• 52
    memleketin geleceği adına umut bağlanan kuşak, çünkü başka çare yok.

    sosyal medya çöplüğünde iki dakika dolanınca insanın içinde umut yerine karamsarlık hakim oluyor ama dediğim gibi başka çare yok. yine de "boomer" dedikleri, dünyanın sırrını çözdüğünü sanan ama cehaleti doruklarda yaşayan anadolulu ihtiyar muhafazakar tayfadan kötü olamazlar diye düşünüyorum.
  • 53
    dijitalleşme, teknolojiye kolay erişim ve iletişimde kolaylık gibi birçok faktör ile dünyaya entegre bir şekilde büyüyen kuşaktır. bu anlamda kültürel olarak da dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan yaşıtları ile benzer özelliklere sahipler. kendilerinden önceki kuşaklara göre bu avantajları farklı ülkelerde çalışmalarının da önünü açacaktır. özellikle y kuşağında olan ve ülkemizdeki uluslararası yabancı şirketlerde çalışan gençler, belli bir süre sonra yurtdışı ofislerine gitmektedir. bu trend, z kuşağında çok daha derin olacak.

    bu anlamda, yetenekli olanlarını kişisel olarak güzel bir gelecek beklemektedir. iyi eğitim ile birlikte, yeni ekonomiye entegre yeteneklere sahip olanlarını uluslarası şirketlerde ve girişimlerde sık göreceğiz. özellikle, değerleme oranı yüksek yeni girişimler kuracaklarını düşünüyorum.

    öte yandan, ülke kavramı ve boomerların ahlak kuralları ile ilgilenmemekteler. kendilerinden önceki kuşakların sorun gördüğü birçok şey, onlar için anlamsız gözüküyor. birçok yerde ifade edilen dijital vatandaşlık sistemini de bu kuşak kuracak. bunun yanında evrensel gelir kavramının da hayatın bir parçası olacağı düşüncesindeyim. çalışmak istemeyenleri en azından temel bir gelire sahip olacak. sözün özü farklı bir dünyanın altyapısı ile yetişmiş ve farklı bir dünyayı kuracak gençlerdir. aynı x kuşağının yaptığı gibi.

    spor tarafında ise dijital oyunlar ile devam edecekleri aşikar. mevcut geleneksel spor dalları önemini ve gelirini kaybetmeye devam edecek. nasıl kağıt üzerinden medya artık takip edilmiyorsa, fiziksel olarak insanların statlarda bulunduğu spor dalları da önemini yitirecek.

    x kuşağı olarak ne kadarlık kısmını görerim orası ayrı. ama şahsi kanaatimce bundan sonraki süreç böyle gözüküyor.
  • 54
    her kuşak gibi işe yaramaz saçma sapan konularla ilgilenen üyeleri oldukça ama bu kuşağın farkı gelişen teknoloji sayesinde herkesin gözü önünde oluyor bu olaylar. yani 15-20 sene önce siz üniversiteye gitmeden hatta askere gitmeden sadece kendi az çok yalıtılmış çevrenizle muhatap olurken şimdi sosyal medya sayesinde bu seviyeyi görüp bunlar çok boktan falan diyorsunuz ama eldeki mal aynı bokun laciverti maalesef hatta bu kuşaktaki kalilteli kişi sayısının daha fazla olduğunu bile söyleyebilirim gerçi onlar da ülkeden kaçma derdinde 'sizin nesillerinizin' bıraktığı durum yüzünden.

