vefat ettikten sonra galatasaray'ı doğru düzgün analiz eden, yazıları takip edilecek yazar kalmadığından galatasaraylılar için hala yeri doldurulamayan bir kayıptır.
en büyük tutkusu galatasaray'ın türkiye'deki başarılarını büyük başarı olarak kabul etmezdi.
galatasaray'ın avrupa'da büyüklüğünü göstermesi gerektiğine hep inandı.
o yıllarda
fatih terim'in avrupa maçlarında korku dağlarına yenik düştüğünü ve yeterince rakiplerinin üzerine gitmediğine inanıyordu. en büyük hayali
galatasaray'ın avrupa'nın dev takımlarını çatır çatır futbol oynayarak devirdiğini görmekti. ancak kendisi 98 yılının sonlarında 52 yaşında zatürreye yakalandı ve hayata gözlerini yumdu. avrupa'da zirveye çıktığımız o güzel günleri
galatasarayımızla yaşamak o klas insana nasip olmadı ne yazık ki...
kendisi her ne kadar en başarılı olduğu dönemde
fatih terimle bir türlü geçinemese de terim'in hakkını "monsieur fatih terim" yazısıyla vermiştir. çünkü gidilen her deplasmanda, uçakta, takımla beraber , yalnız başına ne halde gördüyse görsün takımın içinde kendisini geliştirmeye çalışan, kitap okuyan, çevresindekilere çalışma azmi aşılayan tek kişi
fatih terim'di.