1
biraz önce aklıma gelen fikirdir. tam olarak "galatasaraylı yabancı sporcularımıza ana dillerinde tezahürat yapmak" demek istediğim.
tribünler sıkıcı bir hal almaya başladı. zaten kimsenin maçlara gittiği yok. şahsen gidenlerin de keyif almaktan çok ayak alışkanlığıyla gittiklerini düşünüyorum. bu durum sadece futbolla da sınırlı değil. toplu maç izleme kültürü ve akılcı destek konularında zaten genelde sınıfta kalıyoruz.
işte bu noktada aklıma böyle bir şey geldi biraz önce. ne bileyim, bir düşünsenize: chedjou'ya fransızca tezahürat yapıldığını, pocius'a litvanca bir şeyler söylendiğini ya da martinez'e ispanyolca bir melodiyle destek verildiğini. hoş bir şeyler olabilir diye düşünüyorum.
çok zor bir şey değil bu söylediğim. ayrıca hem tezahüratı yapan bizler hem de oyuncularımız için eğlenceli durumlar oluşabilir. dünyada bunun örnekleri var mı bilmiyorum ama bu "dünya kulübü" anlayışımızla paralel bir tribün adımı olabilir.
tribünler sıkıcı bir hal almaya başladı. zaten kimsenin maçlara gittiği yok. şahsen gidenlerin de keyif almaktan çok ayak alışkanlığıyla gittiklerini düşünüyorum. bu durum sadece futbolla da sınırlı değil. toplu maç izleme kültürü ve akılcı destek konularında zaten genelde sınıfta kalıyoruz.
işte bu noktada aklıma böyle bir şey geldi biraz önce. ne bileyim, bir düşünsenize: chedjou'ya fransızca tezahürat yapıldığını, pocius'a litvanca bir şeyler söylendiğini ya da martinez'e ispanyolca bir melodiyle destek verildiğini. hoş bir şeyler olabilir diye düşünüyorum.
çok zor bir şey değil bu söylediğim. ayrıca hem tezahüratı yapan bizler hem de oyuncularımız için eğlenceli durumlar oluşabilir. dünyada bunun örnekleri var mı bilmiyorum ama bu "dünya kulübü" anlayışımızla paralel bir tribün adımı olabilir.