• 379
    --- alıntı ---

    galatasaray 2-1 trabzonspor

    galatasaray, spor toto süper lig ilhan cavcav sezonu 27. hafta maçında konuk ettiği trabzonspor’u feghouli ve gomis’in golleriyle 2-1 yenerek puanını 57’ye çıkardı ve liderliğini sürdürdü. galatasaray gelecek hafta 9 nisan pazartesi günü gençlerbirliği’nin konuğu olacak.

    karşılaşmaya galatasaray oldukça baskılı başlarken aranan gol 7. dakikada geldi. sağlı sollu gelişen ataklar sonucunda bu dakikada mariano’nun ortasını kale ağzı içinde tamamlayan feghouli takımımızı 1-0 öne geçirdi. 17. dakikada ise gomis’in ceza sahası içinden attığı şutta savunmadan seken topa gerilerden gelen selçuk çok sert vurdu. ama top yan ağlarda kaldı.

    trabzonspor’un ilk ciddi atağı 22’de gelirken burak’ın sağ çaprazdan şutunda muslera direk dibinde topu kornere çeldi. takımımızda 30’da belhanda’nın şutu kalecide kalırken, galatasaray’ın kontrolünde geçen ilk yarı 1-0’lık sonuçla tamamladı.

    ikinci yarının ilk 15 dakikalık bölümünde ise konuk ekibin üstünlüğü vardı. 52’de sosa’nın ara pasıyla yusuf yazıcı muslera ile karşı karşıya kalırken vuruşunda; muslera harika bir kurtarışa imza attı. aynı muslera 54’te de burak’ın tehlikeli bölgede topla buluşmasını kalesini zamanında terk ederek önledi.

    dakikalar 60’ı gösterirken ise golcü, golcülüğünü bir kez daha gösterdi. savunmamızdan atılan uzun topta kaleci ile karşı karşıya kalan gomis, aşırtma bir vuruşla fileleri sarstı. bu gol, gomis’in ligdeki 26. golü oldu. skorun 2-0 olmasının ardından galatasaray oyunda her anlamda istediğini yapan taraf konumuna geçti. 67’de trabzonspor savunmasının hatasıyla topu kapıp kaleci ile karşı karşıya kalan rodrigues, müsait bir pozisyondan yararlanamazken 78’de gomis’ten aldığı pasa tek vuruş yapan feghouli’nin maçtaki ikinci golünü kaleci önledi.

    mücadelenin son anlarında kucka uzak mesafeli bir vuruşla konuk ekibin tek golünü kaydederken karşılaşmadan 2-1 galip ayrılan galatasaray, ligdeki puanını 57’ye yükseltti ve 56 puanlı medipol başakşehir’in önünde liderliğini sürdürdü.

    stat: ali sami yen spor kompleksi türk telekom stadyumu
    hakemler: fırat aydınus, serkan ok, aleks taşçıoğlu, özgür yankaya
    galatasaray: muslera, mariano, serdar, maicon, nagatomo, selçuk (tolga 90), donk, feghouli, belhanda (sinan 84), rodriuges (yasin 83), gomis
    trabzonspor. onur, okay, sosa (olcay 69), uğur, burak, hubocan (ndoye 56), abdülkadir (rodallega 81), kucka, pereira, novak, yusuf
    goller: feghouli 7, gomis 61 / kucka 90
    sari kartlar: donk, muslera / sosa, hubocan, uğur

    http://gss.gs/ZhP.jpeg
    http://gss.gs/v0K.jpeg
    http://gss.gs/KRx.jpeg
    http://gss.gs/j4T.jpeg
    http://gss.gs/fn7.jpeg
    http://gss.gs/pJO.jpeg
    http://gss.gs/vLO.jpeg
    http://gss.gs/p0F.jpeg
    http://gss.gs/hsc.jpeg
    http://gss.gs/6cy.jpeg

    --- alıntı ---

    http://galatasaray.org/...-1-trabzonspor/39299

    bein sports maç özeti: http://tr.beinsports.com/...rabzonspor-mac-ozeti
    whoscored raporu: https://tr.whoscored.com/...atasaray-Trabzonspor

    7' feghouli (1-0): https://streamable.com/0weot
    60' gomis (2-0): https://streamable.com/zk19w
    90+2 kucka (2-1): https://streamable.com/mutjf
  • 384
    lig sonuna doğru gidiyoruz. zorlu virajlar dönüyoruz. millet bastırıyor, fikstürü zor fikstürü zor. rahat ve güzel bir şekilde maçı bitirmişiz.

    şimdi konuşulan ne?

    (bkz: juraj kucka'nın galatasaray'a attığı gol)
    (bkz: 1 nisan 2018 galatasaray trabzonspor maçı)

    yeme şu golü. yazı için de çık "müze tanıtımıdır, altında bişi aramayın" de geç.

    şimdi bol bol tantana dinlicez. saçma sapan işler her zamanki gibi...
  • 385
    galatasaray – trabzonspor : az gol oldu

    galatasaray maça rakibinin nickneymi gibi fırtına gibi başladı. ali sami yen’de alışık olduğumuz bir görüntü bu.

    sağdan, soldan ataklarla ama daha çok sağdan mariano ve feghouli ile yüklendi galatasaray. belhanda’nın da o kanada yakın oynamasının etkisiyle oldukça etkili ataklar yapıldı. mariano’yu son haftalardan farklı olarak çok istekli ve iştahlı gördüm. nitekim 7. dakikada golün pasını da mariano verdi. bir sağ bekten böyle incelikli bir pas? insan gerçekten hayret ediyor.

    trabzonspor pek bir hücum planı çalışmamış mı yoksa galatasaray mı izin vermedi tam anlayamadım. tamam, özellikle selçuk ve donk ve onlara destek olan belhanda ve fegholui ile orta sahayı kapattı galatasaray ama asıl önemlisi galatasaray oynamaya odaklanmıştı. topa sahip olup, bol pasla ve trabzonspor savunmasını sürekli tehdit eden araya topları deneyerek trabzonspor’un kafasını kaldırmasına izin vermediler.

    rıza hoca da bunu öngörmüş olacak ki, burak’ı öne çıkan galatasaray savunmasının içinde arkaya atılacak toplarla buluşturmayı düşünmüştü. iki sebeple işlemedi planı. birincisi yukarıda söylediğim galatasaray’ın topla iyi oynaması ve eklemek lazım ki, kaptırılan toplarda da çabucak geriye dönüşler. bir de ek daha yapayım, galatasaray topu kaptırdıktan sonra trabzonsporlu futbolculara genelde faul yaptılar. akıllıca. kurallar dahilinde, asla yugoslav faulü değil, karışmasın. faul demişken, perreria’nın selçuk’a yaptığı şey kesin ve net kırmızı kart. aslında bu pozisyon video görüntüleriyle bile ceza vermeyi gerektirir. fırat beyler göremedi.

    burak’ın işe yaramamasının diğer sebebi, arkadaşın sürekli ofsayta düşmesi. ya arkadaş kaç senedir oynuyorsun bu futbolu, insan nasıl öğrenemez ofsayta düşmemeyi.

    bir dakika ya, ne yapıyorum ben. baya baya maç yazısı yazıyorum. neyse, bu defa da böyle olsun.

    galatasaray pozisyonlar buldu ama atamadı. maça bakınca ligin en çok gol atan takımı neden galatasaray anlıyorsunuz. öyle bir hücum gücü var ki, panzer gibi rakiplerinin üzerinden geçiyorlar. gomis gol noktalarında o kadar becerikli olmasına rağmen o kadar çok pozisyon geliyor ki, istatistiği düşüyor. bakmayın, santraforlar kendilerine bu kadar çok top gelmesini istemez, yorucudur böyle oynamak.

    ikinci devre faklı başladı. trabzonspor daha fazla topa sahip olup galatasaray’ın üzerine geldi. birkaç pozisyon da buldu ama muslera’yı geçemediler. muslera ne güzel form tuttu öyle, tam da ihtiyacımız olduğu günlerde. maşallah diyelim de nazar değmesin.

    galatasaray’ın top kayıpları ikinci yarıda artmakla birlikte, topu geri kazanma yüzdesi de düştü. galatasaray şampiyonluğa giden takımlar içinde en çok top kaybeden olabilir. aslında bu normal. hızlı ve bol paslı oynamaya çalışınca bu olur. fenerbahçe de bol paslı oynuyor ama onların temposu düşük olduğu için bu kadar top kaybetmiyorlardır.

