genellikle uyruğu hakkında yorumlar yapılmış olan şu anda kadınlardaki en iyi yüzücümüzdür. kendi türkiye adına yarışmayı kabul ettikten birkaç ay sonra 2015 dünya junior yüzme şampiyona'sında 50, 100 ve 200 metre kurbağalamada ve 200 karışıkta bize altın madalya getirmişti. hatta o dönem öyle formdaydı ki 200 metre kurbağalama ve 200 karışıkta dünya junior rekorunu da kırmıştı. 200 metre karışıktaki rekoru daha sonra kırıldı ve şu anda 2019 yılında lösemi olduğu açıklanan
rikako ikee tarafından tutuluyor. fakat 200 metre kurbağalamadaki rekor halen zeynep'e ait. ayrıca 2020 olimpiyatlarına da katılma hakkı kazanmıştı.
şimdi konu futbol ve biraz basketbol ve voleybol dışına çıktığında hemen 'neremiz doğru ki!' muhabbetine doğru gidiyoruz. yıllar boyunca
derya büyükuncu'da olduğu gibi viktoria zeynep güneş'te de önümüzdeki yıllarda benzer yorumlar yapılacak mutlaka. sorunumuz şu: birincisi ülkede kültür yok veya çok zayıf, ikincisi kültürün zayıf olması neticesinde antrenör yeterliliğimiz kötü ve üçüncüsü de sporcumuzu pazarlamayı bilmiyoruz. ilk 2'sini hemen hemen herkes söyler ama üçüncüsü ne alaka diye düşünülebilir. 1-2 gün kadar önce zeynep'in;
sarah sjöström,
chad le clos,
florent manaudou,
georgia davies,
pernille blume,
simonas bilis,
ian finnerty,
zsuzsanna jakabos,
danas rapsys ve niceleri ile birlikte
energy standard yüzme kulübünün sporcusu olduğunu öğrendim. yukarıda saydığım başlıca isimlere baktığımızda olimpiyat altınları, gümüşleri, bronzları, ülke rekorları, dünya ve şampiyona rekorları vs. hemen önümüze seriliyor. peki bundan kimin haberi vardı? zeynep böyle bir takımın üyesi iken niçin onun üzerine düşmedik ve 22 yaşında halen potansiyel vadediyor iken üzerine düşmemeye devam ediyoruz. olimpiyatta final yüzmek ve hatta belki madalya kovalamak yerine niçin yalnızca kadın yüzücü kontenjanından sporcu göndermeyi yeterli görüyoruz anlamak güç.