    ayrıca burdaki çoğu kişinin 2014-15'e kadar yaşadığı gençlik hayatını hiçbirimiz yaşayamıyoruz pandemi vs olmasa da ülkenin ekonomik ve siyasal durumu buna izin vermiyor. ülke içi yaşamı zaten saymıyorum artık adamlar irandaki gibi her sokağa devrim muhafızı dikti neredeyse. ekşi sözlükte yurtdışı hikayeleri başlığını okuyorum millet gezmiş eğlenmiş bizim en zengimiz bile(maddi durumu gayet iyi olan arkadaşım şu an erasmusta ordan biliyorum) artık onu zor yapacak durumda çünkü euro 10 dolar 8.5. her şey ateş pahası, tanıyan bilir silahlara ilgim var airsoft silah alayım dedim yurtdışında 200-300 birim olan alet bizim ülkede 4000 birim az daha zorlarsan idlipten gerçeğini daha ucuza getiriyorsun. bilgisayar playstation bisiklet kamp malzemeri vs hepsinde aynı durum var yani kısaca hobi edinemeyince mecburen elinde olan saçma salak şeylere sarıyorsun ben bile burdaki ekşideki toksik tartışmalardan bıktım tiktok indirdim izleyip vakit öldürüyorum.

    eğer üniversite sınavında çok iyi sonuçlar elde edecek biri değilseniz ortalama bir yaşam sürmenizin tek yolu polis asker olmak sizi resmen buraya doğru itiyor ülkenin durumu. her yerde üniversite var kaliteli kalitesiz bir ton mezun veriliyor odtü mezunu boğaziçi mezunu bile asgari ücretin bir tık üstüne çalışmaya mahkum bırakılıyor sonra z kuşağı şöyle böyle z kuşağı napsın siz söyleyin.
    konuyu çok dağıttım içimi boşaltmam lazımmış kusura bakmayın.*
  • 55
    sırf belli bir yıl sonrasında doğduğu için o kadar çocuğa kötü sözler söylenmesi çok saçma geliyor. insanın kimliğini yetiştiği çevre ve kültür belirler. z kuşağı kavramını durmadan tek bir insanmışcasına değerlendirmek mantıksız ve insanlar genelde bu kuşağın internete oldukça düşkün bir kısmıyla yüzleştiği için genelleme yapmaları kolay oluyor. asıl en iyi yaşlarını ülkenin en sıkıntılı döneminde yaşamak zorunda olan, bazı şeyleri hayal etmekten öteye gidemeyecek kuşaktır olaya o açıdan bakmak lazım.
  • 58
    90'lı bir y kuşağı olarak gördüğüm kadarıyla bizim nesilden pek bir farkları yok. hadi x kuşağını anlarım, onlar bizi de kötülüyordu zamanında da bizim nesle ne oluyor onu anlamadım. yapılan eleştirilerin çoğuna kendi ergenliğim ve sonrasında tanık oldum. o dönem bizim nesil için ne söyleniyorsa aşağı yukarı aynıları bu çocuklar için de söyleniyor şu an.
  • 59
    "bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. kaba bir şekilde yemek yiyorlar. yetişkinlere karşı saygısızlar. anne-babalarına karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar."

    “günümüzün gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.”

    1. paragraf aristoteles'in sözleri (m.ö.335), ikincisi heseiod'un (m.ö.800). ayrıca yakın geçmişte de anne frank'in hatıra defterinde denk gelmiştim (1942); dedesi(yanlış hatırlamıyorsam dedesi) radyo denen illet çıktığından beri yeni neslin rayından çıktığını, gençlikten umutsuz olduğunu söylüyordu. son bahsettiğim nesil boomer neslinin velileri ve onların gençlikleri savaş yıllarında dahi büyüklerinin gözüne batmış.

    hasılı z kuşağı "cıs, kaka" değil, biz yaşlanıyoruz ve yaşlandıkça da değişime uyum sağlamakta daha fazla zorlanıyoruz, elimizdekilere daha fazla sarılıp daha muhafazakar oluyoruz.

