(bkz:
#3083244)
entry'sine sonuna kadar katıldığım yazar. şimdi bazı
arkadaşlar diyecek ki ' ya ama hiç mi elestirmeyeceğiz' , 'eleştiri olmadan gelişim olmaz, hocayı elestirmeyenler hocaya en büyük kötülüğü yapıyor ' vesaire.
cevap ise şu:
evet elestireceğiz ama nasıl ? mesela siz sosyal yaşantınızda 15 yaşında bir ergenin kafasına göre sizi elestirmesini yapıcı bulur musunuz? bence hayır çünkü elestiri önemlidir evet ama öncelikle bunu yapabilecek yeterli olgunluğa,kapasiteye, tecrübeye sahip olunması gerekir yoksa o yapıcı değil yıkıcı elestiri olur ve sadece baş ağrıtır. yani sorun eleştiri yapılması değil sorun elestiri önemlidir mottosunu kalkan olarak kullanıp niteliksiz ve şuursuzca eleştiri yapılması.
bu olay genelde şu şekilde ilerliyor; takımla ilgili eğreti duran bir şey vardır ve herkesin dikkatini çeker mesela e.akbaba'nın aldığı süreler mesela keremin oyuna geç girmesi falan. insanlar doğal olarak bu neden böyle diye geçirir içinden sonra ise yol ikiye ayrılır ve kimisi bu kararları alan kişinin arka plandaki fikrini saha içi sebepler, takım içi dinamikler gibi etkenleri değerlendirmeye katarak anlamlandırmaya çalışır ve 'bu böyle olmalı' demek yerine ' böylesi daha makul sanki ', ' böyle olsa daha iyi olmaz mı ' çizgisinde kendi bilgisizliğini de hesaba katarak düzgün bir üslupla eleştiri yapar kimisi ise bu eğreti duruma basit bir çözüm bulur :
inat !! evlatçılık!! bilmem kime kafayı taktı !! ego !!
bu sosyal medyanın hastalığı malesef ve sözlükte de bolca var benim gs sözlük yazarlarından ricam sadece fatih hoca değil herhangi bir profesyonelle ilgili eleştiri yapacaksak, en sert eleştiride bile yazımızın içerisinde şikayetçi olduğumuz şeyle ilgili mantıksal bir süreç, sebep-sonuç ilişkisi olsun ki elestirinin değeri öne çıksın yıpratıcı niteliksizliği değil.