    şimdi size galatasaray takımının en önemli sorununu söyleyeceğim. valla bak.

    rakibin ayak burun ucuyla kıl payı bozduğu paslar. valla. takımın en büyük sorunu bu. bazen gol pası, bazen golden önceki ikinci paslar rakiplerin hacıburnuna değerek pas gerçekleşmiyor. düşünüyorum, düşünüyorum aklıma sadece pası daha hızlı vermek gerektiği geliyor.

    ha, benim top oynarken en büyük numaram da bu. savunmadayken rakip atakları genelde hacıburunla dokunarak bozuyorum ve neredeyse adamların her atağında mutlaka topa dokunuyorum. her defasında golü yemeyi önleyemiyorum tabii ki. esasında seri olmayı gerektirir bunu yapmak da 51 yaşında sahada bile seriysem, gerisini düşünün artık. hahahahahahaha…

    trabzonspor ikinci devre daha ataktı da galatasaray ilk yarıya göre çok daha fazla pozisyon buldu. güzel zamanda gomis 2-0 yaptı. ilk golü de feghouli atmıştı, yazmamışım. pardon.

    son zamanlarda bu kadar çok gol kaçıran iki takım gördüm. galatasaray ve fethiyespor. neyse, fethiyespor bugün deplasmanda kırklareli’yi yenmiş de düşmemek biraz rahatlamış.

    maçın sonunda şahane bir gol izledik. daha doğrusu ben tekrarında gördüm. top orta sahadaydı, faul oldu ben de twitter mı, instagram mı neyse artık ona baktım. ula bir baktım gol olmuş. kucko orta sahadan zımbalamış. aferin. daha önce de atmış aynı golü diyorlar, hatırlamıyorum.

    bu arada, golde muslera’yı suçlayanlar var. aga uçtunuz mu? top orta sahada, faul olmuş. rakibin yapması gereken en uyanıkça iş topu savunmanın arkasına, araya salmak (sal gelsin….hahahahaha) ama adam düşünülebilecek en nadir şeyi yapıp kaleye vuruyor, iyi de vuruyor. muslera’nın bu golde hiç kabahati yok. illa bir kabahatli lazımsa, faul olunca topun önünde durmayıp atışın yapılmasına izin verendir, feghouli olduğu söyleniyor. ki onda bile kabahat bulmak doğru değil. bu goldeki beceri o kadar büyük ki, hatadan bahsetmek saçma olur. gol güzel ve zekice. alkışlanacak kadar güzel. dün zlatan’ın attığı golün güzelliğinden bahsederken kimse kaleciyi suçlamıyordu açık mert korkusuz.

    ne kadar tarafsız olduğumu görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok. aynı o abi gibi, koca bir paragraf yazıp anlatmaya gerek yok diyebilirim. neden, çünkü burası benim yerim.

    patron da galatasaray beşiktaş’ı yenebilir mi diye sordu. ona bir cevap verdim ama buraya yazamayacağım. üstünden geçer dedim, diyelim.

    son zamanlarda yazmaktan en keyif aldığım yazı oldu. sanırım saha içinde daha mutlu olduğum için, bundan sonra biraz daha saha içi yazayım madem.
    okuduğunuz için teşekkür ederim.
    (bak bak bak, neler yapıyorum böyle, okura teşekkür falan. hayırdır inşallah)

    (ilk olarak captano.net 'te yayınlanmıştır, ilk dediğim de yarım saat önce)
  • 389
    galatasaray'in domine ederek kazandigi, tarafli tarafsız tum futbolseverlerin gozunun pasini sildiği müsabaka. cidden takim halinde çok iyiydik. oyunun her alanında trabzon takımından bir iki kisi fazla oynuyor gibiydik. firat aydinus ilk devre göstermesi gereken kirimiziyi da gösterse tarihi bir farkla alırdık bu maçı.

    muslera: skor 1-0 iken yusuf yazici'nin pozisyonunu çıkararak takimi skor olarak onde tuttu. oyunda son derece konsantreydi. cikislari yerindeydi. golde yapacak bir şey yok, o topa 1000 kez vursan o noktaya bir daha gitmez.

    mariano: muhtesemdi. hem savunmada, hem hucumda inanılmaz isler yaptı. ölmediği surece bu takimin sag beki kendisidir.

    maicon: harika oynadı. top bizdeyken orta sahanın bir parçası gibiydi. sertliği ve mudahalelerindeki basarisiyla gol doldurdu.

    serdar: burak yilmaz'i sahadan sildi. tek bir hatası dahi yoktu.

    nagatomo: geldiginden beri istikrarla sergilediği çizgisini korudu. iyiydi.

    donk: cok sasirdim ama iyiydi. gördüğüm sari kart biraz amatorceydi bu nedenle bir çok pozisyonda faulden sakindi kendisini.