    öyle üstüne yoğurt döksen cacık olmaz durumu yok bu nesilde, artık amca oldunuz.
  • 62
    bu devranın böyle gitmeyeceğini gören kuşaktır. adaleti, liyakati ve şeffaflığı gerçekten de önemsiyorlar. bugünün ilk girisinde yazan çoğu şeyin de farkındadırlar ancak y kuşağı ve boomerlardan farklı olarak biatçı değiller, sorgulayabiliyorlar. yani iktidara getirdikleri kesimi bir sonraki seçimde iktidardan edebilecek muhakeme gücüne sahiptir. bugün iktidara gelen kesimin ülkeyi alıp da dış güçlere verilmesine, bazı kesimlerin ıslak rüyalarını gerçekleştirmesine asla izin vermeyecekleri çok açık. onun için onlara akıl vermeyin, onlar araştırıyor, sorguluyor ve hayata sizin baktığınızdan daha farklı bakıyor. şükretmek ile kanıksamak arasındaki farkı da biliyorlar. onların istedikleri açık, bugün 50 milyon izlenen iddialara sahip konuların korkmadan araştırılabilmesi, bakanlıklarda o işini uzmanı kadroların bulunması, kendilerini yönetecek kişilerin o kapasiteye sahip olması, ülkenin parasının inşaata, geri dönüşü olmayan şeylere gitmemesi bunun yerine teknoloji, endüstri gibi alanlara harcanarak sürdürülebilir ekonominin sağlanması. artık kabul edin sayın y ve boomer kuşağı, z kuşağı sizden daha akıllı, onlara akıl vermeye çalışmayın.
  • 63
    nedense bu kuşağın tamamı e-sporcu olacakmış gibi bir his var içimde.

    ayrıca devlet imkanlarını kullanarak insanları öldürenler/öldürtenlerden, yine bu imkanlarla uyuşturucu kaçıranlardan, halk -özellikle hastalık döneminde- yokluktan kırılırken lüks içinde yaşayanlardan, tüm bunları yaparken, din, ırk, devlet, atatürk gibi halkın bazı kesimlerinin kutsallarına sığınanlardan bu milleti kurtaracak kuşak olduğunu düşünüyorum. yukarıda bahsettiğim insanları savunanların hamasetine çok da kulak vereceklerini sanmıyorum.
  • 64
    hayatını yaşayamayan, yalnızca hayatta kalabilen kuşak. bir ayakkabı almak istese, kaliteli ayakkabılar 400 liradan başlıyor. bilgisayar alıp oyun oynayayım dese ortalama üstü bir bilgisayar 10 bin lira. bir pantolon bir kazak almak istese yine ortalama üstü olanlar için ödemesi gereken para 300 lira. bir futbol maçı izlemek istese, maçlar varken misal en ucuz bilet galatasaray için 90 lira falandı. yemeği yolu desen tavuk döner bile olmuş 13 14 lira.

    bu kuşağa bir hayat borçlu olanlar var. o yüzden hiç de yok güdülüyor yok şöyle yok böyle diyerek bu çocuklara borçlu olanları aklamaya çalışmasın kimse.
  • 66
    “bütün dünya bize düşman, türklerden nefret ediyorlar” kafasından ülkeyi kurtarmasını beklediğim jenerasyon. şu düşünce yapısından çıkmak ilk şey olmalı. bıktık sözde dış mihraklardan. ülke fakirse kendi kendimizi dolandırdığımız için öyle. halktan alıp zengine verdiğimiz için öyle. kendimizi dünyanın en temiz ülkesi görüp, bütün avrupa’yı öcü diye nitelemek komik oluyor. açın bakın uyuşturucu kullanımı, kadın cinayeti, faili meçhuller, rüşvet, yolsuzluk, sebepsiz zenginleşme gibi aklınıza gelebilecek bir çok yozlaşmada kaçıncı sıradayız görün. sonra ülkedeki insanların ne kadarı mutlu onlara bakın.

    en yakın zamanda floresan lambadan bizi kurtarıp “yeni türkiye” yerine tekrar eski ve laik olana döndüreceklerine inanıyorum.

