olayın tarihsel boyutunda bir nebze de olsun mantık vardır. şoyle ki, bundan 20-30 yıl önce, vizontelenin pek bulunmadığı, dünya futbolunu takip etme gibi bir ihtimalin milli maçlarla sınırlı olduğu, klüplerimizin avrupa arenasında yaptıkları maç sayısının bir elin parmaklarını geçmediği dönemlerde, şimdiki gibi her ülkenin liginin birçok oyuncusu göz onunde değildi, tanınmıyordu. milli seviyede olmayan oyuncular ise hiç bilinmezdi. hal boyle olunca, ve kureselleşen dunya ile birlikte yabancı transferleri baslayınca, transferi yapan klubun, getirdiği yabancı oyuncuyu bir şekilde tanıtması, taraftarlara ispatlaması gerekiyordu. ıspat edilmesi sozkonusu olan yetenek futbol olunca, gazetecilerin onunde elinde bir top tutusturulan garibim yabancı futbolcu ne yapabilirdi ki baska? elbette topla yapılabilecek en basit, en ilkel, en az yetenek gerektiren, ama yine de, futbolcu olma ihtimalinin karpuzcu
* olma ihtimalinden daha yüksek olduğunu ispatlayan bir kareografi gerçekleştirdi futbolcu.
sektirdi.
tabi günümüzde, medyanın bu kadar ilerlemesinden sonra
*, anlamını yitirip, 80lerin 90ların nesline espri kaynağı olmuştur, olsundur.
*