676
kendisi, yabancı sınırının ne kadar saçma olduğuna dair en acı örneklerinden biridir. oynadığı dönemde abuk subuk yabancı kuralı yüzünden yerli oyuncu bulmakta zorlanan büyükler, azıcık sivrilen bir yerli oyuncuyu kapmak için kıyasıya rekabete girişirlerdi. öyle böyle bir rekabet değildi. sanırsın ki savana’da aslanlar ve sırtlanlar besin kaynağı yüzünden birbirine girmiş. o denli bir mücadeleydi bu. o sene kendisiyle birlikte sercan yıldırım’a 5 milyon euro bayıldık diye hatırlıyorum. 2 zara 100binlik olmuşuz resmen.
tabi ki bundan hiç kimse ders çıkarmamıştır. akabindeki senelerde, alper potuk, tarık çamdal, kerim frei, hasan ali kaldırım gibi oyunculara akılalmaz ücretler ödenmiştir büyükler tarafından. bunda tek suçlu büyük takımların basiretsiz yönetimleri değildi, hatta en az suçlulardan biri onlardı diyebilirim. yabancı sınırını fırsat bilen anadolu kulüplerinin çakallığıyla birlikte, başta bahsettiğim üzere arz talep meselesinden dolayı yerli oyuncu enflasyonu oluşmuştu.
aradan yıllar geçti ama halen akıllanmadık. halen neye hizmet ettiği belli olmayan bir yabancı sınırı var. bir dönem, imparator zamanında serbestliğe yakın bir statü sağlandı, o dönem futbol tarihimizde hiç yapamadığımız kadar futbolcu ihraç ettik dışarı. hatta öyle ki, ptt 1. liginden, bile futbolcular ihraç oldu, bunların bir kısmı süper ligi bile görmedi. baktık ülkede iyi şeyler de oluyor, hemen fabrika ayarlarına dönüp güzelim sistemi berbat ettik. zaten bizim yapımızda var bu tür şeyler. iyiyi daha nasıl geliştirebiliriz kafasından ziyade tamamen yok edip, daha da kötüleştirmek.
yiğit işte bu transferler öznelerinden sadece 1 tanesi işte. hatırladıkça sinir oluyor insan da neyse. yiğit’in suçu yok bunda.
tabi ki bundan hiç kimse ders çıkarmamıştır. akabindeki senelerde, alper potuk, tarık çamdal, kerim frei, hasan ali kaldırım gibi oyunculara akılalmaz ücretler ödenmiştir büyükler tarafından. bunda tek suçlu büyük takımların basiretsiz yönetimleri değildi, hatta en az suçlulardan biri onlardı diyebilirim. yabancı sınırını fırsat bilen anadolu kulüplerinin çakallığıyla birlikte, başta bahsettiğim üzere arz talep meselesinden dolayı yerli oyuncu enflasyonu oluşmuştu.
aradan yıllar geçti ama halen akıllanmadık. halen neye hizmet ettiği belli olmayan bir yabancı sınırı var. bir dönem, imparator zamanında serbestliğe yakın bir statü sağlandı, o dönem futbol tarihimizde hiç yapamadığımız kadar futbolcu ihraç ettik dışarı. hatta öyle ki, ptt 1. liginden, bile futbolcular ihraç oldu, bunların bir kısmı süper ligi bile görmedi. baktık ülkede iyi şeyler de oluyor, hemen fabrika ayarlarına dönüp güzelim sistemi berbat ettik. zaten bizim yapımızda var bu tür şeyler. iyiyi daha nasıl geliştirebiliriz kafasından ziyade tamamen yok edip, daha da kötüleştirmek.
yiğit işte bu transferler öznelerinden sadece 1 tanesi işte. hatırladıkça sinir oluyor insan da neyse. yiğit’in suçu yok bunda.