---
alıntı ---
futbol camiasının en çok tartıştığı konu hakkında türkiye futbol federasyonu yıldırım demirören’den açıklama geldi. yorumları çok konuşulacağa benzeyen demirören, türk futbolu için nasıl bir strateji izleyeceklerini de anlattı.
akşam gazetesinden ismail küçükkaya, türkiye futbol federasyonu yıldırım demirören’la yaptığı görüşmeyi şöyle anlattı:
varan – 1
futbol federasyonu başkanı yıldırım demirören’le istinye’deki makamında randevum vardı. içeri girdiğimde şenes erzik’le oturuyorlardı. ‘harika’ dedim içimden, ‘son haftalarda özellikle maçlara gittiğimde düşündüğüm her şeyi onlara sorarım’ diye düşündüm. demirören, ‘önceden tanışıyor musunuz’ diye sordu bana. ‘elbette’ diye yanıtladım, ‘şenes erzik türkiye’nin soft power’ıdır (yumuşak gücü)’ diyerek devam ettim. buna inanıyorum gerçekten de… biraz anlattım, sohbete böyle başladım. yarım saati üçlü, sonra 20 dakikası da ikili olmak üzere ‘bir futbol muhabbeti’ yaptık.
önemli mesaj
gerçekleştiği gibi aktarayım ama sabırsızlar için peşinen belirteyim ki;
1- milli takım’da avcı ile yola devam edilecek, brezilya’ya gidilemese bile…
2- futbol federasyonu’nda tahkim başta olmak üzere kurul değişikliği yapılmayacak.
3- federasyon hakemlerden memnun.
4- şike soruşturmasıyla ilgili bundan sonraki aşamalarda içeride veya dışarıda herhangi bir sonuç beklenmiyor.’
bu özetten sonra şimdi istinye’deki federasyon başkanlık katındaki sohbetin gelişimine geçelim. pazar günü arena’daki maça gitmiş ve pazartesi günü galatasaray-antalya maçını yazmıştım. o atmosferle başladık. stattaki ambiyansı anlattım. etkileyiciydi. acaba erzik ve demirören ne düşünüyordu? türk futbolu için bu flaş devre arası transferleri nasıl görüyorlardı?
varan – 2
drogba gururlandırdı
‘zürih’te uefa toplantısından geri dönüyordum. havaalanında bir kişi yakamda türk bayrağını görünce drogba! drogba! g.saray! diye bağırdı’
biri türk futbolunun diğeri uefa’nın zirvesindeki iki başkan da memnundu. bir hava geldiğini düşünüyorlar ve böylesi hareketlerin her zaman olumlu olduğunu söylüyorlar.
önce erzik’in görüşü:
‘sneijder da önemli ama özellikle drogba transferi müthiş. dünya futbol kamuoyunda gürültü kopardı. geçen yıl iki maçta onu tribünden izledim. özellikle şampiyonlar ligi finali’nde chelsea’ye galibiyeti o getirmişti. geçen yıl da çin’de olduğu için futbolu özlemiş belli. havaalanına geldiği görüntüden belli. arena’daki havayı da soluyunca etkilendiği de…
terim akilli
bunlar da demirören’in sözleri:
‘o gün zürih’teydim. uefa toplantısından dönüyordum. havaalanında birisi yanıma geldi. yakamdaki türk bayrağı rozetini görmüş. drogba drogba… galatasaray galatasaray dedi’ futbolun şov işi olduğu, uluslararası tanınırlığı olan markalar yaratmak, seyir zevkine hitap etmek, yıldızlara sahip olmakla büyük olunduğu ortada. hatırlanırsa sarı-kırmızılılar uefa şampiyonu olduğunda dünyanın her yerinde hasan şaş ismi ezberlenmişti. erzik bir noktanın daha altını çizdi, ‘fatih (terim) çok akıllı adam. takım içinde rekabeti hemen yarattı. sabri’ye bak, burak’a da…’
kendisi de beşiktaş’tayken guti’yi ve quaresma’yı getiren demirören şunu da ekledi: ‘yılda 5-6 maç kazandırsalar yeter.’
varan – 3
krizin çözümü: altyapi
peki türk futbolu niye yerlerde sürünüyor?
fotoğrafın güzel, parlak ve estetik tarafından gri ve sönük bölümüne geçtik. ‘peki!’ dedim, ‘niye türk futbolu geri gidiyor veya yerinde sayıyor, futbol kalitesi niye düşük, milli takım niye dökülüyor, kaç turnuvadır kaçırıyoruz?’ erzik ve demirören’in ortak yanıtı: ‘altyapı’
erzik uzun uzun fatih terim ve serpil hamdi tüzün’le türkiye’yi nasıl taradıklarını, yetenek avcılığına çıktıklarını, piontek’le zihinleri değiştirdiklerini ve uzun vadeli yatırım yaptıklarını anlattı.
varan – 4
abdullah avci kalacak
demirören’e sordum, ‘şimdi ne yapıyoruz’ diye. yanıtı şu şekilde:
‘akademiye yatırım yapmak zorundayız. bunun için çalışıyoruz. genç takımlarda bitiyor iş. 14 yaş altı, 15, 16, 19 yaş altı gibi gruplarda… her takımın da yılda 7-8 milyon euro yatırım yapması gerekiyor. işimiz zor ama bütün gücümüzü buraya vereceğiz.’
tam da günüymüş meğer. tolunay kafkas’ın trabzon’a gitmesinden sonra ‘acaba bu sistemin başına kimi getirelim?’ arayışı içindelermiş. erzik de bir-iki isim önerdi. demirören’e de sürekli bununla ilgili telefonlar geliyordu.
demirören’den milli takım’ın geleceğini öğrenmek istedim. verdiği mesajı şöyle özetleyebilirim:
‘avcı’yla devam. bir turnuvaya şans eseri gitmişiz gitmemişiz buna bakarak karar vermem. uzun vadeli düşünüyorum. hiddink gittiğinde herkes ne dedi? ‘bu futbolcular değişsin.’ hoca vizyonuna uygun bir takım oluşturmaya çalışıyor. ama çok sabırsız milletiz. daha dün evlenmişiz, hemen bugün çocuk istiyoruz. biraz sabır.’
varan – 5
meireles tükürmedi, melo tükürdü
kurullar meselesini gündeme getirdim. demirören’e ‘çok eleştiriliyorsunuz’ dedim. bir değişiklik olup olmayacağını anlamaya çalıştım. düşünmüyor. hakemlerin kalitesinden memnun. kurulların kararlarından da. ‘hangi yanlış kararları var ki kurulların?’ diye sordu. ‘meireles tükürmedi, melo tükürdü’ diyerek en çok tartışılan konudaki şahsi fikrini söyledi. ayrıca şunu hatırlattı: ‘kurulların değiştirilmesi öyle kolay mı? çocuk oyuncağı mı? benim olduğum yerde art niyet olmaz. hata olabilir, olursa da gereği yapılır. genel kurul kararı gerekir.’
varan – 6
soruşturma sorunsuz
işte böyle… futbol federasyonu’nda yaptığımız 45 dakikalık görüşmenin özeti bu. şike soruşturmasıyla ilgili olarak da demirören, uefa’nın her federasyonun bağımsız kurullarının kararlarına baktığını hatırlattı ve bundan sonra herhangi bir sorun beklemediğini sorum üzerine açıkladı.
---
alıntı ---
http://amkspor.com/...di-melo-tukurdu.html