    aralarında iyi sporcular vardır. hepsinin zeki, çevik ve ahlaklı olmasını diliyorum.
  • 67
    "muhalefet partileri terör örgütlerine ve dış mihraklara çalışıyor" yalanına inanmayan nesil. bu yalanı söyleyenlerden de nefret eden nesil. birilerinin itibarı tamamen ayaklar altına alınmışken tabi ki gündem değiştirilmeye çalışılacak. milletin karnı açken sabaha kadar "fake news" bassınlar sadece kendi kuyularını daha derin kazmış olurlar.
  • 69
    madem dikkat cekmen isteyen bir yazar aklinca siyaset yapmaya kalkmis, ben de tum riski goze alarak birseyler karalamak istiyorum:

    oncelikle z kusagi ulkenin ve daha da onemlisi kendi geleceklerini dusunerek, rasyonel davranip ona gore karar verecek kusaktir. biz 80 ve 90'lar nesli (en azindan bir cogumuz) yapilan haksizliklara karsi gezi parkinda protestoya gittigimizde karsimiza gaz bombalariyla, plastik mermilerle, tomalarla ciktilar. onlarca genc ve cocuk olduruldu*, bazi insanlar gozlerini ve diger organlarini kaybetti. buna ragmen capulcu, yagmaci, terorist, bolucu ilan edildik. elimizdeki tek silahimiz mizahimizdi oysa. tabi nefretle buyumus kinle yetismis nesil dogal olarak mizahtan da nefret edecekti. onlara gore hersey gunahti. sonra daha gencligine adim atamadan oldurulen 14 yasindaki cocuk* malum partinin mitinglerinde pkk'li ilan edildi, havuz medyasi o cocuk ile ilgili haberleri sansurledi. ustune ustluk 14 yasindaki evladini kaybetmis anne o mitinglerde yuhalandi. allah o yuhlayan kisilere evlat acisi vermesin. ne diyeyim.

    sonra secimler oldu. bir tanesinde "trafoya kedi girdi" dendi ve kazanan taraf el degistirdi. ertesi secimde secim sonuclari gecersiz kilindi korku salinarak yeniden secime gidildi. onlarca teror saldirisi oldu, ne istedilerse verilmeyen orgut darbe yapmaya kalkti, yaklasik 500'den fazla kisi hayatini kaybetti. "bu milletin a... koyacagiz" diyenlere eyvallah dendi, vakfa tarikata yazdirilan cocuklara tecavuz ettiler "bir kereden birsey olmaz" dendi. ilerleyen yillarda halk patates sogan bulamazken birileri sarayda ejder meyveli smoothie icip sushisini yiyerek bizimle dalga gecti. sonra bir de dediler "patates soganin mevsimi gelince fiyatlari duser alirsiniz, vatan bekasi duserse alamazsiniz" diye. onun devaminda da hakkiyla alinan istanbul belediye secimlerinin sonucu kabul edilmedi ve milletle alay eder gibi yeniden secime gidildi. sonrasi maglum. hersey cok guzel oldu. ki bu bahsettigim olaylar en fazla 7-8 yildir olan yasanan olaylar. yani cogu z kusagi nesli bu olaylari hatirliyordur veya farkindadir eminim.

    bugun ise tum dunya yavas yavas normallesmeye donerken, asilarini olurken turkiye'de deneme tahtasi gibi tam kapanma ve sokaga cikma yasaklari geldi. ama sadece kendi vatandasina. turist istedigini yapar dendi. calisanlar kendilerine "enjoy im vaccinated" maskeleri dagitilarak asagilik duruma dusuruldu. yapilan asilarin bazilari sadece su enjekte ettigi ortaya cikti. dogru duzgun asi bile getirilmedi. bugun insanlar sokakta yuruyemiyor bile. o hep korkup basimiza gelecek dedigimiz iran'daki gibi ahlak polisleri gibi polisler ve jandarmalar surekli denetlemede.

    iste eminim z kusagi tum bu olanlari dusunerek sandiga gidecektir.

