• 453
    2 gün süren seyir zevki yüksek olmasada adrenalin bakımından nabızları 1500 attıran ender maçlardandı. ilk kısmını akşam evde izlerken ne olduğunu anlamadan tatil edilen, ertesi gün devamını işyerinde internetten takip ettiğimiz ve wesley sneijderin golünden sonra bizi havalara uçuran maçtır. (bkz: unutulmaz maçlar)
    ofis ortamı olan işyerini panayır yerine çevirdiğimiz anları hala unutamıyorum. yüzümüzde mahçup bir tebessüm, müdürden fırça yer miyiz korkusu. ama herşeye değerdi. ne maçtı ama. unutulmayacak maçlar arasında arşivdeki yerini almıştır.
  • 454
    unutamadığım bir hikayesi olan maçtır. tabi hikaye bu unutulmaz maçın ikinci günü olan 11 aralık 2013 gününe aittir.
    konya maarifte okuyordum, lisedeydim o yıllarda. saatler öncesinden kantinci bünyamin abiye gidip maçı yayınlaması için anlaşsam da maç zamanı bir türlü dersten çıkamamıştım. ben de sırt çantasının içine telefonu koyup, kafamı da çantaya gömüp telefondan izlemeye başladım. beş on dakika sonra ders hocası fark edip sınıftan attı sağolsun.
    iyi bari kantine gidip maçı izleyeyim derken oradan gelen gürültüler dikkatimi çekti. aşağıda bildiğin kavga vardı (evet ortalama 130 iq'luk öğrenciler maçtan dolayı kavga ediyordu) garibim bünyamin abi de faturayı maça kesip kapatmıştı. izleyemedim. hevesim de kaçmıştı. okulda bir süre saçma sapan oyalandım, gittim arkaya iki üç sigara içtim falan derken eve gideyim bari diye okuldan çıkıp otobüs durağına doğru ilerledim.
    durağa ulaştığımda gördüğüm şey, hoşlandığım kızla bir iki gündür beraber gördüğüm ve acaba sevgililer mi ki diye düşündüğüm oğlan el ele tutuşmuş ve tatlı tatlı duruyorlardı. bunu bu şekilde öğrenmek acıtmıştı ama onu orada gösteremezdim. başka yöne bakayım derken yolun karşısındaki kuaför dükkanını fark ettim. dev bir ekranda maç vardı ve son dakikalar oynanıyordu. sanki izlemek kaderimdi, bir şekilde denk gelmişti işte. kızı falan unutmuş, spiker ercan taner'in sesini duymadan, televizyon camından en az 30 metre uzakta maçı izliyordum. kısa bir süre sonra da wesley sneijder topu "arrivederçi" dercesine juventus ağlarına yuvarlıyordu. "sevinsem absürt olur mu acaba lan" diye düşünmeye kalmadan otobüs durağında birbirinden habersiz 3-4 kişi gol diye bağırmaya başladı(k). çifte kumrularımızın da gürültüden keyfi bozulmuştu.
    mutluydum. kazanmıştık ve kaybetmemiştim.
  • 455
    çalıştığım şirketteki italyan juventus taraftarı müdürüm linkteki resmi göndererek maçın 2. yarısı bizim atak yaptığımız tarafı devre arasında mahvettiniz dediği maç. ilk maçta da berabere kalmıştık ve takım gerçekten iyiydi o dönem ama haksızsın diyemedim açıkçası. çünkü hafızam beni yanıltmıyorsa benim de aklımda maçtan önce sahaya giren bir araba ve temizlerken daha da kötü hale getirilen kısımlar kalmış. bu anlamda biraz 'çamura yattığımız' bir maçtı sanki. :) maç öncesi ve devre arasını daha iyi hatırlayan varsa düzeltsin beni.

