de oynayamazdı.

    yine savunmadan yavaş çıktı galatasaray. bunda en büyük kabahat servet çetin’de gibi gözüküyor. orta sahadan kendisine yaklaşan elano, barış, mehmet topal’ın arkasında rakip varsa pas vermiyor servet. halbuki, ver en kötü geri verirler sana. bazı pozisyonlarda yaptı bunu, ama top kendisine geri verildiğinde anlamsız buluyor bu oyunu sanırım. muhakkak ileri doğru uzun oynuyor. topu atmayı düşündüğü yerler güzel olsa da, atamıyor topu istediği yere ne yazık ki.
    aslında burada servet’e kabahat bulmak çok değil. onun oyun anlayışı ve kapasitesi bu kadarını yapmaya yetiyor. asıl can sıkıcı olan, topu çok daha iyi kullanabilecek, oyun görüşü ve ayağı daha iyi olan hakan balta’nın bu sorumluluğu üstüne almaması. memurlar kızmasın ama, tembel memur futbolcu gibi davranıyor. öyle de böyle de maaşı yatan, prim alma ihtimali olmayan memurlar gibi. futbolcu jargonunda kullanılır.
    orta sahadaki pas dağıtımı elano’nun oyuna daha fazla girmesiyle gelişiyor. gittikçe takıma ve mevkisine ısınan elano uzun ters toplarla oyunun açılmasını sağladı.
    ters toplar atarak oyunun yönünü değiştiren bir diğer oyuncu da caner’di, savunma yönünde aksamaları olmasına rağmen.

    galatasaray 2 sezondur savunmada futbolcu sıkıntısı yaşıyor. sürekli oynayan bir savunma kadrosu oluşamadı bir türlü, sakatlıklar sebebiyle. bu işte bir yanlışlık var. aslında bir takımda en sakatlanan yer olmalıdır savunma. oyun gereği, savunmanın yüzü rakibine dönükken, forvetlerin sırtı dönüktür. bu sebeple savunmalar çok daha güvenli pozisyon alırlar.
    galatasaray ne yapıp edip, sakatlanmayan savunma oyuncuları bulmalı.

    tartışılan kaleci leo franco konusu da ilginç. hata yapmadan gol yiyen bir kaleci leo. ama gol yemesi çok sayıda eleştiri alması için yeterli.
    arka arkaya yediği 2 gol var leo’nun. iki top da uzak köşeye gitti. golü atan futbolcuların boş pozisyonda kaleye rahat vuruşlar yaptıklarını görüyoruz. nedir kabahati leo’nun bu gollerde.
    hem savunma oyuncularını hem de kaleciyi suçlamak nasıl bir mantık içermektedir , bu açıklanması gereken bir çelişki değil mi?

    galatasaray’da hala bir uyum süreci göze çarpıyor. kaos futbolundan bilinçli, bol paslı bir oyuna geçişin sancıları sürüyor.
    bu tip futbolun yanındayım. bilinçli, oyunu kontrol eden, top kendisindeyken kolay kolay vermeyen ve hücum aksiyonları sürerken savunmada dikkati dağılmayan bir takım istiyorum.
    böyle bir oyun için seçilecek oyuncular çok önemli. hepsinin hızlı düşünen, hızlı hareket eden, kademeyi bilen, pozisyon bilgisi gelişmiş oyuncular olmaları gerekli.
    oyun içinde bireysel taktiğini değiştirebilecek kapasite ve zekaya sahip olan oyuncular bu oyun tipinin vazgeçilmezleri.
    çok mu zor bu tip oyuncular bulmak. kesinlikle değil. sadece zeki futbolcular bu işi kolayca yapabilir. hızlı olmaları şart değil. doğru zamanda doğru yerde bulunmayı bilmek bu sorunların hepsini çözer. illa ki tek pozisyonda 3 kişiyi düğümleyebilen keita şart değil. keita tek başına takım bir futbolcu zaten. onun gibisi pek yok.
    kazma olmamaları şart. basitçe yanındaki verecek yer değiştirecek. bu kadar kolay. 3 metre yanındakine vermek ayıp mı? ceza sahası yakınında, üzerinde bu paslaşmaları yaptığında şahane de orta sahada yaptığında niye ayıp olsun.

    keita ve kewell takım için büyük kazanç olduklarını neredeyse her maç gösteriyorlar. yabancı futbolcularda pek görmediğimiz bir özveri ile oynuyorlar. yetenek ve zekaları zaten üst seviyede, bunun yanına bir mücadele ettiklerinde farkları bariz şekilde ortaya çıkıyor.
    galatasaray’ın hücum hattında santrafor sıkıntısı görülüyor. baros’un sakatlığı sonrası bir türlü sabit bir santrfor oynayamadı takımda. bunun en büyük sebebi elbette nonda’nın performansının düşüklüğü. fizik açıdan çok güçsüzdü yine.

    arda turan, sadece takım için değil tüm galatasaray camiası için en önemli figür şu anda. ancak epeydir dağıldı gitti. sanki zorla oynuyormuş gibi bir duruşu var. bildiğimiz performansını gösterdiğinde tek başına maç alabilecek yetenek ve kapasitede bir futbolcu. a takıma yükseldiği günden beri hiç böyle bir isteksizlik içinde görmemiştim arda’yı. sorunun fiziksel olduğunu sanmıyorum. psikolojik sıkıntıları var.
    ancak, kesinlikle hak veriyorum arda’ya. oyun içinde elano’nun pas alamaması için bile arda suçlanıyor. nasıl olabilir böyle bir şey? toplam satışlardan pay alacak bir müdürün her hangi bir satış elemanını baltalaması kadar saçma.

    konu açılmışken elano’nun pas alamaması konusunu da şöyle anlatmak isterim : futbolcular oyun içinde alıştıkları arkadaşlarıyla oynamayı tercih ederler. yeni bir kurgu oluşturulduğunda bazı oyuncular görülemez veya unutulur. bilerek yapılan bir şey değildir, tamamen alışkanlık meselesi. ibb maçından sonra bu maçta daha fazla topla buluştuysa bu da alışkanlığın gelişmesi sayesindedir.
    ayrıca, diğer oyuncular yeni yeni görmeye başladılar elano’nun aldığı topları nasıl değerlendirdiğini. galatasaray gibi üst düzey futbolculardan oluşan bir takımda tüm oyuncular birbirlerini görürler, göz ucuyla olsa da. ve top ayaktayken sadece hareket eden futbolcu görülebilir. duran oyuncuları görmek zordur. dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de budur. elano’ya dikkat edelim bundan sonra top alırken, hareketli mi, durarak mı top istiyor?

    galatasaray’ın kazanmış olması hem puan hem de özgüven açısından çok önemli. hem de 2-0 geriye düşüp dağılmaya çok yatkınken, gösterdikleri direnç ve inat takımın kendine güveni için önemli kazanç.
    eksikler devre arasında giderilecektir. bu takım iş yapar.

    --- alinti ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın