ayhan akman'dan sonra melo'dan da ayar yemiş federasyon başkanı. koskoca federasyon başkanısın ve şampiyon takımın iki futbolcusu yarı zamanlarda da olsa seni siklemiyor çok yazık be. gerçi ayhan ile melo'nun yaptığını fatih hoca yapamadı ya içim ona çok yanıyor be.
1556
babasını telefonda ağlatan adamın uşaklığını yapan bir insanın yüzüne tükürsen yarabbi şükür der.
ama melo da yapabileceği en güzel hareketi yapmış, keşke karşısında anlayacak bir insan (!) olsaydı.
görevi verenler elinden o görevi almadıkça tff başkanı olarak kalacak olan kişi.
1561
türkiye futbolunun başına geçtikten sonra, 2 senelik görev süresi içerisinde toplam 4 farklı futbol kulübü, avrupadan men cezası almıştır. ve hala görevdedir.
1562
ilimizdi yitirli dilil yik kadar bile olamamis turkiye futbol federasyonu pastirmasidir. turkiye futbol direktoruyle arasinda tatli bir ast ust iliskisi ve kader arkadasligi vardir. direktorum de bana...
1563
hala görevde olan adam, insan gerçekten hayret ediyor.
1564
futbolunu yönettiği ülkede futbolda pislikten geçilmiyor ama kendisi pişkin pişkin hayatına devam ediyor.
sayesinde boğazına kadar boka batmış türk futbolunda, o kadar midesiz ki bir de utanmadan uefa'nın sivas ve eskişehir'e verdiği cezadan sonra eskişehir başkanına cas'a başvurun diye arsızca nasihatlarda bulunmuş.
nasil oldu bilmiyorum fenerin stadini gezmeye gitmisim. muzesinde ne var diye bakmaya. bir de ne goreyim? bizim yumak da orda! icimden diyorum "ulan tff binasinda bu kadar durmadin serefsiz" sonra baktim uyanmisim. (bkz: iste bunlar hep prozac) (bkz: uyurken poponun acik kalmasi)
1569
en sonunda sayesinde türk futbolu uluslararası turnuvalardan tümden men edilecek. böylece ülke futbolunun 80 senede katettiği aşamayı bir adam yok edecek.
ha diyebilirsiniz ki üzerinde siyasi baskı var. gerçi demirören'e karşı iyi niyetli olup hatalarına mazeret arayacak bir renkdaş da yoktur... ama yine de söylemekte fayda var. federasyonlar özerktir. yani hükümetle arasında hiç bir bağlantı yoktur. sadece uefa ve fifa'ya bağlıdır, o bağ bile futbolun ulusal kısmında çok zayıftır. bu statüde siyasi iradenin baskısıyla yetki ve görevlerini hükümetten aldığı talimatlarla idame ettiriyorsa demirören bu yetki gaspının mazur gösterilecek hiç bir tarafı yoktur. kendisi beşiktaş başkanlığından istifa edip federasyon başkanlığına aday olduysa görevin gereklerini yerine getirebilecek ve hükümet baskısına boyun eymeyecek kudrette olmalıydı. bu şartları taşımadan adaylığını açıkladığı için ülke futbolunun gördüğü her türlü zararın 1. dereceden sorumlusudur.
an itibarıyla zaten marka değeri sıfırlanmış ülke futbolumuz malesef uluslararası yalnızlığa doğru gidiyor. dünyada 3-5 ülke dışında tanınmayak kıbrıs türk kesimi ile artık 2'li turnuvalar düzenler onları da ara ara kazanırız.
1570
üzerinde siyasi baskı yoktur, kendisi siyasi iradenin uzantısıdır.
babasına telefonda köpek çekip ağlatan adamın uşaklığını yapmak nasıl bir karakter özelliğidir, bu başka bir maceranın konusu.
1571
fenerbahçe'den sonra cezasını bulmasını en çok istediğim "şey"
tecavüzün kaçınılmaz olduğunu anlayıp zevk alan şahıs. işin kötü tarafı lafı ters anlamış zevk almak için tecavüze uğramaya başlamıştır. allah zevk arsızı etmedin insanı.
1574
çıkıp tescilli ırkçı emre belözoğlu'yla ilgili olarak açıklama yapması gereken hacı murat. hadi ötsene yine melo hakkında öttüğün gibi. hadi desene elimizden gelse kovarız diye konuşsana. ama pardon sen uefa ile meşglsn glba ;((
1575
inşallah çıkıp " gördüğünüz gibi iranda hiçbir yabancı oyuncu yok ama dünya kupasına gidebilmiş, kulüplerimize güzel örnek" demez. diyebilir belki de diyecektir de daha yeteri kadar basın mensubu toplayamamıştır önlerinde egosunu şişirmek için.