    bu entryim silinebilir. varsin silinsin. ama mesaj da dogru yere gitsin. burada siyaset yapmayin deniyor ya iste yukaridaki tum yasananlara ragmen sacma sapan uzun uzun entryler girip "oyun boyuk yegen" dersen, mesaj alimini da kapatirsan seni ciddiye almam ama cevap vermeyi hak bilirim. ayrica mustafa kemal ataturk'e kufur edip yalan alternatif tarih ureten sozde tarihcilere toren duzenleyen onlara nisan odulleri veren onun yani sira onlarin yaninda ittifak olusturup uc maymunu oynayan* guruhu ovup "cehape ataturk'u kullaniyo yeaa - ekrem imamoglu sevr anlasmasinin yapildigi yere gitmis yea" diye algi kasmayin.
  • 70
    x ve y kuşağı mensuplarının sanki kendileri hiç genç olmamışlar gibi akıl vermeye çalışıp kafalarını ütülediği genç nesil. son 20 yıldaki teknolojik kırılma / sıçrama artık ne derseniz deyin yüzünden bu dönemde kuşaklar arasındaki mutlak değer belki de hiç olmadığı kadar açıldı. bir mensubu olmasam da mesleğim gereği z kuşağının gerçek anlamda her kesimiyle 7/24 iç içeyim ve bu süreç bana çok şey öğrettiği gibi halihazırda farkında olduklarımı da perçinledi. z kuşağına dair öyle yeğenden, kuzenden tırtıkladıklarım dışında çok ciddi bir saha tecrübem olduğunu söyleyebilirim ve sadece şunu belirtmek isterim ki öyle geçmişe yönelik şişirme laflarla ve hamasi söylemlerle ikna edilecek gençler değil bunlar. genelleyecek olursam, gayet zekiler ve de zehir gibiler. bilgiye erişimleri var, sorguluyorlar ve ufukları çok açık. ışıklarını görmek için önce onlara inanmalısınız, parmak sallayıp büyüklük ve bilmişlik tasladığınız anda zaten sizi sallamazlar öyle havanda su döven moruk olursunuz. hangi yönde kafa ütülerseniz ciddi yönde antipati öznesi olursunuz. z kuşağı değilseniz, ancak olabildiğince geleceğe yönelik ve bilimsel donelere dayanan somut argümanlarla z kuşağıyla iletişim kurabilirsiniz. popüler ve her kafadan bir sesin çıktığı boş laflara karınları fazlasıyla tok, bunları zaten fazlasıyla biliyorlar ve bir kere sizi "eski kafalı" olarak etiketledikten sonra kırk takla da atsanız bir daha sağlıklı iletişim bile kuramazsınız kendileriyle. gençleri rahat bırakın ya da kendilerini insan yerine koyarak oturup doğru düzgün, ileriye bakan ve de dolu dolu iletişim kurun. şu anda gençleri gerçek anlamda kucaklayan bir siyasi parti maalesef yok ama çabalayan var çabalamayan var. diyeceklerim bu kadar.
  • 71
    90 yılların ortalarından başlayıp 2000'li yıllar boyunca doğmuş nesile verilen isim..

    kısaca boomer, x, ve y kuşaklarını takip eden son jenerasyon.

    artı eksilerini yazmadan önce
    farz ettiğimiz gerçekler şunlardır:

    a-) önceki kuşaklar, gelecek kuşakları beğenmez.
    eski yunan yazıtlarından, osmanlı metinlere,
    kadar ''gelecek kuşakların'' hep fena olduğu yazılır.
    nitekim bu y kuşağı da '' bu sigma ,alfa (atıyorum tabii nasıl nitelenecekler bilemiyorum')
    kuşağı çok tırt'' diye yaşlandıkça çemkirecekler.

    b-)bu jenerasyon sınıflamaları amerika kökenli olup, genelde biz de izdüşümü
    5-10 yıl daha geçtir.

    c-)istisnalar kaideyi bozmaz, ama her türlü genelleme de yüzde yüz doğru değildir.

    d-)ne olursa olsun, önceki kuşaklardan daha iyi, sağlıklı ve mutlu yaşamaları bizi memnun eder, dileğimiz bu yönde.

    x ve y ile karşılaştırıldıklarında

    artılarına gelelim:
    1-) daha uzun boylu ve iriler.
    2-)bir kısmı cehaletten de olsa kendine güvenleri daha fazla,
    daha özgürce kendilerini ifade ediyorlar.
    3-)daha bireyseller, kendilerine sunulan dogma ve kutsalları daha az takıyorlar.
    4-)bilgisayarla doğdukları için özellikle kodlamayı becerenlerinin çok büyük avantajı var ıt alanında.
    dolayısyla daha hızlı typer'lar.
    yaş ilerledikçe bazı şeyleri kazanmak zor oluyor.
    5-)bilgiye ulaşmayı biliyorlar.
    6-)cinselliğe çok daha çabuk ulaşıp dogmalara daha az takılıyorlar.
    7-)sanal olarak birbirlerine daha ağır konuşmalarına , küfretmelerine
    rağmen bunu hiç gurur meselesi, kavga konusu yapmıyorlar.
    8-)sanalda çok çabuk organize olup, toplu hareket ediyorlar.
    9-)aşağılık şirketlere ,kan emen ticari kurumlara aidiyet falan hissetmiyorlar,
    uyutulmuyorlar, emeklerini her an daha iyi şartlar sunana kaydırıyorlar.
    10-) 40-45'ime kadar büyük para vurup hayatımı yaşayacağım mottosu hakim.
    büyük idealleri falan yok. hayatın kısa olduğunu anlaşmışlar.
    11-)bütün dünyayı her şekilde dinliyorlar.
    12-)daha pratikler. eşofman, kapşonlu sweat-shirt, spor ayakkabısı , tişört ve mont.
    bütün gardrop bundan oluşsada olur.
    13-)televizyon bağımlılıkları önceki nesile göre az, hatta bazılarında hiç yok.
    14-)ipotek ile ev/araba alıp hayatını karatmaya, pahalı otellerde tatil yapıp kazıklanmaya (toplu bnb) ,
    genç yaşta aptal ayarlanmış evliliğe , genel olarak karşılar.

    gelelim eksilere:
    1-)ıkötü besleniyorlar. önemli bir kısmı obez veya obeziteye yakın.
    kendine bakan azınlığı ise gerçekten fit ve iyi besleniyor.
    ama azınlık.
    kötü beslenmeden ve yaşamdan ötürü ilerki yıllarda
    her türlü kansere ve kalp hastalıklarına daha yakınlar.

    2-)bilgiye kolay ulaştıklarından, her şeyi biliyorum kibirine ve cahilliğine sahipler.
    bilgiyi bilmek, öğrenmek, özümsemek ve kullanabilmek bir şey, çabuk ulaşıp ve hemen yüzeysel tüketmek başka bir şey.

    3-)bilgi sadece internette, özellikle you tuberler ve fenomenler söylerse bilgidir, yoksa inanmam havasındalar.
    bu kadar kitap bolluğunda hiçkitap okumuyorlar.

    4-) oyun , internet ve iddia bağımlılıklarından ötürü bağımlı yapıdalar.
    bundan çıkamıyorlar. her türlü bağımlılığa çok daha yatkınlar.
    yemek-su verme bir şey yapmaz;
    internetini kes, delirir.

    5-) uyuşturucu ile daha çok iç içeler. yani hem internette , hem diğer alanlarda daha çok karşı karşıya gelip
    keyif için tüketmeye eğilimliler. ne yazık ki çok kaptıranı ve zarar göreni olacak.

    6-) daha az okudukları ve sanal yazışma dili kısa ve pratik olduğu için ingilizce karışık
    200-300 kelime/işaret ile anlaşıyorlar.
    ama bu da anlatım nüanslarını vermelerini ve kendilerini doğru ifade etmelerini engelliyor.
    bu yüzden aralarındaki iletişim anlaşmazlıkları çok.
    dillerde o kurallar ve zengin kelime haznesi zorluk olsun diye konulmadı,
    insanlar yazılı ve sözlü kendisini tam doğru ifade etsin diye kondu.

    7-) sosyal medyada süper güvenli, sert ve küstah olanlar gerçek hayatta yüzyüze kalınca süklüm büklüm.

    8-)küçük anlık zaferler, likelar,karşısındakini anlık smart ass bozmalar çok önemli.
    ama daha uzun soluklu düşünüldüğünde olayın bütününü kavrayamıyorlar ve sonunu getiremiyorlar, korkup kaçıyorlar veya kabuklarına çekiliyorlar.

    9-) cinselliğe kolay ulaşıyorlar fakat ilişkiler çok sıkıntılı. derinlemesine, yoğun ve uzun soluklu ilişki
    kurmaları çok zor ve sıkıntılı.

    10-) hayat dayanımları ve sebatları az. yenilginin, kaybın, zorluğun üstesinden zor geliyorlar çünkü sınıfta kalma olmayan bir sistemde önlerindeki zorluklar genel olarak ebeveynleri tarafından ber taraf edilerek
    büyütüldüler. özel okullardan gelenler ise her alanda pofpoflanıp şişirildikleri gibi karşılaşılan ilk gerçek zorlukta
    kağıt helva gibi dağılıyorlar.

    11-) bütün dünyayı takip etmelerine rağmen kendi sosyal sınıf ve ilgilerini filtreleyerek dinlediklerinden
    toplumdaki diğer ekonomik ve sosyal kısımlara yabancılar. farklı coğrafya ve sosyal katmandaki
    yaşıtlarına bile yabancılar.

    12-) sebat etme ve kendi başlarına hayatlarını idame etme yetenekleri daha az.
    özellikle göçmenlerin 2. jenerasyonları ve fakir kırsal kesimden gelen çocuklar
    hayatın ilerki bölümlerinde dezavantajlarına rağmen bunlara karşı öne geçecek
    çünkü onlar x ve y nin yaşadığı zorlukları
    bu devirde yaşadılar, yaşıyorlar.

    13-) reelde ve gerçek hayatta projesel organize olabiliyorlar ama uzun soluklu kurumsal organize olmaları çok zor.

    14-) dikkat toplama ve konsantre kalma süreleri göreceli olarak daha sınırlı.

    ilk planda gözlemlediklerim bu kadar
  • 73
    https://twitter.com/...680627177705480?s=19

    (bkz: victor nelsson)
    (bkz: sacha boey)
    (bkz: berkan kutlu)
    (bkz: gustavo assunçao)
    (bkz: olimpiu morutan)
    (bkz: barış alper yılmaz)
    (bkz: muhammed kerem aktürkoğlu)
    (bkz: halil dervişoğlu)
    (bkz: mostafa mohamed ahmed)

    edit: z kuşağı diye 1996 ve daha sonrası doğanlar için deniliyor. bu nedenle alexandru cicaldau ve marcao'yu da ekleyebiliriz.
  • 75
    futbolun geleceğini doğrudan belirleyecek nesildir.

    gelecekte bu branş ne kadar popüler kalacak bilemiyorum ama en popüler spor branşları listesinde ilk beşte bile olacağını zannetmiyorum.

    1990-2000 arası doğanlar, belki ailelerinin vasıtasıyla belki de sosyal ortamlardaki erkeklere yönelik fiziki oyun algısının genellikle futbola çıkmasından dolayı bu branşla oldukça haşir neşir yetiştiler. bu kuşağın futbola olan ilgisinden dolayı da bu denli bir seyirci kitlesi ve popülarite futbola atfedildi.

    peki ya 2000 ve sonrasında dijital doğanlar için aynı durum geçerli mi?

    görünen o ki, teknolojik gelişmeler ve dijital platformların getirdiği bireyselleşme futbol endüstrisini de derinden sarsacak, bu oyun yüzyıllar sonra tarihin tozlu sayfalarına karışacak gibi gözüküyor. kim bilir belki yapay zeka odağında başka bir hobiye veya uğraşa evrilecek. bu söylemlerin hepsi birer varsayım, fakat şu kesin ki futbolun geleceğini z kuşağının tercihleri ve tavırları belirleyecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın