kendisi yıllık 1.2 milyon euro maaşla oynasa, wesley sonrası 10 numarayı sırtına takıp poz vermese, şu an kendisine
horny morocco der, nasıl da iyi bir futbolcuya sahip olduğumuzu konuşur olurduk.
fakat ilk hata, menajer oyununa gelip, medyaya güzel bir görüntüymüş gibi gelen basiretsiz yöneticilerin 10 numara olayında kendisine yüklenen yüktür.
kimse kusura bakmasın ama akıllı futbolcu kendisine aşık eder ama zıpkın gibi, asabi oyuncuların pozisyonunu etkileyen birkaç tane etmen vardır.
melo'nun garanti ücreti yıllık 3.1 milyon euro idi. bu ekstralar hariciydi. fakat melo' yu konuşurken kendisine genellikle hayranlık dolu yorumlar yaparken, belhanda konusunda maaşının efektif açıdan performansıyla örtüşmemesinin bizde yarattığı bazı sıkıntılar var.
kendisi yerin dibine sokulası, berbat kötü bir top tepici değildir. denildiği üzere modern 10 numara skalasına girmekte vasattır. en vasat özelliği ise şutlarıdır. zaten şutları daha iyi olsaydı, kendisine burada methiyeler dizerek, güzel yorumlar yapardık.
gelecekte takımdan ayrıldığı gün kendisini taraftara küfretti diye anmayacağım. tribünler, futbol yorumları vs. felsefe tartışmaların yapıldığı alanlar değil. küfür ister istemez bu işin jargonu haline dönüşüyor. küfür etmeyi tasvip ediyorum da, herkes küfür etmeli gibi tarzda çıkarım yapmıyorum. sadece maç izlerken, yaptığı aptalca hareket sonrası örneğin
belhanda özelinde kendisine ağzımızdan ister istemez küfürlü kelimeler çıkabiliyorsa, kendisine yapılan taciz ya da ıslık durumlarında ettiği küfrün pek bir önem taşıyacağını düşünmüyorum.
özetle küfür konusunu açmama sebep olan şey, belhanda özelinde kendisine özel bir nefret duyumsamadığımı anlatmak içindi. iki saat öncesinde motorsikletimle evime dönerken, önümde sinyal yakmadan sağa sola geçen arabaların bir çoğuna ağza alınmayacak küfürler ediyordum. yaptığım terbiyesizlik sayılabilir ama bunu o anda çaresizlik içinde yaptığım için rahatlama modeline dönüştürmüş haldeydim.
yıllar sonra fenerbahçe'yi sahasında yenerken, oyundan çıkarken kırmızı kart gördüğü halde maçı kazandığımız için kendisine acayip bir şekilde kızamamıştım. hak ediyor, haylazlığıyla fazlasıyla bazen azarı hak ediyor ama elde malzeme bu kaldığı ve olduğu sürece yerin dibine sokup, kendisinden nefret duyma çabasına girmiyorum.
bir de şu ortaya atılan haberlerden biri tutar da, gerçekten bonservis kazandırıp giderse, gönüllerde olmasa bile ağzıma geldikçe kendisine
horny morocco diyeceğim sanırım.
dipnot: horny'i seksüel bir manada değil, daha çok maçlarda baş atarcasına yakınlaştığı rakip futbolculara atacağı bir boynuzu tasvir manasında kullandım.