    selçuk: bir baska beklenmeyen performans da selçuk'a ait. cidden çok iyi oynadı. paslarıyla takimi ileri tasidi.

    belhanda: biraz sallanır gibi gözüktüğünü pozisyonlar da olmasina ragmen iyi bir mac cikardi. belli ki terim kendisiyle özelinin olarak konuşmuş, kaleye sut at demis. bu bakımdan çok sevindim. belhanda'nin sut çekmesi çok onemli. şutlarıyla gol atacağı, kaleciden donenleri gomiş tamamlayacağı icin falan da degil. o sut atmazsa rakip da pas yolunu kapatıyor. "vurursa" düşüncesini muhakkak rakibe vermeli.

    rodrigues: çok caliskandi, trabzon'un sag kanadını darmaduman etti ama epey pozisyonu da çarçur etti. fakat onun oyunu da boyle. yapacak bir şey yok.

    feghouli: golündeki takipçiliği güzeldi. mariano'nun muazzam oyununda kendisinin de katkisi yadsinamaz.

    gomis: sen allahin bir lutfusun. boyle mukemmel bir santrafor uzun zamandır izlememiştik. her seyiyle harikaydı.

    yasin: sezon sonu beni yollayın diye bagirdi. sanıyor ki pas vermez de ben atarsam ben oynarım. nah oynarsın.

    sinan: yorum yapılacak kadar bir pozisyon icinde hatirlamiyorum.

    tolga: girdi, dan diye faulunu yaptı. baska da bir pozisyon icinde olmadı.

    son olarak bu maçta teknik direktörlere değinmekte lazım. teknik direktörler demek de doğru degil aslında. sahadaki iki takımdan birinde, galatasaray'da, bir teknik direktör vardi kenarda ve takimini maca harika hazirlamisti. digeri trabzon'daysa rıza calimbay, zaten kotu durumdaki takimini yaptigi degisikliklerle daha da fena duruma soktu. mac sonu demeçleriyle vs. nasıl da oyunu okuyamadigini göstermiş oldu. "pozisyonlarımız vardi" dediği maçta toplam pozisyon sayısı bir. çıkarken kaybettiğimiz toplara dikkat edin demistik diyor, ki bu bayan omer üründüler aciklamasi. kaldı ki 2. golu çıkarken kaybettiği topla yemediğinin de farkında degil. bir insan 40 senedir futbol icinde olup da nasıl bu kadar okuyamaz oyunu? nasıl olcay'i orta sahanın ortasında, okay'i stoperde, ndoye'u sol kanatta kullanır?
  • 390
    skor 2-1 olsa da trabzon'u bildiğin ezdiğimiz maç oldu. ilk yarı sadece 3. bölgede kaptığımız toplarda, karar anlarındaki isabet oranımızı biraz yükseltebilseydik 3-4 gol bulabilirdik.

    2-0'dan sonra da aynı sıkıntıyı yaşadık. rodrigues 2 kez gole çok yaklaşsa da her ikisinde de topu eveleyip geveleyerek hepimizin sinirlerini yıprattı. birini atsa gerisi gelecekti. ayrıca gomis tudor döneminde farklı olarak iyiden iyiye duvar olma özelliği gösteriyor. ilk yarıda rodrigues'e 2. yarıda feghouli'ye çok güzel, şutluk toplar bıraktı.

    mariano'muz sezon başındaki noktaya geri dönüş sinyalleri verdi. kaldı 7 hafta, umarım böyle devam eder. feghouli, ilk yarıdaki maçın hırsıyla çıkmadıysa onun da formu beni sevindirdi şahsen. belhanda bugün benim saydığım 3 şut çekti. hoca uyarmış olmalı. ayrıca klasik 10 numara olsaydı bugün orta sahada ayakta kalamazdık, bunu da görmüş olduk. ciddi katkı verdi selçuk-donk ikilisine.

    nagatomo her geçen hafta daha da utandırıyor beni. zira çok sıcak bakmıyordum transferine. bugün 2. yarıda tek bir pozisyon hariç yerini adeta bir kaleyi savunur gibi savundu. ayrıca topla ilişkisi de mükemmel. maşallah diyelim.

    genel olarak oyunumuzla beşiktaş ve başakşehir'in moralini bozduğumuzu düşünüyorum. iç sahadaki karakterimizle bizle başa çıkamazsınız mesajını çok net verdik.

