didier drogba ve
inter'den ayrılmadan önceki futbol hayatını baz aldığımızda
samuel eto'o haricindekilerde belirgin bir şekilde futbol aklı eksikliği görebildiğimiz forvet çeşidi. geneli afrika kökenli olsa da, güney amerika'dan da bu kıstasta forvetler görebilmekteyiz.
bakıyorsunuz
emmanuel emenike. mükemmel bir fiziği var, koşuyor, sıçrıyor, top tutuyor, tank gibi, kime değse deviriyor. ama beyin yok adamda. kaleciyle karşı karşıya iken kalecinin üzerine top mu sürülür amk?
yine bakıyorsunuz
moussa sow. herif akrobat gibi, ceza sahasına yapılan her ortaya rövaşata vurup, dahası o rövaşataları gol yapabilme meziyeti var adamda. ancak onda da bazen futbol aklının noksan olduğunu görebildiğimiz noktalar var.
daha iyilerinde de aynısı mevcut. mesela
romelu lukaku. emenike'den de, sow'dan da çok daha komple bir santrafor. ancak o da biraz beynini kullanabilse
real madrid'de
benzema yerine,
barcelona'da
suarez yerine oynayabilecekti, şimdi everton'da samuel abisi ile takılıyorlar. hoş, bu hali bile premier lig'de 20-25 gol atabilecek kapasitede.
örnekleri artırabiliriz. mesela
wilfried bony,
loic remy,
papiss cisse,
gervinho*,
seydou doumbia,
emmanuel adebayor, ve şüphesiz zeka konusunda 8 yaşındaki bir çocukla aynı seyirde ilerleyen
mario balotelli.
diyeceksiniz ki zaten bu adamlar çok kaliteli daha ne olsunlar? demek istediğim nokta şu, bahsettiğim arkadaşlarımızın fiziğinde herhangi bir beyaz futbolcu çok daha iyi yerlere gelebiliyorlar. mesela
cristiano ronaldo, mesela
zlatan ibrahimovic, mesela
gareth bale. bunlar da en az siyahiler kadar vücut bazında iyiler, ancak artıları onlardan çok daha akıllı hareket edebiliyorlar.
sakın dediklerimi ırkçılık olarak anlamayın. hatta ben siyahi insanları beyazlardan bile daha çok seviyorum, beni ırkçılıkla itham etmeyin. anlatmak istediğim futbol konusunda. yoksa siyahi insanlar çok daha insaflılar, çok daha vicdanlılar. keşke memleketimizde çok daha fazla sayıda olsalar.