futbolcu eleştirme konusunda son yıllarda görülen bir hastalıktan payını almış oyuncumuzdur.
bilen bilir, son dönemde cidden her yerde ve her taraftarda görüyoruz. artık oyun, teknik, taktik, fizik ile ilgili eleştiriyi geçtik; vurdumduymaz, gamsız, isteksiz, arzusuz gibi kelimeleri sıklıkla görür olduk. halbuki çok ciddi bir gösterge olmadıktan sonra sahaya bakıp bir oyuncu hakkında bu yargılara varabilmek mümkün değil.
her insan gibi, her futbolcunun da vücut dili farklı, kendini ifade ediş şekli farklı, heyecan düzeyi farklı. eleştirmiş olmak için eleştirme hastalığı bu biraz.
ryan donk örneği süper bir örnek bunun için. adamın şu an takımı sahiplenmesini, kendini oyuna vermesini, katkısını herkes görüyordur. iki sezon önce "abi gamsız yeaaaa" şeklinde eleştirenlerden ben hiç "ya demek ki etrafındaki oyuncular, hoca, takım yapısı falan etkiliyormuş" falan minvalinde yazılar göremiyorum. genelde şu yazılıyor: "iki sene önceki gamsız hallerinden eser yok"
* yani adamın karakteri iki senede değişime uğramış. bir anda takım için oynamaya karar vermiş. belki iki sene önceki rezalet takımdaki bir çok oyuncu gibi, o da performans verememiştir diyen çok az.
bu şu demek; "iki sene önce de ben haklıydım, şimdi de ben haklıyım, yanılmamışım iki sene önce de, ıslıklarken falan hep doğruyu yapmışım".
bakalım yakında
yunus akgün'ün iyi oynadığı bir maçtan sonra da görecek miyiz "işte böyle kendini oyuna ver, geçen maçlardaki gibi olma aslanım benim" gibisinden?