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...5lOhfAjEArpp6IvuF4O6
  • 456
    hayatımda tribünde olduğum için en mutlu olduğum maçlardan biri.
    maça gitmiştik. ben sürekli "bu maç kesin iptal olur," deyip duruyordum. sonra maç başladı. kar yağıyor paso, ben bir ara sahayı göremediğimi falan hatırlıyorum. arkadaşlarla konuşuyorduk. buraya kadar oynanmış maç iptal olabilir mi, iptal olursa tekrarı ne zaman olabilir? falan diye akıl yürütüyorduk. hiçbirimizin aklına ertesi gün erken saatte tekrar maça gelebileceğimiz gelmedi. fakat öyle oldu. götümüz donuyordu tribünde ama o golden sonra üzerindekileri çıkarıp fırlatanlar falan oldu gerçekten. ben bir-iki dakika neler yaşadık hatırlamıyorum golün ardından. hafızam silinmiş olabilir o ara yuvarlanırken.
  • 457
    bir güne sığamayacak kadar efsane ve resmi olarak da iki gün sürmüş son zamanlardaki en önemli avrupa başarılarımızdan olan harika maç. gökhan zan, sneijder ve drogba’yla hatırlanacaktır. öyle bir başarı ki drogba indirdi snayder, allah’ım gol söylemlerini galatasaray tarihine altın harflerle yazdırmıştır. ayrıca öğlen olmasına karşın kar kış demeden gelen taraftara yazacak bir maçtır. real madrid ve juventus’un olduğu gruptan çıkmak imkansız görünendi ancak zor diye bir şey yoktu ve imkansız biraz * zaman alırdı. *
  • 458
    üniversite yıllarımda yaşadığım en güzel anılarımın öznesi olan maçlardan. diğeri için:

    (bkz: 9 nisan 2013 galatasaray real madrid maçı)

    kyk yurdunda yaşadığım dönemde 8 kişilik odada izlemeye çalıştığımızı dün gibi hatırlarım. kar şiddetini iyice artırınca ertesi güne alınan maçı yine birlikte izlemek üzereydik ki elektrik kesintisi yüzünden planımız suya düşmüştü. telefondan takip etmeye başladık. golü bulduğumuzda 400 kişilik yurt inlemişti adeta. dışarıda yağan kar , bizim sevincimizle birleşince her hatırladığımda gülümseten anım olmuştur. maçtan hemen sonra metin oktay formamı trabzon gibi bir yerde yurt camına asmıştım. yurdun önünden geçenlerin verdiği tepkiler insana haz veren cinstendi :).
  • 460
    üniversite yılları... o gün, o saat çok önemli bir ders var. adam gibi adam hocamız herkesi rahat bırakıp da hadi gidin maçı izleyin diyince, eve nasıl koştuk, anlatamam... kimi kantinlere, kimi kafelere, kimi kıraathanelere. o heyecan, o sevinç aklıma geldikçe duygulanırım. çünkü o günün takımı da bize bunu aşılamıştı. drogba, sneijder ve ''allah'ım gooooolll'' nidaları hala kulaklarımda. ''türkiye ayakta, istanbuull, istanbulll ayaktaa'' diye bağıran ercan taner'in o ses tonunu dünmüş gibi hatırlarım. ertesi gün kampüste öyle bir havamız olmuştu ki, sanki golü atan oyuncu da, asisti yapan da bizzat bizdik. ktü'de trabzonspor varlığı ve baskısına rağmen ua ktü olarak biz de elimizden geldiğince etkin ve fiyakalıydık. yaptığımız da cesaret isterdi. işte bu maç da bizim o dönem boynumuzda taşıdığımız onur madalyalarımızdan biridir.
  • 462
    her galatasaraylı'nın ve soğuk kar yağışlı bir kış gününde haftaiçi olmasına rağmen benimle beraber takımı desteklemeye stadyuma giden her renkdaşımızın içini ısıtan en unutulmaz maçlardan biri daha.normalde o gün dersime girmem öğrencilere cümlenin ögeleri konusunu anlatmam gerekiyordu.her ne kadar mesleğimi ve ögrencilerimi sevsem de galatasaray sevgisinin çok daha ağır bastığı gönlüm maça gitmem gerektiğini söylüyordu. bir risk aldım bir gün önceden kafaya koymuştum gittim,rapor aldım okul müdürünün ooo hocam yerine kim girecek?gelemez misin?lafları umrumda bile olmadı.hafiften vicdanım sizlasa da galibiyetin mutluluğu başka hiçbir seyi düşünmeme izin vermedi.
  • 463
    kar sebebiyle tatil edilen efsanevi 2013-2014 sezonu şampiyonlar ligi maçımızdır.
    güney alt’ta eski bir arkadaşımla göbeğe yakın yer bulduk. durduğumuz yer biraz sıkış tepiş de olsa maça konsantre olmuştuk artık. yanımdaki adamın kurduğu “yav bu jerluji bufon da ne kaleci...” cümlesi de o akşamdan aklımda kalan en net anıdır. sonrası malum bitmeyecek gibi yağan kar, zeminin karla kaplanması ve maçın tatil olması.

    https://hizliresim.com/nb4GYV

    ha bir de doğu alt’ta kar topu yapıp kameramanları vuran adamları hatırlıyorum. hatırladığım kadarıyla elemanlar kameralardan birini de vurmuştu :d
  • 464
    ne maçtı ya! o tarihte finalim vardı ertelenmişti, arkadaşıma ders anlatacaktım hem de maçı izleyecektik mükemmel bir haftaydı benim için. sevinçten ayaklarım yere değmedi sneijderin golünde öyle bir zıplamıştım ki resmen havada asılı kaldım. bu entryimi yazarken o günler geldi aklıma. sahadaki oyuncular bizlere çok fazla güven veriyordu, inşallah en yakın zamanda daha iyi bir kadro ile tekrardan o günlere geri dönü yaparız. anılarımızda güzel bir yer tutacak, çocuklarımıza anlatacağımız güzel bir başarı öyküsü.
  • 465
    galatasaray her şeyden daha önemli. takım bir sene önce bize neler yapabileceğini de biraz göstermiş. okulda arkadaşlar, sosyal medyada rakip takım taraftarları juventus size bu maçı vermez çıkamazsınız minvalinde cümlelerle umudumu kırmaya çalışıyor ama ben inanıyorum, olacak. bu takım bunu hak etti çünkü italya'da gidip bir puanı sökerek. içimizde de biraz soru işareti yok değil "acaba beraberliği garantileyip kopenhag maçına göre mi hareket etsek ?" diye. ama galatasaray ya bu bize alıştırmış ulaşabileceğimiz ne varsa onu hedeflemeyi biz de onu öğrendik çünkü. "yok olmaz ay'ı hedefleyelim" diyoruz kendi kendimize. kendi kendimizle savaşıyoruz yani. maç başladı biz böyle çok zorlamıyoruz sanki. italyan "ay'ı hedeflemek"ten çok işimizi garantiye alalım havasında ama tanrı bize yardım ediyor ve yoğun kar yağışı ile maç yarına erteleniyor. ve haliyle kopenhag maçı skoru belli olup durumumuzu daha net görüyoruz. beraberlik şart değil zaten gruptan 3.olarak çıkıyoruz ve artık "ay'ı hedefleme" zamanı...
  • 466
    galatasaray'ın neden türkiye'de en büyük olduğunu gösteren şanlı maç. içeride 6 yeyip, fatih hocanın takımdan ayrılmasına, kalede eray işçan'ın oynayıp, 60 dakika 10 kişi mücadele eden reale 4-1 yenilmemize, kopenhag deplasmanında neredeyse pozisyona giremeden kaybetmemize rağmen, inançlı ve umutlu galatasaray taraftarının kar kış demeden stadı doldurduğu efsane maç. sneijder'in efsane golünde tüm taraftarların neredeyse bilinçlerini kaybettiği maç. galatasaray'ın, tüm türkiye'ye en büyük olduğunu kanıtladığı efsane maç.
  • 467
    ilk 10 entry min arasına almazsam olmayacak olan, şimdiye kadar hayatımda canlı izlediğim en özel maçtır.

    izmirde yaşıyorum, çok yoğun çalışıyorum ve o hafta içi 1 gün bile olsa izin almama imkan yok, ama maç da juventusla son haftadayız gönül ferman dinlemiyor, gittim müdürün yanına resmen 1 günlük izin için yalvardığımı hatırlıyorum, izin vermedi yoğunluktan ama dedi ki maç günü 18 de değil 15 gibi çıkabilirsin, o da olur diyip aldım biletimi 17:55 izmir istanbul uçağına, 19 da sabiha gökçendeyim, havataş taksim otobüsü, 4. levent durağı metro, aktarma derken maça yarım saat kala stattayım. twitterdan maça gidemeyen bi öğrenci bulup fahiş fiyata onun biletini almıştım, dönüşüm de ertesi sabah 06:00 da, plan uyumadan uçağa binip ertesi günkü işe yetişmek.

    maç başladı ortam inanılmaz ilk 20 dk değil kar en ufak bir hava olumsuzluğu yok, derken bir anda başlayan tipi, dk 30 saha bembeyaz, hakemler bi içeri girer, bi top sektirir, kar temizleme ekipleri aralıksız çalışır derken yok, maç iptal. üstüne stattan çık çıkabilirsen, hadi çıktın taksi dahil herhangi bir araç bulma imkanın da yok, kuzenimin evine 10 km yürüdüğümüzü hatırlıyorum donar vaziyette. sabaha da uçağım var işe dönücem ama 30 dk için miydi her şey yıkılmışım, ntvspor açık gelişmeleri takip ediyoruz denildi ki yarın öğlen oynanma ihtimali var, haydaa nası yapıcaz bu maça gidilmeli, ertesi sabahki uçak yakılır, müdür ertesi günü burda mahsur kaldım gelemiyorum diye ağlamalı bi tonda aranıp bir ton fırça yenilir, 11 aralık akşamına yeni bir uçak bileti alınıp öğlen de stadyuma doğru yola çıkılır.

    hava berbat kapılar açılmış kontrol yok gibi bişey, stada gelebilen herkes içeri alınıyor, yine de bu havada bile 35-40 bin kişi var hatırlıyorum, maç kaldığı yerden başlar, juventus 3-5-2 , üçlü savunma barzagli, bonucci, chiellini geçilmiyor önlerinde de her kafa topunu alan pogba, dakikalar ilerlerken 65-70 civarı italyanlar kendilerini yerden yere atıp oyunu soğuturken " yok atamıycaz herhalde " moduna girdiğimi hatırlıyorum. derken dk 85 tam da gözümüzün önünde drogbanın o topu indirmesi ve sneijderin kaleye bakmadan vurduğu top ve süzülerek o topun ağlara gitmesi.. gerçekten sevinçten ne yaptığımı dahi hatırlamıyorum öyle müthiş bir andı, bir kaç sıra aşağıya inmiştik gol anında*iyi ki böyle bir günü yaşadık gerçekten çok özeldi ve her sene yıldönümünde özeti açar izler tekrar o günü yaşarım, galatasaray bir his takımıdır ve o gün yaşadığımız hisler gerçekten çok özeldi..
  • 473
    zorlu hava şartlarına karşın, maça gidilebilen eski günlerde oynanan maç.

    eskiden zorlu hava şartlarına rağmen insanlar maça gidebiliyordu. şimdi hava günlük güneşlik ancak; bırak maçı, yürüyüşe bile çıkmaya korkar olduk malum durumdan. bu açıdan da enteresan bir karşılaştırma oldu.

    ayrıca her sene; "vay be, o gün kar yağmıştı. şimdiki havaya bak." diyerek, meteorolojik olarak da hatırladığımız bir maç oldu.
  • 475
    ordaydım. gün boyunca aslında meteoroloji yoğun kar yağışı uyarısı yapmıştı. ama ben gündüz havanın açık olmasına kanıp ve meteorolojiyi dinlemeden arabamda kabak yazlık lastiklerle maça gitmiştim. aslında maç başladığında bile kar yağışı yoktu. ama ne olduysa 10 dakikada oldu. allahtan maçın iptal edileceğini anladığım gibi (aslında sağ olsun tvden takip eden bir arkadaşım maç iptal diye aradı, stadda bu bilgiden bir kaç dakika sonra maçın iptal olduğu anonsu yapıldı ve ben arkadaşın aramasıyla direk çıktım) maça gittiğim arkadaşımla koşarak otoparka gittik ve stad boşalmadan arabayla çıkışı sağladık. bazı arkadaşlar gece 2 ye kadar otoparktan çıkamamışlar. ki o zaman hatırlayanlar bilir, metro otoparkı çıkışı normal zamanda bile çok sıkıntılıydı kar yağınca nasıl olacağı zaten malumdu. ben de kabak lastikli arabamla zar zor eve 12 civarında ulaşmıştım. bir gün sonra ise fransadan iş amaçlı misafirim gelecekti. adamı havaalanından taksiyle aldıktan sonra ofiste toplantımızı gerçekleştirirken bir yanda toplantı odasındaki televizyonda sessiz şekilde maç açıktı. ben bir yandan toplantıda adamla görüşürken bir yandan da göz ucuyla maçı takip ediyordum. maçın heyecan dozajı dakika 75 gibi artarken biz fransız misafirimle tamamen toplantıyı bırakıp maça dönmüştük ve son dakika golüyle biraz benim de gazımla fransız misafirimle kendimizi zıplarken bulduk. bu da bu 2 günlük maçla ilgili böyle bir anımdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın