• 354
    kendisine yapılan seviyesizliklerden bahsettiği tümcesini sokarım darbenize diyerek bitirmiş yazar.

    herkes hakkında bir fikri oldugunu söylüyor. insanların da onun hakkında bir fikri var. mesela dünyanın en kibar mesajını kendisine atmama ragmen, işlerinin yogunlugu nedeniyle herhangi bir cevap atamayacagını söyleyen yazar olarak aklımda kalmiştir benim. bir de insanların yaşına hürmet etmem gerektigini, ama ciddiye almak zorunda olmadıgımı da hatırlamışımdır tabi.

    kendisi hiç yanılmadıgını söylüyor. ancak benim mesajımda bile, nesnel olarak yanıldıgı birçok ayrıntı anlatılmıştı. söyleyecek bir şey yok, nasıl olsa biz faniler en iyisini hiçbir zaman bilemeyecegiz..
  • 176
    bir kadın olarak yazdığı hiç bir yazıdan rahatsızlık duymuyorum. yazdıklarına katıldığım da vardır sadece gülüp geçtiğim hatta yine kaşınıyor dediğim entyrileri bile oluyor. ama bu salyalar akıtarak dur ulan şuna nick başlığının altında fütursuzca geçireyim deme hakkını vermiyor. bazı yazar arkadaşlar gibi her entrysinde .mına koyim tarzında bir küfür de görmedim. fikirlere karşı çıkabiliriz, aynı fikirde olmayabiliriz ama bu onu her şekilde acımasızca eleştirebilme hakkını vermez bize. sağlam hafıza olayına katılıyorum. bir çok kimsenin hatırlayamacağı nüansları okutma ve hatırlatma şansını veriyor bize. ama o kadar kör bakıyoruz ki yazdığı entyrlerde bunların farkına bile varamıyoruz. varsak da görmek istemiyoruz. ben kendi adıma, nasıl sabri başlıklarından sıkılan birileri varsa bende her gün sol framde de zizonkovaç başlığını görmekten sıkıldım. siz yazmaktan sıkılmadınız. emin olun bu sözlükte takılması gereken daha farklı yazarlar var. gerçi 1-2 tanesini kendini imha etti. sırada bir iki tane daha var. şampiyonlar ligi, uefa ligleriyle uğraşmak varken siz fenerbahçe maçına takılmış yazarlar gibi hareket etmeye devam edin. buyrun buyrun. çekinmeyin.
  • 67
    forum oldu diye burası şikayet etmesine rağmen kendi entrysine ters bir yorum yazıldığı anda hemen altına "cevap" niteliğinde entry döşeyip, bir de üstüne insanların zekasına laf edebilen büyüğümüz. hiç kimse "farklı" olduğu için kendisinin kişiliğine saldırmadı ama o sürekli "üstü kapalı" laf sokma huyunu bırakamadı. bunların dışında elbette herkes gibi faydalandığım bilgi dolu ve de gülümseten eğlenceli entryleri vardır; bırakın armutla elmayı karıştırmayı, yeşil elma ve kırmızı elmayı bile ayrı tutmak, ayrı değerlendirmek lazım. kendisi ile ilgili nacizane yorumumdur.

    not: ismine yazmamın sebebi, pmlere cevap vermediğini açıkça belirtmiş olması ve de bir derdiniz varsa açıkca yazın demesidir, yine de üşenmeyip pm yazdım kendisine. aynı başlıkta devam etsek atışmaya çok savunduğum "sözlük" mantalitesine ters bir şey yapmış olurdum.
  • 495
    valla beynindekileri sözlüğe dökmek için oturduğundan doğum günü filan aklından uçmuş yazardı. giuseppe meazza başlığına giri yaptıktan sonra zizonkovac(4) başlığını sol framede görünce "ulan ne oldu yine" diye söylenerek kendi başlığını açınca utancından neye uğradığını şaşırmıştır.

    -çok şaşırttınız beni. çok teşekkür ederim. ara sıra bişeyler oluyor. başarısızlığı ve yenilgiyi zor hazmeden insan tiplerindenim ben. siz benim gibi aksi bi ihtiyara fazla kafayı takmayın. hepinize sağlıklı ve zevkli uzun bir ömür dilerim. hepinizi çok seviyorum. sevgiler saygılar.

    (bkz: ultraslan bir ayagi cukurda)

    edit: aklımdakilerin hepsi uçtu. ne yazıcam lan ben şimdi. bi acaip oldum. ahahaha...
  • 455
    ------------------(bkz: #459253)-----------------

    köylü kurnazlığında son nokta. insanlarla atışmak, nick altlarına yazı yazmak bilin bakalım ne zamandan beri var?

    bu sözlükte çetecilik var,
    elit yazarlar var,
    grup var...
    diye haykırıyorsunuz değil mi?

    bu sözlükten nick altına eleştiri alıp sonra da uçurulan ilk yazar kim? tisipi aypi değil mi? evet. kim bu adam? tisipi aypi bizim sözlüğümüzün kurucusu olan gs'nin iş yerinden yakın arkadaşı. biliyor muydunuz? hayır.

    bilmezsiniz ama sallarsınız. grup var ya hani, kankacılık var ya o sebepten bu adam gitti değil mi? millet grup olarak nick altına yazıyormuş, attırıyorlarmış öyle mi?

    şimdi her dalda nice kupalar kimdir, nedir anlatalım da bilin sevgili zizonkovac.

    bu elemanın sözlükteki 14'üncü entrysi, (bak sayıya zizonkovac, sayıya bak 14 ) haldunustunelinsactokasi'na bir eleştiri entrysi. ama öyle böyle değil. elmaya yeşil demişim ben, arkadaş diyor ki;

    -ya bu elmaya yeşil demiş ama önceki entrylerde de barış'tan sağ bek olmaz demişti çelişiyor kendisiyle-

    böyle saçma sapan bir şekilde çeliştiğimi düşünmüş ama sonrasında insanlar benim nick altımda ''ne alaka lan mal mısın olum'' tarzında bu arkadaşı eleştirmiş ve daha sonra thisisthebesttillwedobetter'ın son sözü ile olayı kapatmak için nick altına saygı ve sevgi dolu bir entry girip olayı tatlıya bağlamıştım. sonra ne oldu? elemanı zirveye çağırdık. gelsin fikir beyan etsin diye, beraber maç seyredelim diye. sonra kendisi gaza geldi ''hadi tribüne gidelim, salona gidelim, koşun beraber olalım'' tarzı entryler ile boş hezeyanlarda kendisine yer buldu. o bağırırken biz tribündeydik ama kendisi sözlükte sıkıp sıkıp durdu. herkese de sığ eleştiriler yapmaya devam tabi. ben sonra kendisini hiç ellemedim. bakalım ne yapacak diye. aha bombayı koymuş. kendisi sözlükten ''sözlüğün huzurunu bozmak'' maddesi yüzünden uçurulacaktır yakında. tahmin ediyorum.

    bak zizonkovac, sen bilirsin bizim captano'yu. adam sözlüğün kralı. bugün etrafında resmen müritleri var. bu adam yazarlıkta da, adamlıkta da 10 numara.

    şimdi de, ondukuz'a göz atalım;

    captano'ya gereksiz yere blog linki veriyor, artizlik yapıyor minvalinde bir entry ile dikkat çekmişti. sonra da ilgi görmek hoşuna gitmiş olmalı ki, kim var listesindeki iletisinde captano jr diyerek kendisini unutulmazlar arasına sokmaya çalışmış, olmayınca son bir gaz ile (bkz: tayfasi olmayan sözlük yazarı/@ondokuz) entrysi ile çırpınmış sonra da unutulmuştur tabii ki. ben kendisinden de yakında bir bomba bekliyorum.

    bu sözlükte dikkat çeken, huzur bozan adamlar var. bak sen seviliyorsun. ben sana ve since prospero'ya bir şey demem. çünkü sizin gerçek fikriniz bu. sözlüğün genelinden farklı düşünüyorsunuz. siz durun burada sorun değil. ama yapma zizonkovac, şu aşağıda diyeceklerimi yapma;

    türkiye komünist partisi, amerika'yı protesto için, ırak savaşının ilk yıllarında tbmm'den tezkerenin geçmediği zaman sınırda protesto yapmıştı. çok büyük bir organizasyon ile. gerçekten ezilenin yanındaydılar. ağlatmışlardı milyonları, ayağa dikip alkışlatmışlardı. ama sonra ne oldu? eksen kayması yaşadılar. 1 hafta önce okmeydanı tkp ilçe binasından terorist topladılar. pkk'lı topladılar. bu onların suçu değildi. onların anlatmak istediği başkaydı ama bazı çakallar onları ateşe attı. biz de sizin fikrinizdeyiz deyip alttan kendi fikirlerini de soktular. yazık oldu tkp'nin karizmasına.

    yapma zizonkovac yapma. senin üstünden prim yapmaya çalışıp asıl amacı başka olan insanların oyununa gelme. onlar köylü kurnazı. sen akıllı adamsın kanma böyle şeylere. seni pohpohlayan onca insan var zaten, iki-üç tanesine tav olma. bu sözlükte çete falan yok.

    şimdi senin üstünden diğer yazarlara tavsiye olsun olsun;

    (bkz: idrisk)
    (bkz: feroxious)
    (bkz: harry kewell the wizard of oz)
    (bkz: prekazi8)
    (bkz: soy ozan)

    sakin olun canlarım benim. 1 aydır takiptesiniz zaten, sakin olun. nkfvas'nin dediği gibi her hıyarım var diyene tuz ile koşmayın. eleştiri illa ki yapılır. ama önceki entrylere cevap niteliğinde entry sözlüğü çok yıpratıyor. kavgaya mahal olan bunlar ve kavgaya en müsait yazarlar da sizsiniz.

    gelelim extensor'a; iyidir, hoştur da bir adama 100 kere az küfret abicim dediğin halde, uyardığın halde hala küfrediyorsa zaten gitmek istiyordur. gönderilmemiş, gitmiştir. bunu da hesaba katalım.

    evet sevgili zizonkovac. seni gerçeklerden biraz daha haberdar etmek adına yazdığım entry son bulurken bir notum var; bu entry 1 hafta içinde kendisini imha edecektir. ama; hala ortalığı karıştıranlar bitecek mi sence? hayır. hala takipte; airkaynana, ondokuz, her dalda nice kupalar gibi adamlar olacak. ilk huzur bozmaya yönelik hareketlerde, önceki vukuatları da hatırlanacak tabi.

    ısrarla söylüyorum sen başkasın. ama millet salak-saçma şeyler yazıyor, onlara; '' yapma evladım, yapma çucuuğum '' deyince '' ama zizonkovac da yapıyor aynısını ühühühüü'' diyorlar. o sebepten birazcık yapma. şu kavgalara dahil olmadan rijkaard'a istediğini yaz, eskileri yaz falan... misyonun belli senin sözlük içinde, vizyonun da. koskoca adam ne kalkıp elin troll'ünü savunuyorsun. her dalda nice kupalar troll'dür. ama owencan gbi olanlarından değil, kaliteli olanlarından. kendisini belli etmeyenlerinden.

    o sebepten yapma zizonkovac. köylü kurnazlarına müsaade etme...
  • 296
    galatasaray için deplasmanlara giden, ali sami yen stadı'nda her maç yerlerini alan, sarı kırmızı giyinen, üstlerinden forması, atkısı, montu eksik olmayan insanlar için "galatasaraylı değiller" diyebilecek bir insandır kendisi.

    kimse kimsenin galatasaray sevgisini ölçemez tabi ki. ne demişler efendim vakt-i zamanında ;

    (bkz: sizin anlatmak istedikleriniz, karşı tarafın anlamak istediği kadardır)
  • 389
    her şeyden önce tanımla başlıyorum: kendisi ya babamla yaşıttır, yada babam bile kendisini tanısa abi der, aramızda öyle bir yaş farkı olan yazar.

    onunla ilgili yazarken bu aralar sözlükte çok moda olan zizonkovacözentiliği yaparken bir yandan da "üstad"a övgüler düzelim tipi yazarlarla diyeceklerim var.

    zizonkovac'tan pek hazetmem, allah için doğruya doğru. düşüncelerinin çoğuna katılmam. bazen saatlerce sinirlerimi alt üst etmeyi başaran şeyler yazdığı olur. "yemin ederim girmicem bi daha bu sözlüğe!" diyerek sağ üst köşedeki x'i hırpaladığım çok olmuştur sayesinde.

    ama zizonkovac şahsına münasırdır. seversiniz, sevmezsiniz, ama yaşınız, hatta belki daha fazla süre bu takımı izlemiş bir adam olduğunu bilirsiniz.

    mesela ultraslan'ı sevmemek bir seçimdir. eleştirmek de. ya bu arada sıkça gördüğümüz gibi "ultraslan mı ıyy pis çapulcular" tarzı altı boş, saçma şeyler söylersiniz, ya da zizonkovac gibi bugüne kadar ultraslan'a rakip olmayı başarmış tek oluşuma tanık olmuşsunuzdur, ki tabii ki ikinci şık pek mümkün değil. bugün ultraslan "tamam ulan bir daha maça falan gelmiyoruz" dese, boş boş konuşanların, klavye delikanlılığı yapanların biri bile bırakın tezahürat, pankart yapmak, sokakta kavga etmek gibi işleri, maça bile gelmez, adım gibi eminim. zizonkovac'la ilk farkınız işte bu. ortaya alternatif olarak ya kendini koyacaksın, yada susacaksın. başkalarının bıraktığı işi başka başkaları yapsın demekle olmaz.

    zizonkovac şehir dışında oturup, altı ayda bir gelip evinizde kalan amcanız gibidir. huysuzdur, kendinden küçük diye genelde insanların düşüncelerine saygı duymaz, dik başlıdır, laf dinlemez, eleştiri kabul etmez, en iyisini ben bilirim'den, ben demiştim'den şaşmaz, ama yine de amcanızdır. "amcam bizde, hiç eve gidesim yok yeaea" dersiniz ama akşam oturur konuşursunuz. konuşurken sizi sinir hastası da etse, anlatacak çok şeyi var bilirsiniz.

    elle tutulur bir fark daha: zizonkovac her hafta haftanın en ofsayt entry'lerine mutlaka entry sokmakla tanınır. hatta ben hatırlıyorum, pazar akşamı saat 11 buçukta yazdığı bir entry yarım saatte haftanın en ofsayt entrysi olmuştu. ama bu adamın ofsayt entrysi kadar en beğenilen'i, destan'ı da vardır. demek ki yaptığı tek iş belli kurum ve kişilere çemkirmek değildir, ha onu yapmaz mı yapar, ama demeye çalıştığım şu ki, daha fazlası da vardır.
  • 556
    #520191 no'lu entry'sinde bazı şeyleri bile bile yanlış anlamış ya da bile bile yanlış yansıtmış yazardır.

    1- zizon abimiz bülent korkmaz'ın galatasaray'a hareket çekmediğine ikna olmuş. olabilir. insanlar iyi niyetli olabilir, ama ben o görüntüyü hiç de öyle algılayamıyorum. böyle algılayamayan çok kişi var. insan 25 yıl formasını giydiği bir takıma karşı oynarken o kadar ateşli sevinmesi ne kadar etiktir, ne kadar iyi niyet taşır bu bile sorgulanırken o kol niye kalkar ki? intikam hissiyle dolmuşsanız kalkar ancak.

    2 - lincoln meselesi bir formsuzluk meselesi değil. yabancı oyunculara karşı alınmış bir tavır meselesiydi. sen teknik direktörsen oyuncudan yararlanmaya çalışırsın. oyuncunu milletin önüne atmazsın. adı haldun üstünel de olsa bir yöneticin soyunma odasında onu arkadaşları önünde azarlamaya kalktığında işe el koyarsın. feldkamp'ı soyunma odasından kovabilecek cesaretin varsa buna da cesaret etmelisin. sonra gider oyuncunla konuşursun, ders verirsin, öğüt verirsin... teknik direktörsen herkese eşit davranırsın ve oyuncuna sahip çıkarsın. kişisel duygularınla hareket etmezsin. takımın çıkarını düşünür, takımın çıkarını her şeyin önüne koyarsın. ama bu da anlayış, izan ister.

    bülent korkmaz'ın lincoln'e yaptığını, alex ferguson'ın beckham'ın kafasına krampon atmasıyla karşılaştırmış abimiz. beckham'ı beckham yapan adam ferguson. yıllarını vermiş. beckham, ferguson’a olan borcunu hayatta ödeyemez. bülent korkmaz hangi oyuncunun gelişimine bir katkıda bulunmuş? bugüne kadar hangi oyuncuya bir şey katmış? ferguson beckham, cantona, ronaldo gibi yönetilmesi çok zor oyunculardan mükemmel verim almıştır. bülent korkmaz ne yapmış? sorunlu oyuncusunu hepten bitirmiştir. bunu ebem de yapar.

    3- "bülent korkmaz'ın yıkıntıyla aldığı, skibbe'nin mahvettiği takım..." bir 5-2 yenildiğimiz kocaelispor maçında oynanan futbola bakın, bir de (bkz: 6 mart 2009 galatasaray bursaspor maçı) maçındaki futbola. futbolumuzun üç beş haftada ne kadar geriye gittiğini görürsünüz. tabii aynı kadronun skibbe'nin elindeyken yıkıntı olmayıp, bülent korkmaz'ın elinde yıkıntı olması da başka bir olay. şimdi bana "o oyuncuları skibbe transfer ettirmedi mi?" demeyin. skibbe kariyerinde ne zaman dünya kadar 30 yaş üstü oyuncu transfer ettirmiş? bu kadar alternatifsiz kadroyu skibbe mi istemiş?

    4 - mesela diyor ki bülent korkmaz'ı eleştirenler için: "4-25 subat 2010 galatasaray atletico madrid macinda 90+2 de dos santos'u sokan mankafa'yı savunan ve yabancı götü yalamayı sevenlerin eleştirdiği adamdır, ona yanarım."

    sözkonusu atletico maçında caner tam oyundan alınıp yerine dos santos girecekken galatasaray'a bir gol kazandırması üzerine oyuncu değişikliğinden vazgeçilmiştir. caner de o dakikadan kırmızı kart pozisyonuna kadar çok iyi oynamış, bugün bile içimizi yakan penaltı pozisyonuna neden olmuştur. on kişi kalınca da mecburen defansa kapanmışızdır. leo franco'yu çıkarıp dos santos'u mu alsaydı rijkaard?

    bunları görmüyor mu, bilmiyor mu zizon? benden daha iyi biliyor. bir keresinde "misses next match" ibaresine takılmıştı abimiz. sözcüğün "kaçıracak" anlamını bilmesine karşın bunu es geçip "özleyecek" anlamını kabul ederek. yani ilk değil bu.
  • 658
    http://gss.gs/773043

    kendini anarko sendikalist olarak tanımlayıp, ense traşına takmış yazar.

    hayır yani en başta anlamadığım şey anarko sendikalizm'i ense traşı ile nasıl bağdaşlaştırdı bilemedim, bir süredir düşünüyorum hâlâ çözmüş değilim. sonra, neyse ya üstad biliyordur bir şeyler deyip o konuyu kapattım. fakat yine de takıldığım en büyük şey "...veya dış görünüşlerine hiç önem vermem" deyip satırlar dolusu ense traşı eleştirisi getirmesiydi.

    tamam, biz yine de ense traşı üzerinden devam edelim... ense traşının olmaması problemlerin olduğunu gösterir. kabul, mutabıkız. rijkaard'ın ve hagi'nin ense traşında komple tribünün kadınları saçlarını tarar, erkekleri sakal traşı olurdu... mübarek enseleride oldukça kalındı. rijkaard kıvırcık olduğu için ense traşı pek dikkat çekmezdi ama hagi'nin enseside tam şaplaklıktı hani hee... saygımız olmasa yapıştırırdık çaaaaaaat diye... adnan polat'ın ve adnan sezgin'in ense traşına hiç girmiyorum bile... ve eminim ki, abdurrahim albayrak'ın da ense traşı fatih terim'den farksızdır.

    işler rayına oturmamış, belli, göz var izan var, bir sahaya bakıyoruz bir fatih terim'in ensesine... bir de fatih terim'in berberi var ki o konuya da girmemek gerek... adam aylardır ensesi kalın biri gelecek, bütçeyi doğrultacağız diye bekliyor... madem o konuya girdik, berberin çırağına da girelim madem... okullar açıldı çocukcağız fatih terim'den bahşiş alamadan okula gitmeye başladı. haftalardır gözü yollarda... fatih terim gelsede 50 lira bahşiş atsa, jöle alsam, saçlarıma sürsem, kızlar beğense... yani herkesin derdi başka... fatih terim'de "ulan şu işleri bi düzeltsemde berbere gitsem iki muhabbet etsem..." derdinde... ama adam haklı... şimdi gitse berberin çene düşük "yaaa hocam n'oluceek bu cimbom'un hali..." demesinden korkuyor olsa gerek...

    son dönemlerinde can'ım skibbe'nin de ense traşı çıkıyordu ama o'nun durumu herkes tarafından malum... adamın altına dinamit yerleştirdiler, memleketine memleketine kadar uçtu, berberi ziyaret edeyim demek için gittiğinde "yaaa hocam bu ensenin hali ne..." serzenişini duydu... o dinamitten sonra bir daha iflah olamadık zaten o ayrı konu... muhtemelen almanya'daki berberin ahı tuttu... siz misiniz ulan bu adamın ensesini bu hale getiren heee!

    http://www.soccerway.com/...tive/12353914830.jpg

    aylık 250 bin euro fena para değil valla... ama o kadar para cüzdana sığmaz herhalde yani... ya da çok mu cimrileşti bu adam! o kadar para alıyor berber parasından mı korkuyor acaba nedir bu ensenin sırrı bilemedim ben... yıllık 3 milyon euro eder! vay beeee

    yine de düşündüm de adamın evine uğradığı yokki berbere uğrasın... aha yukarıdaki kirli sakallı skibbe'den sonra hatta az daha zorlarsak onun öncesinden beri ense traşı oldukça düzgün ama bir türlü iflah olamayan adamlar geldiler gittiler, berberleri zengin ettiler...

    o'da 2. gelişinde berberleri zengin etmemişti, zira rahmetli özhan abi'nin tüm kulüp çalışanlarına bit pazarından ilk pazarlıkta 140 liraya satılan ama pazarlık sertleştikçe 20 liraya kadar fiyatı düşen çin malı traş setlerini dağıttığı haberlerini de duymadık değil o dönemde...

    çinliler nasıl becerdi dünya ekonomisini sanıyorsunuz teeeey...

    neyse, konuyu bağlamayı denedim ama böyle kalmasında fayda var.

    selamlar, hörmetler.
  • 123
    ironi yapabilir, ironi yapmayabilir, rijkaard'ı başarısız bulabilir, bülent korkmaz'ı teknik direktörlükte bir numara görebilir. ve bütün bunları sözlükte entrylerinde kullanabilir. buraya kadar her şey normal ve kimseyi ilgilendirmez. yalnız tek ricam yaftalamasın insanları. şimdi kendisi nasıl çoğunluktan farklı düşünüyor diye kabız ve kapasitesiz olmuyorsa milattan önceki bir zamanda yaşanan olaylarda aynı fikrin çoğunluk oluşturduğu tarafta duranlar da kabız ve kapasitesiz olmuyor. karton taraftar hiç olmuyor. aman diyim.

    burası galatasaray sözlük. evet bildiniz herkes galatasaraylı. ve o herkes bu yazarımız gibi düşünmüyordur, düşünmeyecektir. zaten düşünmek zorunda da değildir. öyle olduğu vakit o insanlar bu yazarımız tarafından sürü içindeki akılsız muamelesi görmemelidir. a konusu üzerinde birisi hebele diyorsa, diğeri de hübele diyorsa bilmeliyiz ki galatasaray için söylüyor. iki kafa galatasaray'ın iyiliği için farklı fikirler üretiyor. olay bundan ibaret. ne çoğunluktasın diye salak ne de farklısın diye akıllı olmuyorsun. alt tarafı fikir belirtiyor herkes işte.

    hayat geçmişe takılı kalarak yaşanmaz. bülent korkmaz bir zamanlar burda eleştirildi diye galatasaray sözlük yazarları sürekli yazılanlarda bir dokundurma, bir ironi bulma çabası, bir yaftalanmayla uğraşamaz ki. hayır ne gerek var?

    ayrıca görüşü kedisini bağlar niye farklı görüşe saygı duyulmuyor deniyor. doğru. ama bu olay bu yazarımız için de geçerli değil mi? kendisi şuan siz de bülent'i böyle eleştirmiştiniz alın size modunda entry girip o eleştirilere saygı duymamakta. nasıl etsek nasıl olur acaba?
  • 149
    çok büyük galatasaraylıolduğundan sebep üzerine bu kadar gittiğimiz ağabeyimiz.

    harbi galatasaraylı olmasa takındığı tavırlar gram umrumuzda olmaz. lakin bu kadar gün görmüş, tecrübeli bir cimbomlunun göz göre göre galatasarayın aleyhine bir tutum alması kabul edilemez.

    biz mi çok toyuz anlamıyorum.

    bülent korkmaz'a yapılanlar ile frank rijkaard'ın ne ilgisi vardır? bu surinam göçmeni mazlum adam neden geçmişte kendisiyle zerre alakası bulunmayan hataların bedelini ödemek zorunda olsun?

    bülent'e bıdı bıdı yaptınız, rijkaard'a neden yapmıyorsunuz; siz yapmıyorsanız ona da bıdı bıdıyı ben yaparım. ağzıyla kuş tutsa yaranamaz bana.

    bu mudur olay yani..

    bu çok büyük galatasaraylı ağabeyimizin frank rijkaard başarısız olduğu zaman mutlu olacağını bilmekiçimize sinmiyor.

    nokta
App Store'dan indirin Google Play'den alın