• 1201
    başkan duygun yarsuvat. sene 2015. aylardan mayıs.

    şampiyon olup 4. yıldızı takmışın. bu arada şampiyonluğa giderken seçim olmuş, başkan sen olmuşsun. hepi topu bir yöneticiyken başkan seçmişler seni ve sen bu zaferlerin sarhoşluğuyla verdiğin demeçlerde "messi ve neymar'ı galatasaray'da görebiliriz" demeçleri veriyorsun.

    sonra gidiyorsun denayer'i kiralıyorsun. bilal kısa'yı, jem paul karacan'ı, lionel carole'ü, lukas podolski'yi ve son olarak cenk gönen'i transfer edip, melo'yu komple gönderip alex telles ve armindo tue ne bangna bruma'yı kiralıyorsun başka takımlara ve sezona başlıyorsun. ha bu arada başlamadan bir transfer daha yapıyorsun, kevin großkreutz. yani großkretuz hakkında söylenecek başka bir şey yok. adı yetiyor fiyaskosunu anlatmak için. takım kötü gidiyor, diyorsun ki "hocamızın arkasındayız". sonra hocan senin yetkinde bir konu hakkında açıklama yapıyor umut bulut'un sözleşmesi hakkında, anında kovuyorsun. hamza suçlu diyorsun. sende suç yok! kadroyu kuran, transferleri yapan sen değilsin çünkü! aylardan kasım. yine 2015.

    alelacele sığınacak liman tecrübeli mustafa denizli oluyor. "kara bulut dediğiniz benim için hafif bir sis" diyor göreve başlıyor. gidip ryan donk'u istiyor, yetersiz olduğu ortadayken. hayır stoper adamı orta saha olarak oynatan kasımpaşa'dan alan bir teknik direktörün var ve sesini çıkartmıyorsun. devamında garry mendes rodrigues'i alıyorsun. sonuç? lazio'ya karşı 7 (yedi) savunmacı ile çıkmasına rağmen turu geçemeyen bir takım. mustafa denizli suçlu diyorsun. sende suç yok! donk'u alırken, 7 stoperle oynarken karşısına çıkıp "kendine gel, burası galatasaray" diyemeyen sen değilsin çünkü. mart 2016.

    ha bu arada bir de uefa'dan ceza konusu var. ünal aysal'ın dediği gibi mağazacılığın devri konusu var, bu konuyu elinin tersiyle itip görüşmeye gidiyorsun uefa ile defalarca. sadece bize yani taraftara değil, divan kuruluna bile "ceza söz konusu değil" diyerek alenen "yalan" söyleyen de sen değilsin. sonuç? avrupa cezası. o da katılabilirsek çekeceğiz ki takımın durumuna göre katılmamız pek de olası değil.

    denizli'den sonra teknik direktör bulamıyorsun. bakıyorsun elinde kim var, wesley sneijder'in kişisel bağlantıları sayesinde getirebildiğin dünyadaki altyapı kurulumlarının en önemli isimlerinden birisi, ajax'ın bile altyapısını emanet etmekte sıkıntı görmediği, 1 milyar insanın yaşadığı çin'in futbol gençlik gelişimi için göreve getirdiği jan olde riekerink. diyorsun ki "hocam sezon sonuna kadar devam et, sonrası allah kerim" ama bir bakıyorsun o adam fenerin elinden kupa alıyor, avrupa cezasını o seneye getiriyor. mayıs 2016.

    ve sen diyorsun ki "yahu bizim teknik direktör yaptığımız adam kupa aldı, biz bu adamla devam edelim" ve devam ediyorsun. et, bunda sorun yok. ama kadro yapılanmasını bu adama sormak yerine yeni göreve getirdiğin ve kardeşinin yancılığını yapacak, medya yüzü levent nazifoğlu'na veriyorsun. serdar aziz - luis pedro cavanda - tolga ciğerci - nigel de jong (ki gönderdiğin melo'nun eksikliğini fark ettiğin için alıyorsun) - eren derdiyok alıyorsun. kolbeinn sigthorsson (ki evlere şenlik, adam sakatken kiraladık, iyileşmeden geri gönderdik *) ve josue de kiralandı. takım yine kötü, istenen seviyede değil ki hakemlerin de büyük etkisi var. sonra sosyal medyanın gazına geliyorsun, riekerink'e "hoca değil" diyenlere uyup gönderiyorsun. nohut kadar vizyonu olmayan levent nazifoğlu'na koca şubeyi bırakan senin suçun olabilir mi? hiç! tarih şubat 2017.

    sonuçta o gazına geldiğin sosyal medya sana igor tudor diye karabük'te ölümüne kapanarak rakibi üzerine çekip açık alanda 2-3 yetenekli futbolcuyla iş yapabilen bir hocayı getirtiyor. geldiğinde liderle aranda 5 puan var, ligde 3.sün. sezonu 4. sırada bitiriyorsun, puan farkı 13.

    hadi bundan sonra diyorsun ki "yahu adamın sistemi bizim kadroya uymuyor" ve revizyona gidiyorsun. bruma - podolski satıyorsun, sneijder'i kovar gibi nasıl gönderildiği anlaşılmadan gönderiyorsun. yerine 3 transfer (maicon - belhanda - gomis) yapıp avrupa ön elemesine çıkıyorsun. östersunds. 1996'da kurulmuş, sen çıktığın zaman "avrupa'nın en büyüklerinden birisi geliyor" diyerek sevinen bir takım seni eliyor. direniyorsun diyorsun ki "transfer uçakları inmeye başlayacak" ve daha sıkı sarılıyorsun transfer dönemine. mariano - denayer (kira) - latovlevici - fernando reges - ndiaye - feghouli ekliyorsun transferlere. sezona başlıyorsun, fırtına. kayseri'ye 4, osmanlı'ya 3, sivas'a bir 3 daha atıyorsun, herkes şampiyonluk şarkıları söylemeye başlıyor. bu yazdığım her krizde onlarca entry girilen #yönetimistifa başlığı tozlanıyor, o kadar ki seni savunanlar bile çıkıyor.

    sonra bir seri başlıyor fenerbahçe maçıyla. berabere kalıyorsun, gidip kendi evinde akhisar'dan 6 yemiş trabzon'a yenilip geliyorsun, başakşehir'den 5 (beş) yiyorsun! basında bile herkes "tudor gitti artık kalmaz bu skordan sonra" derken sosyal medyanın gazıyla getirdiğin hocanı önce "masaya yatırıyorsun" toplantıda, sonra "kulağını çekiyorsun". sonuç? beşiktaş'a tarihinin en ezik oyunlarından birisiyle kaybediyorsun. hocanı bir daha masaya yatırıp bir daha kulağını çekiyorsun. akhisar'ın elinden fernando reges'in, sofiane feghouli'nin, bafetimbi gomis'in ve garry mendes rodrigues'in isyanıyla kurtuluyorsun.

    sonra mı? taraftarın isyanda, tribünde "yönetim istifa" diye bağırırken sen çıkıyorsun ellerini kaldırıyorsun, göğsüne götürüp "kabulüm" der gibi davranıyorsun. ama gencecik bir yöneticin çıkıyor, bu renklere sadece gönülden bağlı olan, bir menfaati olmayan bir avuç insana (çok afedersiniz ama yazıcam açık açık) "siktirin gidin lan" diye bağırıyor! taraftara, seven insana!

    sonuç? senden önceki 5 maçında "gol atamamış" yeni malatyaspor seni 2-1 yeniyor.

    basın toplantısında hocana soruyorlar "neden kaybettiniz?" diye, insanların akıllarıyla dalga geçer gibi "rakip 2 gol attı, biz 1 gol attık" diyor.

    şimdi, ben bu kadar şeyi neden yazdım? 3 senenin kısa bir özetini neden geçtim?

    çünkü bugün, geçmişin tekrarıdır. geçmişin hatalarından ders alınmayan her gün, daha kötü bir geleceği bizlere hazırlamaktadır. ki farkındaysanız sadece futbol takımını konuştum, basketbol yok bunun içerisinde. diğer amatör branşlar yok. riva - florya yok. bu sorunlara daha gelmedim, gelemedim bile. düşünün ne kadar kötü, nerelere gidiyoruz.

    peki sayın başkan, bir soru sordunuz televizyonda hatırlar mısınız bugün bilmem. bakın, bizim elimizde görüntüleri var birlikte izleyelim.

    https://twitter.com/...s/800708731415756800

    cevabını ben vereyim mi? gerek var mı o kadar yazdığımın üzerine? hadi diyelim ki var, o zaman vereyim cevabını da duyun bir kez daha rahatlamak için.

    evet, yönetemiyorsunuz! galatasaray sizin o küçücük vizyonunuzun 300 kat 500 kat büyüklerine layıktır, çünkü galatasaray sizin sahibi olduğunuz o 3 - 5 otelden 300 - 500 kat büyüktür!
    galatasaray armasını yere düşürmeye, bu armayı böyle kötü sürüklemeye kimin ne hakkı var? hangi hadle? hangi yetkiyle?
    karşınızda biz varız! yönetim kurulunun da üzerindeyiz, genel kurulun da üzerindeyiz, divanın da üzerindeyiz, divan başkanlığının da üzerindeyiz!
    ve açık açık söylüyorum, itham ediyorum! sizin galatasaray'ı yönetebilecek çapınız da yok, vizyonunuz da yok, yeteneğiniz de yok! kabullenin artık bunu!

    yönetemeyen her yönetici gibi artık bu bir zorunluluktur. seçime 6 ay kalması da önemli değildir, 1 gün kalması da. sizinle geçen her bir gün bu armanın değeri eriyip bitecekse, saniye durmanız bu armanın zararınadır!

    istifa! istifa! istifa!
    #yönetimistifa
  • 1202
    dursun aydın özbek
    cengiz özyalçın
    nasuhi sezgin
    eşref alaçayır
    can topsakal
    ismail sarıkaya
    ural aküzüm
    tarık taşar
    alper narman
    hasan murat atay
    ali yüce
    burçin aslan
    meral mercan

    2017-2018 sezonu için şu kalitesiz isimlerden oluşan yönetim kurulunun yönettiği bir kurumun başarılı olma ihtimali nedir ki zaten. bir tane düzgün isim yok. tek bir tane. hepsi tıraş, hepsi vasat, başarısız isimler. kaliteye bakar mısınız artık. yerlerde bile değil. 10 sene önceki orta okulumun yönetimi bile daha sağlam isimlerden kurulu.

    siz eziksiniz. çapınız galatasaray'ı küçültüyor, galatasaray sizinle güçsüz kalıyor. beceremediniz. kabul edin.

    işte bu yüzden istifa.
  • 1208
    galatasaray'ın yönetim problemi var. 3 yıldır böyle. dursun özbek gerçekten galatasaray'ın hayrına iş yapan biri mi; yoksa yetersizliğinden, çapsızlığından, beceriksizliğinden mi böyle yapıyor bilmiyorum. ya da kötü niyetli ajan, sırf iktidarın gs arsalarına çökmek için belli bir proje dahilinden görevlendirilmiş biri de olabilir. ama en azından bu iş için abdurrahimin de işin içinde olduğu yine iktidar yanlısı birileri gelseydi de biz yıllardır şu yaşadığımız skandalları, kepazelikleri, rezillikleri yaşamasaydık. hamza ile başlayan denizli, rikerink ve tudorla devam eden şu süreçte yapılacak tek şey iyi bir hoca bulmak olmalıydı. dursun kendinden önceki başkana kulübün mali yapısını bozduğu için eleştiri getiriyor ama kendisi 3 yılda ve 6 transfer sozundan eşşek yükü ile para harcayıp çöplerden oluşan bir takım kurdu. transferde başarılı denen bu sezona bakalım: 20 milyon euro bonservis ve yıllık 3'er milyon € maaş verilerek alınan belhanda ve n'diaye ikilisi sahadayken galatasaray hiçbir deplasman maçında ve baskı yediği hiçbir maçta topu kendi yarı sahasından çıkartmayı başaramadığı için 4 maç üst üste kaybetti. n'diaye asla bir 8 numara playmaker değil. belhanda ise hiçbir zaman 10 numara olmadı.zaten vasat üstü performans gösterdiği bir sezon var kariyerinde. güvenilir bir oyuncu değil. bu ikisine misal 20 milyon € bonservis vermek gerçekten kimin fikriydi. beşiktaş kendi orta sahasındaki 4 oyuncunun tamamını neredeyse bedavaya kurdu. bütün rakiplerin buna fener de dahil bir sürü playmaker orta sahalar varken sen de hiç olmaması üstelik 40 milyon € bonservis ödediğin bir sezonda bunu başarmak ne demektir? sol beksiz sezona başlamak. sağ bek yedeğin olmadan başlamak. yedek kalecin olmadan başlamak. stoperin olmadan başlamak üstelik serdar + maicon'a totalde 12 milyon € bonservis ödeyerek bunu başarmak. rakibin beşiktaş hiçbir bonservis ödemeden pepe, marcelo, vida gibi adamlar bulup getiriyorken sen eşşek yükü ile para döküp hala maçlara denayer, ahmet çalık, lines utancı ile çıkabiliyorsun.
    konuşacak bir şey yok. galatasaray'ın 3 yılda 200 milyon € belki daha fazla parasını çöpe atan, 5 tane hoca değiştiren her sene ilk 3'e bile sokamayan, eldeki 2 arsasını haraç mezat satan bu yönetimden hala medet umuyorsak bize de yazıklar olsun, genel kurul'daki komprador iktidar yalakalarına da yazıklar olsun!!!
    dursun özbek bir kayyum projesidir. kulübün iktidar tarafında ele geçirilmesi için operasyon yapılmak üzere gelmiştir. 2013 yılında fatih terim üzerinden yapılan operasyonun devamında özbek getirilerek finalize edilmiştir. 2018 mayıs'da bu adam yeniden seçilirse galatasaray diye bir takım kalmayacaktır.
  • 1219
    gerçek anlamda bir istifayı beceremediğiniz, istifa kurumunu kötüye kullanıp görev sürenizi uzatmayı amaçladığınız, eylem ve kararlarınızdan art niyet aktığı için;

    #yönetimistifa

    bakın galatasaraylılar 2018 ocak seçimi dursun aydın özbek'in fırsatları nasıl kendi çıkarı için kötüye kullanabileceğinin, sistemdeki ve tüzükteki açıkları nasıl suistimal edebileceğinin kanıtıdır.

    biz camia olarak kulübün neyi var neyi yok satma yetkisini bu adama verdik. zaten riva ihalesinde yapılan soygun ortada.

    istifa istiyoruz ama gerçek manada bir istifa.
  • 1220
    galatasaray lisesi denince akla hep kültürlü, örnek, ağırbaşlı ve kurum kültürünü özümsemiş insanlar gelir.
    ancak galatasaray spor kulübünü yöneten zat bunlardan hangisine sahiptir sorgulamak gerekir.
    galatasarayın geleceği olan taşınmazlar bir adamın inisiyatifine bırakılarak dünya markası galatasaray lise bahçesinde top koşturacak lise takımı mı yapılmak isteniyor anlayamıyorum.
    cemiyetin içinde ne kadar ağır insan varsa hepsi galatasarayın felakete gittiğini görüyor. lise kaynaklı sözde kültürlü ve lise ahlakını almışlar genel kurulda olan biteni kah uyuyarak kah umarsızca izliyorlar.
    ve bizler türkiyenin değişik yerlerinde olmamıza rağmen bu adamların bu keyfiyetlerinden aşırı huzursuz oluyoruz.
    sözün kısası galatasaray devasa bir pasta beyle! devasa bir rant kapısı!
    ua hariç türkiye ve dünyadaki gerçek taraftarın umurunda olduğu kadar genel kurul ve liseden gelen üyelerin gram umurlarında değil!
    o kadar kalife(!) adamın resmi okuyamaması acizliktir. acilen derhal bu yönetimin bavulunu alıp gitmesi gerekiyor!
    fatih terim'de gelse gökten uefa kadrosunuda indirseniz ceketinizi alıp gidiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın