1
gun gectikce, her yeni icraatiyla guvenimizi yerle bir eden galatasaray baskani adnan polat'a kombine aslantepe kombine fiyaskosu sonrasi dayanamayip haykirmak istedigim cumle. saygimdan dolayi sadece bunlari soyleyebiliyorum.
edit: galatasarayliliga ve galatasaraya olan saygidan dolayi.
2
istifaya davet edebilirsin ancak ben de her ne kadar başarısız bulsam da galatasaray'a en az adnan polat kadar emeği geçmiş bir insan söyleyebileceği sözdür yazıklar olsun. sorarlar adama galatasaray'a ne faydan yararın oldu da sen bu lafı söyleme cüretini gösteriyorsun diye. sonuç olarak bu adam. kimsenin görev kabul etmediği bir dönemde en azından sorumluluk alarak kulübü mali anlamda düzlüğe çıkardılar. dediğim gibi her ne olursa olsun bunu diyemezsin. istifaya davet edersin, bırak git artık dersin ama yazıklar olsun diyemezsin.
4
vay be.. yazıklar olsun demek için en az onun kadar emek vermek gerekiyormuş. emeğin ölçeği ne peki? son parasını bilete veren, yüzlerce km yol tepip şehir dışından maça gelen, bir ton öncelikli harcamasını öteleyip formasını alan, karda kışta stadta götü donan ertesi gün hastalanan, deplasmanda biber gazı yiyen taraftarın yaptıkları adnan polat'ın başkanlığı kadar emek harcamak değil mi? ya da stadta çalışan işçilerin emeği mi büyüktür başkanın stadın yapılması için yaptığı girişimler mi? birisinin fırsatı vardır başkanlık eder bu kulübe; diğerinin yapabileceği en iyi şey senede bir forma alıp ayda bir maça gitmektir. bir diğeri belki de ancak kahveden maç izleyebiliyordur. son parasını bilete verenin de, kahveye giden adamın da başkana yazıklar olsun demeye allahına kadar hakkı vardır. galatasaray için kendi imkanlarında verebileceği herşeyi veren adamların emeğinin değeri aynıdır çünkü.
hala fikrin değişmiyosa, adnan sezgin kadar çalışmadan, hagi kadar emek etmeden haklarında yazma. bir de ona buna overrated derken dünya futboluna ne emek ettim ben acaba diye de bir sorgula madem.