    hasılı, takımı kutluyorum. oyun olarak tam da hayal ettiğimiz şekilde oynadılar.
    skor kısır kalsa da mesaj netti; şampiyon biz olacağız!!!
  • 392
    maçın şiirini trabzon camiasına hediye ediyorum.

    suphe yoktu yenecektik seni
    büyüklük taslaman sıkmıştı bizi
    ilk maçta sinirlenirdin herkesi
    bak ne güzel koyduk gördün mu şimdi

    hakemden duyduk şüphe
    akbilspor korunmustu yine
    soso ve bafe ile
    bak ne güzel koyduk gördün mu şimdi

    olcan ile uğur ile
    forma yakan taraftarını da ekle
    illet olduk hep size
    bak ne güzel koyduk gördün mu şimdi
  • 393
    "galatasaray büyük maç kazanamıyor." algısını kırmamız açısından önemli bir maçtı. trabzon ne kadar büyük maç sayılır bilmiyorum ama başımızdaki vasıfsızlar sağolsun bunları bile yenemeyecek noktaya gelmiştik. oyun ve taraftarın coşkusu olarak gayet iyi oldu bu maç.

    takımın başında artık hollandalı riekerink yok, takımın başında artık hırvat tudor yok. takımın başında artık adanalı fatih var. herkes hesabını ona göre yapsın.
  • 394
    çok şükür ki kazasız belasız atlattık bu maçı. şimdi 7 tane final kaldı. başakşehir maçını kazanmamız halinde bir maç kaybetme lüksümüz olacak. başakşehir ile beraber kalır isek kalan 6 maçı mutlak kazanmamız gerekecek.

    her şeyden önce şu maçı alıp sonra genel duruma bir daha bakmamız lazım;

    (bkz: 9 nisan 2018 gençlerbirliği galatasaray maçı)
  • 395
    dünkü maça dair çok çok iyi yaptığımız işler vardı, mesela topa sahip olmak, muhteşem takım savunması (hele fernando yokken) ve kırılma anlarında ayakta kalabilmek gibi... ama yapamadığımız birçok şey de oldu.

    mesela;
    *bu sene birçok maçta karşımıza çıkan bitiricilik sorunu
    *maçı koparamama
    *aktif dinlenme yaparak oyunu soğutamama (özellikle maçın 10-15 dakikasında)
    gibi sorunlarımız da vardı.

    dün fernando olsa maçın son kısımlarını çok daha rahat geçirirdik muhtemelen. son dakikalarda top sürekli bir o kaleye bir bu kaleye gitti. kimsenin aklına top çevirip oyunu soğutmak gelmedi.

    hele hele maçı 70-80 dakika domine etmişken hamsilerin son dakikada beraberlik şansı yakalaması bizim bu sezonki en büyük sorunumuzu yeniden gösterdi.

    hepimiz coşkulu-pozisyonlu futbolu seviyoruz ama sahada futbol aklı olan, ciddiyeti koruyup oyunun hızını ayarlayacak bir fernondo'ya ihtiyacımız olduğu da ortada.
  • 396
    ultras/movement'in maç on biri:
    1- igor tudor yönetiminde uefa avrupa liginde östersund'a elenerek herkesi şaşırtan galatasaray, türkiye süper ligine ise tam tersi "fırtına" gibi bir giriş yapmış ama ve lakin lige verilen "milli maç arasından" sonra ilk puan kaybını antalyaspor karşısında yaşamıştı. o gün, bugündür "milli aralar"ı tehlikeli olarak görürüm ve trabzonspor maçı da benim için "riskli" derecedeki maçlardan biriydi ama fatih terim öyle bir hazırlamış ki takımı, pazar geceki maç galatasaray adına iç sahadaki en rahat maçlardan biri olarak hafızalarda yer edindi. her zamanki "agresif" hücüm presi ile oyuna başlayan sarı-kırmızılılar, rıza çalımbay'ın da "savunmacı" bir taktikle oyuna başlamasını fırsat bilerek bordo-mavili meslektaşlarını kendi yarı sahalarına hapsettiler ve daha 10 dakika dolmadan 1-0 öne geçiverdiler. erken gol galatasaray'ı rahatlattı, daha güvenli oynamalarını sağladı sarı-kırmızılı topçuların da 20. dakika dolarken trabzonspor altı pasında meydana gelen karambolde selçuk önüne düşen topu kaleye nişanlasa, "maç oracıkta kopardı", galatasaray taraftarının iç sahada görmeye alışmış olduğu bol gollü bir maç ortaya çıkardı. olmadı... peki, trabzonspor ne yaptı? onların tek derdi galatasaray'ı durdurmak olunca, hücumda çoğalamadılar, burak'a uzun top atmakla işi çözeceklerini zannettiler de, burak yılmaz sürekli ve sürekli ofsayttaydı...
    ikinci devre rıza çalımbay, oyunu değiştirmek isterken, "kendi ayağına sıktı", gomis'in başından ayrılmayan uğur ve hubocan ikilisini bozdu,golcü almak için stoperi çıkardı ve yerine orta saha elemanı okay'ı yerleştirdi. işte o okay, muslera'nın degajını kontrol edemeyince gomis bastı, topu aldı ve farkı ikiye çıkaran golü kaydetti. kalan dakikalarda "üç puanın garantisi benim" diyen sosa'nın yerine trabzon'daki maçın "provakatör" ismi olcay ile akhisar'daki golcü günlerini mumla arayan rodallenga'yı skoru değiştirmek için oyuna aldı rıza çalımbay ama o kadar etkisizdi ki trabzonlular, koca doksan dakika boyunca yusuf'un maçın ikinci yarısında galatasaray savunmasının arkasına sarkıp, muslera'yı geçemediği pozisyon dışında atağı dahi yoktu. tuhaftır, golü bile galatasaray kalesine yaklaşmadan orta sahadan atılar.

    2- rıza çalımbay ne kadar kötü hazırlayıp takımını, yaptığı hamlelerle yenilginin en büyük sebebiyse, fatih terim de galatasaray adına maçın kazanılmasında en büyük faktör oldu. fatih hoca, tudor'un yaptığı gibi rakibe göre taktik belirlemeyle uğraşmayıp, kendi oyun tarzını oynatıyor takımına: rakip sahada baskı, hızlı hücum ve istekli bir oyun. hal böyle olunca, seyircinin de hoşuna gidiyor bu futbol felsefesi ve tribündekilerin de desteği ile rakip iyice boğuluyor. kadroyu da oturttu tecrübeli teknik adam ve cezalı ile sakat oyuncuların yokluğunda da yerine girenler hiç te sırıtmıyorlar. fernando'nun yokluğunda donk ve linnes'in yerine mariano "takır takır" top oynadılar.

    3- serdar ve maicon savunmada yine kusursuzdu. gerçi rakip onları zorlamayı bir tek bu ikilinin arkasına burak'a atacağı uzun toplarla düşünmüştü de galatasaraylı stoperler burak yılmaz'ı hep "faka bastırdılar"... kenar bekler de trabzonlu oyunculardan baskı görmeyince, hücuma rahat katıldılar, mariano ilk golün asistini yaptı, biraz daha dikkatli olsa ilk devre iki değil üç asist bile yapabilirdi. nagatomo da sol kanatta tükenmeyen enerjisi ve oyun ciddiyetiyle rakibi baskı altına tutmakta oldukça faydalıydı... sene sonunda ne yapıp etmeli, yuto'nun bonservisini almalı...

    4- belhanda ile ilgili en büyük şikayetlerimden biri şut atmayı hiç ama hiç aklına getirmiyor oluşuydu. bizim 10 numara trabzon karşısında üç kere kaleyi yokladı da bu sefer de maalesef pas vermesi gereken yerde vurdu... maç kazanılınca bu tip "falsoları" görmezden gelebiliyoruz da umarım yine şut atmaya devam eder ama "yeri ve zamanında" olunca tadından yenmez... unutmadan, fatih terim'in takımının vazgeçilmezi oldu iyice faslı oyuncu...

    5- rakipler garry rodriguez'e artık tedbir almaya başladılar ve bizim "speedy gonzalez" de artık kendince b planları yapmayı düşünmeye başlamalı vakit kaybetmeden. sol kanatta topu ayağına alan garry, ceza sahası köşesinde rakibine çalım atıp ya gomis'e pas ya da şut seçeneği üretiyordu bugüne kadar ama artık karşı takımın hocaları bu kanalı kapamak için anında kademe yapacak bir oyuncuyu gönderiyor rodriguez'in karşısına ve o da topu daha geride bekleyen selçuk ya da belhanda'ya çıkarmak zorunda kalıyor, atağın hızı kesiliyor. nagatomo ile ikili oyunlar ya da ters kanatta feghouli'ye atılacak uzun toplar ile rakibi şaşırtabilecek değişik opsiyonlar üzerine kafa yormalı bizim sol açık... yoksa etkinliği gittikçe azalıyor...

    6- ilk devre iki stoperin adam adama ve "tatlı sert" markajında kalan bafetimbi gomis, ikinci yarı hubocan'ın kenara alınmasıyla rahatladı ve ilk baskıda okay'ı bozup, galibiyeti perçinleyen golü attı. 26 lig maçında 26. golü atan fransız oyuncu bir yandan galatasaray'a puanlar kazandırırken, öte yandan da rekorları tek tek kırıyor. galatasaray adına bir sezonda en fazla gol atan yabancı oyuncu olan gomis, üç gol daha atarsa alex'e ait olan "süper ligte en fazla gol atan yabancı oyuncu" rekorunu da kıracak...

    7- sezonun ilk devresinde trabzon'daki mücadelede takım arkadaşını korurken, olcay'ın "dramatizasyon" kullanarak oyundan attırdığı sofiane feghouli, oynadığı istekli oyun ve "kilidi açan" gol ile maça adını yazdırdı. feghouli de gomis gibi kendi adına rekor kırmaya devam ediyor, attığı 6 gol ve 7 asistle bir sezonda gole en fazla katkı yaptığı sezonu galatasaray'da yaşıyor cezayirli futbolcu.

    8- fırat aydunus kendisinden beklediğim gibi oldukça öz güvenli ve rahat bir maç yönetti ama pereira'nın korner bayrağı cıvarında selçuk'a attığı "kırmızı kartlık" tekmeyi göremedi. maçın hakemi açıklandığında fırat'tan ziyade tehlikenin yan hakem aleks'ten geleceğini yazmıştım twitter hesabımda ve bir çok sarı-kırmızılı taraftar aynı görüşte olunca, "iyi" bir kamuoyu oluştu, belki de fırat aydunus uyardı kendisini, sebep her neyse farketmez, en nihayetinde aleks taşçıoğlu hiç olmadığı kadar dikkatliydi maç esnasında, ofsayt kaçırmadı, bir tarafından ilginç fauller uydurup bayrağını sallamadı...

    9- maçta uzatma dakikaları oynanırken, feghouli orta saha yuvarlağı içinde rakibine bir faul yaptı ve trabzonlu kucka hiç bekletmeden topa öyle bir vurdu, muslera belki de kariyerinin en "harika" golünü yedi. trabzon'un attığı gol skoru değiştirmese de galatasaray adına iyi bir uyarı oldu, maçta skor ne olursa olsun, dakikalar kaçı gösterirse göstersin oyunda ciddiyet kaybedilmemeli. feghouli yaptığı o faul sonrası topun karşısında kalabilseydi, galatasaray o golü yemezdi. hatalardan ders almak önemlidir, fatih hoca o golü bu hafta idmanlarda çokça defa izletecektir oyuncularına...

    10- galatasaray maçlarını artık kapalı gişe oynuyor. bilet bulmak oldukça zor türk telekom stadyumunda oynanan maçlara. bu kalabalık da fatih terim'in gelişiyle birlikte "kuru kalabalık" değil, takımı iten, rakibi boğan bir güce dönüştü. bunun farkında olarak galatasaray taraftarı bundan sonraki maçlarda "seyircisiz" cezası almamak için oldukça dikkatli davranmalı, zira şampiyon olunacaksa taraftar-futbolcu birlikteliği hayati önem taşımaktadır.

    11- galatasaray-trabzonspor maçı 90 dakika içinde yaşanılanlarla değil, maçtan sonra çıkan "skorbord" kriziyle konuşuldu pazar gecesi bir çok spor programında. karşılaşmanın bitimiyle beraber türk telekom stadyumu skorbordunda "şampiyonların kupası müzesinde olur" sloganı eşliğinde galatasaray müzesi reklamı yapılınca, trabzonspor taraftarı alınmış ve 2010-2011 sezonundaki "tartışmalı" şampiyonluğa atıf yapıldığını düşünmüşler. tabii, abdurrahim albayrak'ın da "bilmeden, sormadan" televizyon kanalına verdiği röportaj da ateşe benzinle gitmek oldu bu mevzuda. daha sonra olay aydınlandı, yazının trabzon'la bir alakası olmadığı açıklaması yapıldı galatasaray kulübünden.
    lakin... şunu belirtmeden geçmeyelim. şike sürecinde trabzonspor'u en fazla destekleyen kulüp galatasaray olmuş, türk telekom'a konuk olduğunda bordo-mavililer "2010-2011 şampiyonu trabzonspor hoşgeldin" pankartları açılmıştı galatasaray tribünlerinde. buna karşılık ne mi oldu? avni aker'de bir kaç kendini bilmez galatasaray forması yaktı, trabzonspor yönetiminden kınama gelmedi. trabzonlu futbolcular muslera gibi "beyefendi" bir topçuya saldırdı, uğur demirok galatasaray'la "kafa bulmaya çalıştı", olcay en son maçta ortalığı karıştırdı... bu olaylar da galatasaray taraftarının trabzonspor'a bakışını değiştirdi... boşa dememişler "rüzgar ekersen fırtına biçersin" diye...

    kaynak: ultras/movement blog
    http://ultrasmovement.blogspot.com.tr/...y2-1trabzonspor.html
  • 398
    https://i.hizliresim.com/rObBQV.png , https://i.hizliresim.com/Rn5LYa.png , https://i.hizliresim.com/OoXnZP.png : serdar aziz'in sadece hava topu almadığını, sadece rakip oyuncuyu marke etmediğini gösteren bir pozisyondu. gerektiğinde oyuna yaratıcılık katabildiğini de görüyoruz tıpkı burada olduğu gibi. zaten sene başından bu yana hemen her konuda kendini geliştiriyordu ki artık geldiği seviye zapt edilemez noktalarda. ( https://resmim.net/f/NQ1R7u.png , https://resmim.net/f/vr63MK.png , https://resmim.net/f/PfBvlG.png )

    https://i.hizliresim.com/BLBm2j.png , https://i.hizliresim.com/JQgrqB.png , https://i.hizliresim.com/lOg2db.png : donk rakip orta sahayı deliyor... 2014'ten 2017-2018 sezonuna kadar ilk on birdeki orta sahalarımızın bile beceremediği, takımımız adına en önemli eksiklerden biriydi merkezden rakibi delmek. bu sezon fernando sakat ve ndiaye gitmişken normal şartlarda ilk on sekize yazılmayacak oyuncumuz bile topla katedebiliyor. tabi elbette donk özelinde bakarsak belki donk'tan da büyük pay fatih terim'indir şapkadan tavşan çıkarttığı için. ( https://resmim.net/f/DXNrHr.png , https://resmim.net/f/fbbr1A.png , https://resmim.net/f/F5AcPr.png )

    https://i.hizliresim.com/lOg2ZJ.png : benim gibi parselizasyon manyakları için başlı başına bir orgazm sebebi. şuna bakar mısınız ne muhteşem bir tablodur yahu. ip gibi ip! bakın elinizdeki kadro ligin en kötü kadrolarından biri olsun, oyuncularınıza sahada şu şekilde konumlanabilmeyi öğretirseniz en kötü orta sıralarda bitirirsiniz ligi. böyle de büyük fark yaratır oyun anlamında. bu taktiksel beceriye galatasaray'ın coşkusu da eklenince ortaya çıkan şey epey güzel oluyor elbette. ( https://resmim.net/f/GnzoCb.png )

    https://i.hizliresim.com/VrJ58v.png : serdar'dan müthiş hamle. net bir pozisyon bilgisi... (denge de var, semih veya chedjou ola ayağı kayar topu ıska geçip rakibe hediye ederdi) ( https://resmim.net/f/4gXD2N.png )

    https://i.hizliresim.com/NZQ6dL.png : takım agresifliğimizden bir kesit. maça olan açlığı, isteği ve konsantrasyonu özetliyor aslında bu kare. maçın son kısımları olmasına rağmen üstelik skor da 2-0 iken böyle bir açlığın gösterilmesi harika bir durum. bana kalırsa şampiyonluk alameti bir kare. ( https://resmim.net/f/O2necI.png )

    veeee...
    maçta aldığım notlar arasından belki de en güzeli. unutmuşum bu anın dakikasını da yazdığımı az önce fark edince bayağı bir mutlu oldum istemsizce. böyle içten gülen insanda zerre kötülük olacağına inanmam, hem iyi oyuncu hem iyi insan. evet karşısınızda bir adet gülen belhanda: https://i.hizliresim.com/NZQ6BQ.png ( https://resmim.net/f/wPuBcz.png )

    eee ağlara takılan hamsi sevincini de siz kendiniz gözünüzün önüne getirirsiniz artık .*

    edit: hızlıresim görüntüleyemeyen arkadaşlar için linkleri artırdım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın